logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Veysel Arıtürk [2. B.], B. No: 2021/37876, 27/2/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

VEYSEL ARITÜRK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/37876)

 

Karar Tarihi: 27/2/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Yüksel GÜNARSLAN

Başvurucu

:

Veysel ARITÜRK

Vekili

:

Av. Aynur DOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, şüpheli ölüm olayı hakkında yürütülen soruşturmanın etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucunun oğlu 2005 doğumlu M.A. 16/6/2020 tarihinde, Muş il merkezine bağlı Arıköy köyü Grikoltepe mezrasında baş bölgesine aldığı av tüfeği saçma taneleri isabeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

3. Ölüm olayını haber alan jandarma görevlileri, durumu Muş Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) bildirmiştir. 16/6/2020 tarihli Görüşme Tutanağı'na göre aynı gün saat 20.00'de yapılan telefon görüşmesinde nöbetçi Cumhuriyet savcısı; olay yerine intikal edilerek olay yeri emniyetinin sağlanması, olay yerindeki delillerin toplanması, olay yerinin fotoğraflanması ve video kaydının alınması, tanıkların el ve yüz svaplarının olay yeri inceleme ekibi tarafından alınması, ölenin aile bireylerinin ve olay anında yanında bulunanların telefonlarının rıza göstermeleri hâlinde alınması ve incelenmesi, ölenin ailesinin bulunduğu yaşam alanının fotoğraflanması, Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağı'nın düzenlenmesi, varsa olay yerini gören kamera ve görüntü sistemlerinin incelenmesi ve görgü tanıklarının beyanlarının alınması talimatını vermiştir.

4. Kolluk görevlilerinin düzenlediği tutanaklara göre olay yerine araçla ulaşılması mümkün değildir. Bu nedenle belli bir noktaya kadar araçla giden kolluk görevlileri saat 22.00 sıralarında yaya olarak intikale başlamış ve üç buçuk saat sonra 17/6/2020 tarinde saat 01.30 sıralarında olay yerine varmıştır.

5. 17/6/2020 tarihinde saat 01.38'de düzenlenen tutanağa göre Cumhuriyet savcısı, olay yerine ancak sarp kayalık ve ormanlık arazide üç dört saat yürümek suretiyle gidilebildiği, bölgede silahlı terör örgütü unsurlarının bulunabileceği, olay yerine varan kolluk görevlilerinin cesedi getirmelerinin sabah saatlerini bulabileceği yönündeki bilgiler üzerine anılan koşullar ve güvenlik riskini dikkate alarak beraberindeki heyet ile olay yerine gitmekten vazgeçmiştir. Cumhuriyet savcısı olay yerinde yapılması gereken işlemlere ilişkin kolluk görevlilerine daha önce telefonla verdiği talimatlara ek olarak delil kaybının engellenmesi için olay yeri güvenliğinin sağlanması, olaya ilişkin bilgisi olan kişilerin tespiti ve ilk mülakatlarının yapılması ile cesedin Arıköy köyünde bekletilen ambulansa taşınmasını istemiştir.

6. Olay yerine ulaşan kolluk görevlilerince yapılan incelemelerden sonra Görgü Tespit Tutanağı ile olay yerinin basit krokisi düzenlenmiş, fotoğraf ve video kayıtları alınmıştır. Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağı'nda; ölenin elleri ve kolları hafif yana açık şekilde, yerde sırtüstü yattığı, muhtelif yerlerde kemik ve beyin parçaları olduğu, ölenin sol ayak ucuna 140 cm mesafede bir av tüfeği, tüfeğe 80 cm mesafede beyaz renkli, boş fişek kapsülü, ölenin baş kısmına 100 cm mesafede ise kırmızı renkli, boş fişek kapsülü bulunduğu belirtilmiştir. Yine anılan tutanağa göre ölenle beraber hayvan otlatan ve olayda kullanılan tüfeğin sahibi olan O.D. kendisi ile yapılan mülakatta tüfeğin ilk olarak cesedin 30-40 cm yakınında olduğunu ancak daha sonra yerinin değiştirildiğini söylemiştir.

7. Olay yerinde tespit edilen tüfek, boş iki kartuş, bir fişek tapası, ceset ve vücut parçaları incelenmek üzere muhafaza altına alınmıştır.

8. Kolluk görevlileri; başvurucunun, ölenin annesi S.A.nın ve O.D.nin telefonlarını rızalarına binaen teslim alarak mesaj ve son arama kayıtlarını incelemiş; şüpheli bir içerik ile karşılaşılmaması sonrasında sahiplerine iade etmiştir.

9. Muş Devlet Hastanesi morguna götürülen ceset üzerinde yapılan ölü muayene ve otopsi işlemleri sonrasında düzenlenen tutanakta, 171 santimetre boyunda 65-70 kilogram ağırlığındaki cesedin burun sırtından alnına doğru devam eden 12-13 cm çapında av tüfeği saçma taneleri toplu giriş yarası tespit edildiği belirtilmiştir.

10. Olay yeri inceleme ekibi görevlileri; ölen M.A.dan, başvurucudan, O.D.den ve ölenin amcası T.A.dan el, yüz ve kıyafet svapları ile parmak izi örnekleri almıştır.

11. Kolluk görevlileri; başvurucunun, S.A.nın, T.A.nın ve O.D.nin olaya ilişkin ifadelerini bilgi sahibi sıfatıyla almıştır. O.D. olay günü M.A.yla hayvan otlattıklarını, M.A.nın saat 18.00-19.00 sıralarında kendisine haber vermeden eşyalarının olduğu yere gittiğini, yaklaşık on dakika sonra bir el silah sesi duyduğunu, koşarak olay yerine geldiğini, M.A.yı yüzüstü yatar, kafasından vurulmuş hâlde gördüğünü, kendisine ait tüfeğin cesedin 30-40 cm yanında olduğunu, silaha ve cesede dokunmadan yardım istediğini beyan etmiştir. O.D. ayrıca ölenin akrabası olduğunu,ölenin hiç kimse ile sorunu olmayıp bildiği kadarıyla bir sıkıntısı bulunmadığını ifade etmiştir.

12. Başvurucu; bilgi sahibi sıfatıyla alınan kolluk ifadesinde olay günü saat 18.00-19.00 sıralarında Grikoltepe mezrasındaki çadırında olduğunu, oğlu M.A.nın bu sırada O.D. ile birlikte bir kilometre mesafede hayvan otlattığını, dışardan gelen sesler üzerine olay yerine gittiğinde birinin yüzüstü yattığını ve üzerinin keçe ile örtüldüğünü gördüğünü, O.D.nin kendisini tutarak cesede dokunmasını engellediğini beyan etmiştir. Başvurucu ayrıca olay anında şoka girdiğini, tüfeği görmediğini, çadırına giderek eşi S.A.ya oğullarının intihar ettiğini söylediğini, oğlunun kimseyle tartışmadığını, herhangi bir sıkıntısı olmadığını, kimseden şikâyetçi olmadığını ifade etmiştir. Ölenin annesi S.A. da bilgi sahibi sıfatıyla alınan kolluk ifadesinde başvurucu ile aynı yönde beyanda bulunmuştur.

13. Başvurucu ile S.A.nın bilgi sahibi sıfatıyla alınan ifadelerine ilişkin tutanaklarda bu kişilerin Türkçe bilmediklerini, okur yazar olmadıklarını beyan ettiklerine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. İfade tutanaklarında, tutanakları parmak izi ile tasdik eden başvurucu ve S.A.nın tahsil durumu okur yazar olarak belirtilmiştir.

14. Ölenin amcası olan T.A. bilgi sahibi sıfatıyla alınan kolluk ifadesinde olay günü başka bir yerde hayvan otlattığı sırada başvurucunun kendisini arayarak oğlunun O.D.ye ait tüfekle intihar ettiğini söylediğini beyan etmiştir. T.A. ayrıca M.A.nın hiç kimseyle sorunu olduğunu görmediğini, herhangi bir sıkıntısının olduğunu bilmediğini, konuya ilişkin şikâyeti bulunmadığını ifade etmiştir.

15. Van Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği (Van Kriminal Laboratuvarı) tarafından düzenlenen 2/7/2020 tarihli uzmanlık raporunda olay yerinde bulunan boş iki av fişeği kartuşunun yine olay yerinde bulunan av tüfeğinden atıldığı belirtilmiştir.

16. Van Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 8/7/2020 tarihli uzmanlık raporunda olayda kullanılan av tüfeği üzerinde herhangi bir parmak veya vücut izi tespit edilemediği ifade edilmiştir.

17. Muş Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 21/7/2020 tarihli raporunda kişinin ölümünün av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı kafatası, kaide kemikleri ile yüz kemik kırıkları ile beyin kanaması ve beyin harabiyeti neticesinde meydana geldiği belirtilmiştir.

18. İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği (İstanbul Kriminal Laboratuvarı) tarafından ilgililerden alınan svaplar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen 24/7/2020 tarihli uzmanlık raporu 30/7/2020 tarihli üst yazı ile Başsavcılığa iletilmiştir. Anılan raporda T.A. ve başvurucudan alınan svaplar üzerinde herhangi bir atış artığı bulunmadığı, M.A.dan alınan tüm svaplar ile O.D.den alınan sağ el, sol el, yüz ve elbise (sol taraf) svapları üzerinde atış artığı tespit edildiği belirtilmiştir.

19. O.D.nin svaplarında atış artığı tespit edilmesi üzerine Cumhuriyet savcısı 20/10/2020 tarihinde O.D.nin şüpheli sıfatıyla ifadesini almıştır. O.D., bilgi sahibi sıfatıyla alınan önceki tarihli ifadesinin doğru olduğunu, M.A. veya ailesiyle herhangi bir sorunu olmadığını, olayda kullanılan ve kendisine ait olan tüfeğe olay sonrasında dokunmadığını ifade etmiştir. O.D. İstanbul Kriminal Laboratuvarı uzmanlık raporundaki tespitlere ilişkin olarak olaydan önceki gece hayvanlarını korumak amacıyla kurtlara doğru bir el ateş ettiğini ve ertesi sabah namaz için abdest aldığını belirtmiştir.

20. Başsavcılık 22/10/2020 tarihinde ölümün ateşli silahla intihar sonucu meydana geldiği ve şüpheli O.D.nin ölüm olayının meydana gelmesinde bir dahlinin bulunmadığı kanaatine ulaşarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Anılan kararda şüpheli O.D.nin müdafii eşliğinde verdiği ifade ve kendisi ile yapıldığı belirtilen ancak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtlarında bulunmadığı anlaşılan mülakat içeriği de diğer delillerle birlikte özetlenmiştir. Buna göre O.D. söz konusu mülakatta olaydan bir gün önce M.A.nın intihar ettiği çadırın önünde kurtlara bir el ateş ettiğini, olaydan sonra ulaşımın yetersiz olması nedeniyle kolluk görevlilerinin olay yerine geç geldiklerini, bu sırada olayın şokuyla tam hatırlamamakla birlikte kendisinden su isteyen yengesine su yerine silahı alarak gittiğini, bu sırada köylülerin silahı bırakmasını söylediklerini, olay sırasında ve sonrasında cesede ve silaha dokunup dokunmadığını, elini yüzünü ne zaman yıkadığını hatırlamadığını söylemiştir.

21. Başsavcılık, olay yerinde iki kartuş bulunduğunu ve av tüfeğinin sahibi olan şüpheli O.D.nin el, yüz ve elbisesinde atış artığı tespit edildiğini belirtmiş; soruşturma kapsamında temin edilen diğer delilleri değerlendirmek suretiyle yukarıda bahsedilen sonuca ulaşmıştır. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Her ne kadar olay yerinde iki adet kartuş bulunmuş ve silahın sahibi olan şüpheli [O.D.nin] el yüz ve elbise üzerinde atış artıklarına rastlanılmış ise de, incelenen otopsi görüntüleri, olay yeri inceleme ekipleri ile yapılan şifahi görüşmeler, irdelenen otopsi raporu, müteveffanın tüm örneklerinde atış artığına rastlanması, şüphelinin ifadesinin hayatın olağan akışı içerisinde oluşu, cesede dokunması, silaha dokunması vb. gibi eylemlerde bulunması sonucunda atış artığının bulaşmış olabileceği, müteveffa ile şüphelinin aralarında yaş farkı (olay tarihinde müteveffa 15 yaşındadır) olay yerinde veya müteveffanın vücudunda herhangi boğuşma olduğuna dair bulgunun/görgünün olmayışı, (ölü muayene tutanağı incelenmiştir) ayrıca rüzgarın yada başka etkenlerle barut materyalinin az miktarda bile kişiye bulaşması durumunda uzmanlık raporlarında atış artığının tespit edilir şekilde görüldüğünün bilinmesi, kişiden alınan örneklerdeki atış artığının yoğunluk derecesinin uzmanlık raporlarında belirtilmemesi hususları ile müteveffanın baş kısmında toplu giriş deliğinin ve yoğun is bulaşının olması (bitişik atış olarak değerlendirilmiştir) göz önüne alındığında [M.A.nın] [O.D.ye] ait av tüfeği ile intihar ettiği, mevcut olaya [O.D.nin] dahlinin bulunmadığı ve savunmasının samimi olduğu kanaatinin oluştuğu, yine [M.A.yı] intihara yönlendirilen herhangi bir kişi veya durumun olduğuna dair bulgunun olmadığı anlaşıldığından [kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.]"

22. Batman 5. Noterliğince düzenlenen 30/12/2020 tarihli vekâletname ile başvurucu, kendisine Av. Aynur Doğan'ı vekil olarak tayin etmiştir. Söz konusu vekâletnamede başvurucunun okur yazar olduğunu beyan ettiği tespitine yer verilmiştir.

23. Başvurucu vekili 15/2/2021 tarihli dilekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kanun yararına bozulmasını talep etmiştir. Söz konusu dilekçe itiraz dilekçesi olarak kabul edilerek Muş Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) gönderilmiştir. Hâkimlik 1/7/2021 tarihinde, kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın yerinde, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.

24. Başvurucu vekili itirazın reddi kararını 28/7/2021 tarihinde öğrendikten sonra 20/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

25. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

26. Başvurucu, olay hakkında yürütülen soruşturmanın etkili olmadığını belirterek yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bu iddiası kapsamında ilk olarak kendisi ve eşinin olaya ilişkin ifadelerinin okur yazar olmamalarına ve Türkçe bilmemelerine rağmen tercümansız olarak alındığını, ifade tutanaklarının içeriklerinin gerçek beyanlarını yansıtmadığını, olay nedeniyle bir şikâyeti olmadığı, eşi S.A.ya oğlunun intihar ettiğini söylediği yönündeki ifadelerin kendi beyanı olmadığını, ifadelerinin yeniden alınması talebine rağmen itirazının Hâkimlik tarafından herhangi bir gerekçe bildirilmeden reddedildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, ikinci olarak soruşturmada eksiklikler ve Başsavcılığın ulaştığı sonucun mevcut deliller ile örtüşmemesi nedeniyle ölüm olayının aydınlatılamadığını öne sürmüştür. Başvurucuya göre soruşturmadaki eksiklikler ve maddi gerçekle uyuşmayan hususlar şunlardır:

i. 24/7/2020 tarihli uzmanlık raporu ile O.D.nin svaplarında atış artığı olduğu anlaşılmasına rağmen şüpheli sıfatıyla ifadesi ancak 20/10/2020 tarihinde alınmıştır.

ii. Şüpheli O.D.nin özellikle cesedin ve av tüfeğinin pozisyonuna ilişkin beyanları ile Olay Yeri İnceleme Tutanağı'ndaki tespitler uyuşmamaktadır. Ayrıca O.D. ilk ifadesinde av tüfeğine dokunmadığını beyan etmesine rağmen svaplarında atış artığı tespit edilmesi üzerine alınan sonraki ifadesinde tüfeğe dokunduğunu beyan etmiştir. Başsavcılık, şüphelinin ikinci ifadesini samimi bulmuştur.

iii. Av tüfeği üzerinde M.A.nın veya tüfek sahibi olan O.D.nin parmak ve vücut izlerinin bulunmaması ölenin intihar etmediğini göstermektedir.

iv. Olay yerine gitmeyen Cumhuriyet savcısı, ölüm olayını tüm yönleri ile ortaya koymamış ve yukarıda bahsedilen çelişkileri gidermek için bilirkişi raporu almamıştır.

27. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvuruya konu soruşturma sürecinde yapılan işlemlerden söz edilerek Başsavcılığın M.A.nın ölümü hakkında etkili bir soruşturma yürüttüğü ve soruşturma yükümlülüğünün bir sonuç yükümlülüğü olmayıp uygun araçların kullanılması yükümlülüğü olduğu belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

28. Başvuru, yaşam hakkının etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında incelenmiştir.

29. Yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülükleri kapsamında devlet, yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir yargısal sistem kurmakla da yükümlüdür. Bu usul yükümlülüğü şüpheli her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, §§52, 54; Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 97).

30. Ölüme kasten neden olunması veya ölümün saldırı sonucu meydana gelmesi hâlinde etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğü ölüm olayı hakkında ceza soruşturması yürütülmesini gerektirir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 55). Bu tür bir soruşturmanın Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği şekilde etkili olduğunun kabul edilebilmesi için soruşturma makamları resen harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit etmeli, soruşturmayı makul bir özen ve süratle yürütmeli, soruşturma veya sonuçları gerektiği ölçüde kamu denetimine açık olmalı ve meşru menfaatlerini korumak için ölen kişinin yakınlarının soruşturma sürecine gerekli olduğu ölçüde katılabilmelidir (Serpil Kerimoğlu, §§ 57, 58; Salih Akkuş, B. No: 2012/1017, 18/9/2013, § 30; Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 99). Bununla birlikte etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür. Anayasa’nın 17. maddesi başvuruculara üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırma hakkı vermediği gibi devlete tüm yargılamaları mahkûmiyetle sonuçlandırma ödevi de yüklemez (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 56; Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 98).

31. Ölüm olayını çevreleyen koşulların tespiti ve varsa sorumluların tespitine engel olmadığı sürece Anayasa’nın 17. maddesi gereğince yürütülecek soruşturmalarda soruşturma makamlarının olayın gelişimine ve delillerin elde edilmesine ilişkin olarak ölen kişinin yakınlarının her türlü iddialarını ve taleplerini karşılama zorunluluğu yoktur (Yavuz Durmuş ve diğerleri, B. No: 2013/6574, 16/12/2015, § 62; Mahpulah Özarslan, B. No: 2016/12544, 15/9/2020, § 62).

32. Başvurucu, olay yerine gitmeyen Cumhuriyet savcısının şüpheli O.D.nin beyanlarındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla bilirkişi raporu almaması ve olayın intihar olmadığını gösteren delil ve bilimsel raporlara rağmen şüpheli O.D.nin çelişkili beyanlarını samimi bularak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesi nedeniyle etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğinden yakınmıştır. Başvurucunun anılan iddiaları, ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delillerin tespit edilmediğine, soruşturmanın özenli şekilde yürütülmediğine ve tespit edilen delillerin hatalı değerlendirildiğine ilişkindir.

33. Cumhuriyet savcısının olay yerine gitmemesinin bir eksiklik olduğunu ileri süren başvurucu, kolluk görevlileri tarafından olay yerinde gerçekleştirilen incelemeler sonucu yapılan tespitlere itiraz etmediği gibi delil teminine yönelik herhangi bir eksiklikten de söz etmemiştir. Cumhuriyet savcısının olay yerine gitmemesinin nedenleri 17/6/2020 tarihli tutanakta belirtilmiştir. Buna göre motorlu araçlar ile ulaşımın mümkün olmadığı olay yerine ancak güvenlik riski bulunan kayalık ve ormanlık bir arazide üç dört saat yürüyerek ulaşılabilmektedir. Soruşturma makamlarının olayı haber aldıktan sonra resen ve derhal harekete geçmesi, olay yerine ulaşan kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının talimatları doğrultusunda inceleme ve delil tespiti yapması, başvurucunun olay yerinde yapılan işlemlere ve ulaşılan sonuçlara ilişkin bir itirazı olmaması karşısında somut olayda Cumhuriyet savcısının olay yerine gitmemesi soruşturmanın etkililiğini etkileyen bir unsur olarak görülmemiştir.

34. Başvurucunun ölüm olayına ilişkin etkili bir soruşturma yürütülmediği iddiası kapsamında ileri sürdüğü diğer bir husus şüpheli O.D.nin Olay Yeri İnceleme Tutanağı ve uzmanlık raporları ile uyuşmayan ifadelerindeki çelişkilerin giderilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmamasıdır. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Bilirkişinin atanması" kenar başlıklı 63. maddesinin (1) numaralı maddesi uyarınca "çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşüne başvurulabilen bilirkişiye genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda" başvurulamaz. Başsavcılık soruşturma sürecinde temin edilen ve başvurucunun da eksik veya hatalı olduğuna ilişkin bir itiraz ileri sürmediği deliller üzerinden bir değerlendirme yapmak suretiyle yukarıda bahsedilen kanaate ulaşmıştır. Bu nedenle anılan bilirkişi incelemesinin yaptırılmaması, soruşturmanın etkililiğini zedelememiştir.

35. Öte yandan başvurucu, soruşturma sürecinde elde edilen ve olayın intihar olmadığını ortaya koyan delillerin hatalı şekilde değerlendirilmesi sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ileri sürmüştür. Soruşturma makamları olayı öğrendikten sonra resen harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek delilleri tespit etmiştir. Soruşturma neticesinde düzenlenen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda, olay yerinde iki av tüfeği kartuşu bulunması ve O.D.nin svaplarında atış artığı tespit edilmesi gibi şüpheli görülen hususların da gözönünde tutulduğu belirtildikten sonra ölenin tüm svaplarında atış artığına rastlanmasına, O.D.nin cesede ve tüfeğe dokunması gibi durumlarda atış artığının bulaşma ihtimaline, olay yerinde veya ölenin vücudunda herhangi bir boğuşma emaresine rastlanmamasına, ölen ile şüpheli O.D. arasında ciddi yaş farkı olmasına, ölüm olayının bitişik atış sonucu gerçekleştiğine dair tespitlere dayanılarak ölümün intihar sonucu meydana geldiği kanaatine ulaşılmıştır.

36. Anayasa Mahkemesinin soruşturma makamlarının yerine geçerek ölüm olayına ilişkin delilleri değerlendirmesi söz konusu olamaz. Bu konudaki yetki ve sorumluluk ilk elden olayları inceleyen yetkili mercilerindir. Anayasa Mahkemesi, ikna edici bulguların varlığı hâlinde farklı bir değerlendirmede bulunabilir (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 88) ancak başvuru dosyasında, bahsedilen nitelikte deliller mevcut olmadığı için Başsavcılığın vardığı sonuçtan farklı olarak M.A.nın bir başkasınca kasten öldürüldüğü yönünde bir değerlendirmede bulunulması mümkün değildir.

37. Başvurucu, O.D.nin şüpheli sıfatıyla ifadesinin geç alınmasının etkin ve makul bir soruşturma yürütülmediğini ortaya koyduğunu ileri sürmüştür. Şüpheli O.D.nin svaplarında atış artığı bulunduğu tespitini içeren uzmanlık raporu 24/7/2020 tarihinde düzenlenmiş ve 30/7/2020 tarihli üst yazı ile Başsavcılığa iletilmiştir. O.D.nin ifadesinin raporun soruşturma dosyasına girmesinden yaklaşık üç ay sonra 20/10/2020 tarihinde alınması soruşturmayı etkisiz kılmamıştır.

38. Son olarak başvurucunun, kendisi ve eşinin olaya ilişkin ifadelerinin okur yazar olmamalarına ve Türkçe bilmemelerine rağmen tercümansız alındığı, ifade tutanaklarının içeriklerinin gerçek beyanlarını yansıtmadığı, ifadelerinin yeniden alınması talebinin Hâkimlik tarafından kabul edilmediği yönündeki iddiaları ölenin yakınlarının meşru menfaatlerini korumak için soruşturma sürecine yeterli ölçüde katılımına ilişkin ölçüt kapsamında ele alınmıştır. Başvurucu ve eşinin olaya ilişkin ifadeleri kolluk görevlileri tarafından mağdur yerine bilgi sahibi sıfatıyla alınmıştır. Parmak izi ile tasdik edilen ifade tutanaklarında, başvurucu ve S.A.nın okur yazar olduğu belirtilmiş olup bu kişilerin Türkçe bilmediklerine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Öte yandan bireysel başvuru formu ekinde bulunan 30/12/2020 tarihli vekâletname içeriğinden başvurucunun okur yazar olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Bununla birlikte başvurucunun söz konusu ifadelerin içeriğine ilişkin olarak itiraz ettiği hususların kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde etkili olmadığı da görülmüştür. Dahası başvurucu, ifadelerin alındığı tarihten anılan karara itiraz ettiği 15/2/2021 tarihine kadar soruşturma sürecine katılım iradesini ortaya koyan herhangi bir girişimde bulunmamıştır. Soruşturma dosyası içeriğindeki bilgi ve belgelerin incelenmesine ilişkin olarak bir kısıtlama kararı olmadığı, başvurucunun karara itiraz ederek soruşturma süresine ilişkin iddialarını öne sürme fırsatı bulabildiği gözönüne alındığında başvurucunun soruşturma sürecine yeterli ölçüde katılabildiği sonucuna ulaşılmıştır.

39. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 27/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Veysel Arıtürk [2. B.], B. No: 2021/37876, 27/2/2025, § …)
   
Başvuru Adı VEYSEL ARITÜRK
Başvuru No 2021/37876
Başvuru Tarihi 20/8/2021
Karar Tarihi 27/2/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, şüpheli ölüm olayı hakkında yürütülen soruşturmanın etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Üçüncü kişiler arası eylemler sonucu ölüm/Ağır yaralanma - Usul yükümlülüğü Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi