TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
HAKAN İNCİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/52618)
Karar Tarihi: 22/1/2025
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Rıdvan DEMİR
Başvurucu
Hakan İNCİ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; başvurucunun ceza infaz kurumunda kötü koşullarda tutulması, ceza infaz kurumunda fiziksel saldırıya uğraması ve bu olay hakkında ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında Edirne F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutulmakta iken yargılama sebebiyle 18/3/2021-8/4/2021 tarihleri arasında Aydın E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) barındırılmıştır.
3. İddiasına göre başvurucu 19/3/2021 tarihinde yaklaşık on infaz koruma memuru tarafından darp edilmiştir. Epilepsi hastası olduğunun bilinmesine rağmen başvurucunun kafası defalarca beton zemine vurulmuş ve başvurucunun bu konuda adli rapor alması engellenmiştir. Başvurucu 22/3/2021 tarihinde ve sonrasında birçok kez konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu iddia etmektedir.
4. Fiziksel şiddete maruz kaldığını iddia ettiği tarihte, slogan atması sebebiyle başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmış ve bu kapsamda savunma vermesi istenmiş ancak başvurucu savunma istem yazısını tebellüğ etmekten imtina ederek savunma vermemiştir. Slogan atma eylemi kapsamında başvurucuya verilen disiplin cezası, başvurucunun itirazlarının reddedilmesi neticesinde kesinleşmiştir.
5. Başvurucu hakkında düzenlenen 23/3/2021 tarihli adli muayene raporunda başvurucunun sol gözünün altında hafif kızarıklık ve şişlik saptanmıştır.
6. Başvurucu 24/3/2021 tarihinde Ceza İnfaz Kurumuna başvurarak tutulma koşulları ile 19/3/2021 tarihinde gördüğü muameleyi protesto etmek amacıyla açlık grevine başladığını bildirmiştir. Anılan başvuruda 19/3/2021 tarihindeki olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Aynı tarihte Ceza İnfaz Kurumunca tutulan tutanağa göre başvurucuya muayene olması teklif edilmiş ancak başvurucu söz konusu teklifi reddetmiştir.
7. 5/4/2021 tarihinde başvurucunun daha önce barındırıldığı Edirne F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kendisiyle aynı suç kapsamında tutuklu veya hükümlü bulunan, aralarında başvurucunun kardeşinin de olduğu bir kısım kişi tarafından Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) başvurucuya işkence uygulandığına dair suç duyurusunda bulunulmuştur.
8. Başsavcılık, konuya ilişkin olarak Ceza İnfaz Kurumundan açıklama istemiştir. Ceza İnfaz Kurumu tarafından verilen cevabi yazıda, başvurucunun iddialarının asılsız olduğu, Ceza İnfaz Kurumunda barındırıldığı süreçte slogan atma ve benzeri eylemleri sebebiyle yedi ayrı disiplin cezası aldığı ve söz konusu cezaların kesinleştiği, başvurucu ile başvurucu için suç duyurusunda bulunan kişilerin örgütsel tavırla sürekli olarak bu şekilde şikâyetlerde bulunduğu belirtilmiştir.
9. Başsavcılık 14/7/2021 tarihinde başvurucunun iddialarını destekleyecek herhangi bir delilin bulunmadığını belirterek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir.
10. Anılan karara başvurucu tarafından Başsavcılığın kamera kayıtlarını incelemediği, şüphelilerin ifadelerine başvurmadığı belirtilerek itiraz edilmiştir. Başvurucuya 28/9/2021 tarihinde tebliğ edilen Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla itirazın reddine karar verilmiştir.
11. Başvurucu 25/10/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
14. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunda yaklaşık on infaz koruma memuru tarafından darp edildiğini, epilepsi hastası olduğunun bilinmesine rağmen kafasının betona vurulduğunu, ceza infaz kurumunda kalabalık koğuşlarda tutulduğunu, kişisel alanının kısıtlı olduğunu belirterek kötü muamele yasağının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Adalet Bakanlığı görüşünde, soyut iddiaların bulunduğu başvurunun kabul edilebilirlik kriterleri yönünden incelenmesi ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
15. Başvurucunun bütün iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
A. Başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda Kötü Koşullarda Tutulduğuna İlişkin İddiası Yönünden
16. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
17. Şikâyet ettikleri tutulma koşulları sona eren başvurucuların, sözü edilen koşullar nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiaları hakkında tüketmeleri gereken başvuru yolu tazminat davasıdır (geri gönderme merkezindeki tutulma koşuları yönünden yapılan benzer değerlendirme için bkz. K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015, § 72; B.T. [GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017, § 49). Uyuşmazlık Mahkemesine göre ceza infaz kurumundaki tutulma koşullarından doğan zararların tazmini istemiyle açılacak tazminat davası, adli yargıda açılmalıdır (bkz. Uyuşmazlık Mahkemesinin 8/7/2019 tarihli ve E.2019/440, K.2019/445; 25/11/2019 tarihli ve E.2019/423, K.2019/742 sayılı kararları). Başvurucu, tutulma koşulları nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararları için tazminat davası açmadan bireysel başvuru yaptığı için hukuk sisteminde mevcut başvuru yolunu bireysel başvuru öncesinde tüketmemiştir.
18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucunun Fiziksel Şiddete Maruz Kaldığı ve Söz Konusu Şiddet Hakkında Etkili Bir Soruşturma Yürütülmediğine Yönelik İddiası Yönünden
19. İspat külfetinin devlete geçtiği durumların söz konusu olmadığı hâllerde kötü muameleye uğramaları nedeniyle mağdur olduklarını ileri süren kişiler, kötü muamele yasağı kapsamına giren ağırlıkta bir muamele görmüş olabileceklerini gösteren emare ve delilleri -haklı bir gerekçeleri olmadığı sürece- zamanında yetkili makamlara sunma konusunda özenli davranmakla yükümlüdür. Olgulara dayanmayan yetersiz açıklamalar, iddiaların deliller ile desteklenmemesi hatta kimi zaman delillerin uyumsuzluğu veya kötü muamelenin yapıldığı yer, zaman ve diğer konulardaki çelişkili ifadeler gibi hususlar kötü muamelenin gerçekliğini şüpheye düşürür. Bu durumda iddianın savunabilir olduğundan dolayısıyla bu iddialara ilişkin derhâl resmî bir soruşturma başlatılması gerekliliğinden söz edilemez. Kaldı ki iddialarını güçlü bir dayanakla birlikte yetkili merciler nezdinde dile getirmemeleri hâlinde mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili bir soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru (haklı) bir beklentiye girebileceklerinin söylenebilmesi mümkün değildir (Beyza Metin, B. No: 2014/19426, 12/12/2018, §§ 45-47).
20. Olayın gerçekleşme koşullarının tespitine ve varsa sorumluların belirlenerek mümkünse cezalandırılmalarına engel olmadığı sürece Anayasa’nın 17. maddesi gereğince yürütülecek soruşturmalarda soruşturma makamlarının olayın gelişimine ve delillerin elde edilmesine ilişkin olarak mağdurun her türlü iddialarını ve taleplerini karşılama zorunluluğu bulunmamaktadır (Mehmet Bayram, B. No: 2013/5963, 13/4/2016, § 50).
21. Somut olayda başvurucu, yaklaşık on infaz koruma memurunun şiddetine maruz kaldığını belirtmiştir. Başvurucu ayrıca söz konusu şiddet sebebiyle hakkında adli muayene raporu düzenlenmesinin engellendiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, her ne kadar olay günü rapor alınmasının engellendiğini belirtmiş ise de olaydan sonra adli muayene raporu düzenlenmesi için herhangi bir başvuruda veya ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmamıştır. Kaldı ki başvurucu hakkında 22/3/2021 tarihli adli muayene raporu tanzim edilmiştir. Başvurucu, suç duyurusunda bulunmak istediğine veya söz konusu girişiminin engellendiğine ilişkin şikâyetini ne Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı itirazda ne de bireysel başvuruda dile getirmiştir. Başvurucu; hakkında uygulanan disiplin cezalarına yönelik itirazlarında tutma koşullarının kötü oluşu ve kitap/yayınlara erişiminin olmaması sebebiyle durumu protesto ettiğini belirtmiş, buna karşın fiziksel şiddet gördüğüne ilişkin bir iddiada bulunmamış, açlık grevinin gerekçesi olarak belirttiği işkenceye ilişkin bir açıklama da yapmamıştır. Ayrıca başvurucunun anlatımları dikkate alındığında gördüğü şiddete yönelik bulguların uzun süre boyunca vücudunda teşhis edilebilmesi olanaklıdır ancak 22/3/2021 tarihli rapordaki bulguların başvurucunun iddialarıyla tutarlı olmadığı, şayet iddia edilen tarzda bir muameleye maruz kalsa idi bu muamelenin bıraktığı izlerin 22/3/2021 tarihinde de olağan olarak bulunması gerektiği belirtilmelidir. Dolayısıyla başvurucunun kötü muamele iddialarının herhangi bir delile dayanmaksızın savunulabilir olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
22. Kötü muameleye maruz kalındığına dair savunulabilir bir iddianın bulunmaması karşısında başvurucu tarafından dosyaya kazandırılması talep edilen bilgi ve belgelerin Savcılık tarafından temin edilmemesi ulaşılan sonucu değiştirecek nitelikte görülmemiştir.
23. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Ceza infaz kurumunda tutma koşullarının kötü olması sebebiyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi sebebiyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. İnfaz koruma memurlarının fiziksel şiddetine maruz kalınması ve anılan şiddete yönelik etkili bir soruşturma yürütülmemesi sebebiyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.