TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MOHAMMAD POURAKBARI KERMANI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/21280)
Karar Tarihi: 16/7/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Merve ARSLANTÜRK
Başvurucu
Mohammad POURAKBARI KERMANI
Vekili
Av. Hayriye Buse BERGAMALI
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğünün, kararda bazı usul güvencelerine uyulmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı başvurucu hakkında Denizli Valiliğince 6/4/2021 tarihinde 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı etme ve aynı Kanun'un 57. maddesi kapsamında altı ay süreyle idari gözetim kararı alınmıştır.
3. Başvurucunun anılan kararın iptali amacıyla açtığı dava Denizli İdare Mahkemesi tarafından 31/12/2021 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
4. Başvurucu, nihai kararı 2/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra 28/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Göç İdaresi Başkanlığının cevabi yazısı ve eklerinde yer alan bilgilere göre başvurucu 24/10/2022 tarihinde kendi isteğiyle İstanbul Havalimanı'nından yurt dışına çıkış yapmıştır.
6. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Anayasa Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartlar Mehmet Şerif Ay ([2. B.], B. No: 2012/1181, 17/9/2013, § 23) kararında, yabancıların adli yardım talepleri konusunda benimsenen ilkeler ise Nadali Aghelı Kohne Shahrı ([1. B.], B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18) kararında yer almaktadır. Anılan ilkelere göre adli yardım için gerekli şartlar mevcutsa karşılıklılık şartı gerçekleşmese bile yabancının adli yardım talebi kabul edilmelidir. Somut başvuruda yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir..
8. Başvurucu; hakkında alınan sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olduğunu, bu kararın ifade özgürlüğü kapsamında katıldığı barışçıl bir toplantı gerekçe gösterilerek alındığını, gönderileceği ülkede kötü muamele görme riski olduğunu, karar sürecinde bazı usul güvencelerine riayet edilmediğiniileri sürmüştür.
9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun iddiaları değerlendirilirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda benimsediği ilkelerin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı başvuru formundaki beyanlarını yinelemiştir.
10. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Kabul edilebilirlik şartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir."
11. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün80. maddesi şöyledir:
"(1) Bölümler ya da komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."
12. Başvurucu hakkında verilen sınır dışı etme kararının uygulanmasının olası sonuçlarıyla ilgili iddiaların incelenebilmesi için sınır dışı kararının uygulanması ya da uygulanmasının önünde bir engel bulunmaması gerekir (M.A. [2. B.], B. No: 2021/43562, 26/3/2025, § 16).
13. Anayasa Mahkemesine sunulan Göç İdaresi Başkanlığının cevabi yazısı ve ekindeki bilgi ve belgelerden başvurucunun 24/10/2022 tarihinde Türkiye'den kendi isteğiyle ayrıldığı ve hakkında tesis edilen sınır dışı etme kararının fiilen uygulanmadığı anlaşılmıştır (bkz. § 5). Bu durumda gönüllü olarak Türkiye'den ayrılan başvurucu yönünden sınır dışı etme işleminin herhangi bir sonuç doğurmayacağı açıktır. Öte yandan başvurunun Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması ya da temel hakların kapsam ve sınırlarının belirlenmesi bakımından önemli bir mesele içermediği ve somut olayda insan haklarına saygının gerektirdiği bir durumun da bulunmadığı değerlendirilmiştir.
14. Açıklanan gerekçelerle incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediğinden başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden olmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 16/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.