logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mazlum Cesur [2.B.], B. No: 2021/62174, 18/9/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MAZLUM CESUR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/62174)

 

Karar Tarihi: 18/9/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Mazlum CESUR

Vekili

:

Av. Hüseyin BOĞATEKİN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza davasında sanığın hazır bulunma talebinin reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Bireysel Başvuru Süreci

2. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucu hakkında PKK silahlı terör örgütü üyesi olma ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçlarından yürütülen soruşturma sırasında başvurucu üzerine atılı suçlardan dolayı 10/2/2016 tarihinde tutuklanmış, soruşturma sonucunda düzenlenen iddianame ile PKK silahlı terör örgütü üyesi olma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi ve kasten yaralama suçlarından açılan kamu davası; İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanmıştır.

3. Diğer yandan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından aralarında başvurucunun da bulunduğu şüpheliler hakkında yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen iddianamenin kabulü ile -diğer şüphelilerin yanı sıra- başvurucu hakkında PKK silahlı terör örgütüne üye olma, 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (2 kez), genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (9 kez), işyeri dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli hırsızlık suçlarından açılan kamu davası da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) E.2016/231 sayılı dosyasında görülmeye başlanmıştır.

4. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan dava ile Mahkemede görülen E.2016/231 sayılı dava 28/7/2016 tarihinde birleştirilmiş ve yargılamaya Mahkemenin anılan dava dosyası üzerinden devam edilmiştir. Başvurucu muhakeme süreci boyunca farklı ceza infaz kurumlarında (İnfaz Kurumu) tutulmuştur.

5. Başvurucu, İnfaz Kurumu aracılığıyla Mahkemeye gönderdiği 18/7/2016 tarihli dilekçeyle 19/7/2016 tarihinde yapılacak olan celseye katılımının Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla yapılmasına rıza göstermediğini ve duruşmada bizzat hazır bulunmak istediğini beyan etmesi üzerine Mahkeme, başvurucuyu 16/8/2016 tarihinde yapılan bir sonraki celsede hazır bulundurmuştur. Anılan celsede başvurucu, müdafiinin hazır bulunmaması nedeniyle savunma yapmayacağını beyan etmiştir. 14/10/2016, 8/11/2016 ve 5/11/2017 tarihli celselerde hazır bulunan başvurucu, müdafii huzurunda savunmasını yapmış; bu celselerde tanık ve müştekilerin de beyanları alınmıştır. 5/11/2017 tarihli celse sonunda Mahkeme, başvurucunun 26/1/2017 tarihinde yapılması kararlaştırılan bir sonraki celseye katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına karar vermiştir.

6. Başvurucu 26/1/2017 tarihli dilekçesiyle bu celseye SEGBİS aracılığıyla katılmak istemediğini beyan ederek duruşmaya katılmamıştır. Duruşma tutanağına göre başvurucunun yokluğunda ve müdafiinin hazır bulundurulmasıyla yapılan celsede dava konusu olaylara ilişkin kolluk görevlilerinin tanık sıfatıyla ifadeleri alınmış, Mahkeme, başvurucunun 8/3/2017 tarihinde yapılmasını kararlaştırdığı sonraki celseye katılımının da SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına dair ara karar vermiştir. Başvurucu 8/3/2017 tarihli dilekçesiyle SEGBİS aracılığıyla kendisini ifade edemediğini söyleyerek bu tarihte yapılacak olan celseye de katılmayacağını Mahkemeye bildirmiş, anılan celsede başvurucunun yokluğunda yapılan yargılama sırasında diğer kolluk görevlilerinin de tanık sıfatıyla ifadeleri alınmıştır. Mahkeme bu celse sonunda da başvurucunun 27/4/2017 tarihinde yapılması kararlaştırılan bir sonraki celseye katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına karar vermiştir. Ancak söz konusu celsede de başvurucu hazır bulunmamış ve yargılamaya yokluğunda devam edilmiştir.

7. Yargılamanın 7/9/2017 tarihinde yapılan bir sonraki celsesinde başvurucu hazır bulunmuş, bu celsede Mahkeme Başsavcılığa araştırılması talep edilen başka delil olup olmadığının bildirilmesi ya da esas hakkındaki mütalaanın sunulması için süre vermiştir. Mahkeme 18/9/2017 tarihinde İnfaz Kurumuna gönderdiği müzekkere ile başvurucunun 7/12/2017 tarihinde yapılması kararlaştırılan celsede bizzat hazır bulundurulması için talimat vermiştir. Bununla birlikte, 7/12/2017 tarihli duruşma tutanağında başvurucunun İnfaz Kurumu tarafından duruşmada hazır edilmediği, bu nedenle SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılımı sağlanmaya çalışılsa da bağlantı kurulamadığı belirtilmiş, bu nedenle anılan celsede başvurucunun duruşmaya katılımı sağlanamamıştır.

8. Mahkeme 8/2/2018 tarihli celsede başvurucuyu duruşmada hazır etmiş, bu celsede Başsavcılık esas hakkındaki mütalaasını sunmuştur. Başvurucu, bu celsede esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını sunmak için kendisine süre verilmesini talep etmiştir. Başvurucu 8/5/2018 tarihinde yapılan bir sonraki celsede de müdafii ile duruşmada hazır bulunmuş ancak bu celsede tercüman hazır edilmediği gerekçesiyle esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını sonraki celsede yapacağını beyan etmiştir. Celse sonunda Mahkeme, bir sonraki celsenin 17/7/2018 tarihinde yapılmasına ve başvurucunun duruşmaya katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına dair ara karar vermiştir.

9. Başvurucu müdafii 16/7/2018 tarihinde sunduğu dilekçe ile 17/7/2018 tarihli celsede başvurucunun savunması alınırken tercümanın hazır edilmesini ve başvurucunun duruşmaya katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlanması yerine duruşmada bizzat hazır bulundurulmasını talep etmiştir. Buna karşın 17/7/2018 ve 18/9/2018 tarihli celselerde yeniden SEGBİS aracılığıyla hazır edilen başvurucu duruşmaya gelmek istediğini, SEGBİS aracılığıyla savunma yapmayacağını beyan etmiştir. Yargılamanın 20/11/2018 tarihli celsesinde duruşmaya katılımı yine SEGBİS aracılığıyla sağlanan başvurucu esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapmakla birlikte duruşmada bizzat hazır bulundurulmasına dair talebini yinelemiştir. Celse sonunda Mahkeme 12/2/2019 tarihinde yapılması kararlaştırılan bir sonraki celsede başvurucunun talebi üzerine bizzat hazır bulundurulması, aksi hâlde duruşmaya katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına dair ara karar vermiştir. Anılan karar doğrultusunda Mahkeme tarafından İnfaz Kurumuna bir sonraki celsede başvurucunun bizzat hazır bulundurulması talimatı verilmiş ancak İnfaz Kurumundan gönderilen 11/2/2019 tarihli yazıda başvurucunun 18/1/2019 tarihinden itibaren açlık grevinde olması nedeniyle İnfaz Kurumunun Aile Hekimliği tarafından yol raporu verilmediği, dolayısıyla başvurucunun celsede hazır bulundurulamayacağı belirtilmiştir.

10. Yargılamanın 12/2/2019 tarihli celsesine dair duruşma tutanağında, İnfaz Kurumundaki SEGBİS salonlarının dolu olması nedeniyle başvurucunun hazır edilemediği belirtilmiş ve başvurucu müdafiinin hazır bulunduğu bu celsede başvurucunun yokluğunda yargılama yapılmıştır. Başvurucu müdafii anılan celsede esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını sunmuş ve başvurucunun duruşmada bizzat hazır bulundurulma talebini yinelemiştir. Buna karşın 12/3/2019 tarihli bir sonraki celsede de başvurucunun duruşmaya katılımı SEGBİS aracılığıyla sağlanmış, başvurucu bu celsede esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmıştır. Celse sonunda Mahkeme, bir sonraki celsenin 9/4/2019 tarihinde yapılmasına ve bu celsede de başvurucunun duruşmaya katılımının SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına karar vermiştir.

11. Başvurucu İnfaz Kurumu aracılığıyla Mahkemeye gönderdiği 9/4/2019 tarihli dilekçede duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılmayacağını belirtmiştir. Yargılamanın 9/4/2019 tarihli son celsesinde başvurucunun söz konusu dilekçesi okunmuş, başvurucunun katılmadığı bu celsede hazır bulunan başvurucu müdafileri, başvurucunun ısrarlı taleplerine rağmen duruşmalarda SEGBİS aracılığıyla hazır edilmeye çalışılması nedeniyle savunmalarını etkili şekilde dile getiremediğini vurgulamışlardır.

12. Yargılama sonunda Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis, 2911 sayılı Kanun'un 33. maddesinin (a) bendine aykırılık suçundan 2 yıl 1 ay hapis, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçuna azmettirmeden 3 yıl 9 ay hapis, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan 9 yıl 17 ay hapis ve 20.800 TL adli para ve kasten yaralama suçuna azmettirmeden 22 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararda Mahkeme, başvurucunun duruşmaya katılmayacağına dair dilekçe göndermesi nedeniyle yargılamaya devam edilerek yokluğunda hüküm kurulduğuna dair açıklamaya yer vermiştir.

13. Başvurucunun anılan kararlara karşı -diğerlerinin yanı sıra- duruşmalara katılımının bizzat hazır bulundurulma yerine SEGBİS aracılığıyla sağlanmasına yönelik itirazını da ileri sürmek suretiyle yaptığı istinaf kanun yoluna başvuru talebi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesinin (Daire) 23/1/2020 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir.

14. Başvurucunun benzer nedenlerle Daire kararına karşı yaptığı temyiz kanun yolu başvurusu üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 14/10/2021 tarihinde verdiği karar şöyledir:

i. 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 29. maddesiyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286. maddesine eklenen (3) numaralı fıkra uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Dairelerinden verilecek kararla kesinleşen ve temyiz kanun yolu daha önce kapalı olan bazı suçlar açısından temyiz kanun yolunun açık hâle getirilmesine dair düzenlemeye değinilmiş ancak başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararları arasında yer alan 2911 sayılı Kanun'un 33. maddesinin (a) bendine muhalefet, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve kasten yaralama suçlarının anılan düzenlemede temyiz kanun yolu açılan suçlar arasında sayılmadığı, bu nedenle 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçu ile genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve kasten yaralama suçlarına azmettirmeden kurulan hükümlere ilişkin verilen esastan ret kararlarına karşı temyiz kanun yolunun kapalı olduğu gerekçesiyle bu suçlardan verilen Daire kararı yönünden temyiz kanun yoluna başvuru talebi reddedilmiştir.

ii. Diğer yandan ret kararında, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve kasten yaralama suçlarının terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde başvurucunun bu suçlardan "azmettiren" sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı değerlendirilerek bu suçlar yönünden Daire kararına karşı Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5271 sayılı Kanun'un 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulabileceği açıklamasına yer verilmiştir.

iii. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet kararına dair esastan ret kararı onanmıştır.

iv. Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan verilen mahkûmiyet kararına dair esastan ret kararı ise bozulmuştur.

15. Başvurucu, nihai kararı 19/11/2021 tarihinde öğrendikten sonra silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından kesinleşen mahkûmiyet hükümleri yönünden 20/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

16. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne, adil yargılanma hakkı kapsamındaki kanuni hâkim güvencesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilemez olduğuna, adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer şikâyetlerin incelenmesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç

17. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı 6/1/2022 tarihinde, Yargıtayın genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve kasten yaralama suçlarına dair temyiz talebinin reddi kararında yer verdiği açıklama doğrultusunda Dairenin esastan ret kararının bu suçlar yönünden kaldırılması için 5271 sayılı Kanun'un 308. maddesi uyarınca talepte bulunmuştur. Daire 20/1/2022 tarihinde itirazı kabul ederek Mahkemenin bu suçlar yönünden verdiği mahkûmiyet kararlarının bozulmasına karar vermiştir. Bu suçlar yönünden dava Mahkemenin E.2022/53 sayılı dosyasında derdesttir.

II. DEĞERLENDİRME

18. Başvurucu; duruşmalara bizzat getirilmek suretiyle katılmak istediğini birçok kez belirtmiş olmasına rağmen talebinin Mahkemece dikkate alınmayıp SEGBİS aracılığı ile duruşmalara katılmak zorunda bırakıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

19. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; ihlal iddiaları değerlendirilirken öncelikle kabul edilebilirlik kriterlerinin dikkate alınması, esas yönünden ise Anayasa ve mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

20. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkı kapsamında incelenmiştir.

21. Başvurucunun, bireysel başvuru formunda silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçları yönünden bireysel başvuruda bulunduğunu beyan etmesi karşısında, anılan hakka yönelik ihlal iddiası bu suçlardan kesinleşen hükümlerle sınırlı olarak incelenmiştir.

22. Başvurucu hakkında temyiz kanun yolu açık olan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet kararı Yargıtayca onanarak kesinleştikten sonra başvurucunun bu suç yönünden süresinde başvuruda bulunduğu açıktır. Ancak, başvurucunun 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen ve Yargıtayca temyize tâbi olmadığı sonucuna ulaşılan bir karara karşı temyiz yolunu tükettikten sonra bireysel başvuruda bulunmuş olduğu gözetildiğinde öncelikle bu suça dair hüküm yönünden başvurunun süresinde olup olmadığı meselesi incelenmelidir.

23. Daire kararında başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararları arasında ayrım yapılmaksızın esastan ret kararına karşı temyiz kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi karşısında, başvurucunun diğer suçlarla birlikte 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçuna dair esastan ret kararını da temyiz etme talebinin tamamen dayanaksız olmadığı anlaşılmaktadır. Bu noktada, Anayasa Mahkemesinin Umut Öztürk ([GK], B. No: 2017/37079, 29/9/2021) ve Yasin Şimşek ([GK], B. No: 2017/37390, 29/9/2021) kararlarında yer verilen ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, başvurucunun bu suç yönünden temyiz kanun yoluna başvurma niyetinin tamamen dayanaksız ve soyut olduğu söylenemeyeceğinden, başka bir deyişle temyiz yoluna başvurma hususunun makul ve kabul edilebilir bir temeli olması nedeniyle bu suça dair kesinleşen mahkûmiyet kararı yönünden de başvurunun süresinde olduğu kanaatine varılmıştır.

24. Bireysel başvuruya konu silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçları yönünden açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

25. Anayasa Mahkemesi, Şehrivan Çoban ([GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020) ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarda öncelikle kişilerin talebine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 5271 sayılı Kanun'un 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).

26. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemede ise başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayanılarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucunun SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir. Somut olayda da başvurucu SEGBİS aracılığıyla katıldığı celselerde duruşmada bizzat hazır bulunma talebini Mahkemeye iletmiş ancak bu taleplerine rağmen bazı duruşmalara SEGBİS aracılığıyla katılmak zorunda bırakılmıştır. Ayrıca yine bu talebine rağmen SEGBİS'teki bağlantı sorunu nedeniyle tanıkların ifadelerinin alınması suretiyle esaslı işlemlerin yapıldığı bazı celselere katılamadığı gibi hükmün kurulduğu son celsede de yokluğunda karar verilmiştir. Başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayalı olarak kabul edilmediği Mahkemece açıklanmamış, gerekçeli kararda da başvurucunun neden duruşmalara SEGBİS aracılığıyla katıldığı celselerde ve yokluğunda hükmün kurulduğu celsede bizzat hazır bulundurulması hususunda herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Başvurucunun bu yöndeki itirazlarını istinaf ve temyiz kanun yolu başvurularında da dile getirdiği dikkate alındığında, anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.

27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

28. Başvuruda duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer şikâyetler hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

29. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

30. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

31. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat, başvurucu uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi/belge sunmadığından da maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin duruşmada hazır bulunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2016/231, K.2019/93) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mazlum Cesur [2.B.], B. No: 2021/62174, 18/9/2024, § …)
   
Başvuru Adı MAZLUM CESUR
Başvuru No 2021/62174
Başvuru Tarihi 20/12/2021
Karar Tarihi 18/9/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza davasında sanığın hazır bulunma talebinin reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi