logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(A.N. [2. B.], B. No: 2022/33712, 17/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.N. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/33712)

 

Karar Tarihi: 17/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Merve ARSLANTÜRK

Başvurucu

:

A.N.

Vekili

:

Av. Baturay ULU

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; sınır dışı etme kararı nedeniyle kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının, bu karara karşı açılan davanın süre aşımından reddi nedeniyle de kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 5/4/2022 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

5. Afganistan İslam Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucu 1988 doğumlu bir kadındır.

6. Başvurucu, 6/2/2018 tarihinde eşi H.N.nin refakatinde uluslararası koruma başvurusunda bulunmuştur. Aynı tarihte düzenlenen Muvafakat Verme Tutanağı'na göre başvurucu, söz konusu başvuru kapsamında eşine ilişkin işlemlere muvafakat vermiştir. Başvurucunun bu muvafakatını göstermek üzere belgeye parmak izi bastığı ve işlemin tercüman aracılığıyla gerçekleştirildiği tutanakta belirtilmiştir.

7. Başvurucu 23/10/2021 tarihinde Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğünde bir olay nedeniyle müşteki sıfatıyla ifade vermiştir. Kolluk Tutanağı'na göre başvurucu, kendisini ifade edebilecek düzeyde Türkçe bildiğini beyan etmiş; tercüman talep etmemiş, İfade Tutanağı'nı imzalamıştır. İfade işleminin ardından başvurucu, idari işlemler için İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğüne (Göç İdaresi) sevk edilmiştir.

8. Göç İdaresince 27/10/2021 tarihinde, başvurucunun ülkeye yasa dışı yollardan giriş yaptığının tespiti ve hakkında uluslararası koruma başvurusunun olumsuz sonuçlanmış olması nedeniyle 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin (h) bendi (Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler) ve (i) bendi (uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar) uyarınca sınır dışı edilmesine ve aynı Kanun'un 57. maddesi gereğince idari gözetim altına alınmasına karar verilmiştir.

9. Söz konusu sınır dışı etme ve idari gözetim kararları aynı gün Türkçe ve Farsça olarak düzenlenen tebliğ formu ile başvurucuya tebliğ edilmiştir. Tebliğ formunda sadece il göç uzmanının imzası vardır. Başvurucu, formu imzalamamıştır. Form üzerine görevli idare memuru “Tebligat Kanunu hükümleri anlatılarak tebligat yapılmıştır. Ancak yabancı imzadan imtina etmiştir.” ibaresini yazmıştır. Tebligat anında başvurucuya bilgilendirme yapıldığına veya tercüman huzurunda işlem gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir kayıt yoktur.

10. Başvurucu hakkında uygulanan idari gözetim tedbiri idare tarafından sonlandırılmış, idari gözetimin sonlandırılmasına ilişkin karar 5/11/2021 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, anılan tebliğ formunu parmak izi basmak suretiyle tebellüğ etmiştir.

11. Başvurucu, sınır dışı etme işleminin iptali talebiyle İstanbul 15. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Dava dilekçesinde 27/10/2021 tarihli sınır dışı kararının kendisine yalnızca Türkçe ve Farsça düzenlenmiş bir tebliğ formu ile bildirildiğini, bu formda kendi imzasının yer almayıp sadece il göç uzmanının imzası ve “Tebligat Kanunu hükümleri anlatılarak tebligat yapılmıştır. Ancak yabancı imzadan imtina etmiştir.” şeklinde bir ibare olduğunu belirtmiştir. Başvurucu; okuma yazma bilmediğini, tebliğ sırasında tercüman bulunmadığını, bu nedenle kararın içeriği ve hukuki sonuçları hakkında bilgilendirilmediğini ileri sürerek davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Ayrıca sınır dışı edilmesi hâlinde Afganistan genelinde hâkim olan durum nedeniyle kötü muameleye maruz kalma riski olduğunu iddia etmiştir.

12. İdare Mahkemesince 3/2/2022 tarihinde davanın süre aşımı nedeniyle reddine kesin olarak karar verilmiştir. Kararda 6458 sayılı Kanun'un 53. maddesi uyarınca dava açma süresinin kararın tebliğinden itibaren yedi gün olduğu, kararın başvurucuya 27/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ formunda başvurucunun imzasının bulunmadığı ancak bu durumun imzadan imtina ibaresiyle kayıt altına alındığı, söz konusu ibarenin yer almasının dava açma süresinin başlamasına engel teşkil etmediği, dolayısıyla dava açma süresinin 3/11/2021 tarihinde sona erdiği, davanın ise bu tarihten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın esasının incelenemeyeceği belirtilmiştir.

13. Başvurucu, nihai kararı 9/3/2022 tarihinde öğrendikten sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. Göç İdaresi Başkanlığının cevabi yazı ve eklerinde yer alan bilgilere göre başvurucunun Türkiye'den çıkış yaptığına dair bir kayıt bulunmamaktadır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Anayasa Mahkemesinin 17/7/2025 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

16. Anayasa Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartlar Mehmet Şerif Ay ([2. B.], B. No: 2012/1181, 17/9/2013, § 23) kararında, yabancıların adli yardım talepleri konusunda benimsenen ilkeler ise Nadali Aghelı Kohne Shahrı ([1. B.], B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18) kararında yer almaktadır. Anılan ilkelere göre adli yardım için gerekli şartlar mevcutsa karşılıklılık şartı gerçekleşmese bile yabancının adli yardım talebi kabul edilmelidir. Somut başvuruda yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir..

B. Kötü Muamele Yasağı ve Kötü Muamele Yasağıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

17. Başvurucu; sınır dışı edilmesi hâlinde Afganistan'ın genel güvenlik durumu, kadın olması ve Taliban rejiminin baskıcı uygulamaları nedeniyle kötü muameleye maruz kalma riski olduğunu belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca sınır dışı kararının tebliğinin bilgilendirme şartını karşılamadığını ve bu hususa ilişkin herhangi bir şerhin tebliğ formunda yer almadığını, okuma yazma bilmediğinden yalnızca evrakın kendisine verilmesi hâlinin kanunda öngörülen hak düşürücü süreyi başlatmayacağını ileri sürmüştür. Başvurucu, imzadan imtina hâllerinde tebligat yapılması mümkün olsa da bu durumun idarenin bilgilendirme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını belirterek adil yargılanma hakkı ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

18. Bakanlık görüşünde, başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmesinde Anayasa, 6458 sayılı Kanun, Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadı ile birlikte somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir.

2. Değerlendirme

19. Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve görevleri" başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı, "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinin üçüncü fıkrası ile "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Madde 5:

Devletin temel amaç ve görevleri, ... kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

Madde 17:

...

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.

...

Madde 40:

Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.

Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.

..."

20. Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde kötü muameleye maruz kalacağına ilişkin şikâyetleri Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı, sınır dışı etme kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu nedenle süresi içinde yasal yollara başvuramadığı yönündeki şikâyetleri ise anılan maddeyle bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesi kapsamında görülmüştür. Somut olayda öncelikli olarak etkili başvuru hakkı bakımından bir inceleme yapılacaktır. Bu incelemenin sonucuna göre kötü muamele yasağı yönünden ayrıca değerlendirme yapılıp yapılmayacağına karar verilecektir.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

22. Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlamaya) elverişli idari ve yargısal yollara başvurabilme imkânı sağlar. Bunun için sözü edilen başvuru yollarının sadece hukuken mevcut bulunması yeterli olmayıp uygulamada da etkili olması, başarı şansı sunması gerekir. Bununla birlikte bir başvuru yolunun gerek hukuken gerekse uygulamada genel anlamda etkili olması, somut olay bakımından etkili başvuru hakkına ilişkin bir müdahale bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine engel değildir (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad [2. B.], B. No: 2016/5604, 24/5/2018, §§ 60, 61). Ayrıca etkili başvuru hakkı bakımından inceleme yapılabilmesi kural olarak bu hakla arasında bağlantı kurulan hakkın, özgürlüğün ya da yasağın ihlal edildiğine önceden karar verilmiş olmasına bağlı değildir (Abdullah Yaşa [GK], B. No: 2015/12486, 5/11/2020, § 64).

23. Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre kötü muamele yasağı kapsamında inceleme yapılabilmesi için yabancının sınır dışı edileceği ülkede Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir muameleye uğrayacağı konusunda gerçek bir riskle karşı karşıya kalacağına inanılması için esaslı gerekçelerin gösterilmesi aranırken anılan yasakla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğinin makul şekilde açıklanması inceleme için yeterli görülebilir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad, § 63).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

24. Somut olayda başvurucu hakkında verilen sınır dışı etme kararı, Türkçe ve Farsça olarak düzenlenen bir tebliğ formu ile 27/10/2021 tarihinde kendisine bildirilmiş ancak başvurucu, bu formu imzalamamıştır.

25. Başvurucunun 23/10/2021 tarihinde kollukta verdiği ifade sırasında kendini ifade edebilecek kadar Türkçe bildiğini belirttiği ve İfade Tutanağı'nı imzaladığı görülmektedir. Ne var ki başvurucu okuma yazma bilmediğini beyan etmektedir ve bu beyan, bazı resmî belgelerde başvurucunun imzası yerine parmak izini kullanmasıyla desteklenmektedir (bkz. §§ 6, 10). Ayrıca üzerine “Tebligat Kanunu hükümleri anlatılarak tebligat yapılmıştır. Ancak yabancı imzadan imtina etmiştir.” yazılmış olsa da tebliğ formu, sınır dışı kararının tebliği sırasında tercümanın hazır bulunduğu ve kararın içeriğinin anladığı dilde kendisine açıklandığına dair bir kayıt içermemektedir. Bu bakımdan tebliğ formuna yazılan husus, başvurucunun sınır dışı kararının hukuki sonuçlarından ve yargı yolları ile süreleri hakkında bilgilendirildiğini ortaya koymamaktadır. Dolayısıyla başvurucu, sınır dışı etme kararına karşı etkili şekilde başvuru yapabilmesini sağlayacak ölçüde bilgilendirilmemiştir.

26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

27. Etkili başvuru hakkının ihlaline karar verilmesiyle birlikte sınır dışı etme kararının uygulanması hâlinde kötü muamele yasağının ihlal edileceğine ilişkin iddiaların İdare Mahkemesi tarafından araştırılabilmesi imkânı ortaya çıkmıştır. Öte yandan başvurucunun sınır dışı edildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi veya belge yoktur. Bu nedenle, Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen ikincillik ilkesi gereği anılan hak yönünden bu aşamada ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

C. Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

28. Başvurucu, 4 ile 17 yaşları arasında altı çocuğu olduğunu, sınır dışı edilmesi hâlinde eşi ve çocuklarından ayrı kalacağını belirterek aile hayatına saygı hakkının ihlal edileceğini iddia etmiştir.

2. Değerlendirme

29. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle yargı mercileri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt [2. B.], B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

30. Bir kanun yolunun tüketildiğinden söz edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir başvuru yapılması, yapılan başvurunun sonucunun beklenmesi ve inceleme süresince öngörülmüş olan yöntem, biçim, süre ve diğer koşullara uygun hareket edilmesi gerekir (Özlem Türkeş [1. B.], B. No: 2014/505, 17/7/2014, § 31).

31. Somut olayda başvurucu, sınır dışı edilmesi hâlinde eşi ve altı çocuğundan ayrı kalacağını belirterek aile hayatına saygı hakkının ihlal edileceğini iddia etmiştir. Ne var ki İdare Mahkemesinde açtığı iptal davasında yalnızca sınır dışı edilmesi durumunda kötü muameleye maruz kalacağına ilişkin bir iddia ileri sürmüş, aile hayatına saygı hakkına yönelik bir şikâyette bulunmamıştır.

32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

33. İlgili idari ve yargısal merciler nezdinde ileri sürülmeyen bir şikâyet yönünden ikincillik ilkesi uyarınca Anayasa'nın 40. maddesi kapsamında etkili başvuru hakkına ilişkin bir inceleme yapılması mümkün değildir. Bu nedenle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

V. GİDERİM

34. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.

35. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

36. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. 1. Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZOLDUĞUNA,

D. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

F. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 15. İdare Mahkemesine (E.2021/1604, K.2022/187) GÖNDERİLMESİNE,

G. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

H. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

İ. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(A.N. [2. B.], B. No: 2022/33712, 17/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı A.N.
Başvuru No 2022/33712
Başvuru Tarihi 5/4/2022
Karar Tarihi 17/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sınır dışı etme kararı nedeniyle kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının, bu karara karşı açılan davanın süre aşımından reddi nedeniyle de kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Kötü muamele riskine rağmen sınır dışı İncelenmesine Yer Olmadığı
Kötü muamele yasağı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı İhlal Yeniden yargılama
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Sınırdışı-Yurda giriş yasağı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi