TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MERKÜR YÖNETİM DANIŞMANLIK SOSYAL HİZMETLERİ LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/46569)
Karar Tarihi: 24/6/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Şahap KAYMAK
Başvurucu
Merkür Yönetim Danışmanlık Sosyal Hizmetleri Ltd. Şti.
Vekili
Av. Hüseyin BOZBEY
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takibine yönelik şikâyete ilişkin yargılamadan alacaklı taraf olan başvurucunun haberdar edilmemesi nedeniyle mahkeme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, alacağının tahsili amacıyla borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatmıştır. Bunun üzerine borçlu tarafından icra takibinin iptali talebiyle Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesine (Mahkeme) şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
3. Mahkeme, dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda şikâyetin kabulüyle takibin sadece borçlu P.M. yönünden iptaline kesin olarak karar vermiştir. Ayrıca başvurucu aleyhine harç ve vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Kararın gerekçesinde; takibin dayanağı olan belgenin tüketici işleminden kaynaklandığı ve her bir taksitin nama yazılı olup taksit miktarı kadar bono düzenlenmesi gerektiği, söz konusu senedin "diğer borçlu ile ayrıca veyahut emruhavalisine" denilmek suretiyle nama yazılı olmaktan çıktığı belirtilmiştir.
4. Başvurucu, nihai hükmü 14/9/2021 tarihinde öğrendikten sonra 14/10/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Başvurucu, icra hukuk mahkemesince dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve savunma alınmadan karar verildiğini belirterek savunma hakkı ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
7. Başvurucunun şikâyetinin özünün başvuru konusu davadan haberdar edilmemesi sonucu iddialarını ve savunmalarını sunmasına imkân sağlanmamasına ilişkin olması nedeniyle ihlal iddialarının adil yargılanma hakkının güvenceleri arasında yer alan mahkeme hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
8. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkeme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
9. Anayasa Mahkemesi somut başvuru ile aynı nitelikteki ihlal iddialarını incelediği Umde İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ([GK], B. No: 2017/35282, 10/2/2022) kararında, uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, şikâyetin takibin diğer taraflarını ilgilendirip ilgilendirmediği hususundan ziyade somut olay çerçevesinde ilgilinin hakkının etkilenip etkilenmediği hususunda kategorik bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, uyuşmazlığın esasının karara bağlanmadığı ancak alacağın takip yöntemini belirleyen yargılamaların da bu bağlamda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasa'nın ortak koruma alanında olduğunu belirtmiştir (Umde İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., §§ 42, 45).
10. Söz konusu kararda, hakkında dava açılan bir kişinin davayla ilgili beyan ve delillerini sunma hakkının fiilen ortadan kaldırılmasının mahkemeye erişim sorununu ortaya çıkaracağı vurgulandıktan sonra yargısal süreçten usulüne uygun bir şekilde haberdar edilerek iddialara ilişkin beyan ve delillerini sunma imkânı tanınmayan bir kişi için gerçek anlamda uyuşmazlığın mahkeme önüne getirildiğinden bahsedilemeyeceği ifade edilmiştir (Umde İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., § 56).
11. Başvurucunun şikâyet dilekçesinin tebliğ edilmemesi nedeniyle dilekçe içeriğinden haberdar olamadığını ve bu nedenle esasa ilişkin beyan ve itirazlarını sunma hakkından yoksun bırakıldığının altını çizen Anayasa Mahkemesi, kararın kesin olması nedeniyle de bu eksikliğin sonraki aşamalarda giderilmesinin mümkün olmadığına işaret etmiştir. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, yargısal fonksiyonun gerçek anlamda yerine getirilmesi için zorunlu olan iddiaya karşı savunma hakkının tanındığı taraflarca sunulan deliller çerçevesinde uyuşmazlığın karara bağlandığı bir yargısal sürecin başvurucu yönünden yaşanmadığını değerlendirmiş ve bu durumun başvurucunun mahkeme hakkından yoksun bırakılması sonucunu doğurduğuna karar vermiştir (Umde İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., § 58).
12. Somut başvuruda da anılan karardan ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmamaktadır. Bu nedenle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
13. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.
14. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
15. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkeme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin mahkeme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesine (E.2021/1433, K.2021/1293) GÖNDERİLMESİNE,
D. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.