TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
YASİN SÖNMEZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/6991)
Karar Tarihi: 15/4/2025
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Ayça GANİDAĞLI DEMİRCİ
Başvurucu
Yasin SÖNMEZ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; terör örgütü üyeliği suçuyla ilgili olarak yapılan yargısal yorumların öngörülebilir olmaması sebebiyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanıkların duruşmada sorgulanamaması nedeniyle de tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının 10/3/2016 tarihli yazısı üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucunun da aralarında olduğu şüpheliler hakkında soruşturma başlatmıştır.
3. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 20/1/2017 tarihinde iddianame düzenlemiştir. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanmıştır.
4. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/5/2018 tarihli kararıyla başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
5. Başvurucu, anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin 27/11/2019 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
6. Başvurucu, anılan karara karşı temyiz talebinde bulunmuştur. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 10/11/2021 tarihli kararıyla hüküm onanmıştır.
7. Başvurucu müdafii, nihai kararı 23/12/2021 tarihinde öğrenmiştir. Başvuru 26/1/2022 tarihinde yapılmıştır.
8. Komisyon, tanık dinletme ve sorgulama hakkı ile suçta ve cezada kanunilik ilkesi dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına üye olma suçundan yargılandığı davada terör örgütü üyeliği suçuyla ilgili olarak yapılan yargısal yorumların öngörülebilir olmaması sebebiyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ve beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanıkların duruşmada sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Yargıtay kararına ilişkin evrak işlem kütüğü geçmişinden başvurucu müdafiinin 23/12/2021 tarihinde avukat portalı kanalıyla karardan haberdar olduğu, başvurucunun Yargıtay 3. Ceza Dairesinin onama kararını esas alarak 26/1/2022 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptığı, yine başvurucunun tanık sorgulama şikâyetlerinin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilebilirlik kriterlerini sağlamadığı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı sunduğu yazılı beyanlarında, nihai hükmün temyiz edilmesi ile birlikte müdafii ile vekâlet ilişkisinin sona erdiğini, nihai hükmün müdafii tarafından okunduğundan bilgisi olmadığını ileri sürmüştür.
11. Bireysel başvuruların 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekir.
12. Anayasa Mahkemesince olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Hüseyin Aşkan ([2. B.], B. No: 2017/15649, 21/7/2020) ve Birnur Doğan ([GK], B. No: 2020/34420, 31/1/2024) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeler belirlenmiştir. Anılan kararlarda; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan inceleme neticesinde başvurucu ya da (seçilmiş veya atanmış) müdafiinin nihai kararı açarak okuduğu tespit edilen tarih nihai kararın sonucunun öğrenildiği tarih kabul edilerek bireysel başvuru süresi bu tarihten başlatılmış ve başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
13. Somut olayda başvurucu müdafii, nihai kararı UYAP üzerinden 23/12/2021 tarihinde okumuştur. Buna rağmen başvurucu 26/1/2022 tarihinde otuz günlük bireysel başvuru süresi geçtikten sonra başvuru yapmıştır. Başvurucu, her ne kadar Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında nihai hükmün temyiz edilmesi ile birlikte müdafii ile vekâlet ilişkisinin sona erdiğini, nihai hükmün müdafii tarafından okunduğundan bilgisi olmadığını ileri sürmüşse de vekâlet ilişkisinin sona erdiğine dair belge sunmadığı görülmüş, dosya içeriğinden de vekâlet ilişkisinin sona erdiği sonucuna varılamamıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.