logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hasan Biçer [1.B.], B. No: 2021/5404, 21/1/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN BİÇER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/5404)

 

Karar Tarihi: 21/1/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Kemal ÖZEREN

Başvurucu

:

Hasan BİÇER

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işyeri hekimliği belgesinin aktif duruma getirilmesi talebinin reddine dair işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 1/2/2021 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar şöyledir:

5. Başvurucu, Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde asistan doktor olarak görev yapmaktayken Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle 22/11/2016 tarihli ve 29896 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin ekinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmıştır.

6. Bununla birlikte başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) soruşturma başlatılmıştır. Bu kapsamda başvurucu Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2/11/2018 tarihli kararıyla tutuklanmıştır. Devam eden süreçte İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) tarafından yapılan 21/3/2019 tarihli duruşmada başvurucu hakkında ikamet adresine en yakın karakola başvurmak suretiyle her ayın ilk haftası cuma günü imza vermek şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.

7. Başvurucu tahliye edildikten sonra işyeri hekimliği yapmak üzere iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren bir şirket ile anlaşmış fakat işyeri hekimliği belgesi pasif durumda olduğu için bahse konu işe giriş işlemlerini gerçekleştirememiştir. Bunun üzerine başvurucu (mülga) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetleri Bakanlığına (İdare) bahse konu belgenin aktif duruma getirilmesi talebini içeren bir dilekçe sunmuştur. 10/4/2019 tarihli dilekçede başvurucu, hakkında verilen adli kontrol kararının sadece ayda bir gün ve saat kısıtlaması olmayan bir karar olduğunu belirtmiş ve bunun işyeri hekimliği yapmasına engel bir durum olmadığını ifade etmiştir.

8. İdare 17/4/2019 tarihli işlemiyle başvurucunun talebini reddetmiştir. Anılan işlemde İdare 6/2/2018 tarihli ve 7081 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 9. maddesi uyarınca bir komisyon oluşturulduğunu, bu komisyon tarafından alınan karar gereğince adli kontrol şartı aranmaksızın tahliye edilmiş olan kişilerin belgelerinin aktif duruma getirildiğini belirtmiştir. Başvurucu hakkında ise Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına karar verildiğinden başvurucunun talebinin reddedildiğini ifade etmiştir.

9. Başvurucu, bu işlemin iptali talebiyle dava açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu; hakkında devam eden ceza kovuşturmasının henüz sonuçlanmadığını, anılan kovuşturmada adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildiğini ve bu durumun ceza muhakemesini ilgilendirdiğini belirtmiştir. Bununla birlikte başvurucu, İdarenin uygulamada ayrım yaparak eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ve işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

10. Ankara 16. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) 19/2/2020 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, 7081 sayılı Kanun'un "Bazı yetkilerin iptali" kenar başlıklı 9. maddesi ve bu madde uyarınca İdare bünyesinde kurulan komisyonun aldığı 18/5/2018 tarihli karara değinmiştir. Bununla birlikte başvurucu hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmedildiği, ilgili mevzuat ve komisyon tarafından alınan bahse konu karar gereğince başvurucunun talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır.

11. Başvurucu, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde başvurucu, dava dilekçesindeki iddialarını yinelemekle birlikte bahse konu komisyonun aldığı karar çerçevesinde hakkında tutuklama kararı olmaksızın adli kontrol şartıyla serbest bırakılan bir kişinin işyeri hekimliği belgesinin pasif duruma alınmadığını, buna rağmen tutuklandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan kişilerin belgelerinin pasif duruma alındığını vurgulamıştır. Komisyon kararı çerçevesinde ortaya çıkan bu durumun hukuksuz ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri süren başvurucu, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

12. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 2/12/2020 tarihinde İdare Mahkemesi kararının usule ve hukuka uygun olduğunu ve kaldırılmasını gerektirecek bir neden bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine ve anılan kararın onanmasına karar vermiştir.

13. Nihai karar başvurucu tarafından 5/1/2021 tarihinde öğrenilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

14. 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Bu Kanunun uygulanmasında;

...

ı) İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,

...

ifade eder."

15. 6331 sayılı Kanun'un "İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri" kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren;

a) Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. ..."

16. 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü" başlıklı 12. maddesinin (mülga) birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:

...

k) (Ek: 15/5/2008-5763/31 md.) İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer görevlilerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve belgelendirme usul ve esaslarını belirlemek.

l) (Ek: 15/5/2008-5763/31 md.) İş sağlığı ve güvenliği alanında ölçüm, analiz, teknik kontrol, risk analizi ve değerlendirmesi, eğitim, danışmanlık, uzmanlık hizmetlerini yapmak ve bu tür hizmetleri verecek özel ve tüzel kişi ve kuruluşların niteliklerini belirlemek, yetki vermek, yetkilerini iptal etmek, kontrol ve denetimini sağlamak.

m) (Ek: 23/7/2010-6009/50 md.) İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, diğer teknik ve sağlık personel ile işçilere eğitim vermek için kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren şirketler ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerini yetkilendirmek, gerektiğinde yetkilerini iptal etmek, hizmetin etkin ve verimli bir şekilde verilip verilmediğinin kontrolü ve denetimini sağlamak, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının eğitimleri sonundaki sınavları yapmak veya yaptırmak, belgelerini vermek,

..."

17. 7081 sayılı Kanun'un Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E. 2018/76, K. 2022/125 sayılı kararı ile iptal edilen "Bazı yetkilerin iptali" kenar başlıklı 9. maddesi şöyledir:

"(1) 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (l) ve (m) bentleri kapsamında yetkilendirilen kişi, kurum veya kuruluşlardan terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olanların yetkileri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının onayı ile iptal edilir."

18. Anayasa Mahkemesinin 2/3/2023 tarihli ve 32120 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 26/10/2022 tarihli ve E. 2018/76, K. 2022/125 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"169. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili uygulamaların faaliyet konularına bakılmaksızın tüm iş ve işyerlerinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Ancak kuralda öngörülen tedbirin bütün iş ve işyerlerini kapsayacak şekilde düzenlenmesinin kamu hizmetinin devlete sadakat ve güven temelinde etkin ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve millî güvenliğin sağlanması amacına hizmet ettiği söylenemez. Bu durumda millî güvenliğin ve kamu düzeninin sağlanması açısından stratejik önemi bulunan ve daha farklı bir konumda değerlendirilmesi gereken sektörlerde faaliyet gösteren iş ve işyerlerinin yanı sıra millî güvenlik ve kamu düzeni ile doğrudan bir bağlantısı bulunmayan ve bunları olumsuz etkileme ihtimali zayıf olan sektörlerde faaliyet gösteren iş ve işyerlerinde faaliyet gösterecek iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışan kişi, kurum ve kuruluşların yetki belgelerinin de iptal edilmesinin bu yönüyle millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunması ile kamu hizmetinin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından gereklilik unsurunu taşıdığı söylenemez.

170. Bu durumda herhangi bir ayrıma gidilmeksizin stratejik önemi bulunan sektörlerde faaliyet gösteren iş ve işyerlerinin yanı sıra stratejik önemi bulunmayan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışabilecek kişileri de kapsayacak şekilde tümünün yetki belgelerinin iptal edilebilmesine imkân sağlayan kuralın millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunması açısından gereklilik unsurunu taşıdığı söylenemez.

171. Bu itibarla kuralın çalışma ve sözleşme hürriyetine yönelik ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna varılmıştır.

172. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13., 48., ve 49. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

...

176. 7081 sayılı Kanun’un ... 9. maddesinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu ibare ve maddeye ilişkin iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür."

19. 7081 sayılı Kanun kapsamında (mülga) Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde kurulan komisyon tarafından alınan 18/5/2018 tarihli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"A-İş Güvenliği Uzmanlığı/İşyeri Hekimliği/Diğer Sağlık Personeli/İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitici Belgesi almak üzere yapılan sınavlarda başarılı olan yahut doğrudan almaya hak kazanan kişiler ile yetkilendirilmiş kişilerden İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün Sosyal Güvenlik Kurumuna ithafen yazdığı resmi yazılar doğrultusunda yapılan sorgulama neticesinde haklarında tutukluluk bilgisi gelip haklarında verilen kararların bakanlığın ilgili birimine müracaat sahibi tarafından ulaştırılanlardan;

-Haklarında 'Kovuşturmaya yer olmadığına, ek kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine ve adli kontrol şartı olmaksızın tahliyesine' karar verilenlerin belgelendirme işlemlerinin devam ettirilmesine,

-Haklarında 'Kovuşturmaya yer olmadığına, ek kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine ve adli kontrol şartı olmaksızın tahliyesine' dışında karar verilenlerin Belgelendirme İşlemlerinin Süresiz Durdurulmasına,

-Haklarında verilen kararların Bakanlığın ilgili birimine müracaat sahibi tarafından ulaştırılmayanların, bu bilgiler ilgili birime ulaştırılıncaya kadar yetki belgelerinin tedbiren isg-katip üzerinden pasif hale getirilmesine, varsa mevcut sözleşmelerinin iptal edilmesine,

...karar verilmiştir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Anayasa Mahkemesinin 21/1/2025 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

21. Başvurucu; kamu görevinden çıkarılmış olması nedeniyle kamu ve üniversite hastanelerinde görev yapamadığını, özel hastanelerin de kendisi gibi kamu görevinden çıkarılmış olan doktorlarla çalışmayı tercih etmediğini, İdarenin uygulaması nedeniyle işyeri hekimliği de yapamadığını ve aldığı tıp fakültesi eğitimi ve hekimlik mesleği ile kendisini ve ailesini geçindirme imkânının elinden alındığını ifade etmiştir. Öte yandan özel sektörde işyeri hekimliği yapmanın bir kamu görevi olmadığını vurgulayan başvurucu, İdarenin kararının keyfî olduğunu belirterek özel hayata saygı hakkının, masumiyet karinesinin ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile konuya ilişkin ulusal ve uluslararası içtihatlar hatırlatıldıktan sonra somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bununla birlikte anılan görüşün ekinde yer alan yazıda Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararından bahsedilmiş ve bu kararın yürürlüğe girmesi ile birlikte başvurucuya ait bireysel yasaklılık statüsünün de 15/12/2023 tarihinde sona erdirildiği bildirilmiştir.

23. Başvurucu bu görüşe karşı beyanında önceki beyanlarını tekrar etmekle birlikte İdarenin uygulaması nedeniyle beş yıl boyunca işyeri hekimliğini yapamadığını vurgulamıştır.

B. Değerlendirme

24. Anayasa’nın "Özel hayatın gizliliği" kenar başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes, özel hayatına ... saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ... gizliliğine dokunulamaz."

25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Mesleki hayata yönelik tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat kapsamında görülmeye uygun olduğu veya başvuru konusu edilen uyuşmazlıkların hangilerinin bu bağlamda uygulanabilir kabul edileceği hususlarında ölçütler belirlenmesi ve bu ölçütler dikkate alınarak değerlendirmeler yapılması gerekmektedir (C.A. (3) [GK], B. No: 2018/10286, 2/7/2020, § 88). Somut başvurunun da bu yönüyle ele alınması ve yapılacak değerlendirmeler neticesinde özel hayata saygı hakkının uygulanabilir olduğu sonucuna ulaşılması durumunda başvurucunun tüm iddialarının özel hayata saygı hakkı bağlamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Uygulanabilirlik Yönünden

26. Anayasa Mahkemesi önceki birçok kararında, özel hayata ilişkin herhangi bir nedene dayanılmaksızın mesleki hayata yönelen müdahalelerin özel hayata saygı hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi için gerekli olan koşulların neler olduğuna ilişkin detaylı değerlendirmelerde bulunmuştur (söz konusu koşullar için bkz. C.A. (3), §§ 97-101; Tamer Mahmutoğlu [GK], B. No: 2017/38953, 23/7/2020, §§ 84-90; Ayla Demir İşat [GK], B. No: 2018/24245, 8/10/2020, §§ 106-110; Enis Aras [GK], B. No: 2018/36485, 14/12/2022, §§ 39-49).

27. Öte yandan bazı kariyer mesleklerinde (avukatlık, noterlik, doktorluk vb.) sosyal çevrenin, mesleki ilişkilerin ve dış dünyayla ilişki kurmanın mesleğin ifasının gereği önem arz ettiği vurgulanmalıdır. Özellikle kişilerin mesleğin ifası bağlamında kariyer planlarına ilişkin iradelerinin anlaşıldığı ve bu iradeye müdahale edildiği durumlarda sonuca dayalı yaklaşım bağlamında -somut olayın kendine özgü koşullarına göre- aranan asgari eşiğin sağlandığının kabulü gerekebilir (Enis Aras, § 47).

28. Somut olayda tıp fakültesi mezunu olan ve asistan doktor olarak görev yapmaktayken FETÖ/PDY ile iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkarılan başvurucu, mesleğini işyeri hekimi olarak sürdürmek amacıyla ilgili belgenin aktif duruma getirilmesini İdareden talep etmiştir. İdarenin bu talebi reddetmesi sonucunda başvurucu, özel sektörde de mesleğini yapamadığını ve bu suretle kendisini ve ailesini geçindirme imkânının elinden alındığını iddia etmiştir.

29. Mevcut durum itibarıyla İdarenin bahse konu işleminin başvurucu üzerindeki etkisinin ciddi düzeye ulaştığı konusunda ileri sürdüğü iddiaların kabul edilmemesine neden olabilecek bir faktörün bulunmadığı değerlendirilmektedir. Nitekim başvurucunun meslekten çıkarılmış olması nedeniyle kamuda çalışmasının mevcut mevzuata göre mümkün olmadığı, özel sektörde işyeri hekimi olarak çalışması için de işyeri hekimliği sertifikasının ön koşul olduğu gözetildiğinde başvurucunun mesleki hayatına yönelik müdahalenin başvurucunun mesleğini icra etmesini engellediği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede başvurucunun mesleki hayatına yönelik müdahalenin başkaları ile ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânının önemli ölçüde zayıflamasına, sosyal ve mesleki itibarını koruyabilmesi açısından ciddi sonuçlar doğurmasına yol açacağı, dolayısıyla özel hayatına önemli bir ağırlık derecesinde yansıyacağının ve etki doğuracağının muhtemel olduğu değerlendirilmektedir (benzer değerlendirme için bkz. Tamer Mahmutoğlu, § 95).

30. Bu durumda başvurucunun iddiaları da dikkate alındığında sonuca dayalı nedenlerle başvurunun özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir olduğu kanaatine varılmış ve başvurucunun iddiaları bir bütün hâlinde anılan hak kapsamında değerlendirilmiştir.

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

31. Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararından sonra başvurucunun işyeri hekimliği belgesi 15/12/2023 tarihinde aktif hâle getirilmişse de başvurucunun iş anlaşması yapmış olmasına rağmen işyeri hekimliğini yapamadığı dönemler dikkate alındığında bakılmakta olan bireysel başvuruda mağdur sıfatının devam ettiği kabul edilmelidir.

32. Netice itibarıyla açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedenin de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

3. Esas Yönünden

33. Başvurucunun işyeri hekimliği belgesinin aktif duruma getirilmesine yönelik talebinin reddedilmesi özel sektörde çalışmasına engel olmakla birlikte meslek hayatında üçüncü kişilerle ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânını önemli ölçüde zayıflatmasına, sosyal ve mesleki hayatı yönünden ciddi sonuçlar doğurmasına yol açacağından özel hayata saygı hakkına müdahalede bulunulduğu anlaşılmaktadır.

34. Öte yandan başvurucunun anılan talebinin İdarece reddedilmesine yönelik işlem, 7081 sayılı Kanun'un 9. maddesine dayanmaktadır. Bu maddede yer alan düzenleme ile -somut olaydaki işyeri hekimliği yetkisini de kapsayan- terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olanların yetkilerinin iptal edileceğine ilişkin bir hüküm getirilmiştir. Bu kapsamda İdareye verilen yetki çerçevesinde bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon tarafından18/5/2018 tarihinde birtakım kararlar alınmıştır (bkz. § 19). Buna göre bazı durumdaki kişilerin belgelendirme işlemlerinin devam ettirilmesine, bazılarının süresiz durdurulmasına, bazılarının ise belgelerinin pasif hâle getirilmesine karar verilmiştir. Başvurucu da adli kontrol şartıyla tahliye edilmiş olduğundan işyeri hekimliği belgesi pasif hâle getirilmiş ve bu belgenin aktif duruma getirilmesine yönelik talebi İdarece reddedilmiştir.

35. Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararıyla 7081 sayılı Kanun'un 9. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu kararda Anayasa Mahkemesi, somut olaydaki işlemin dayanağı olan kuralın millî güvenliğin ve kamu düzeninin sağlanması açısından stratejik önemi bulunan ve daha farklı bir konumda değerlendirilmesi gereken sektörlerde faaliyet gösteren iş ve işyerlerinin yanı sıra millî güvenlik ve kamu düzeni ile doğrudan bir bağlantısı bulunmayan ve bunları olumsuz etkileme ihtimali zayıf olan sektörlerde faaliyet gösteren iş ve işyerlerinde faaliyet gösterecek iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışan kişi, kurum ve kuruluşların yetki belgelerinin de iptal edilmesi sonucunu doğurduğunu belirterek kuralın bu yönüyle millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunması ile kamu hizmetinin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından gereklilik unsurunu taşımadığı sonucuna ulaşmıştır (bkz. § 18).

36. Bakılmakta olan başvuruda da başvurucunun işyeri hekimliği belgesinin aktif duruma getirilmesine yönelik talebinin reddine ilişkin işlemle ortaya çıkan özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalenin -Anayasa Mahkemesinin aktarılan kararındaki belirlemeler göz önüne alındığında- demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olma şartını sağlamadığı anlaşılmıştır.

37. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

VI. GİDERİM

38. Başvurucu, ihlalin tespit edilmesine ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

39. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

40. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 16. İdare Mahkemesine (E.2019/1039, K.2020/374) GÖNDERİLMESİNE,

D. 487,60 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesine (E.2020/2018, K.2020/2638) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21/1/2025tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hasan Biçer [1.B.], B. No: 2021/5404, 21/1/2025, § …)
   
Başvuru Adı HASAN BİÇER
Başvuru No 2021/5404
Başvuru Tarihi 1/2/2021
Karar Tarihi 21/1/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işyeri hekimliği belgesinin aktif duruma getirilmesi talebinin reddine dair işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı KHK-İHRAÇ (OHAL tedbiri, hakim-savcı dışındaki kamu personeli) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi