logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Kubra Nazarı [2. B.], B. No: 2022/20027, 15/10/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KUBRA NAZARI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/20027)

 

Karar Tarihi: 15/10/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Merve ARSLANTÜRK

Başvurucu

:

Kubra NAZAR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; yaşamının tehlikede olacağı ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle yaşam hakkının, bu karara karşı açılan davanın süre aşımından reddi nedeniyle de yaşam hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Afganistan uyruklu olan başvurucu, eşi ve refakatindeki iki çocuğuyla birlikte 6/8/2018 tarihinde Yozgat Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü (Göç İdaresi) nezdinde uluslararası koruma başvurusunda bulunmuştur. Başvurucu, uluslararası koruma başvurusu mülakat formunda ana dilinin Farsça olduğunu ifade etmiştir. Başvurucu ve ailesinin uluslararası koruma başvurusu Göç İdaresince 9/6/2020 tarihinde reddedilmiştir. Bu karara karşı açılan iptal davası da Yozgat İdare Mahkemesince (İdare Mahkemesi) 24/11/2020 tarihinde reddedilmiş, yasal yollara başvurulmaması üzerine karar 7/1/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Uluslararası koruma başvurusunun reddini müteakip başvurucu ve refakatindeki iki çocuğu hakkında Göç İdaresince 22/12/2021 tarihinde, 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendi (uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar) uyarınca sınır dışı etme ve aynı Kanun'un 57. maddesi uyarınca altı ay süreyle idari gözetim kararı verilmiştir. Söz konusu sınır dışı etme kararında, başvurucu ve refakatindeki iki çocuğunun menşe ülkesine, gidebileceği güvenli üçüncü bir ülkeye veya transit gideceği ülkeye sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.

4. Göç İdaresinin 22/12/2021 tarihli sınır dışı etme kararı başvurucuya aynı tarihte tercüman eşliğinde, hem Türkçe hem de Farsça olarak düzenlenen tebliğ formu aracılığıyla bildirilmiş; başvurucu da kararı imzalamak suretiyle tebellüğ etmiştir. Tebliğ formunda başvurucu hakkında alınan sınır dışı etme kararının gerekçesine, bu karara karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurulabileceğine, mahkemenin başvuruyu on beş gün içinde sonuçlandıracağına ve verilen kararın kesin olduğuna ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca talep edilmesi hâlinde ilgili baroca avukatlık hizmeti sağlanacağı belirtilmiştir.

5. Başvurucu, sınır dışı edilme kararına karşı İdare Mahkemesinde iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde, sınır dışı kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek işlemin iptalini talep etmiştir. Başvurucu; dava aşamasında sunduğu beyan dilekçesinde sınır dışı kararının sonuçlarının kendisine açıklanmadığını, kararın tam olarak tebliğ edilmediğini, oradaki yetkililere itiraz hakkı olup olmadığını sorduğunu ancak yetkililerin itiraz hakkının bulunmadığını söylediklerini belirtmiştir. Bu kapsamda tam olarak tebliğ edilmeyen sınır dışı kararına karşı dava açma süresinin davanın açıldığı tarih itibarıyla başlaması gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca eşi hakkında Afganistan tarafından verilmiş bir idam kararı olduğunu, bu nedenle sınır dışı edilmesi hâlinde can güvenliğinin olmayacağını ileri sürmüştür.

6. İdare Mahkemesi sınır dışı kararının başvurucuya 22/12/2021 tarihinde Farsça ve Türkçe olarak tercüman aracılığıyla tebliğ edildiğini, başvurucunun tebliğden itibaren yedi gün içinde dava açması gerekirken bu süreden sonra 24/1/2022 tarihinde dava açtığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle 8/2/2022 tarihinde kesin olarak reddine kararvermiştir.

7. Başvurucu, nihai kararı 19/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra 24/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

9. Bölüm 3/3/2022 tarihinde Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 73. maddesi uyarınca sınır dışı etme işleminin tedbiren durdurulmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

10. Anayasa Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartlar Mehmet Şerif Ay ([2. B.], B. No: 2012/1181, 17/9/2013, § 23) kararında, yabancıların adli yardım talepleri konusunda benimsenen ilkeler ise Nadali Aghelı Kohne Shahrı ([1. B.], B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18) kararında yer almaktadır. Anılan ilkelere göre adli yardım için gerekli şartlar mevcutsa karşılıklılık şartı gerçekleşmese bile yabancının adli yardım talebi kabul edilmelidir. Somut başvuruda da yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Yaşam Hakkıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

11. Başvurucu; ülkesindeki olaylar nedeniyle can güvenliği olmadığını, kendisinin ve ailesinin hayatını korumak amacıyla Türkiye'ye geldiğini, eşi hakkında idam kararı olduğunu, sınır dışı edilmesi hâlinde yaşam hakkının korunamayacağını belirterek yaşam hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Ayrıca sınır dışı etme kararının hukuka aykırı şekilde alındığını, kararın kendisine tam ve anlaşılır şekilde tebliğ edilmediğini ve dava süreci hakkında yeterli bilgilendirme yapılmadığını belirterek etkili başvuru hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmesinde Anayasa'nın 17. maddesi, 6458 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinin, Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadı ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

2. Değerlendirme

13. Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve görevleri" başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı, "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası ile "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Madde 5:

Devletin temel amaç ve görevleri, ... kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

Madde 17:

Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Madde 40:

Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.

Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.

..."

14. Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde can güvenliğinin olmayacağına ilişkin şikâyetleri Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan yaşam hakkı,sınır dışı etme kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği ve bu nedenle süresi içinde yasal yollara başvuramadığı yönündeki şikâyetleri ise anılan maddeyle bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altınan alınan etkili başvuru hakkı kapsamında görülmüştür. Somut olayda öncelikli olarak etkili başvuru hakkı bakımından bir inceleme yapılacaktır. Bu incelemenin sonucuna göre, yaşamhakkı yönünden ayrıca değerlendirme yapılıp yapılmayacağına karar verilecektir.

15. Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlamaya) elverişli idari ve yargısal yollara başvurma imkânı sağlar. Bunun için sözü edilen başvuru yollarının sadece hukuken mevcut bulunması yeterli olmayıp uygulamada da etkili olması, başarı şansı sunması gerekir. Bununla birlikte bir başvuru yolunun gerek hukuken gerekse uygulamada genel anlamda etkili olması, somut olay bakımından etkili başvuru hakkına ilişkin bir müdahale bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine engel değildir (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad [2. B.], B. No: 2016/5604, 24/5/2018, §§ 60, 61). Ayrıca etkili başvuru hakkı bakımından inceleme yapılabilmesi kural olarak bu hakla arasında bağlantı kurulan hakkın, özgürlüğün ya da yasağın ihlal edildiğine önceden karar verilmiş olmasına bağlı değildir (Abdullah Yaşa [GK], B. No: 2015/12486, 5/11/2020, § 64).

16. Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre kötü muamele yasağı kapsamında inceleme yapılabilmesi için sıkı ispat kriterleriyle donatılmış, savunulabilir nitelikte bir iddianın varlığı aranırken anılan yasakla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğinin makul şekilde açıklanması inceleme için yeterli görülebilir (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad, § 63). Bu değerlendirme, yaşam hakkı bağlamında dile getirilen iddialar için de geçerlidir.

17. Somut olayda başvurucu hakkında alınan sınır dışı etme kararı 22/12/2021 tarihinde hem Türkçe hem de başvurucunun ana dili olan Farsça olarak düzenlenmiş yazılı bir tebliğ formuyla bildirilmiştir. Söz konusu tebliğ işlemi, tercüman aracılığıyla gerçekleştirilmiş ve başvurucu bu tebligatı imzalayarak kararı tebellüğ etmiştir. Anılan tebliğ formunda sınır dışı etme kararının gerekçesi, bu karara karşı başvurulabilecek yargı mercii ile başvuru süresi, kararın kesin nitelikte olduğu, ayrıca başvurucunun talep etmesi hâlinde ilgili baro tarafından avukatlık hizmetinin sağlanabileceği belirtilmiştir. Başvurucu, sınır dışı edilme kararının anlamadığı dilde tebliğ edildiğini ya da hiç tebliğ edilmediğini ileri sürmemiştir. Başvurucunun iddiası yeterli bilgilendirme yapılmamasına, bu nedenle itiraz hakkını kullanamamasına ilişkindir. Bununla birlikte başvuru süresi ve yetkili yargı merciine ilişkin bilgilerin açıkça yer aldığı bildirimi başvurucunun imzalayarak tebellüğ ettiği ve bu belgeye herhangi bir şerh düşmediği hususları, dosyada yer alan resmî belgelerle sabittir. Sonuç olarak sınır dışı etme kararına ilişkin tebligat işleminin usule uygun şekilde gerçekleştirildiği ancak başvurucunun süresinden sonra yargı yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle yargı mercileri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt [2. B.], B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

20. Bir kanun yolunun tüketildiğinden söz edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir başvuru yapılmalı, yapılan başvurunun sonucu beklenmeli ve inceleme süresince öngörülmüş olan yöntem, biçim, süre ve diğer koşullara uygun hareket edilmelidir (Özlem Türkeş [1. B.], B. No: 2014/505, 17/7/2014, § 31).

21. Somut olayda başvurucu, hakkında alınan sınır dışı etme kararına karşı İdare Mahkemesinde dava açmış ancak bu dava süresinde açılmadığından esasa girilmeksizin reddedilmiştir. Dolayısıyla başvurucu, söz konusu iddiasını etkili bir yargı mercii önünde ileri sürebilecek imkâna sahip olmasına rağmen bu yola başvurmamıştır. Bu durumda başvuru yollarının usulüne uygun tüketildiğinden bahsedilemeyeceği açıktır.

22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Yaşam hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Sınır dışı etme işlemine ilişkin verilen tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

E. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/10/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Kubra Nazarı [2. B.], B. No: 2022/20027, 15/10/2025, § …)
   
Başvuru Adı KUBRA NAZARI
Başvuru No 2022/20027
Başvuru Tarihi 24/2/2022
Karar Tarihi 15/10/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yaşamının tehlikede olacağı ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle yaşam hakkının, bu karara karşı açılan davanın süre aşımından reddi nedeniyle de yaşam hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Yaşam hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Yaşamsal tehlikeye rağmen sınır dışı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi