logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Burak Büyükbalbekmez [1.B.], B. No: 2022/21689, 7/1/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BURAK BÜYÜKBALBEKMEZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/21689)

 

Karar Tarihi: 7/1/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Ayça GANİDAĞLI DEMİRCİ

Başvurucu

:

Burak BÜYÜKBALBEKMEZ

Vekili

:

Av. Sinan ÖZBEY

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın duruşmada sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Konya ilinde narkotik suçlarla mücadele kapsamında yapılan çalışmalarda başvurucunun uyuşturucu madde ticareti yaptığı hususunda bilgiler alınması üzerine Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) soruşturmaya başlandığı, başvurucunun kullandığı telefon üzerinde iletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin karar alındığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar doğrultusunda beş ayrı olay tespiti yapıldığı görülmüştür.

3. Olay 1 kapsamında; 25/5/2018 tarihinde başvurucunun tanık Ali ile yaptığı telefon görüşmesi doğrultusunda aynı gün saat 22.15 sıralarında fiziki takibe başlandığı, yapılan fiziki takipte başvurucunun belirlenen adresteki ikametgâhı önünde bir müddet bekledikten sonra ikametgâhın içine girdiği vetanık olarak beyanları alınan A.G.K.nin ve G.B.nin de söz konusu ikametgâha girdiği, kısa bir süre sonra tanıkların ikametgâhtan çıktıklarının görüldüğü, fiziki takibe son verilerek tanıklar A.G.K.nin ve G.B.nin üzerlerinde yapılan aramada suboxone hap ile eroin maddesi ele geçirildiği, tanıkların soruşturma evresindeki beyanlarında üzerlerinde ele geçirilen suboxone hap ve eroin maddesini başvurucudan almadıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.

4. Olay 2 kapsamında; 25/7/2018 tarihinde başvurucu ile tanık S.D. arasındaki telefon görüşmeleri doğrultusunda aynı gün saat 13.48 sıralarında fiziki takibe başlandığı, başvurucunun, tanık olarak beyanları alınan H.Ç. ve S.D. ile buluşarak yürümeye başladığı, bu esnada tanık olarak beyanı alınan H.G.nin de bu şahıslar ile buluştuğu, bir müddet sonra başvurucunun tanıkların yanından ayrıldığı, fiziki takibe son verilerek yapılan yakalamada tanıklar H.Ç.nin ve H.G.nin üzerlerinde toplamda 7 adet Lyrica hap ele geçirildiği, tanıkların soruşturma evresindeki beyanlarında üzerlerinde ele geçirilen Lyrica haplarını başvurucudan almadıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.

5. Olay 3 kapsamında;27/7/2018 günü başvurucu ile tanık C.K. arasındaki telefon görüşmeleri doğrultusunda aynı gün saat 17.15 sıralarında fiziki takibe başlandığı, tanık olarak beyanı alınan C.K. nın belirlenen adrese girdiği ve bir müddet sonra başvurucu birlikte çıktıklarının görüldüğü, tanığın tek başına yaya olarak gitmekte olduğunun görülmesi üzerine fiziki takibe son verilerek tanığın üzerinde yapılan aramada 9 adet Lyrica hap ele geçirildiği, tanık C.K.nın aşamalardaki beyanında üzerinde ele geçirilen Lyrica haplarını başvurucudan almadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

6. Olay 4 kapsamında; 11/8/2018 tarihinde başvurucu ve tanık olarak beyanı alınan S.A. arasındaki telefon görüşmelerinden uyuşturucu madde alım satımının yapılacağı değerlendirilmiş ve aynı gün saat 13.10 sıralarında fiziki takibe başlanmıştır. Yaklaşık 10 dakika sonra S.A. isimli şahsın başvurucunun bulunduğu söz konusu adrese girdiğinin, bir süre sonra saat 13.39'da evden çıktığının görülmesi üzerine fiziki takibe son verilerek, tanık S.A. 13.40'ta polis memurları tarafından durdurulmuş ve tanık üzerinde yapılan aramada 0,2 gram eroin maddesi ele geçirilmiştir. Tanık S.A.nın yakalandığında ilk alınan 11/8/2018 tarihli beyanında; maddeyi Şükran Mahallesi'nde (fiziki takibe göre uyuşturucu ticareti yapılan yer) daha önce uyuşturucu madde aldığı şahıstan aldığını ve olay yerinden ayrılırken polis memurları tarafından yakalandığını belirttiği ve kollukta teşhiste bulunduğu tanığın operasyondan sonra 16/11/2018 tarihinde alınan kolluk aşaması beyanında ise olay tarihinde başvurucudan eroini 50 TL karşılığında satın aldığını beyan ettiği, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı huzurunda verdiği ifadesinde de benzer beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. S.A.nın 16/11/2018 tarihli Başsavcılık ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Ben bu konu hakkında 16/11/2018 tarihinde Konya Narkotik Şube Müdürlüğünde tanık sıfatıyla ifade verdim ve teşhiste bulundum. Bu ifadem ve teşhis tutanağı doğrudur. Ben yaklaşık 7 yıldır uyuşturucu Eroin maddesi kullanırım. 15/08/2018 tarihinde 50 TL karşılığında Burak BÜYÜKBALBEKMEZ isimli şahıstan Eroin maddesi satın almıştım. Buna ilişkin emniyette ifade verdim ve teşhiste bulundum. İfadem ve teşhis tutanağı doğrudur. Aynen tekrar ediyorum. Ekleyeceğim başka bir husus yoktur."

7. Olay 4 kapsamında başvurucunun soruşturma aşamasındaki beyanı şöyledir:

" [S. A.] isimli şahsı tanırım. Ablam kendisinin çocuğuna bakıcılık yapar. Olay gününe ilişkin mesajlaşma ve telefon kayıtları tarafıma okundu. Görüşme içerikleri doğrudur.[S.A.] uyuşturucu hap kullanır. Olay günü ikametimize geldi. Kendisine uyuşturucu hap satın alacağı kişinin numarasını verdim. Bu şekilde evden ayrıldı. Olay gününe ilişkin fiziki takip tutanağı tarafıma okundu. Tutanak doğrudur, ancak [S.A.dan] ele geçirilen0,2 gram eroin maddesini ben satmadım. Bizim ikamette [E.T.] isminde bir bayan şahıs daha yaşamaktadır. Kendiside uyuşturucu ve eroin maddesi bağımlısıdır. Satışını yapmaz. Bazı kullanıcılara uyuşturucu maddesi alımında aracılık eder. Olay günü ben takipte olduğu için [E.T.ye] gelen şahısları da benim alımcımmış gibi gösteriyorlar. Bu olayda [S.A.ya] [E.T.nin] eroin temin ettiğini düşünüyorum. Aleyhime olan beyan ve teşhisleri kabul etmiyorum."

8. Olay 5 kapsamında; başvurucunun ikametinde yapılan aramada 1 paket hâlinde 0,2 gram eroin ve eroin paketlemesinde kullanılan 11 adet saç tokası ve 1 adet kürek tabir edilen kağıt parçası ele geçirildiği anlaşılmıştır. Olay 5 kapsamında başvurucu soruşturma aşamasındaki beyanında, ikamet aramasında ele geçirilen eroin maddesinin, saç tokalarının, kürek diye tabir edilen kağıt parçalarının kendisine ait olmadığını, tokaların evde bulunan küçük çocuklara ait olabileceğini ifade etmiştir.

9. Başsavcılık tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığına yazı yazılarak başvurucunun evinde ele geçirilen toplam daralı ağırlığı 0,2 gram gelen söz konusu uyuşturucu maddenin analizinin yapılarak maddenin niteliği, içerdiği etken maddeler, ne kadar uyuşturucu elde edilebileceği ve tutarına ilişkin görüş bildirir rapor düzenlenmesi istenmiştir. 9/1/2019 tarihli Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığınca gönderilen raporda; söz konusu maddenin, uyuşturucu maddelerden eroin içerdiği ve içerdiği eroin miktarının 420 oranında olmak üzere 0,02 gram (yirmi miligram) olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.

10. Soruşturmanın tamamlanmasını müteakip Başsavcılık, başvurucu hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 25/3/2019 tarihinde iddianame düzenlemiştir. İddianamede başvurucunun Olay 1, 2, 3 ve 4 yönünden zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği, Olay 5 yönünden ele geçen maddeleri ticari amaçla bulundurduğunun anlaşıldığı tespitlerine yer verilmiştir. İletişimin denetlenmesi tedbiri kapsamında elde edilen görüşme kayıtları, kolluk araştırma tutanakları, uzmanlık raporları, olay yeri tespit tutanakları, arama ve elkoyma tutanakları, fiziki takip tutanakları, şüphelilerin ikrarları ve tüm soruşturma evrakı dikkate alındığında başvurucunun aynı suçu işleme icrası kapsamında zincirleme olacak şekilde uyuşturucu madde satmak/ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurmak suçunu işlediği iddia edilmiştir.

11. Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen davada 1/4/2019 tarihinde düzenlenen Tensip Tutanağı ile tanıklar A.G.K., H.G., S.D., C.K.ve S.A.nın bilgi ve görgüsünün tespiti amacıyla işin tutuklu iş oluşu gözönüne alınarak haklarında zorla getirme emri düzenlenmesine, duruşmanın 9/7/2019 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir.

12. Yargılamanın 9/7/2019 tarihli ilk celsesinde başvurucu, müdafii huzurunda savunmasını yapmıştır. Başvurucu, Olay 4 kapsamında savunmasında; S.A.yı, teyzesi S.A.nın çocuğuna baktığı için tanıdığını, olay tarihinde telefonda konuştuklarını ve buluştuklarını, krizde olduğunu, Lyrica hap istediğini, kendisine şu an yanında hap olmadığını, "3-4 saat sonra buluşalım, ben sana hap vereyim." dediğini ifade etmiştir. Sonra S.A.nın evden çıktığını ve yakalandığını, kesinlikle bu kişiye eroini satmadığını, üzerinde ele geçen eroini kimden aldığını veya neden kendisinden eroin aldığını söylediğini bilmediğini belirtmiştir. Olay 5 kapsamındaki savunmasında; evde ele geçen eroin maddesinin kendisine ait olmadığını, teyzesinin kızı olan E.T.nin uyuşturucu kullandığını ve ele geçen eroinin ona ait olduğunu ifade etmiştir.

13. Ayrıca yargılamanın 9/7/2019 tarihli ilk celsesinde tanıklar A.G.K., H.G., S.D., C.K. Mahkeme huzurunda; Başka suçtan tutuklu tanıklar G.B. ve H.Ç. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlenmiştir. Tanıkların beyanlarında üzerlerinde ele geçirilen maddeleri başvurucudan almadıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Aynı celse gelmeyen tanık S.A. hakkında tekrar zorla getirme emri düzenlenmesine karar verilmiştir.

14. Yargılamanın 8/10/2019 tarihli üçüncü celsesinde mahkeme huzurunda dinlenen tanık E.T. beyanında; daha önceden eşi tarafından uyuşturucuya alıştırıldığını, başvurucunun teyzesinin oğlu olduğunu, başvurucunun evinde yapılan aramada ele geçen eroinin kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Aynı celse aramalara rağmen temin edilemeyen tanık S.A.nın dinlenmesine ilişkin ara kararından vazgeçilmesine karar verilmiştir. Bu celse iddia makamı esas hakkında mütalaasını sunmuş, başvurucu ve müdafii her ne kadar evde eroin maddesi ele geçirilmişse de başvurucunun eroin kullanıcısı olmadığını, sadece Lyrica hap kullanmakta olduğu savunmalarında bulunmuş ve ayrıca mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak üzere süre talep etmiştir. Mahkemece, başvurucu ve müdafiine esas hakkında savunmalarını hazırlamak üzere süre verilmesine karar verilmiştir.

15. Mahkemece 5/11/2019 tarihli kararla, başvurucunun uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Mahkeme gerekçeli kararında Olay 1, 2 ve 3 yönünden başvurucunun üzerine atılı uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunun sübut bulmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Sübut bulduğuna kanaat getirilen olay 4 yönünden ise; tanık S.A.nın aşamalardaki istikrarlı anlatımı, usulüne uygun yapılan fiziki takibin hemen akabinde tanığın başvurucunun evinden ayrıldıktan bir dakika sonra üzerinde suça konu eroin maddesinin ele geçirilmesi, tanığın ilk yakalandığında eroin maddesini yeni aldığını belirtmiş olması, bu beyanında fiziki takiple uyumlu olması, olay öncesinde başvurucu ile tanık arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinin de uyuşturucu teminine yönelik yapıldığının anlaşılmasına dayanılmıştır. Ayrıca başvurucunun da soruşturma aşamasında tanık S.A.nın evine geldiğini, kendisine uyuşturucu madde alacağı kişinin numarasını verdiğini, kovuşturma aşamasında ise, tanığın krizde olduğunu ve Lyrica hap lazım dediğini, onun ise "Abla şuan yanımda hap yok, 3-4 saat sonra buluşalım ben sana hap vereyim." diye cevap verdiği şeklinde çelişki beyanlarda bulunması ve uyuşturucu madde olayının doğrulaması karşısında başvurucunun savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu kabul edildiği ve savunmalarına itibar edilmediği belirtilmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Olay 4 kapsamında; Suç tarihi olan 11/08/2018 günü sanık ile tanık olarak beyanı alınan [S.A.] arasındaki telefon görüşmelerinden uyuşturucu madde alım satımının yapılacağının değerlendirildiği ve aynı gün saat 13.10 sıralarında fiziki takibe başlandığı, sanığın Abdulaziz mahallesi Hünkar sokak üzerinde olduğunun görüldüğü, bir süre sonra Ahmet Küçükarmağan sokak No:25 sayılı ikamete girdiği, yaklaşık 10 dakika sonra [S.A.] isimli şahsın söz konusu adrese girdiği, bir süre sonra saat 13.39'da evde çıktığının görülmesi üzerine fiziki takibe son verilerek, tanık [S.A.] 13.40'da polis memurları tarafından durdurulduğu ve tanık üzerinde yapılan aramada 0,2 gram eroin maddesinin ele geçirildiği, tanık [S.A.] yakalandığında ilk alınan 11/08/2018 tarihli beyanında maddeyi Şükran Mahallesinde ( fiziki takibe göre uyuşturucu ticareti yapılan yer ) daha önce uyuşturucu madde aldığı şahıstan aldığını ve olay yerinden ayrılırken polis memurları tarafından yakalandığını belirttiği, tanığın daha sonra operasyondan sonra 16/11/2018 tarihinde alınan beyanında olay tarihinde Burak Büyükbalbekmez isimli şahıstan eroin maddesini 50 TL karşılığında satın aldığını beyan ettiği, soruşturma aşamasında C. Savcısına verdiği ifadesinde de bu beyanını sürdürdüğü, kollukta teşhiste bulunduğu,

Sanık Burak Büyükbalbekmez aşamalardaki savunmasında üzerine atılı suçlamayı inkar etmiş ise de; tanığın aşamalardaki istikrarlı anlatımı, usulüne uygun yapılan fiziki takibin hemen akabindetanığın sanığın evinden ayrıldıktan 1 dakika sonra üzerinde suça konu eroin maddesinin ele geçirilmesi, tanığın ilk yakalandığında eroin maddesini yeni aldığını belirtmiş olması, bu beyanında fiziki takiple uyumlu olması, olay öncesinde sanık ile tanık arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinin de uyuşturucu teminine yönelik yapıldığının anlaşılması, sanığın da soruşturma aşamasında tanık [S.A.nın] evine geldiğini kendisine uyuşturucu madde alacağı kişinin numarasını verdiğini, kovuşturma aşamasında ise tanık bana 'ben krizdeyim lyrica hap lazım diye söyledi. Bende kendisine abla şuan yanımda hap yok. 3-4 saat sonra buluşalım ben sana hap vereyim dedim. Sonra evden çıktı gitti.' şeklinde çelişki beyanlarda bulunması ve tevilli şekilde uyuşturucu madde olayının doğrulaması karşısında sanığın savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu kabul edilmiş savunmalarına itibar edilmemiştir.

Ele geçirilen söz konusu maddenin, eroin içerdiğininbelirtildiğine dair Ankara Kriminal Polis Laboratuvarının12/09/2018 gün ve18-07309 sayılı uzmanlık raporunun dosyamıza konduğu,

İletişimin tespiti kararı, telefon kayıtları, fiziki takip tutanağı, tanık beyanı, kriminal rapor, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde olay 4 kapsamında sanığın üzerine atılı uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçunu işlediği hususunda Mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmakla, sanığın bu olay kapsamında cezalandırılması cihetine gidilmiştir.

Olay 5 kapsamında; Sanığın ikametinde yapılan aramada 1 paket halinde 0,2 gram eroin maddesi ve eroin paketlemesinde kullanılan 11 adet saç tokası ve 1 adet kürek tabir edilen kağıt parçası ele geçirildiği, sanığın bu eroin maddesini de ticari amaçla bulundurduğu, diğer malzemeleri de uyuşturucu ticaretinde kullandığının değerlendirildiği, her ne kadar tanık [E.T.] söz konusu maddelerin kendisine ait olduğunu belirtmiş ise de, UYAP kayıtlarının sorgulamasında [E.T.nin] daha önceki bir tarihte cezaevine girmiş olması ve olay tarihinde evde olmaması nedeniyle bu beyana itibar edilmemiş ve suça konu eroin ve diğer malzemelerin sanığa ait olduğu kabul olunmuştur.

...

Sanığın sübut bulan olay 4 yönünden üzerine atılı 694 sayılı KHK ile değişik TCK 188/3 maddesi gereğince cezalandırılmasına, uyuşturucu satımına konu maddenin eroin olduğu anlaşılmakla cezasından TCK 188/4-a maddesi gereğince yarı oranında artırım yapılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir."

16. Hüküm kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Başvurucu, gerekçeli temyiz dilekçesinde diğerlerinin yanı sıra mahkemede dinlenmeyen tanık beyanlarına dayanılarak mahkȗm edildiğini belirterek temyiz talebinde bulunmuştur. Başvurucu nihai kararı 17/1/2022 tarihinde öğrenmesinin ardından 15/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

17. Komisyon; adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

18. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Tanık Sorgulama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu; beyanları mahkȗmiyet hükmüne esas alınan tanık S.A.nın duruşmada hazır edilmediğini, soruşturma evresinde dosyaya eklenen tanık beyanlarının kovuşturma evresinde tartışılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; kabul edilebilirlik incelemesinde iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık, ilgili mevzuata ve Anayasa Mahkemesi içtihadına yer vererek başvuru incelenirken Anayasa'nın, anılan mevzuat ve içtihadın yanı sıra somut olayın kendine özgü şartlarının değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

21. Başvurunun bu kısmı adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

22. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014; Selçuk Demir, B. No: 2014/9783, 22/1/2015; AZ. M., B. No: 2013/560, 16/4/2015; Baran Karadağ, B. No: 2014/12906, 7/5/2015; Orhan Güleryüz, B. No: 2019/30221, 28/12/2021). Buna göre bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorgulama veya sorgulatma hakkı vardır. Hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde sanığın tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir (AZ. M., § 55). Diğer yandan bir mahkûmiyet -sadece veya belirleyici ölçüde- sanığın soruşturma veya kovuşturma evresinde sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemiş ise sanığın hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olur (Orhan Güleryüz, § 35).

23. Anayasa Mahkemesi tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir duruşma öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesinin geçerli bir nedeninin varlığına bakılmalıdır. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığı değerlendirilmelidir. Sorgulama veya sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu zorlukların telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Abdurrahim Balur, B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay, B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim, B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51). Bu kapsamda hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanığın beyanını destekleyen başka doğrulayıcı delillere dayanılması telafi edici güvencelerden biri olarak kabul edilebilir (Orhan Güleryüz, § 39). Duruşmada sorgulanmayan tanığın beyanının güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla savunma tarafına sağlanabilecek bir diğer telafi edici güvence, sanığa olayın kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânının tanınmasıdır (Orhan Güleryüz, § 40). Yargılamayı yürüten mahkemenin yargı çevresi dışındaki tanıkların savunmanın onlara soru sormasına imkân sağlayacak şekilde SEGBİS gibi vasıtalarla dinlenilmesi de telafi edici güvencelerden biri olarak değerlendirilebilir (Metin Akdemir (2), B. No: 2020/3964, 21/9/2022 § 36).

24. Başvuru konusu olayda incelenmesi gereken ilk sorun, beyanı delil olarak kabul edilen tanığın duruşmada dinlenmemesinin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığıdır. Mahkemece 1/4/2019 tarihinde düzenlenen Tensip Tutanağı ile ve yargılamanın 9/7/2019 tarihli ilk celsesinde tanık S.A. hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar verilmiştir. Yargılamanın 8/10/2019 tarihli üçüncü celsesinde ise aramalara rağmen temin edilemeyen tanık S.A.nın dinlenmesine ilişkin ara karardan vazgeçilmesine karar verilmiştir. Ancak Mahkemece tanığa neden ulaşılmadığına ilişkin bir gerekçe ortaya konulmadığı gibi zorla getirilme emrine karşın ulaşılamayan tanık hakkında adres araştırması yapılması da istenmemiştir. Buna göre tanığın savunmanın da hazır bulunduğu bir celsede dinlenmemesinin geçerli bir nedene dayandığını söylemek mümkün gözükmemektedir. Ancak geçerli bir neden ileri sürülmemesi, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir.

25. İkinci olarak hükmün tek veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama ve/veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı bir tanık tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.

26. Somut olayda Mahkeme, başvurucu hakkında tespit edilen dört ayrı olaydan sadece Olay 4 yönünden başvurucunun mahkûmiyetine karar vermiştir. Hükmün gerekçesinde tanık S.A.nın 16/11/2018 tarihinde Başsavcılıkta verdiği, olay tarihinde başvurucudan eroin maddesini 50 TL karşılığında satın aldığı şeklindeki ifadesine ve başvurucuyu kollukta teşhis etmesine dayanılmıştır. Ayrıca başvurucu ile tanık S.A. arasındaki iletişimin tespiti tutanaklarına, fiziki takip tutanağına, kriminal rapora ve başvurucunun savunmalarına vurgu yaparak başvurucunun atılı uyuşturucu ticareti suçunu işlediği sonucuna varmıştır. O hâlde gerekçeli karara göre söz konusu diğer deliller, tanık S.A.nın beyanları ile tamamlanır niteliktedir (bkz. § 15). Bu durumda başvurucuya sorgulama/sorgulatma imkânı verilmeyen tanığın beyanlarının mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici delil niteliğinde olduğu görülmüştür.

27. Yargılama sürecinde başvurucuya, olayları kendi bakış açısına göre anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmıştır. Ancak Mahkemenin tanık S.A.yı başvurucunun da soru sormasına imkân sağlayacak şekilde istinabe suretiyle ya da SEGBİS gibi vasıtalarla dinlemesi için gerekli ve yeterli çabayı gösterdiğine ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Tanığın soruşturma evresinde verdiği ifadeler kovuşturma evresinde başvurucuya duruşmada okunmuşsa da muhakeme sürecinin hiçbir aşamasında başvurucu bu beyanlara karşı itirazlarını ileri sürebilmek için tanığı sorgulama imkânı bulamamıştır. Diğer bir ifadeyle başvurucu, tanık beyanlarının tespiti sırasında hazır bulunmadığından ses ve görüntü nakli yoluyla da olsa onları sorgulayamamış; sorulan sorulara verdikleri cevaplar hakkında izlenim edinme fırsatı elde edememiştir. Bu yüzden tanığın tepkileri konusunda Mahkemenin dikkatini çekememiş, böylelikle tanık beyanlarının doğruluğu ve güvenilirliği test edilememiştir. Mahkeme de tanığın sorulara cevap verirken göstereceği tepkilerle ilgili izlenim elde edememiştir. Sonuç olarak doğruluğu ve güvenilirliği test edilmemiş tanığın beyanları belirleyici delil olarak hükme esas alındığı hâlde savunmanın karşılaştığı zorlukları telafi edecek karşı dengeleyici güvenceler sağlanmamıştır. Bu bağlamda tanığın duruşmada veya SEGBİS yoluyla dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.

28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

29. Başvuruda tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden, kararda varılan sonuca ve uygun görülen giderime göre başvurucunun adil yargılanma hakkına ve sürece ilişkin diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

30. Başvurucu; ihlalin tespitini, yeniden yargılama yapılmasını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

31. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş; yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

32. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemelere aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, § 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun suçu işleyip işlemediği yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı, sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede mahkemenin delillerin takdir biçimine göre benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.

33. Başvurucunun maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından başvurucunun maddi tazminat talebinin; ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından da manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

C. Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (E.2019/179, K. 2019/553) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 7/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Burak Büyükbalbekmez [1.B.], B. No: 2022/21689, 7/1/2025, § …)
   
Başvuru Adı BURAK BÜYÜKBALBEKMEZ
Başvuru No 2022/21689
Başvuru Tarihi 15/2/2022
Karar Tarihi 7/1/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın duruşmada sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi