TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
S.A. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/42691)
Karar Tarihi: 6/6/2024
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Yüksel GÜNARSLAN
Başvurucu
S.A.
Vekili
Av. Mehmet KARTAL
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklama koruma tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, sosyal medya hesaplarında paylaştığı videolar ile PKK silahlı terör örgütü propagandası yapma suçlamasıyla 15/3/2022 tarihinde gözaltına alınmıştır.
3. Olay tarihinde 17 yaşında olan başvurucu, sorgusunun ardından 16/3/2022 tarihinde terör örgütü propagandası yapma suçundan tutuklanmıştır.
4. Başvurucu, tutuklama kararına yaptığı itirazın 24/3/2022 tarihinde reddedilmesinden sonra 30/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. 27/4/2022 tarihinde başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlenmiştir.
6. Başvurucu 29/4/2022 tarihinde tahliye edilmiştir.
7. Yapılan yargılama sonucunda başvurucunun 12/10/2022 tarihinde beraatine karar verilmiştir. Beraat kararı istinaf edilmeden 20/10/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
8. Başvurucu 9/11/2022 tarihinde Küçükçekmece 6. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) ve (e) bentlerikapsamında tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu -diğerlerinin yanı sıra- uygulanan tutuklama koruma tedbirinin hukuka aykırı olması nedeniyle Anayasa'nın 19. ve 26. maddelerindeki haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Mahkeme 25/12/2023 tarihli kararı ile başvurucunun maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermiştir.
10. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla anılan tazminat davasının istinaf kanun yolu aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir.
11. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
12. Başvurucu, tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca başvurucu, isminin kamuya açık belgelerde gizlenmesi talebinde bulunmuştur.
13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık); anılan şikâyetle ilgili olarak 5271 sayılı Kanun'un 141. vedevamı maddeleri uyarınca açılması gereken bir tazminat davası açılmadığından söz konusu iddia bakımından olağan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığını ileri sürmüştür.
14. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında hakkındaki ceza yargılamasının devam etmesi nedeniyle tazminat davası yolunun tüketilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Başvurucu, bireysel başvuru dosyasına sunduğu ek beyanında ise ceza yargılamasının sona erdiğini ancak Anayasa Mahkemesinin çocukların terör örgütü propagandası yapma suçundan tutuklanmasına ilişkin içtihadının sınırlı olduğu, başvurunun esastan incelenmesinin Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması ile temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önemli olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca başvuru tarihi itibarıyla tüm başvuru yollarının tüketilmiş olduğunun dikkate alınması gerektiğini beyan etmiştir.
15. Başvuru, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.
16. Anayasa Mahkemesi tutuklamaya konu davanın kesinleşmiş olması hâlinde başvurucuların tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasına yönelik olarak 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında tazminat davası açabileceğini belirtmiş ve anılan iddiayı başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Reşat Ertan, B. No: 2013/5700, 15/4/2015, § 26; Ömer Köse, B. No: 2014/12036, 16/11/2016, § 34; Eyyüp Güneş [GK], B. No: 2017/28308, 21/10/2021, § 88; Murat Ağırel ve diğerleri [GK], B. No: 2020/11655, 7/4/2022, §§ 23-26). Somut olayda da kesinleşmiş bir hüküm bulunduğundan başvurucunun tutuklama tedbiri açısından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen tazminat yoluna başvurabilmesi mümkündür. Nitekim başvurucunun açtığı tazminat davası istinaf kanun yolu aşamasında derdesttir. Başvurucunun bu tazminat yolunu tüketip bu yoldan herhangi bir sonuç alamazsa tekrar başvuruda bulunması mümkündür.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
18. Başvurucunun tutuklama dolayısıyla ifade özgürlüğünün ihlaledildiğine ilişkin iddiasının Murat Ağırel ve diğerleri (aynı kararda bkz. §§ 30-32), Kıvanç Ersoy ve diğerleri (B. No: 2016/7095, 12/1/2021, § 58) kararları doğrultusunda; ceza infaz kurumunda tek kişilik odada tutulması ve aile bireyleri dışındaki kişilerle görüşme imkânı sağlanmaması dolayısıyla maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının sırasıyla S.E. (B. No: 2018/27, 3/3/2022, §§ 26-35) ve Zafer Yılmaz (B. No: 2017/14317, 28/1/2021, §§ 81-83) kararları doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 6/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.