Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fazlı Atar [2. B.], B. No: 2022/11315, 26/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FAZLI ATAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/11315)

 

Karar Tarihi: 26/3/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Aydın DEMİREL

Başvurucu

:

Fazlı ATAR

Vekili

:

Av. Alperen İMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beraat kararı sonrası gözaltı tedbirine dayalı tazminat davasının reddine karar verilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme isnatlarıyla başlatılan soruşturma kapsamında 13/6/2018 tarihinde gözaltına alınmıştır. Başvurucu, aynı gün çıkarıldığı Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliği (Sulh Ceza Hâkimliği) tarafından adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakılmıştır.

3. Başvurucu hakkında aynı gün bireysel başvuru konusu olmayan üç farklı soruşturma kapsamında gözaltı tedbiri uygulanmıştır. Söz konusu soruşturmalar kapsamında başvurucu tutuklanarak ceza infaz kurumuna gönderilmiştir. Buna göre,

- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/22983 sayılı soruşturması kapsamında 13/6/2018 tarihinde tutuklanan başvurucunun beraatine karar verilmiş, söz konusu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/26523 sayılı soruşturması kapsamında 13/6/2018 tarihinde tutuklanan başvurucunun beraatine karar verilmiş, söz konusu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/10747 sayılı soruşturması kapsamında 13/6/2018 tarihinde tutuklanan başvurucunun mahkûmiyetine karar verilmiş, söz konusu karar istinaf talebinin esastan kesin olarak reddi sonrası kesinleştirilmiştir. Gerekçeli kararda ayrıca başvurucunun tutuklandığı tarih olan 13/6/2018 ile tahliye edildiği 11/9/2018 tarihi arasındaki sürelerin mahsubuna karar verildiği belirtilmiştir.

4. Başvurucu hakkındaki mahkûmiyetlere ilişkin düzenlenen farklı tarihlerdeki müddetnamelere göre başvurucunun 1/12/2017-13/6/2018 tarihleri arasında denetimli serbestlikte geçirdiği süre ile 13/6/2018-22/6/2018 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği süre toplam mahkûmiyet süresinden mahsup edilmiştir.

5. Başvuru konusu gözaltı tedbirine esas olay nedeniyle yapılan yargılama sonucunda 17/10/2019 tarihinde başvurucunun beraatine karar verilmiştir. Söz konusu karar istinaf edilmeksizin 18/11/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

6. Başvurucu tarafından uygulanan gözaltı tedbiri nedeniyle açılan tazminat davasında Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesince (Ağır Ceza Mahkemesi) davanın reddine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"...Kanıtlara göre: Davacı hakkında Mersin C. Başsavcılığının 2018/16192 esas sayılı iddianamesiyle Herkesin Girebileceği Bir Yerde Bırakılmakla Birlikte Kilitlenmek Suretiyle Hırsızlık, Mala Zarar Verme suçlarından Mersin 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/1044 esas sırasına kayden kamu davası açıldığı, Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2019/558 sorgu sayılı kararı ile yurt dışına çıkamamak ve imza atmak şeklinde adli kontrol altına alınmasına karar verildiği, Mersin 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/1044 esas 2019/873 karar sayılı kararı ile hakkında beraat kararı verildiği, işbu kararın 18/11/2019 tarihinde kesinleştiği, Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/12/2019 tarihli cevabi yazısında, davacının 2018/1044 esas sayılı dosyada gözaltında veya tutuklulukta kalmadığının bildirildiği, Mersin İl Emniyet Müdürlüğünün 21/1/2020 tarihli cevabi yazısı ile davacının gözaltına alınmadığının bildirildiği, davacının gözaltına alındığına dair bir evraka rastlanılmadığı, davacının gözaltında kalmadığı anlaşılmakla tazminat talebinin reddine karar verilmiştir..."

7. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi 20/12/2021 tarihinde istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.

8. Başvurucu, nihai hükmü 26/1/2022 tarihinde öğrendikten sonra 28/1/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu, beraat kararı sonrası gözaltı tedbirine yönelik açtığı tazminat davasının reddedildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

11. Başvuru formunda başvurucu vekili tarafından her ne kadar gözaltı tedbirinin 13/6/2018-14/6/2018 tarihleri arasında gerçekleştirildiği ifade edilmekte ise de yapılan incelemede Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 13/6/2018 tarihi itibarıyla başvurucunun atılı isnat yönünden serbest bırakıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle başvurucu vekilinin iddiasının aksine sadece 13/6/2018 tarihinde gözaltında kaldığı anlaşılan başvurucunun şikâyetleri kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Anayasa Mahkemesinin Gülseren Çıtak ([GK], B. No: 2020/1554, 27/4/2023, §§ 36-39) kararındaki ilkeler uyarınca başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiası bakımından başvuru yollarının tüketildiği kabul edilmiştir. Öte yandan iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olup olmadığı bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir.

13. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 19. maddesi kapsamında hürriyetten yoksun bırakma kavramını tanımlamıştır. Buna göre hürriyetten yoksun bırakma, bir kimsenin kısıtlı bir alanda ihmal edilemeyecek bir süre için tutulması ve bu kişinin söz konusu tutmaya rıza göstermemiş olması şeklinde ifade edilebilecek iki unsuru içermektedir (Cüneyt Kartal [2. B.], B. No: 2013/6572, 20/3/2014, § 17).

14. Maddenin birinci fıkrasında geçen hürriyet sözcüğü, özgürlük ve bağımsızlığın yanı sıra serbestlik anlamına da gelmektedir. Bu anlamda kişi hürriyetine yönelik bir müdahale bulunduğunun söylenebilmesi için kişinin hareket serbestisinin maddi olarak sınırlandırılmış olması gerekir. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahale için kişi, rızası olmaksızın en azından rahatsızlık verecek uzunlukta bir süre boyunca belirli bir yerde fiziki olarak tutulmalıdır (Galip Öğüt [GK], B. No: 2014/5863, 1/3/2017, § 34).

15. Anayasa'nın 19. maddesinin metni bir bütün olarak değerlendirildiğinde maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki sınırlama sebeplerinin kişilerin fiziksel özgürlüklerine ilişkin olduğu, ayrıca devam eden fıkralardaki güvencelerin de fiziki olarak hürriyetinden yoksun bırakılmış kişiler bakımından getirildiği görülmektedir. Dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının güvence altına aldığı değer bireylerin yalnızca fiziksel özgürlüğüdür (Galip Öğüt, § 35).

16. Öte yandan Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tazminat hakkının doğabilmesi için kişinin anılan maddenin diğer fıkralarında belirtilen esaslar dışında bir işleme tabi tutulduğunun yargı mercilerince ya da Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi gerekir (M.E. [2. B.], B. No: 2018/696, 9/5/2019, § 46).

17. Başvuru formu ekinde ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi kayıtlarından elde edilen bilgi ve belgelere göre başvurucu 13/6/2018 günü dört farklı olay nedeniyle kolluk tarafından yakalanmıştır. Tazminat davasına konu gözaltı tedbiri sonrası başvurucu, soruşturma kapsamında Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmiştir. Başvurucu aynı gün Sulh Ceza Hâkimliğinin kararıyla serbest bırakılmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ilgili kolluğa başvurucunun gözaltında kalıp kalmadığına ilişkin yazılan yazıya başvurucunun gözaltında kalmadığına ilişkin cevap verilmiştir. Söz konusu cevap ile uyumlu bir şekilde Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da başvurucunun gözaltında kalmadığı anlaşılmakla tazminat talebinin reddine karar verilmiştir (bkz. § 6).

18. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 13/6/2018 tarihinde gözaltı tedbirinin uygulandığı başvuru konusu olmayan diğer üç soruşturma kapsamında ise başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir. Bu soruşturmalara dayanan yargılamaların ikisinde başvurucunun beraatine, birinde ise mahkûmiyetine karar verilmiştir. Mahkûmiyete ilişkin kararda ayrıca başvurucu hakkında 13/6/2018 tarihinde gerçekleşen gözaltı süresinin mahsubuna karar verilmiştir (bkz. §§ 2, 3).

19. Buna göre başvurucu hakkında 13/6/2018 tarihinde uygulanan gözaltı tedbirinin sadece başvuru konusu edilen ve hakkında beraat kararı verilen olaya dayanmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda fiziksel özgürlüğü başkaca suç isnatları nedeniyle kısıtlanmış olan başvurucunun tazminat davasına konu gözaltına dayalı olarak ikinci kez fiziksel özgürlüğünden mahrum kaldığının kabulü mümkün görünmemektedir. Nitekim Ağır Ceza Mahkemesi de başvurucunun fiziksel özgürlüğünün kısıtlanmadığı sonucuna ulaşarak tazminat talebini reddetmiştir. Dolayısıyla Ağır Ceza Mahkemesinin kararında keyfîlik ya da bariz takdir hatası bulunduğundan söz edilemez. Bununla birlikte başvurucunun fiziksel özgürlüğünün kısıtlandığı ve aynı gün gerçekleştirilen diğer gözaltı tedbirlerine dayanak teşkil eden olay nedeniyle yapılan yargılamada başvurucunun mahkûmiyetine ve 13/6/2018 tarihinin mahsubuna karar verildiği de gözönünde bulundurulmalıdır.

20. Sonuç olarak başvurucunun birden fazla olay nedeniyle gözaltına alınması sonrası gözaltı tedbirlerinden birine ilişkin tazminat talebinin reddedilmesinin fiziksel özgürlüğün ikinci kez sınırlanmadığı şeklindeki kabulün sonucu olduğu, kaldı ki başvurucu hakkında aynı gün gerçekleştirilen gözaltı işlemlerinden birinin dayanağını teşkil eden olay nedeniyle yapılan yargılama sonucunda başvurucunun mahkûmiyetine ve 13/6/2018 tarihindeki gözaltı süresinin mahsup edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu hususlar birlikte gözönünde bulundurulduğunda başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden ileri sürdüğü şikâyetlerine ilişkin olarak bir ihlalin olmadığının kabulü gerekmektedir.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 26/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Fazlı Atar [2. B.], B. No: 2022/11315, 26/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı FAZLI ATAR
Başvuru No 2022/11315
Başvuru Tarihi 28/1/2022
Karar Tarihi 26/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beraat kararı sonrası gözaltı tedbirine dayalı tazminat davasının reddine karar verilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutma nedeniyle tazminat hakkı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi