TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
FESİH KARAKOÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/41832)
Karar Tarihi: 17/12/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Şehadet ÖZTÜRK
Başvurucu
Fesih KARAKOÇ
Vekili
Av. Soran Haldi MIZRAK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kamu makamları tarafından öngörülebilir ve önlenebilir nitelikteki bombalı saldırı sonucu meydana gelen yaralanma temelinde oluşan zararların tazmini talebiyle açılan davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. 5/6/2015 tarihinde Halkların Demokratik Partisi tarafından Diyarbakır'da düzenlenen ve başvurucunun da katıldığı seçim mitingine bombalı terör saldırısı yapılmıştır. Başvurucu da bu terör saldırısı sonucu yaralanmış, hakkında düzenlenen engelli sağlık kurulu raporuna göre %21 oranında vücut fonksiyon kaybı yaşamıştır.
3. Başvurucu; miting sırasında meydana gelen bombalı saldırı sonucu bacak kemiklerinin kırıldığını, sağ kulağında perde yırtılması ve vücudunda yanıklar oluştuğunu belirtip yaşanan olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini için Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) nezdinde tam yargı davası açmıştır.
4. İdare Mahkemesi olayın yaşandığı miting alanında görevli idare ajanlarının güvenlik tedbirlerini uygulama açısından görevlerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle olayda idarenin hizmet kusuru bulunduğu kanaatine vararak başvurucunun uğradığını ileri sürdüğü maddi ve manevi zararların idarenin hizmet kusuru esasına göre karşılanması gerektiğini kabul etmiş ve 17/5/2018 tarihinde davayı kısmen kabul ederek 122.039,80 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ödenmesine karar vermiştir.
5. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesi (İstinaf Mahkemesi) 28/1/2021 tarihinde verdiği kesin nitelikli kararında tarafların manevi tazminat açısından yaptığı istinaf başvurularını reddetmiştir. Maddi tazminat açısından yaptığı değerlendirmede ise başvurucunun istinaf başvurusunu reddetmiş, davalı idarenin istinaf başvurusunu ise kısmen kabul ederek başvurucuya5.815,88 TL maddi tazminat ödenmesine karar vermiştir. 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun ve sosyal risk ilkesine ilişkin geniş çaplı açıklamanın yer aldığı kararın gerekçesinde, terör saldırısı niteliğini haiz olayda idareye atfı kabil bir kusurun bulunmaması nedeniyle yaralanan başvurucunun maddi ve manevi zararlarının tazmini talebinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
6. Başvurucu vekili nihai nitelikteki bu kararı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden 16/4/2021 tarihinde okumuştur. Başvuru 20/5/2021tarihinde yapılmıştır.
7. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu; 5/6/2015 tarihinde Diyarbakır'da katıldığı mitinge yapılan terör saldırısı sonucu ağır şekilde yaralandığını, olayın şüphelisi olan şahıs aranan şahıslardan olmasına rağmen olaydan önce kolluk görevlilerince eksik sorgulama yapıldığını, bu ihmal nedeniyle gerekli işlemlerin zamanında yapılamayıp olayların önüne geçilemediğini, söz konusu kolluk görevlileri hakkında görevi ihmal suçundan ceza davası açıldığını, yaşanan olay idarenin ağır hizmet kusuru sonucu gerçekleşmesine rağmen tazminat taleplerinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip kısmen kabul edildiğini belirterek yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
9. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32). 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
10. Anayasa Mahkemesi Hüseyin Aşkan (B. No: 2017/15649, 21/7/2020, §§ 20, 23) kararında bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliğinin öğrenme şekillerden biri olduğunu ancak başka şekillerde de öğrenmenin söz konusu olabileceğini ifade etmiştir. Anılan kararda ayrıca kullanıcıların Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yaptıkları işlemlerin (doküman oluşturma, düzenleme, imzalama, açma, okuma ve yazdırma vb.) kayıt altına alındığı evrak işlem kütüğünün Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi sonucunda nihai kararın açılarak okunduğuna ilişkin bir işlemin tespiti hâlinde bu işlemi yapan ilgililerin işlem sırasında nihai kararın sonucunu öğrendiklerinin kabul edileceği, böyle bir durumda bireysel başvuru süresinin de bu tarihten itibaren başlatılması gerektiği belirtilmiştir (Hüseyin Aşkan, §§ 26-29).
11. Somut olayda başvuruya konu davaya ilişkin nihai karar olan İstinaf Mahkemesi kararının başvurucu vekilince UYAP'tan 16/4/2021 tarihinde okunduğu tespit edilmiştir. Nihai karar başvurucu vekili tarafından 16/4/2021 tarihinde UYAP'tan okunduğuna göre söz konusu tarihte nihai karardan haberdar olunduğu, bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin belirtilen tarihten itibaren işlemeye başladığı kabul edilmelidir. Sonuç olarak nihai kararın öğrenildiği 16/4/2021 tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 20/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
12. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.