TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
AVRUPA ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/64154)
Karar Tarihi: 21/1/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
Başvurucu
Avrupa Özel Sağlık Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
Temsilci
Erhan KURTAY
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı bir iddianın karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucuya ait Özel Marmaram Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi (Kurum) 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında verilen çalışma izni uyarınca, Çorlu'da kişilere öğretim programları uygulayan bir özel öğretim kurumu olarak faaliyet göstermektedir.
3. Tekirdağ İl Millî Eğitim Müdürlüğünce (Müdürlük), ilde faaliyet gösteren bazı özel eğitim kurumlarının internet siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden yayınladıkları ilân ve reklâmlarda öğrenci resimleri ve kimlik bilgilerinin paylaşıldığı yönünde bilgi edinilmesi üzerine bu hususun araştırılması için maarif müfettişleri görevlendirilmiştir. Konuya ilişkin Müdürlük tarafından düzenlenen 13/1/2020 tarihli soruşturma raporunda şu tespitlere yer verilmiştir:
i. R. adlı yerel gazetede, bazı özel eğitim kurumlarının kendi Facebook hesapları üzerinden bu kurumlarda eğitim gören çocukların fotoğraf ve videolarını paylaştıkları yönünde haber yapıldığı,
ii. Kuruma ait Facebook hesabı üzerinden yapılan paylaşımlarda "Down Sendromu 2 Mart Dünya Farkındalık Günü" başlıklı yazının ilk görselinde, stant bulunan bir yerde iki yetişkin ve beş çocuk resmi olduğu, altındaki yazıda "[K.Ç., İ.D., B.Z.R.C. ve E.A.] ile birlikte Marmaram ÖERM öğretmen ve öğrencileri, [İ.] Spor Merkezi antrenörleri, Tekirdağ Otizm ve Özel Bireyleri Destekleme Derneği üyeleri ve Başkanı [A.E.], Türkiye Sakatlar Derneği Çorlu Şubesi, O. [adlı iş yeri], Ticaret ve Sanayi Odasının birlikte düzenlediği Engelli Misiniz ? Engel Siz Misiniz ? farkındalık etkinliğine katıldılar. Farkındalık yaratan, destek veren, etkinliği düzenleyen tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz." açıklamasına yer verildiği, ikinci görselde küçük bir çocuğun fotoğrafının bulunduğu, üçüncü görselde yetişkinlerin ve çocukların Kurum binası önünde, ellerinde A4 kağıtlara yazılı yazıları gösteren toplu bir fotoğraf olduğu, altındaki yazıda da "Dr. [B.M.P.] - Otizmi Anlamanın Bambaşka Bir Yolu" adlı yazı bulunduğu, yazıda otizmden söz edildiği,
iii. Kurumun Facebook sosyal medya hesabının herkese açık olduğu; bu hesaba girildiğinde, Kurumu ve programları tanıtıcı içeriklere yer verildiği, personel arama ilanının olduğu, yapılan bazı etkinliklerin paylaşıldığı, bu etkinliklerin ses, görüntü ve video kayıtlarının genel ağ ortamında yüklü olduğu ve etkinlik fotoğraflarında öğrencilerin yer aldığı,
iv. Başvurucunun temsilcisi ve Kurum müdürü olan Erhan Kurtay maarif müfettişlerine verdiği ifadesinde; incelemeye konu fotoğrafları yerel gazetede gördüğünü, bunlardan birinin Sakatlar Derneğinin bir etkinliğinde çekildiğini, bu etkinliğe sadece öğretmenlerinin katıldığını, fotoğraflardaki çocukların anılan derneğin okuluna kayıtlı kişiler olduğunu, bu fotoğraf ve haberde kendileri tarafından yapılan bir açıklama olmadığını, diğer fotoğrafın Lösemili Çocuklar Vakfının etkinliğinde çekilip bu vakfın internet sitesinde yayınlandığını, burada da kendi kurumları tarafından bir açıklama yapılmadığını, bu fotoğrafların ilân veya reklâm içermediğini, sadece yapılan etkinliğin görüntülerini içerdiğini, Kurumun sadece Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde hesabının olduğunu, burada da öğrenciler ve velileriyle yapılan bazı etkinliklere dair fotoğrafları paylaştıklarını, bu hesabı da yalnızca öğrenci velilerinin takip ettiğini, bu hesabı da reklâm ya da ilân vermek için kullanmadığını söylediği,
v. Kurumun Facebook paylaşımları itibarıyla, konuya ilişkin yer verilen yasal ve idari düzenlemeler doğrultusunda kurum müdürü Erhan Kurtay'ın 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesine aykırı olarak görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde kusurlu davranması nedeniyle bu kişiye kınama cezası verilmesi gerektiği,
vi. Ayrıca 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinde özel eğitim kurumunun gerçeğe aykırı veya yanıltıcı reklâm veya ilân vermesinin, reklâm veya ilânlarda öğrenci resmi ya da bilgilerini kullanmasının yasaklandığı, bu eylemin anılan madde uyarınca idari para cezası gerektiren bir kabahat olduğu, dolayısıyla söz konusu eylem nedeniyle Kurum hakkında idari para cezası da verilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.
4. Müdürlük anılan raporda yer verilen, Kurumun gerçekleştirdiği etkinliklere ait Facebook hesabında paylaştığı görsellerde öğrencilere ait fotoğrafları kullandığına dair tespitler doğrultusunda Kurum temsilcisi Erhan Kurtay'a kınama cezası, Kuruma da 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (b) bendi uyarınca 10.147,50 TL idari para cezası vermiştir.
5. Başvurucu anılan idari para cezasının kaldırılması için iptal başvurusunda bulunmuştur. Başvuru dilekçesinde özetle;
i. Eylemin iki paylaşımdan ibaret olduğunu, kullanılan görselin ilkinde, Lösemi tanısı nedeniyle tedavi edilen bir öğrencinin annesinin ricası üzerine ona destek olmak için bu fotoğrafın çekildiğini, anne ve çocuğuna manevi olarak yanlarında oldukları mesajını vermek istediklerini, fotoğraf çekilmesini çocuğun annesinin istediğini, löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna, kullanılan maskelerin hasta çocuğu enfeksiyondan korumak amacıyla takıldığına dair farkındalığı artırmak için paylaşım yapıldığını,
ii. Diğer paylaşımın, Türkiye Sakatlar Deneği Çorlu Şubesinin, [O.] adlı işyerinin ve Çorlu Ticaret Odasının birlikte düzenlediği "Engelli Misiniz ? Engel Siz Misiniz ?" adlı farkındalık etkinliğine dair haber paylaşımı olduğunu,
iii. Bir paylaşımın ilân/reklâm olarak değerlendirilmesi için paylaşımda malın ya da hizmetin sürümünü artırma, onu pazarlama amacı güdülmesi gerektiğini, söz konusu paylaşımların ise ilân ya da reklâm unsuru içermediğini ve ancak kişilerin ziyaret amacıyla Kurumun Facebook sayfasına girdiklerinde görebilecekleri paylaşımlar olduğunu, bu nedenle paylaşımların potansiyel müşteri kitlesine ulaşma amacı da taşımadığını,
iv. Paylaşımlara konu etkinlikleri kendi Kurumlarının yapmadığını, dolayısıyla paylaşımlarda Kurumu tanıtma amacının da bulunmadığını ileri sürmüştür.
6. Başvurucu dilekçesinde ayrıca, Kurum müdürü Erhan Kurtay hakkında verilen kınama cezasının iptali için açılan idari dava sonucunda Tekirdağ 2. İdare Mahkemesinin (İdare Mahkemesi) söz konusu idari işlemin iptaline karar verdiğini, dolayısıyla bu cezaya dayanak olan eylemin gerçekleşmediğinin İdare Mahkemesi kararıyla da ortaya konulduğunu beyan etmiştir. Başvurucu, dilekçeye anılan mahkeme kararını da eklemek suretiyle bu kararı Hâkimliğin bilgisine sunmuştur. Anılan kararda kınama cezasına konu sosyal medya paylaşımlarının içeriğine değinildikten sonra bu içeriklere dair yer verilen değerlendirmeler ve ulaşılan sonuç şöyledir:
i. Söz konusu paylaşımların toplumdaki birtakım bireylerinin sorunlarına dikkat çekmek ve bu yönde bir farkındalık yaratmak amacıyla yapıldığı, dolayısıyla reklâm veya ilân olarak değerlendirilemeyeceği,
ii. Bu paylaşımlardaki çocuk fotoğraflarının Kurumun öğrencileri olup olmadığı noktasında bir kesinliğin bulunmadığı, diğer yandan söz konusu çocuklar Kurumun öğrencileri olsalar dahi fotoğraflarının reklâm ya da ilân amacıyla paylaşıldığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konamadığı, bu hâliyle 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (b) bendinde öngörülen yasağa aykırı davranışın gerçekleştirildiğinden söz edilemeyeceği,
iii. Somut olayda, Kurumun sosyal medya hesabından reklâm ve ilân amacıyla paylaşımlarda bulunulduğu gerekçesiyle Kurum müdürü olan Erhan Kurtay'a, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinde öngörülen "görev mahallinde kurumlarca belirtilen usul ve esasların yerine getirilmesinde kusurlu davranmak" şeklinde isnat olunan eylemin sübut bulmadığı sonucuna ulaşılmış ve kınama cezasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.
7. İdare Mahkemesinin iptal kararına yönelik davalı idarenin istinaf kanun yolu başvurusu İdare Mahkemesinin 4/6/2021 tarihli kararıyla süre yönünden reddedilmiş, İdare Mahkemesi 27/10/2021 tarihinde düzenlediği kesinleşme şerhinde, davalı idareye 14/7/2021 tarihinde tebliğ edilen bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle kararın 7/9/2021 tarihinde kesinleştiği açıklamasına yer vermiştir.
8. Çorlu 2. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) 15/9/2021 tarihinde başvurucunun iptal başvurusunu reddetmiştir. Ret kararının gerekçesinde Hâkimlik, başvurucunun iptal başvurusunda dile getirdiği itirazlara, soruşturma raporuna, konuya ilişkin 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinde yer verilen yasal düzenlemeye ve ibraz edilen İdare Mahkemesi kararındaki değerlendirmelere değindikten sonra, söz konusu Facebook hesabının başvurucuya ait bir işletme hesabı olduğu, kullanılan fotoğrafların başka sosyal medya platformlarından alınmadığı ve doğrudan bu işletme hesabında paylaşıldığı, işletme hesabı olması sebebiyle de fotoğrafların doğal olarak Kurumu ve faaliyetlerini tanıtmak amacıyla paylaşıldığı, böylelikle 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinde öngörülen kabahat eyleminin sabit olduğu sonucuna ulaşmıştır.
9. Başvurucunun Hâkimlik kararına yönelik itirazı, Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 11/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere reddedilmiştir.
10. Başvurucu, nihai kararı 1/12/2021 tarihinde öğrendikten sonra 28/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
12. Başvurucu; Kurumun sosyal medya hesabında yapılan sosyal medya paylaşımlarının Kurumu tanıtma amaçlı ilân ya da reklâm niteliği taşımadığına dair aşamalarda ileri sürdüğü, iptal başvurusunun sonucuna etkili itirazlarına Hâkimlikçe ve kanun yolu incelemesinde ayrı ve açık yanıt verilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
13. Başvuru, adil yargılanma hakkının görünümlerinden olan gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, kişilerin hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve bu amaca uygunluk yönünden yargılamanın denetlenmesini amaçlamaktadır. Mahkeme kararlarının, davanın temel maddi ve hukuki sorunları ile taraflarca ileri sürülen ve davanın sonucunu etkileyen iddia ve itirazlar hakkında delillerle bağ kurulmak suretiyle yeterli gerekçe içermesi zorunludur. Uyuşmazlığın hukuki ve maddi sorunlarıyla ilgisiz değerlendirmelere kararda yer verilmesi de gerekçeli karar hakkıyla bağdaşmamaktadır. Karar gerekçesinin belirtilen unsurları taşıması, yargılamanın adil yargılanma hakkı güvencelerine uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğinin taraflarca öğrenilmesini sağladığı gibi ayrıca demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir (bazı ekleme ve farklılıklarla birlikte bkz. Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).
16. Diğer taraftan kanun yolu incelemesi yapan merciin, yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya aynı atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterli görülebilir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince karşılanmayan veya ancak ilk defa kanun yolu merciine ileri sürülebilecek nitelikteki esaslı iddia ve itirazların kanun yolu merciince de değerlendirilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açabilir (bazı ekleme ve farklılıklarla birlikte bkz. Mehmet Yavuz [1.B.], B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51).
17. Somut olayda Hâkimliğin gerekçeli kararına göre başvurucunun iptal başvurusunun reddedilmesinde dayanılan deliller, içerisinde çocukların olduğu fotoğrafların başvurucuya ait Kurumun Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yer alan hesabında paylaşılması ve bu hesabın doğrudan Kuruma ait işletme hesabı olarak kullanılmakta olmasıdır (bkz. § 8).
18. Başvurucu ise konuya ilişkin mevzuatta öğrencilerin fotoğraflarının yayınlanmasının her durumda değil, yalnızca Kurumu tanıtıcı mahiyette verilen reklâm ve ilânlar bakımından yasaklandığını vurgulamış ve söz konusu fotoğrafların reklâm ya da ilân niteliği taşımadığını, yayınlama eyleminin de Kurumu tanıtma amacıyla yapılmadığını ileri sürmüştür. Buna ek olarak soruşturma raporunda yer verilen ifadesinde ve iptal başvuru dilekçesinde başvurucu, hesapta yayınlanan fotoğraflara konu etkinliklerin kendi Kurumları tarafından gerçekleştirilmediğini, bu etkinliklerden birine öğrencileri yerine sadece Kurumun öğretmenlerinin katıldığını, fotoğrafların da etkinliklere dayanak olan konulara ilişkin farkındalık yaratıp ilgililere bu konularda destek olmak amacıyla paylaşıldığını savunmuştur (bkz. §§ 3, 5).
19. Diğer yandan başvurucu, aynı olay nedeniyle Kurum müdürü Erhan Kurtay hakkında verilen kınama cezasının iptali için açılan davada İdare Mahkemesinin, söz konusu fotoğraflardaki çocukların Kurumun öğrencileri olup olmadığının belli olmadığı, öğrenci oldukları kabul edilse dahi Kurumun söz konusu fotoğrafları tanıtım için ilân ya da reklâm vermek amacıyla paylaşmadığı sonucuna ulaşarak kınama cezasının iptaline ilişkin verdiği kararı da sunarak Hâkimliği bilgilendirmiştir (bkz. § 5).
20. Başvurucu hakkındaki idari para cezasına dayanak olan 5580 sayılı Kanun'un "Denetim, reklâm ve ilânlar" kenar başlıklı 11. maddesinde kurumların ancak amaçlarına uygun tanıtıcı mahiyette reklâm ve ilân verebilecekleri belirtilmiş; aynı Kanun'un "Kurum açma izninin iptali, kurumun kapatılması, devri ve nakli" kenar başlıklı 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca da kurumların reklâm veya ilânlarda öğrenci resim ya da bilgilerini kullanması bir kabahat olarak düzenlenmiş ve bu eylemin yaptırımı olarak brüt asgari ücretin beş katı idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenlemeler gözönüne alındığında iptal başvurusuna konu olayda bu kabahatin unsurlarının oluşması bakımından yapılan paylaşımlarda yer verilen kişilerin öğrenci olup olmadığının ve bu fotoğrafların aleni olarak paylaşılmasının Kurumu tanıtıcı ilân veya reklâm verme niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi önem taşımaktadır.
21. Buna rağmen Hâkimlik, Kuruma ait Facebook adlı sosyal medya sitesindeki hesabın işletme hesabı olduğuna ve paylaşımların doğrudan Kurum tarafından yapılmış olmasına vurgu yapmış; salt anılan hesabın işletme hesabı olmasına dayalı olarak çocukların yer aldığı fotoğrafların bu hesap üzerinden paylaşılmasını Kurumu tanıtıcı mahiyette bir eylem, dolayısıyla söz konusu kabahatin unsurlarının oluşması açısından başvurucu aleyhine bir durum olarak kabul etmiştir (bkz. § 8).
22. Ancak Hâkimlik kararında, paylaşılan fotoğraflardaki kişilerin öğrenci olup olmadığı, kullanılan sosyal medya hesabının salt işletme hesabı olmasının burada yapılan tüm paylaşımların hangi nedenle doğrudan Kurumu tanıtma amacıyla reklâm veya ilân verme niteliği taşıdığının kabul edilmesine dayanak oluşturduğu açıklanmamıştır. Gerekçelerde birtakım değerlendirmeler bulunmaktaysa da başvurucunun, İdare Mahkemesinin aynı olgulara ilişkin özellikle paylaşımların reklâm veya ilân verme niteliği taşıdığının ortaya konulamadığına ilişkin yaptığı lehe değerlendirmelerle benzer mahiyetteki açık ve ayrı cevaplanmasını gerektiren ve yukarıda anılan iddiaları karşılanmamıştır. Bu nedenle başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
24. Başvuruda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığından, varılan sonuca ve uygun görülen giderime göre başvurucunun suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile ayrımcılık yasağının da ihlal edildiğine ilişkin diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
25. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.
26. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1.B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
27. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır.Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Çorlu 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (2021/1486 D. İş) GÖNDERİLMESİNE,
E. 487,60 TL başvuru harcından oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.