logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Namlı [1. B.], B. No: 2022/34086, 6/6/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET NAMLI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/34086)

 

Karar Tarihi: 6/6/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Yüksel GÜNARSLAN

Başvurucu

:

Ahmet NAMLI

Vekili

:

Av. Kadir YETİK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından 14/12/2021 tarihinde bir berber dükkânında bulunan kişilere yönelik olarak gerçekleştirilen silahlı saldırı üzerine soruşturma işlemlerine başlanmıştır.

3. Soruşturma kapsamında kolluk görevlileri tarafından olay yeri incelemesi yapılmış, mağdur ve tanıkların ifadeleri alınmış, yaralıların adli raporları ile olaya ilişkin kamera kayıtları temin edilmiştir. Buna göre;

i. Başvurucunun ablası olan tanık D.N. kolluk ifadesinde; olay günü evlerine F.N. ile tanımadığı bir arkadaşının geldiğini, F.N.nin kendisinden hemen geri getireceğini söyleyerek otomobilini istediğini, aracının anahtarını F.N.ye verdiğini, başvurucunun bu kişilerle birlikte evden ayrıldığını beyan etmiştir.

ii. Şüpheli E.P. kolluk ifadesinde; olay günü F.N.nin kullandığı, C.K. ve başvurucunun içinde bulunduğu aracı gördüğünü, araçtakilerin kendisine kafeye gitmeyi teklif ettiklerini, berber dükkânının önüne geldiklerinde F.N.nin hiçbir şey söylemeden ve bir anda araçtan inerek işyerine doğru koşmaya başladığını, sonrasında F.N.nin silah çektiğini görmesi üzerine engel olmak amacıyla araçtan indiğini, C.K.nın araçta kaldığını, başvurucunun da araçtan inerek F.N.ye doğru koştuğunu, F.N.nin bu sırada 3-4 el ateş ettiğini, başvurucu ve F.N.nin tekrar aynı araca binerek kaçtıklarını, kendisinin ise olay yerinde kalıp yaralılara yardım ettiğini ifade etmiştir.

iii. Berber dükkânı çalışanı olan mağdur H.G. kolluk ifadesinde; işyerine tıraş olmak için iki erkek şahsın geldiğini, bir süre sonra bir aracın işyerinin önüne gelerek durduğunu ve içinden bir kişinin işyerine doğru ateş ettiğini, ateş kesildikten sonra aracın hızlı bir şekilde olay yerinden ayrıldığını, bu sırada tıraş olan kişinin kafasından yaralandığını gördüğünü, kendisinin de başından yaralandığını beyan etmiştir.

iv. İşyeri sahibi O.E. alınan ifadesinde, olay anında ismini R. olarak bildiği kişiyi (S.İ.) tıraş etmekte olduğunu, bu sırada kırmızı renkli bir aracın işyeri önüne gelerek fren yaptığını, bunun üzerine araca bakmaya başladığını, araçtan inen F.N.nin işyerinin içine doğru baktığını ve tıraş olan R.yi görmesi üzerine belindeki silahı çıkararak 2-3 el ateş ettiğini, olay sırasında yaralanan R. ile işyeri çalışanı H.G.nin hastaneye götürüldüğünü beyan etmiştir.

v. Şüpheli C.K. Başsavcılıkta alınan ifadesinde; olay günü başvurucu ile birlikte berbere gitmek amacıyla suçta kullanılan araçla evden çıktıklarını, F.N. ve E.P.nin sokakta kendilerini gördüklerini ve nereye gittiklerini sorduklarını, bunun üzerine berbere gideceklerini söylediklerini, F.N. ve E.P.nin "Sonrasında kafeye gideriz." diyerek araca bindiklerini beyan etmiştir. C.K. ayrıca işyerinin önüne geldiklerinde aracı kullanan F.N.nin bir anda araçtan indiğini ve belindeki tabancayı çıkararak berber dükkânına doğru 3-4 el ateş ettiğini, başvurucu ve E.P.nin de araçtan indiklerini, sonrasında F.N. ve başvurucunun araca bindiklerini, aracı başvurucunun kullanmaya başladığını, mahalleye geldiklerinde araçtan indiğini ve başvurucu ile F.N.nin nereye gittiklerini bilmediğini beyan etmiştir.

vi. Mağdur S.İ.nin alınan adli raporlarında sağ göz çevresinden (orbita) kafatasına giren mermi çekirdeği nedeniyle hayati tehlike geçirdiği tespitine yer verilmiştir.

vii. Mağdur H.G.nin alınan adli raporunda kafatasının sol tarafını (frontotemporal) sıyıran mermi çekirdeğinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralanmaya neden olduğu belirtilmiştir.

4. Kolluk görevlileri tarafından olay sonrasında başvurucunun adli işlemler amacıyla teminine yönelik çalışmalar başlatılmış ancak başvurucuya ulaşılamamıştır. Bunun üzerine Başsavcılığın talebiyle Salihli Sulh Ceza Hâkimliği tarafından başvurucu hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yakalama kararı verilmiştir.

5. Başvurucu 29/1/2022 tarihinde Antalya'da yakalandıktan sonra tutuklanması talebiyle Hâkimliğe sevk edilmiştir. Başvurucu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi vasıtasıyla yapılan sorgusunda ceza infaz kurumundan çıktıktan yaklaşık bir saat sonra F.N.nin evlerine gelerek ablasından otomobilini ödünç istediğini, kendisinin de tıraş olmak amacıyla F.N. ile birlikte çıktığını, yolda denk geldikleri E.P. ve C.K.yı da araca aldıklarını, berberin önüne geldiklerinde F.N.nin kullandığı aracı durdurduğunu ve belinden çıkardığı silah ile dükkâna doğru ateş ettiğini, kendisinin de koşup onu durdurmaya çalıştığını, durdurmamış olsaydı F.N.nin Se.İ.yi de vuracağını, F.N. ile Se.İ. ve S.İ. arasındaki husumeti bilmediğini, aracı kendi evine doğru sürdüğünü, olayla bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

6. Hâkimlik, sorgunun ardından başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir. Tutuklama kararının ilgili kısmı şöyledir:

"Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı 'Kasten Öldürme, Çocuğu Kasten Öldürmek' suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin bulunması ve özellikle de atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kanunda atılı suça ilişkin öngörülen cezanın üst sınırı birlikte değerlendirildiğinde adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşılmakla, müsnet suçtan 5271 Sayılı CMK'nın 100 ve devamı maddeleri gereğince... [tutuklanmasına karar verildi.]"

7. Mağdur S.İ.nin kolluk ifadesi 14/3/2022 tarihinde alınmıştır. Mağdur bu ifadesinde başvurucunun akrabası olduğunu, kamera kayıtlarını incelediğinde mağdurun kendisine ateş eden F.N.yi engellemeye çalıştığını gördüğünü ve başvurucudan şikâyetçi olmadığını beyan etmiştir.

8. Başvurucu, 14/3/2022 tarihinde tahliye talebinde bulunmuştur. Bu talep Hâkimlik tarafından 16/3/2022 tarihinde reddedilmiştir.

9. Başsavcılık soruşturma neticesinde başvurucu hakkında 20/3/2022 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede başvurucunun eylemi iştirak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs olarak değil suçluyu kayırma olarak nitelendirilmiştir.

10. Başvuru, tahliye talebinin reddi kararına 21/3/2022 tarihinde itiraz etmiştir. Bu itiraz Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 23/3/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

11. Başvurucu, itirazın reddi kararını 23/3/2022 tarihinde öğrendikten sonra 28/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

12. Tutukluluğun gözden geçirilmesine yönelik açılan ve başvurucu ile müdafiinin katıldığı 29/3/2022 tarihli duruşma sonrasında Hâkimlik, tutuklulukta geçirilen süre, mevcut delil durumu ve suç vasfının değişme ihtimaline istinaden başvurucunun yurt dışına çıkamama ve belirli yerlere düzenli olarak başvurma şeklindeki adli kontrol tedbirleri uygulanmak suretiyle tahliyesine karar vermiştir.

13. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Tutuklamanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia

14. Başvurucu; mağdur ve tanık beyanları ile kamera kaydının kendisinin ateş etmediğini, aksine ateş eden şüpheliyi durdurmaya çalıştığını doğruladığını, fail ile eylem ve fikir birliği içinde olmadığını, buna rağmen suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti ortaya konulmadan tutuklandığını beyan etmiştir. Başvurucu ayrıca tutuklama kararında tutuklama nedenlerine yer verilmediğini ve kendisinin çocuk olduğunun dikkate alındığına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu, çocuk olması nedeniyle son çare olması gereken tutuklamanın ölçülü olmadığını da ileri sürerek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğinden yakınmıştır.

15. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

16. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahale temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin ölçütlerin belirlendiği Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa'nın 19. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu sebeple müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen kanun tarafından öngörülme, Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Halas Aslan, B. No: 2014/4994, 16/2/2017, §§ 53, 54).

17. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu, iştirak suretiyle kasten öldürme suçuna teşebbüsten 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.

18. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir. Çünkü Anayasa’nın 19. maddesinde herhangi bir suç yönünden ayrım yapılmaksızın tutuklama tedbirine başvurulabilmesi için kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunması şartı öngörülmüştür. Tutuklamanın ön koşulu olarak kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunmasının arandığı bu şart, Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının sözünden kaynaklanan bir ek güvencedir (bazı farklılıklarla birlikte bkz. AYM, E.2021/96, K.2022/8, 26/1/2022, § 14).

19. Başvurucu hakkındaki tutuklama kararında genel nitelikte değerlendirmelere yer verilmiştir. Bununla birlikte soruşturma dosyası içeriğinden tutuklama kararında esas olarak mağdur ve tanık beyanları ile diğer şüphelilerin açıklamalarına (bkz. § 3) dayanıldığı anlaşılmaktadır. Suçta kullanılan aracın başvurucunun ablasına ait olduğuna, başvurucu ve F.N.nin olay yerine gelmesinden hemen sonra herhangi bir tartışma yaşanmadan F.N.nin doğrudan işyerindeki kişilere ateş ettiğine, başvurucunun olaydan sonra suçta kullanılan aracı sürerek F.N. ile birlikte olay yerinden ayrıldığına, uzun sayılabilecek bir süre kolluk görevlilerinden gizlendiğine ve özellikle mağdur S.İ.de meydana gelen yaralanmanın niteliği ve ağırlığına dair tespitlerin (bkz. §§ 3, 4) yargı mercilerince tutuklama tedbirinin uygulanmasında suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir.

20. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmede tutuklama kararının verildiği andaki genel koşullar gözardı edilmemelidir.

21. Somut olayda Hâkimlik tarafından başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken, başvurucuya isnat edilen suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırına ve adli kontrol tedbirlerinin tek başına yeterli kalmayacağına dayanılmıştır (bkz. § 6). Tutuklama kararında açık bir şekilde ifade edilmemiş ise de isnat edilen suç için öngörülen cezanın alt ve üst sınırına vurgu yapılarak adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağının belirtilmesi karşısında başvurucunun kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedenine de yer verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan başvurucu hakkında tutuklama kararı verildiği tarihte henüz mağdur S.İ.nin beyanının -devam eden tedavisi nedeniyle- alınamadığı anlaşılmaktadır.

22. Başvurucu 14/12/2021 tarihinde olay yerinden ateş etme eylemini gerçekleştiren F.N. ile birlikte ayrılmıştır. Kolluk görevlileri tarafından yapılan çalışmalara rağmen başvurucuya ikamet adresinin bulunduğu ilçede ulaşılamamıştır. Bu nedenle Başsavcılığın talebi üzerine başvurucu hakkında Hâkimlik tarafından yakalama kararı verilmiştir (bkz. § 4). Başvurucu olaydan 45 gün sonra anılan yakalama kararına istinaden Antalya'da yakalanabilmiştir (bkz. § 4). Bu açıklamalar ışığında başvurucunun suçtan sonraki hareket tarzı, tutuklama kararının verildiği andaki genel koşullar ve somut olayın yukarıda belirtilen özel koşulları ile tutuklama kararının içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedeninin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir.

23. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının da tespiti gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülülüğünün belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, § 268; Selçuk Özdemir [GK], B. No: 2016/49158, 26/7/2017, § 76; Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, § 151).

24. Çocuklar hakkında tutuklama tedbirinin uygulandığı durumlarda tutuklamanın çocuklar bakımından başvurulacak en son yol olduğu, eğer tutukluluk bir zorunluluksa bunun mümkün olan en kısa sürede sonlandırılması gerektiği dikkate alınmalıdır. Ancak bu durum, çocuklar hakkında hiçbir şekilde tutuklama tedbirinin uygulanamayacağı şeklinde anlaşılmamalıdır. Anayasa Mahkemesinin de belirttiği gibi çocuklar tarafından işlenmiş olan çok ciddi suçlara ilişkin istisnai olaylarda tutuklama tedbirinin uygulanması mümkündür (Furkan Omurtag, B. No: 2014/18179, 25/10/2017, § 82).

25. Somut olayda tutuklama tarihi itibarıyla 18 yaşını tamamlamamış olan (17 yıl 4 ay 24 gün) başvurucu, kasten öldürme gibi ağır bir suça teşebbüsten tutuklanmıştır. İtiraz mercii tutuklama kararından 2 ay sonra tutukluluğun gözden geçirilmesi kapsamında yaptığı duruşmada başvurucunun tahliyesine karar vermiştir (bkz § 12). Suçun niteliği, tutuklamaya konu suçun konusunu oluşturan eylemin ağırlığı ve başvurucunun suçtan sonraki hareket tarzı dikkate alındığında Hâkimliğin başvurucu hakkında uyguladığı tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve tutuklama koruma tedbirinden beklenen menfaatlerin adli kontrol tedbiriyle sağlanamayacağı kanaatine varmasının (bkz. § 6) keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

27. Başvurucunun tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçesiz olduğu iddiasının İrfan Gerçek (B. No: 2014/6500, 29/9/2016, §§ 33-45); tahliye talebi üzerine verilen tutukluluğun devamı kararının tebliğ edilmediğine ilişkin iddiasının Cafer Yıldız (B. No: 2014/9308, 9/1/2018, §§ 37-40); tutukluluk durumunun gözden geçirilmesine ilişkin duruşmalarda zorunlu müdafinin hazır bulundurulmadığına ilişkin iddiasının Kadir Ayhan (B. No: 2020/20083, 10/3/2021, §§ 44-60); adil yargılanma hakkı güvencelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Ahmet Sil (2) (B. No: 2017/20969, 28/6/2018, §§ 36-40) kararları doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 6/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ahmet Namlı [1. B.], B. No: 2022/34086, 6/6/2024, § …)
   
Başvuru Adı AHMET NAMLI
Başvuru No 2022/34086
Başvuru Tarihi 28/3/2022
Karar Tarihi 6/6/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Tutukluluk (süre) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Tutulan kişinin yargı merciine başvuru hakkı (hakim önüne çıkarılma) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Müdafi yardımından yararlanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi