TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
AHMET GÖKBERK BAL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/47308)
Karar Tarihi: 18/9/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Metin KIRATLI
Raportör
Kübra ÇİFTÇİ
Başvurucu
Ahmet Gökberk BAL
Vekili
Av. Tuba YÜCEER ÖRKÜP
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kanun hükmünde kararname hükmü uyarınca askerî okulların kapatılması nedeniyle askerî öğrencilik statüsünün sona ermesine ilişkin işlemin ve bu işlemden doğan zararların tazmini için açılan davanın incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Olayların gerçekleştiği tarihte başvurucu, Kara Harp Okulunda üçüncü sınıf öğrencisidir.
3. Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Devletin yetkili organları tarafından tehdit değerlendirmesi yapılarak demokratik anayasal düzene, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine, millî güvenliğe yönelik tehdit oluşturan tüm terör örgütlerine ve illegal yapılanmalara karşı tedbirler alınması kararlaştırılmıştır (ayrıntılar için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017).
4. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe teşebbüsünün ardından çıkarılan 25/7/2016 tarihli ve 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin (669 sayılı KHK) 104. maddesinde harp akademilerinin, askerî liselerin ve astsubay hazırlama okullarının kapatıldığı düzenlenmiştir. Mezkur KHK'nın 105. maddesinde askerî okullarda öğrenimine devam eden öğrencilerin durumlarına uygun okullara nakledileceği düzenlenmiştir.
5. Başvurucunun eğitim gördüğü okul da anılan düzenleme kapsamında kapatılmış, bu sebeple başvurucunun okulla ilişiği kesilerek başka bir okula nakli sağlanmıştır.
6. Bunun üzerine başvurucu askerî öğrencilik statüsünün sona ermesine ilişkin işlemin ve bu işlemden doğan zararların tazmini için idari yargıda dava açmıştır. İdare Mahkemesi; başvurucunun okulla ilişiğinin kesilmesi yolundaki tasarrufun doğrudan kanun hükmünde kararnameyle gerçekleştiğini, bu konuda idareye herhangi bir değerlendirmede bulunma veya işlem tesis etme yetkisinin tanınmamış olduğunu, dolayısıyla ortada idari davaya konu olacak nitelikte kesin ve yürütülmesi gereken idari bir işlem olmadığını belirterek davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Anılan karar istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir.
7. Başvurucu nihai kararı 9/10/2021 tarihinde öğrenmiş, 1/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu 14 yaşından itibaren askerî okulda yatılı olarak okumaya başlandığını, bu sebeple uzunca bir süre ailesinden ayrı kaldığını, sadece bir KHK hükmüne dayanılarak eğitim hakkının elinden alındığını, okulun kapatılmasından sonra her ne kadar başka bir üniversiteye nakli sağlanmış olsa da maddi ve manevi zararlarının olduğunu belirterek eğitim ve öğretim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Eğitim hakkı, en genel ifadeyle belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimin sağlanmasını güvence altına alır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68) Eldeki başvuruda başvurucu, her ne kadar eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş olsa da OHAL döneminde söz konusu okulların kapatılmış olması sebebiyle mevcut bir eğitim kurumunun varlığından bahsedilemez. Bu sebeple askerî okulların kapatılması eğitim hakkına yönelik bir müdahale olarak değerlendirilmemiştir.
10. Öte yandan başvurucunun açtığı dava, İdare Mahkemesinin incelenmeksizin ret kararıyla sonuçlanmıştır. Dolayısıyla şikâyetin özü, uyuşmazlığın esasının incelenmemesine ilişkindir. Bu nedenle başvurucunun tüm ihlal iddialarının Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
11. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı suç isnadına bağlı yargılamaların yanında bir kimsenin medeni hak ve yükümlülüklerinin karara bağlanmasıyla ilgili yargılamalarda da uygulanır. Anayasa'nın 36. maddesinin (1) numaralı fıkrasının medeni meselelerde uygulanabilmesi için ortada hukuk düzeni tarafından kişiye tanınmış veya en azından savunulabilir temeli bulunan bir hakkın bulunması gerekir. Bu hakkın Anayasa'da doğrudan veya dolaylı olarak tanımlanan ve güvence altına alınan bir hakka ilişkin olması zorunlu değildir. Bu bakımdan kanunla kişilere tanınan ve savunulabilir bir temeli bulunan hak ve ayrıcalıklar da -mahkemelerde ileri sürülebilmesi koşuluyla- Anayasa'nın 36. maddesi bağlamında hak kavramına dâhildir (bazı farklarla birlikte bkz. Mehmet Güçlü ve Ramazan Erdem, B. No: 2015/7942, 28/5/2019, § 28; M.B., [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 67).
12. Somut uyuşmazlıkta suç isnadına bağlı bir yargılamanın mevcut olmadığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bununla birlikte uyuşmazlığın niteliği itibarıyla medeni hak ve yükümlülükler kapsamında görülüp görülemeyeceği, bu husustaki değerlendirmeden hareketle söz konusu uyuşmazlığa ilişkin başvurunun Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı içinde yer alıp almadığı yönünden bir irdeleme yapılması gerekmektedir.
13. Anayasa Mahkemesi İhsan Korkmaz kararında (B. No: 2019/15190, 2/4/2024) Deniz Harp Okulunda ara sınıfta -üçüncü sınıf- öğrenci iken 669 sayılı KHK uyarınca harp akademilerinin kapatılması üzerine askerî okuldan başka bir okula nakledilen öğrencinin durumunu incelemiştir. Anılan kararda darbe girişimi sonrasında askerî eğitimin düzenlenmesinde, askerî okulların kapatılmasında ve ara sınıftaki öğrencilerin başka okullara nakledilmesinde kamu hukukunun ağır bastığını, bu sebeple askerî öğrencilik statüsünün korunmasının Sözleşme’nin 6. maddesinin medeni yönünün kapsamı dışında kaldığını, başka bir ifadeyle anılan statünün korunmasının medeni bir hak olmadığını belirterek başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir (İhsan Korkmaz, §§ 42-49).
14. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) askerî okulların kapatılması ve öğrencilerin sivil eğitim kurumlarına nakledilmesine ilişkin sürecin konu edildiği Yıldız ve diğerleri/Türkiye kararında (B. No: 13510/19, 17/3/2022) askerî öğrenci statüsünü koruma hakkının medeni karakterli olmadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 6. maddesinin dışında kaldığını değerlendirmiştir. AİHM, başvuruya ilişkin Sözleşme’nin 6. maddesi bağlamında yaptığı incelemede, Pişkin/Türkiye kararına atıfla, 6. maddenin ceza boyutunun uygulanamaz olduğunu belirtmiştir (Yıldız ve diğerleri/Türkiye, § 9) Kararda, askerî eğitimi düzenleme ve profesyonel askerî hizmete giriş koşullarını belirlemede kamu hukukunun ağır bastığı, askerî öğrencilik statüsünü devam ettirmenin Sözleşme’nin 6. maddesinin medeni yönünün kapsamı dışında kaldığı değerlendirilmiştir (Yıldız ve diğerleri/Türkiye, § 11). Kararda ayrıca, askerî eğitim kurumlarının kapatılmasına yönelik mevzuata itiraz yolu açık olmamasına rağmen başvuranların sivil eğitim kurumlarına nakline ilişkin işlemleri dava konusu etme hakları olduğu vurgulanmıştır (Yıldız ve diğerleri/Türkiye, § 13).
15. Öte yandan Anayasa Mahkemesi 669 sayılı KHK'nın 9/11/2016 tarihli ve 6756 sayılı Kanun'la yasalaşmasının ardından açılan iptal davasında, harp akademilerinin, askerî liselerin ve astsubay hazırlama okullarının kapatılmasına ve harp okulları, fakülte ve yüksekokullar ile astsubay meslek yüksekokullarında (jandarma dâhil) öğrenimine devam eden öğrenciler ile Yükseköğretim Kurulunca üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldıkları yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun fakülte ve yüksekokullara naklen kaydedilmelerine ilişkin maddelerin Anayasa'ya uygunluğu denetlenmiştir. Kararda; 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe teşebbüsünden sonra TSK’nın astsubay, subay ve kurmay subay ihtiyacının askerî liseler, astsubay hazırlama okulları ve harp akademilerinden karşılanmasına ilişkin sistemin değiştirildiğini belirtmiş ve bu kapsamda askerî personel eğitim sisteminin Millî Savunma Üniversitesi adı altında yükseköğretim seviyesinde yeniden yapılandırıldığına dikkat çekmiştir. Mahkeme, sistem değişikliğinin hiçbir öğrenci bakımından istisna teşkil etmediğine, öğrenciler yönünden oluşabilecek zararları olabildiğince gidermeye yönelik dengeleyici güvencelerin sağlandığına vurgu yaparak iptal talebinin reddine karar vermiştir (AYM, E.2017/18, K.2019/66, 25/7/2019, § 60-84).
16. Eldeki başvuruda da askerî okulların kapatılmasına bağlı olarak ara sınıftaki başvurucunun okulla ilişiği kesilmiş ve başka bir okula nakli sağlanmıştır. Dolayısıyla başvuru askerî öğrencilik statüsünün korunmamasından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda eldeki başvurunun da Sözleşme’nin 6. maddesinin medeni yönünün kapsamı dışında kaldığı ve İhsan Korkmaz kararından ayrılmayı gerektiren bir yönünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
17. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.