logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fatma Aslan [2.B.], B. No: 2022/100111, 5/6/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATMA ASLAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/100111)

 

Karar Tarihi: 5/6/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Fatma ASLAN

Vekili

:

Av. Gülbin ŞAHİN DAĞHAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, basit yaralama, kamu malına zarar verme, tasarlayarak öldürme, yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi öldürme, mala zarar verme, devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında başvurucu 26/5/2016 tarihinde gözaltına alınmıştır. Başvurucu, devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçundan tutuklanması istemiyle sevk edildiği Nusaybin Sulh Ceza Hâkimliğince 30/5/2016 tarihinde atılı suçtan tutuklanmıştır.

3. Soruşturma sonucunda 15/9/2017 tarihinde başvurucu ve diğer 16 şüpheli hakkında yukarıda belirtilen atılı suçlardan iddianame düzenlenmiştir. İddianamenin Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) tarafından kabul edilmesiyle kovuşturma evresi başlamıştır.

4. Mahkemece 8/4/2019 tarihinde başvurucu yönünden dosya tefrik edilmiş ve başvurucunun yargılaması yeni bir esas numarası üzerinden devam etmiştir. Mahkeme 16/10/2019 tarihinde başvurucunun devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan 13 yıl, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 7 yıl 6 ay, kamu malına zarar verme suçundan ise 1 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkeme başvurucunun terör örgütünün nihai amacını gerçekleştirmek için silahlı çatışmalara girdiğini ancak hangi mağdura karşı öldürme eylemleri gerçekleştirdiğinin belirlenemediğini, mağdur sayısının belirlenememesi nedeniyle asgari seviyede bir kez adam öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasının gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu hakkında diğer suçlar açısından karar verilmesine yer olmadığına ya da beraat kararları verilmiştir. Mahkeme başvurucunun tutukluluk hâlinin hükümle birlikte devamına karar vermiştir.

5. Anılan kararlara karşı başvurucu tahliye talebini de içeren dilekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi 5/12/2019 tarihinde başvurucunun kamu malına zarar verme suçu açısından beraatine, diğer suçlar açısından ise istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

6. İstinaf Mahkemesi tarafından verilen bu karar başvurucu tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 26/1/2022 tarihinde başvurucu hakkında verilen hükmü bozmuş ve dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

7. Bozma üzerine yapılan yargılamada Mahkeme 22/4/2022 tarihli ilk duruşmada devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kanuni tutukluluk süresini doldurduğu gerekçesiyle başvurucunun tahliyesine karar vermiştir. Ancak aynı duruşmada Mahkeme kasten öldürmeye teşebbüs suçundan başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir.

8. Başvurucu 10/10/2022 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile tahliyesini talep etmiş ancak bu talebi 11/10/2022 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Bu karara karşı yapılan itirazı değerlendiren Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi 12/10/2022tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

9. Başvurucu 14/11/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

10. Mahkeme 24/11/2022 tarihinde başvurucunun devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan 13 yıl, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkeme başvurucunun tutukluluk hâlinin hüküm ile birlikte devamına da karar vermiştir.

11. Yargıtay 3. Ceza Dairesi 13/9/2023 tarihinde mahkûmiyet hükümlerini onamıştır.

12. Başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmasına Komisyonca karar verilmiştir. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu, uzun süredir tutuklu olduğunu ve tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aştığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Bakanlık 30/5/2016 tarihli ilk tutuklama kararına ilişkin olarak başvurucunun 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi kapsamında tazminat yoluna başvurmadığını, ayrıca 16/10/2019 tarihinde ilk mahkûmiyetle birlikte tutukluluğun devamına karar verildiğini, bu kararın tefhim edildiği 16/10/2019 tarihinden itibaren otuz gün içinde bireysel başvuru yapılması gerekirken 14/11/2022 tarihinde bireysel başvuru yapıldığını belirtmiştir. 22/4/2022 tarihli ikinci tutukluluğunmakul süreyi aştığı iddiası bakımından ise yapılacak incelemede ilgili mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihatlarının vesomut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.

15. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye edilmiş veya hükümlü hâle gelmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515, 28/9/2016, §§ 48-62; İrfan Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016, §§ 33-45; Ahmet Kubilay Tezcan, B. No: 2014/3473, 25/1/2018, § 26). Somut olayda başvurucu, devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçundan 30/5/2016 tarihinde tutuklanmış, 22/4/2022 tarihli duruşmada bu suçtan tahliye edilmiştir. Ancak aynı duruşmada kasten öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanmasına karar verilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda başvurucunun her iki suçtan da mahkûmiyetine karar verilmiş ve hükümle birlikte tutukluluğunun devamına karar verilmiştir. Dolayısıyla başvurucu yönünden anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durumun olmadığı anlaşılmıştır.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucu, yargılamanın makul süreyi aştığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

18. Bakanlık, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası bakımından Anayasa Mahkemesi içtihatlarının, olağanüstü hâl ve pandemi koşulları ile somut olayın kendine özgü şartlarının gözönünde bulundurulması gerektiğini belirtmiştir.

19. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Dolayısıyla makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 5/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Fatma Aslan [2.B.], B. No: 2022/100111, 5/6/2024, § …)
   
Başvuru Adı FATMA ASLAN
Başvuru No 2022/100111
Başvuru Tarihi 14/11/2022
Karar Tarihi 5/6/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi