TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERHAN ARSLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2022/13674)
|
|
Karar Tarihi: 15/4/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Mutlu ALAF
|
Başvurucu
|
:
|
Erhan ARSLAN
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; taşeron işçi olarak çalışmakta olan başvurucunun geçici işçi pozisyonunda kadroya geçmek için idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine açılan davada hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Arazi Toplulaştırma Başkanlığı emrinde taşeron işçi olarak 2011-2017 yılları arasında çalışmıştır.
3. Başvurucu 5/1/2018 tarihinde idareye, 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23. ve 24. maddelere istinaden geçici işçi kadrosuna geçmek için başvurmuştur. İdare bu talebi, başvurucunun istihdam koşullarını taşımadığı gerekçesiyle reddetmiştir.
4. Başvurucu, ret işleminin iptali ve maddi kayıplarının ödenmesi talebiyle 17/5/2018 tarihinde dava açmıştır. Ankara 18. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) görülen davada 18/4/2019 tarihli kararla işlemin iptaline, maddi kayıp talebi ile ilgili olarak ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Mahkeme gerekçesinde; 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi kapsamında olabilmek için mevzuatta belirtilen idarelerin bünyesinde istihdam edilmek, bu istihdamın personel çalışmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi kapsamında olması ve bu çalışmanın 4/12/2017 tarihi (doğum izni, hastalık izni, askerlik izni vb. istisna) itibarıyla devam ediyor olmasının ön koşul olarak arandığı hususlarına değinmiştir. Daha sonra bu şartları somut olaya uygulamıştır. Buna göre başvurucunun 30/4/2017 tarihi itibarıyla sona eren iş kapsamında (Türk Mühendislik Müşavirlik ve Müteahhitlik A.Ş. tarafından dosyaya sunulan işten ayrılış bildirgesinden işten ayrılış bildirgesinde 18 numaralı kodun kullanıldığının görüldüğü, 18 numaralı kodun ise işin sona ermesi anlamına geldiği) geçici işçi pozisyonunda kadroya geçebilmek için yaptığı başvurusunun değerlendirmeye alınması gerektiği kanaatine varmıştır. Karara karşı idare, istinaf kanun yoluna başvuru yapmıştır.
5. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (Daire) tarafından 17/11/2021 tarihinde Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Daire gerekçesinde; başvurucunun 375 sayılı KHK hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 4/12/2017 tarihi itibarıyla mevzuatta anılan idareler bünyesinde görev yapmaması nedeniyle söz konusu KHK hükmünün aradığı şartı sağlamaması karşısında başvurusunun reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık görülmediğine değinmiştir.
6. Başvurucu, nihai hükmü 21/1/2022 tarihinde öğrendikten sonra 14/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. İLGİLİ HUKUK
8. 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesinde daimi işçi kadrosuna geçirilmeyle ilgili şartlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar; ..."
9. 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesinin (16) numaralı fıkrası ise şöyledir:
"Birinci fıkra kapsamındaki idarelerin aynı fıkrada belirtilen bütçelerinden karşılanan ve onuncu fıkra hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımının yıl boyunca devam etme şartı hariç diğer tüm şartlarını taşıyan hizmet alımlarından; sözleşmeleri 4/12/2017 tarihi itibarıyla devam edenlerde bu tarih itibarıyla çalışanlar, sözleşmeleri bu tarih itibarıyla devam etmeyip 2017 yılında sona erenlerde ise sözleşme süresinin sona erdiği tarihte çalışmış olanlar, birinci fıkrada öngörülen şartları taşımaları ve en son hizmet alım sözleşmelerinde öngörülen dönem ve çalışma süreleriyle sınırlı olmak kaydıyla, birinci fıkra hükümleri çerçevesinde geçici işçi pozisyonlarında istihdam edilmek üzere başvurabilirler. Bu maddenin diğer hükümleri bu fıkra kapsamındakiler için kıyasen uygulanır."
10. 1/1/2018 tarihli ve 30288 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine İlişkin 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 ve Geçici 24 Üncü Maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar'ın (Usul ve Esaslar) 19. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bu Usul ve Esasların 3 üncü maddesinde belirtilen idarelerin aynı maddede belirtilen bütçelerinden karşılanan ve personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımının “yıl boyunca devam etme şartı” hariç diğer tüm şartlarını taşıyan hizmet alım sözleşmelerinden; 4/12/2017 tarihi itibarıyla devam edenlerden bu tarih itibarıyla çalışanlar ile 2017 yılı içerisinde 4/12/2017 tarihinden önce sona ermiş olanlarda sözleşmenin süresinin sona erdiği tarihte çalışmış olanlar, bu Usul ve Esasların 5 inci maddesinde aranan şartları taşımaları ve en son hizmet alım sözleşmelerinde öngörülen dönem ve çalışma süreleriyle sınırlı olmak kaydıyla, geçici işçi pozisyonlarında istihdam edilmek üzere başvurabilirler."
III. DEĞERLENDİRME
11. Başvurucu; sürekli işçi kadrosuna başvurmadığını, 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesine göre geçici işçi kadrosuna başvurduğunu, dolayısıyla kendisinde 4/12/2017 tarihinde çalışıyor olma şartının aranamayacağını, bariz takdir hatası yapılarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; idareden temin edilen görüş yazılarını sunmuştur. Başvurucunun temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan [1. B.], B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır (Ahmet Sağlam [2. B.], B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 41).
16. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesi çok istisnai durumlarda temel hak ve özgürlüklerden biri ile doğrudan ilgili olmayan bir şikâyeti kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin yasak kapsamına girmeden inceleyebilir. Açık bir keyfîlik nedeniyle yargılamanın hakkaniyetinin temelden sarsıldığı ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki usule ilişkin güvencelerin anlamsız hâle geldiği çok istisnai hâllerde, aslında yargılamanın sonucuna ilişkin olan bu durumun bizatihi kendisi usule ilişkin bir güvenceye dönüşmüş olur. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin yargılama mercilerinin değerlendirmelerinin usule ilişkin güvenceleri anlamsız hâle getirip getirmediğini ve açık bir keyfîlik nedeniyle yargılamanın hakkaniyetinin temelden sarsılıp sarsılmadığını incelemesi yargılamanın sonucunu değerlendirdiği anlamına gelmez. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi yargılama mercilerinin delillerle ilgili değerlendirmelerine ancak açık bir keyfîlik ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki usule ilişkin güvenceleri anlamsız hâle getiren bir uygulama varsa müdahale edebilecektir (Ferhat Kara [GK], B. No: 2018/15231, 4/6/2020, § 149).
17. Anayasa Mahkemesi İsmet Murtezaoğlu kararında ([1. B.], B. No: 2018/17312, 18/10/2022, § 40) aşağıdaki hâllerde aslında yargılamanın sonucuna ilişkin olan bir durumun bizatihi kendisinin usule ilişkin bir güvenceye dönüştüğünün kabul edilebileceğini ifade etmiştir:
i. Somut olayda uygulanan veya uygulanması gereken hukuk kurallarının kabul edilebilir herhangi bir yorumuna dayanılmaması,
ii. Delil ile bu delilin ispat aracı olarak kullanıldığı vakıa arasında kurulan bağın kabul edilebilir bir muhakemeye dayanmaması veya mantık dışı bir çıkarıma dayanması,
iii. Açıkça yanlış olan olguların hükme esas alınması,
iv. Somut olayın açıkça belirli olan koşullarının gözetilmemesi,
v. Belirli bir hususu ispat ettiğinde kuşku bulunmayan bir delilin açıkça keyfî olarak dikkate alınmaması,
vi. Maddi olayın tespitinde aksi ispat edilemeyecek ve savunma yapmayı anlamsız kılacak varsayımlara dayanılması.
18. Anayasa Mahkemesi aynı kararda yargılamanın sonucuyla ilgili hususları usule ilişkin bir güvenceye dönüştüren durumların yukarıda belirtilenlerle sınırlı olmadığını, bunlara benzer hâllerde de Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru kapsamında denetim yapılabileceğini; bununla birlikte belirtilen eksikliklerin adil yargılanma hakkının ihlaline yol açabilmesi için bunların ayrıca yargılamanın hakkaniyetini zedelediğinin tespit edilmiş olması gerektiğini de ifade etmiştir (İsmet Murtezaoğlu, § 40).
19. Somut olayda dava, başvurucunun geçici işçi istihdamı pozisyonundan yararlanma talebinin reddi işlemine karşı açılmıştır. İdarenin talebi ret gerekçesi, başvurucunun 26/3/2012-1/12/2012 tarihleri arasında taşeron bir şirkette çalıştığı, dolayısıyla istihdama ilişkin şartları taşımadığına yöneliktir. Başvurucu ise 2011-2017 yılları arasında idare bünyesinde taşeron işçi olarak çalıştığını, geçici işçi pozisyonu için şartları taşıdığını ileri sürmektedir.
20. 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi kapsamında olabilmek için mevzuatta belirtilen idarelerin bünyesinde istihdam edilmek, bu istihdamın personel çalışmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi kapsamında olması ve bu çalışmanın 4/12/2017 tarihi (doğum izni, hastalık izni, askerlik izni vb. istisna) itibarıyla devam ediyor olması ön koşul olarak aranmaktadır. Geçici işçi pozisyonunda çalışabilmek için ise Usul ve Esasların19. maddesine göre Usul ve Esasların 3. maddesinde belirtilen idarelerin aynı maddede belirtilen bütçelerinden karşılanan ve personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımının “yıl boyunca devam etme şartı” hariç diğer tüm şartlarını taşıyan hizmet alım sözleşmelerinden; 4/12/2017 tarihi itibarıyla devam edenlerden bu tarih itibarıyla çalışanlar ile 2017 yılı içinde 4/12/2017 tarihinden önce sona ermiş olanlarda sözleşmenin süresinin sona erdiği tarihte çalışmış olmak ve bu Usul ve Esasların 5. maddesinde aranan şartları taşımak gerekmektedir.
21. Dosya kapsamındaki belgelerden başvurucunun idarenin ihale yolu ile iş verdiği bir şirkette 24/7/2013-30/4/2017 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmıştır. Daire de başvurucunun 30/4/2017 tarihinde işten çıktığı tespitini yapmıştır. Ancak gerekçenin devamında başvurucunun 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi gereğince 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışmadığı sebebiyle davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Ancak 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışma şartı, sürekli işçi olarak istihdam taleplerinde aranmaktadır. Başvurucu ise geçici işçi pozisyonunda istihdam edilmek istemektedir. Bu istihdam şekli için de 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışma şartı aranmamaktadır. Sonuç olarak somut olayın açıkça belirli olan koşullarının gözetilmeyerek kanun hükümleri hatalı bir biçimde uygulanmıştır. Bu durumun ise yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
IV. GİDERİM
23. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.
24. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine (E.2020/2753, K.2021/3572) iletilmek üzere Ankara 18. İdare Mahkemesine (E.2018/1125, K.2019/827) GÖNDERİLMESİNE,
D. 664,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.