logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Erkut Bakıcı [2. B.], B. No: 2022/105470, 17/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERKUT BAKICI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/105470)

 

Karar Tarihi: 17/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Hüseyin ERAL

Başvurucu

:

Erkut BAKICI

Vekili

:

Av. Enes Malik KILIÇ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ByLock deliline ilişkin veriler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) hakkında Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında ifade veren şüpheli M.Ç.nin 2013-2016 yıllarında katıldığı sohbet toplantılarına o tarihte Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olan başvurucunun da katıldığını beyan etmesi üzerine başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında soruşturma başlatılmıştır.

3. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan başvurucu; matematik öğretmeni olarak çalıştığını, Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif Eğitim-Sen) ile Karacabey Eğitim Gönüllüleri Derneğine üye olduğunu, 2016 yılına kadar Zaman gazetesi aboneliğinin bulunduğunu, 2009 yılında kullandığı konut kredisi için Asya Katılım Bankası (Bank Asya) hesabı açtığını, kimsenin talimatı üzerine hesaba para yatırmadığını ve örgütün sohbetlerine de katılmadığını beyan etmiştir.

4. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma şüphesiyle 21/8/2016 tarihinde gözaltına alınmış; 23/8/2016 tarihinde ise tutuklanmıştır.

5. Soruşturma kapsamında başvurucunun kullandığını beyan ettiği GSM hattına ait sorgu sonucuna göre ByLock kullandığına dair rapor dosyaya gönderilmiştir. Diğer taraftan Bank Asya hesaplarına ilişkin hesap hareketleri ile el konulan dijital materyallerine ilişkin rapor temin edilmiş ve hazırlanan fezleke Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) gönderilmiştir.

6. Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 13/2/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle tanık M.Ç.nin başvurucunun örgütün sohbet toplantılarına katıldığına ve öğretmenler arasında lider konumda bulunduğuna dair beyanlarda bulunduğu, başvurucunun örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock'un kullanıcısı olduğu, Bank Asya hesap hareketlerinde önemli miktarlarda artış tespit edildiği, 2014 yılında Aktif Eğitim-Sen'e üye olduğu, örgütle iltisaklı Karacabey Eğitim Gönüllüleri Derneğine üye olduğu, evinde yapılan aramada örgüt liderine ait kitaplar ele geçirildiği ve yine Zaman gazetesi aboneliğinin bulunduğu belirtilerek atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.

7. İddianamenin kabulüyle açılan dava, Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkeme, 28/2/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- başvurucunun Bank Asyadaki hesabında 2012 yılından itibaren gerçekleştirilen hesap hareketlerinin gönderilmesinin istenmesine, ByLock kullanıcı kayıtlarının araştırılmasına ve tanık M.Ç.nin dinlenmesi için istinabe mahkemesine yazı yazılmasına karar verilmiştir.

8. Birinci celse öncesinde başvurucuya ait ByLock sorgu raporu dosyaya gönderilmiş, İçerik ve Değerlendirme Tutanağı'na ilişkin araştırmaların devam ettiği bildirilmiştir. Bank Asya hesap hareketlerine ilişkin kayıtlar da dosyaya gönderilmiştir.

9. Yargılama beş celsede tamamlanmıştır. Birinci celsede başvurucunun savunması alınmıştır. Başvurucu savunmasında özet olarak tanık M.Ç.nin beyanlarının asılsız olduğunu, ByLock kullanmadığını, Bank Asya hesabını konut kredisi kullandığı için açtığını, üyesi olduğu sendika ve derneğe yasal faaliyetleri nedeniyle katıldığını, örgütle ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkeme, ByLock kayıtlarıyla ilgili bağlantı tarihlerini ve yazışmaları da içerecek şekilde ayrıntılı tespit tutanağının düzenlenmesine ve başvurucuya ait GSM hattının HTS ve CGNAT kayıtlarının istenmesine karar vererek celseyi ertelemiştir.

10. Celse arasında adres araştırması neticesinde tanığa ait yeni adres tespit edilemediğine ilişkin kolluk tutanağı ile tanığa ulaşılamadığı gerekçesiyle istinabe evrakının iadesine dair cevap dosyaya gönderilmiştir. İkinci celse HTS ve CGNAT kayıtları dosyaya gönderilmiştir. Mahkeme ByLock kayıtlarıyla ilgili ayrıntılı tespit tutanağının beklenmesine karar vermiştir. Üçüncü celsede başvurucu müdafii, tanık M.Ç.nin ifade vermemek için Mahkemeden kaçtığını beyan ederek tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesini talep etmiştir.

11. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) temin edilen CGNAT kayıtlarında başvurucunun kullandığı 0505....50 numaralı GSM hattının takılı olduğu 286.....26 IMEI numaralı cep telefonu cihazına takılarak kullanılmak suretiyle 17/10/2015-7/11/2015 tarihleri arasındaki dönemde ByLock programının internet erişiminde kullanılan IP numaraları ile bağlantı sağlandığının tespit edildiği bildirilmiştir. Diğer taraftan Bursa İl Emniyet Müdürlüğü tarafından başvurucu tarafından kullanıldığı tespit edilen ByLock programına ilişkin kayda dair içeriklerin bulunamadığı bildirilmiştir.

12. Dördüncü celsede ise Cumhuriyet savcısının mütalaası doğrultusunda Mahkemece tanık M.Ç.nin dinlenmesinden vazgeçilmesine ve önceki beyanlarının okunmasıyla yetinilmesine karar verilmiştir. Ayrıca başvurucunun 2008 yılında açılan Bank Asya hesaplarına ilişkin 2012 yılından itibaren yapılan incelemeyi içeren bilirkişi raporu ile HTS kayıtları dosyaya gönderilmiştir. Aynı celsede Cumhuriyet savcısı tarafından başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebini içeren esas hakkındaki mütalaa sunulmuştur. Mahkeme mütalaaya karşı yazılı savunma sunmak üzere başvurucuya süre vermiştir.

13. Başvurucu celse arasında sunduğu yazılı savunmasında; ByLock kullanmadığını, CGNAT kayıtlarına göre 64 defa uygulamaya giriş yaptığına dair tespitin hatalı olabileceğini, teknik bir inceleme yapılması gerektiğini, mesaj içeriklerinin dosyada bulunmadığını, kullanıcı adının tespitinin gerektiğini ve örgütle herhangi bir bağlantısının bulunmadığını beyan etmiştir. Beşinci celsede Mahkeme başvurucunun ByLock kayıtlarına yönelik teknik inceleme talebi hakkında herhangi bir karar vermemiştir. Aynı celsede Mahkemece başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit kabul edilerek örgüt üyeliği suçundan alt sınırdan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında; başvurucunun kullandığını beyan ettiği GSM hattı üzerinden birbiriyle uyumlu HTS ve CGNAT kayıtlarına göre ByLock kullandığının tespit edilmesi, kanun hükmünde kararname ile kapatılan örgütle bağlantılı Aktif Eğitim-Sen ve Karacabey Eğitim Gönüllüleri Derneği üyesi olması, tanık M.Ç.nin başvurucunun son döneme kadar sohbetlere katıldığı ve sohbet organize ettiğine dair beyanları ile 17/25 Aralık döneminden sonra Bank Asya hesabına para yatırmış olması hususlarına dayanılmıştır.

14. Başvurucu müdafii istinaf dilekçesinde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.

15. Başvurucunun istinaf talebi Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince (Daire) "...ByLock'un sanık [başvurucu] tarafından kullanıldığının dijital deliller olan HIS (CGNAT) kayıtları, HTS kayıtları, numara kullanan IMEI kayıtları üzerinde yapılan teknik araştırma neticesinde kesin olarak tespit edildiği" belirtilerek 27/6/2018 tarihinde esastan reddedilmiştir.

16. Başvurucu, temyiz dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- ByLock kullanmadığını, içerik ve kullanıcı bilgilerinin araştırılmadığını ve ByLock kullandığına ilişkin teknik rapor alınmadığını belirtmiştir.

17. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Daire kararını "...Toplanan deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup şüpheye yer bırakmamış olması karşısında sanığın [başvurucu] ByLock kullandığına ilişkin ayrıntılı ByLock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesinin sonuca etkili görülmediği[ni]..." belirterek 12/10/2022 tarihinde onamıştır.

18. Başvurucu, nihai hükmü 29/11/2022 tarihinde öğrendikten sonra 7/12/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

19. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, adil yargılanma hakkı kapsamındaki bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, tanık sorgulama hakkı, gerekçeli karar hakkı, makul sürede yargılanma hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile suçta ve cezada kanunilik ilkesi dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna ve anılan haklara ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

20. Başvurucu, ByLock kullanmadığına ilişkin savunmalarının araştırılmasına yönelik olarak HTS ve CGNAT kayıtları üzerine bilirkişi incelemesi yapılmadığını beyan ederek silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

21. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisinin esasen yargılama merciine ait olduğu, mevcut bir yargılamada sunulan delilin geçerli olup olmadığı, delil sunma ve inceleme yöntemlerinin yasaya uygun olup olmadığını denetlemenin Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmadığı belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü şikâyetlerle benzer açıklamalarda bulunmuştur.

22. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri çerçevesinde incelenmiştir.

23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

24. Anayasa Mahkemesi Esra Saraç Arslan ([GK], B. No: 2019/10514, 28/12/2022) başvurusunda ByLock deliline ilişkin veriler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasını değerlendirmiştir. Anılan başvuruda ilk derece mahkemesi, başvurucunun ByLock kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talebini reddetmiş ve ByLock sorgu sonucu raporu ile CGNAT kayıtlarına istinaden başvurucunun ByLock kullanıcısı olduğunu kabul ederek mahkûmiyet kararı vermiştir. Yargıtay, başvurucunun sulh ceza hâkimliğinde verdiği ve ByLock programını merakından dolayı indirdiği ancak kullanmadan sildiği yönündeki beyanına dayanarak ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı getirilmeden karar verilmesinin sonuca etkili olmadığını belirtmiş ve hükmü onamıştır. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin mahkûmiyete gerekçe gösterdiği olguların varlığı yönünden sadece Emniyet Müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan sorgu sonucu raporunu ve CGNAT kayıtlarını dikkate almasının, tutuklu yargılanan başvurucunun bu tutanak ve kayıtların doğruluğunun ve güvenilirliğinin sınanması için talep ettiği bilirkişi incelemesinin yeterli bir inceleme/değerlendirme yapılmadan reddedilmesinin başvurucuyu iddia makamı karşısında usule ilişkin imkânlardan yararlanma noktasında önemli ölçüde dezavantajlı konuma düşürdüğünü tespit etmiş ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar vermiştir (Esra Saraç Arslan, §§ 55-60).

25. Somut olayda başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûm olmasında dayanılan deliller; CGNAT ve HTS verileri kapsamında başvurucunun ByLock programı kullanıcısı olması, sorgulayamadığı tanık M.Ç.nin başvurucunun örgütün sohbet toplantılarına katıldığına ve öğretmenler arasında lider konumda bulunduğuna dair beyanları, 2012 yılı sonrasına ait Bank Asya hesap hareketleri ile örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan sendika ve dernek üyeliklerinin bulunması olarak açıklanmıştır.

26. Yargıtay uygulamasına göre kişilerin Bank Asya nezdindeki mutat bankacılık işlemleri örgütsel faaliyet veya örgüte yardım olarak kabul edilmemektedir [birçok karar arasından bkz. (Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 5/3/2019 tarihli ve E.2018/6408, K.2019/1447; 2/3/2021 tarihli ve E.2019/5505, K.2021/1793 sayılı kararları]. Bununla birlikte bu kişilerin örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin örgüte üye olma suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etme olarak kabul edilebileceği anlaşılmıştır [(Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 15/1/2019 tarihli ve E.2018/4959, K.2019/145 sayılı kararı]. Ancak sanığın örgüt liderinin talimatı ile işlem yaptığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tespit edilmesi bakımından sanığın Bank Asya nezdindeki -2014 yılı öncesi de dâhil olmak üzere- hesap açılış bilgileri, aylık bakiye gelişimi ve tüm hesap hareketlerine ilişkin kayıtlar dosyaya celbedilip incelenerek, temin edilen kayıtlar üzerinde uzman bilirkişi raporu alınıp örgüt liderinin talimatından sonra bu talimat doğrultusunda katılım hesabı açma, döviz veya altın alma, para yatırma vb. işlemlerinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekir [(Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18/5/2021 tarihli ve E.2019/2369, K.2021/3193 sayılı kararı].

27. Anayasa Mahkemesi Mustafa Özterzi ([GK], B. No: 2016/14597, 31/10/2019) kararında örgütsel amaçlarla yapıldığını gösteren somut olgular ortaya konulmadığı sürece yalnızca FETÖ/PDY'ye aidiyeti veya örgütle iltisakı, irtibatı belirlenen sivil toplum örgütüne üye olunmasının örgütsel bir ilişki bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulünü mümkün görmemiştir (Mustafa Özterzi, §§ 105, 106; aynı yöndeki değerlendirmeler için ayrıca bkz. Mustafa Açay [1. B.], B. No: 2016/66638, 3/7/2019, § 61; İlker Deniz Yücel [2. B.], B. No: 2017/16589, 28/5/2019, § 86; Murat Aksoy [GK], B. No: 2016/30112, 2/5/2019, § 79; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, § 146; mahkûmiyet kararı yönünden benzer değerlendirmeler için ayrıca bkz. Bilal Celalettin Şaşmaz [1. B.], B. No: 2019/20791, 18/10/2022, §§ 17, 18, 57).

28. Gerekçeli karar içeriği, Yargıtay uygulaması ile tanık beyanının kapsamı gözönüne alındığında başvurucunun terör örgütü üyeliği suçundan mahkûm edilmesinde dayanılan -tek olmasa da- belirleyici delilin ByLock kullanımı iddiasına ilişkin veriler olduğu anlaşılmaktadır. Başvurucu, yargılamanın tüm aşamalarında ByLock kullanıcısı olduğu iddiasına itiraz etmiş; ByLock tespitine konu GSM hattının kendisine ait olduğunu ancak söz konusu programı kullanmadığını savunmuştur. Mahkeme, başvurucunun ByLock kullanıcısı olduğu yönündeki kanaate kolluk birimleri tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan ByLock Sorgu Sonucu Tutanağı ve GSM hattına ait CGNAT kayıtlarına istinaden varmıştır. Gerekçeli kararda CGNAT kayıtlarının başvurucu ve yargılamaya konu olay özelinde irdelendiğine ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir.

29. Yargıtay içtihadı uyarınca kişinin ByLock kullanıcısı olduğunun tespiti açısından -somut olayda da olduğu gibi- sadece BTK'dan getirtilen CGNAT kayıtları yeterli delil olarak kabul edilmemektedir [birçok karar arasından bkz. (Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 30/6/2021 tarihli ve E.2020/2018, K.2021/4527; Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 4/10/2022 tarihli ve E.2021/18943, K.2022/5428 sayılı kararları].

30. Sonuç olarak ilk derece mahkemesinin mahkûmiyete gerekçe gösterdiği olguların varlığı yönünden Emniyet Müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan sorgu sonucu raporu ve CGNAT kayıtlarını dikkate alması karşısında yukarıda anılan Esra Saraç Arslan kararında açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

31. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Ömer ÇINAR bu sonuca katılmamıştır.

32. Başvuruda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verildiğinden ulaşılan sonuç ve uygun görülen giderim gözetilerek makul sürede yargılanma hakkı dışında adil yargılanma hakkı kapsamındaki bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, tanık sorgulama hakkı, gerekçeli karar hakkı ile suçta ve cezada kanunilik ilkesine ilişkin diğer şikâyetler hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

33. Başvurucunun yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Veysi Ado ([GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

34. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 2.000.000 TL manevi ve tutar belirtmeksizin maddi tazminat talebinde bulunmuştur.

35. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

36. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın neticesiyle ilgili bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

37. İhlalin niteliğine göre yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat, başvurucu uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE Ömer ÇINAR'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA OYBİRLİĞİYLE,

D. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/170, K.2018/60) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/7/2025tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY

Başvurucu, bylock deliline ilişkin kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Sayın Mahkemece yapılan değerlendirmede çoğunluk tarafından başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmiştir. Aşağıda belirtilen gerekçeler ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;

Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY hakkında yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli M.Ç., 2013-2016 yıllarında katıldığı sohbet toplantılarına o tarihte Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olan başvurucunun da katıldığını beyan etmiştir. Bunun üzerine başvurucu hakkında soruşturma başlatılmış ve soruşturma kapsamında ifadesi alınmıştır. Başvurucu ifadesinde, matematik öğretmeni olarak çalıştığını, Aktif Eğitim Sen ve Karacabey E.G. Derneği’ne üye olduğunu, 2016 yılına kadar Zaman Gazetesi aboneliğinin bulunduğunu, 2009 yılında konut kredisi kullanmak için Bank Asya hesabı açtığını, sohbete katılmadığını, talimat üzerine para yatırmadığını belirtmiştir. Başsavcılık başvurucu hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan iddianame düzenlemiş, Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesince iddianame kabul edilerek dava görülmeye başlanmıştır.

Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkeme, başvurucunun kullandığı telefon hattına ilişkin BTK’dan CGNAT kayıtlarını istemiştir. Gönderilen kayıtlarda başvurucunun kullandığı 0505…nolu cep telefonu hattının….26 IMEI numaralı cep telefonuna takılarak 17.10.2015-07.11.2015 tarihleri arasında bylock programının internet erişiminde kullanılan IP numaraları ile bağlantı sağlandığı, İl Emniyet Müdürlüğü tarafından ise bylock programının içerik bilgisinin bulunmadığı belirtilmiştir. Yine 2012 ve sonrası tarihlere ilişkin HTS kayıtları dosyaya gönderilmiştir. Yerel Mahkeme, HTS ve CGNAT kayıtları, başvurucunun Aktif Sen ve kapatılan Karacabey E.G. Derneğine üye olması, tanık M.Ç.’nin beyanları, Bank Asya hesap hareketlerini gerekçe göstererek başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar vermiş, söz konusu karar İstinaf ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Yargıtay’ın istinaf talebinin esastan reddine ilişkin onama kararında, dosyadaki delillerin vicdani kanaatin oluşması için yeterli olduğu, bylock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesinin sonuca etkili olmadığı belirtilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, Aydın Yavuz ve Diğerleri başvurusunda (Başvuru Numarası: 2016/22169, Karar Tarihi: 20/6/2017, R.G. Tarih ve Sayı: 30/6/2017-30110) darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanmaya ilişkin olarak FETÖ/PDY örgütünün özellikleri hakkında kapsamlı açıklamalara yer vermiştir. Söz konusu kararda Millî Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 20/7/2016 tarihli toplantısında darbe girişiminin değerlendirildiği, bu değerlendirmede darbe girişiminin FETÖ tarafından TSK içindeki mensupları vasıtasıyla başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla milleti ve devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı, yetkili makamlar tarafından yapılan çok sayıda sözlü ve yazılı açıklamada genel olarak, darbe teşebbüsünün Fetullah Gülen'in talimatı ile başlatıldığı ve onun onayladığı plan doğrultusunda TSK içinde yuvalanmış FETÖ/PDY mensupları, örgüt yöneticisi konumundaki kamu görevlileri, siviller ile polis ve jandarma içine sızmış FETÖ/PDY üyeleri tarafından icra edildiği belirtilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin aynı kararında (Aydın Yavuz ve Diğerleri) yetkili makamlarca ve soruşturma mercilerince 15 Temmuz darbe teşebbüsünün faili olduğu belirtilen FETÖ/PDY'ye ilişkin olarak özellikle son yıllarda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda bu yapılanmanın özelliklerine ve faaliyetlerine ilişkin birçok tespit ve değerlendirmeye yer verilerek, özetle; “i.FETÖ/PDY’nin başlangıçta özellikle din ve eğitim alanında faaliyet göstererek toplumda meşruiyet kazanmaya çalışmıştır. ii. FETÖ/PDY, bünyesinde bulunan ışık (talebe) evleri, okullar, yurtlar ve dershaneler aracılığıyla ulaştığı gençleri amaçları doğrultusunda yetiştirmiş ve bu kişiler yapılanmanın insan kaynağını oluşturmuştur…vii. FETÖ/PDY'nin yöneticileri ve üyeleri, faaliyetlerini gizlilik esasıyla yürütmekte ve gizliliği sağlayacak haberleşme yöntemleri kullanmaktadır…Gizlilik anlayışı, devlet yönetimi bakımından önemli görülen TSK, yargı, emniyet ve mülki idare birimlerinde ayrı bir titizlikle uygulanmaktadır… viii. FETÖ/PDY'nin gerçek amacı devleti ele geçirmektir…” hususları belirtilmiştir. Buna göre örgütün, devleti ele geçirmeye yönelik kadrolaştığı, 15 Temmuzdarbe girişiminde bulunduğu açık ve net bir şekilde sabittir.

Yerel mahkemece, FETÖ/PDY’nin yukarıda özetle bahsettiğimiz yapısı ve amaçları göz önünde tutularak, somut olayda soruşturma evresindeki tanık M.Ç.’nin ifadesi, başvurucunun kullandığı hat ve telefonun bylock bağlantısı, kapatılan sendika ve dernek üyelikleri ve Bank Asya hesabındaki hareketler gibi deliller değerlendirilerek başvurucu hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanması bireysel başvurunun ikincilliği ilkesi yargılamayı yapan derece mahkemelerinin görevidir. Anayasa Mahkemesinin görevi ise, yerel mahkemelerin yorumlarının açıkça keyfi veya bariz takdir hatası içerecek nitelikte olup olmadığını incelemektir. Başvurucu hakkında terör örgütü üyeliğinin sübut bulduğunu kabul eden yerel mahkeme, somut olay bağlamında tanık ifadelerini ve dosyadaki diğer delilleri değerlendirmiş, kararını gerekçelendirmiş ve hüküm kurmuştur. Yerel mahkemenin gerekçesi incelendiğinde hukuk kurallarının uygulanmasında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik de mevcut değildir.

Bu nedenlerle, somut olayda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edilmediği kanaatinde olduğumdan, aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

 

 

 

 

Üye

Ömer ÇINAR

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Erkut Bakıcı [2. B.], B. No: 2022/105470, 17/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı ERKUT BAKICI
Başvuru No 2022/105470
Başvuru Tarihi 7/12/2022
Karar Tarihi 17/7/2025
Resmi Gazete Tarihi 30/6/2017 - 30110

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ByLock deliline ilişkin veriler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) İhlal Yeniden yargılama
Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) İncelenmesine Yer Olmadığı
Gerekçeli karar hakkı (ceza) İncelenmesine Yer Olmadığı
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) İncelenmesine Yer Olmadığı
Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İncelenmesine Yer Olmadığı
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi Suç ve cezada kanunilik İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi