TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
OGBONNA BEDE NNAJI BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/26855)
|
|
Karar Tarihi: 29/4/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Mustafa Erdem ATLIHAN
|
Başvurucu
|
:
|
Ogbonna Bede NNAJI
|
Vekili
|
:
|
Av. Duygu İNEGÖLLÜ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; ülkeye girişine izin verilmeyen yabancıyı kabul edilemez yolcu salonunda tutmanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, tutulma koşulları nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Nijerya uyruklu olan başvurucu 7/4/2021 tarihinde İstanbul Havalimanı'na gelmiş, İstanbul Havalimanı Şube Müdürlüğü Seyahat Belgeleri İnceleme ve Risk Analizi Büro Amirliğince sahte konsolosluk vizesi kullandığı gerekçesiyle başvurucu hakkında INAD (kabul edilmeyen yolcu) prosedürü başlatılarak kabul edilemeyen yolcu salonuna alınmıştır. Başvurucu, aynı tarihte uluslararası koruma talebinde bulunduğundan hakkındaki INAD prosedürü durdurulmuştur.
3. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 20/4/2021 tarihli işlemi ile başvurucunun uluslararası koruma talebi reddedilmiştir. Başvurucu 3/5/2021 tarihinde Ankara İdare Mahkemesinde uluslararası koruma talebinin göç idaresi tarafından reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açmış ve Havalimanı Kabul Edilemeyen Yolcu Biriminde beklemeye başlamıştır.
4. Başvurucu 26/5/2021 tarihinde hakkında uygulanan idari gözetimin kaldırılması talebiyle İstanbul Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) başvurmuştur. Hâkimlik 1/6/2021 tarihli kararıyla başvurucu hakkında geri gönderme merkezinde herhangi bir kayda rastlanmadığı gerekçesiyle itiraza dair karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar vermiştir. Başvurucu 16/6/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede İdare Mahkemesi tarafından 6/12/2021 tarihinde başvurucunun uluslararası koruma talebinin reddi işleminin iptali için açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
6. Başvurucu 13/1/2022 tarihli dilekçeyle uluslararası koruma talebinden vazgeçtiğini ve ülkesine rızasıyla dönmek istediğini beyan etmiş, talebi doğrultusunda kabul edilemez yolcu salonundan çıkarılarak menşe ülkesine gönderilmiştir.
7. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucu; yaklaşık iki aydır kabul edilemez yolcu salonunda tutulduğunu,bu süre zarfında hiç açık havaya çıkarılmadığını, tutulduğu yerin ışıklarının sürekli yandığını, bu nedenle uyku problemi yaşadığını, sürekli olarak hazır yemeklerle beslenip sıcak yemek yiyemediğini ve kişisel temizliği için gerekli malzemelerin verilmediğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Başvurucu; ayrıca içinde bulunduğu tutulma koşullarının düzeltilmesine veya tutulmanın sonlandırılmasına imkân sağlayacak, tutulma koşullarının standartlarını belirleyen, bu koşulların gözden geçirilmesini ve makul tazminat imkânı sağlayan özel nitelikte bir idari veya yargısal başvuru mekanizmasının olmadığını belirterek kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, Anayasa Mahkemesinin B.T. ([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017) kararına atıf yapılarak bu şikâyetin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
12. Anayasa Mahkemesi birçok kararında idari gözetim altında tutulan yabancıların tutulma koşullarını kötü muamele yasağı kapsamında incelemiştir (Rıda Boudraa, B. No: 2013/9673 , 21/1/2015; K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015; F.A. ve M.A., B. No: 2013/655, 20/1/2016; A.V. ve diğerleri, B. No: 2013/1649, 20/1/2016; F.K. ve diğerleri, B. No: 2013/8735, 17/2/2016; T.T., B. No: 2013/8810, 18/2/2016; A.S., B. No: 2014/2841, 9/6/2016; I.S. ve diğerleri, B. No: 2014/15824, 22/9/2016). Yurda girişine izin verilmeyip havalimanının kabul edilemez yolcu salonunda tutulan başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin iddialarının da bu kapsamda incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
13. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
14. Anayasa Mahkemesi, yukarıda anılan B.T. kararında idari gözetim altında tutulma yerlerinin yönetim, denetim ve işletilmesinin İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmeti olduğunu, Anayasa'nın 125. ile 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddelerine göre idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakkı doğrudan muhtel olanlarca idari yargıda tam yargı davası açılabileceğini, teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bu yolun sırf -bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemesinin etkisiz olduğu biçiminde yorumlanamayacağını, yabancının salıverilmesi hâlinde etkili hukuk mekanizmasının tam yargı davası olduğunu göstermiştir (anılan kararda bkz. §§ 45-58). Anayasa Mahkemesi G.B. ve diğerleri (B. No: 2014/19481, 24/5/2018, §§ 35-38) başvurusunda ise B.T. kararındaki tespit ve değerlendirmelerin kapsamını genişleterek başvuru tarihinde idari gözetim altında tutulan ancak bireysel başvurunun incelenmesinden önce tutulma hâlleri sona eren başvurucuların başvuru yollarını tüketmedikleri sonucuna varmıştır.
15. Başvuruya konu somut olayda G.B. ve diğerleri kararında varılan sonuçtanayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır zira kabul edilemez yolcu salonunda tutulup daha sonra buradan çıkarılan başvurucunun tutulduğu yerin koşullarına dair iddialarını tam yargı davasında dile getirip tazminat talep edebilmesi mümkündür. Dolayısıyla somut olayda başvurucunun idari yargıda tam yargı davası yolunu tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
17. Kötü muamele yasağı yönünden başvuru yollarının tüketilmemesine istinaden kabul edilemezlik kararı verildiğinden anılan yasakla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiası bu aşamada incelenmemiştir.
B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
18. Başvurucu; yaklaşık iki ay süreyle idari gözetim kararı olmadan keyfî olarak havalimanı transit bölgesinde tutulduğunu, bu tutma hâlinin herhangi bir kanuni dayanağı olmadığını, tutulmasına ilişkin bir karar veya gerekçenin tebliğ edilmediğini, tutulma nedenlerinin, idari gözetim altına alınmasına ve bu tedbirin devam ettirilmesine yönelik kararların kendisine bildirilmediğini, ilgili eyleme karşı başvurabileceği yollar hakkında bilgilendirilmediğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
19. Somut başvuruya konu olayda olduğu gibi idari gözetim kararı olmaksızın kabul edilemez yolcu statüsüyle bekletilen yabancılara dair bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesi, tutulma hâli sona eren başvurucuların tam yargı davası yoluna başvurmadıkları gerekçesiyle başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararları vermiştir (birçok karar arasından bkz. Sonia Nasir, B. No: 2016/12585, 20/4/2020; Mohamed Abouel Yazıd Hamada, B. No: 2018/146, 2/2/2022; Mohammad Younes, B. No: 2019/21018, 15/3/2022; Sylvıa Tıfuh, B. No: 2019/8162, 15/3/2022).
20. Öncelikle başvurucu vekili ve göç idaresinin bildirdiği üzere başvurucunun avukatıyla görüşme imkânı bulduğu, uluslararası koruma talebinde de bulunabildiği ve talebinin reddi üzerine işlemin iptali için dava açtığı belirtilmelidir. Eldeki tüm veriler ışığında 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesi dikkate alındığında somut olayda tutulma hâli sona eren başvurucunun maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki karar için bkz. W.J.F.N. [GK], B. No: 2019/35114, 14/12/2022, §§ 27, 28).
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
22. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden başvuru yollarının tüketilmemesine istinaden kabul edilemezlik kararı verildiğinden anılan hakla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiası bu aşamada incelenmemiştir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 29/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.