TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
YASİN AKPINAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/37086)
Karar Tarihi: 21/5/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Muhammed Cemil KANDEMİR
Başvurucu
Yasin AKPINAR
Vekili
Av. Emrah SEVGİ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, nasıpları onaylanmamış astsubay adaylarının temin faaliyetlerinin olağanüstü hâl (OHAL) kanun hükmünde kararnamesiyle iptal edilmesi üzerine açılan davanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyonu) gönderilmesi yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) astsubay olmak amacıyla 19/2/2016 tarihinde Astsubay Temel Askerlik ve Astsubaylık Anlayışı Kazandırma Kursuna (ASTTASAK) kursiyer olarak başlamıştır. Başvurucu, benzer durumdakilerin tamamını kapsadığı anlaşılan 26/8/2016 tarihli bir emirle izne gönderilmiştir.
3. 3/10/2016 tarihli ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (675 sayılı KHK) 6. maddesinin (a) bendindeki, temin faaliyeti tamamlanmamış astsubay ve subay adayları hakkındaki işlemlerin iptal edilmesi kuralı kapsamında söz konusu kursiyerlerin TSK ile ilişikleri kesilmiş ve nasıpları yapılmamıştır. Başvurucu da 675 sayılı KHK ile ilişiği kesilen kursiyerler arasındadır. Başvurucu nasbedilmemesine ilişkin işlemin iptali talebiyle dava açmıştır.
4. Ankara 16. İdare Mahkemesi 22/12/2016 tarihli kararıyla davayı görev yönünden reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, davanın çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir. Başvurucunun istinaf talebi Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin (Bölge İdare Mahkemesi) 12/4/2017 tarihli kararıyla temyiz yolu açık olmak üzere reddedilmiştir. Başvurucunun temyiz talebi Danıştay Onikinci Dairesince incelenmeksizin reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde, davanın temyiz incelemesine tabi tutulacak davalar arasında sayılmadığı belirtilmiştir.
5. Başvurucu bu karara karşı 29/8/2018 tarihinde 2018/26931 numaralı bireysel başvuruyu yapmıştır. Başvurusunda, Bölge İdare Mahkemesinin askerî yargının kaldırılmasına ilişkin düzenlemelerin de yer aldığı 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ilişkin olarak 16/4/2017 tarihinde yapılan referandumdan dört gün önce karar verdiğini, bu kararın kendisine 11/5/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, Danıştayın karar verdiği tarihte askerî yargının olmadığını, bu sebeple askerî yargıya başvuramadığını belirterek mahkemeye erişim ve diğer bazı anayasal haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
6. Başvurucu nasbedilmemesine ilişkin işlemin iptali talebiyle 30/8/2018 tarihinde, davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın kesinleştiğini belirterek tekrar dava açmıştır. Ankara 15. İdare Mahkemesi 28/5/2020 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Başvurucu bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge İdare Mahkemesi 15/12/2020 tarihli kararıyla istinaf başvurusunu davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek gerekçeli olarak reddetmiştir. Kararda, dava konusu uyuşmazlığın 675 sayılı KHK'dan kaynaklandığı, dava konusu işlemin doğrudan KHK uyarınca tesis edildiği, bu konuda ilgililere herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma imkânının tanınmadığı vurgulanmıştır. Devamında başvurucunun kanun niteliği taşıyan hukuki bir düzenleme ile başvurucu hakkındaki işlemin tesis edildiği, idari davaya konu olabilecek bir işlemin varlığından söz edilmesine imkân bulunmadığı ifade edilmiştir.
7. Başvurucunun temyiz talebi Danıştay Beşinci Dairesinin 27/12/2021 tarihli kararıyla ayrı bir gerekçe belirtilmeksizin reddedilmiştir. Başvurucu 21/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Başvurucunun aynı işlemin iptali talebiyle açtığı dava üzerine yapılan 2018/26931 numaralı bireysel başvuru dosyasının 2022/37086 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin 2022/37086 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu 29/8/2016 tarihli ve 2018/26931 numaralı başvurusunda, açtığı davanın askerî yargının görev alanında olması nedeniyle görev yönünden reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Bununla birlikte başvurucunun aynı konuya ilişkin olarak daha sonra açtığı davanın idari yargının görevinde görülerek bir karar verildiği ve başvurucunun bu karara karşı da bireysel başvuru yaptığı görülmektedir. Bu sebeple 29/8/2016 tarihli ve 2018/26931 numaralı başvuruya ilişkin olarak ayrı bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.
10. Başvurucu, ASTTASAK eğitimini 26/8/2016 tarihinde bitirdiğini böylece temin faaliyetinin tamamlandığını ve 30/8/2016 tarihinde astsubay olarak atanmaya hak kazandığını, 675 sayılı KHK'nın kendisini kapsamadığını, OHAL Komisyonuna başvuramadığını, dava konusu işlemin OHAL Komisyonun görevinde olduğunu, yargılama mercilerinin dosyasını OHAL Komisyonuna göndermediğini ileri sürerek adil yargılanma hakkının ve hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Adalet Bakanlığı görüşünde, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin yargılama mercilerinin kararlarında bariz takdir hatası veya açık keyfilik oluşturan bir durum bulunmadığı, ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığının Anayasa Mahkemesinin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Görüşte ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) mevcut başvuruyla aynı mahiyetteki -30 Ağustos 2016 tarihinde atanmayı bekleyen başvuranın 675 sayılı KHK ile atamasının iptal edilmesine ilişkin- İnan/Türkiye (35726/20) başvurusunda mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetin kabul edilemez olduğuna karar verdiği ifade edilmiştir. AİHM kararında, atamaları iptal edilen adayların bir sonraki yıl tekrar başvurmalarını ve eğitimlerini tamamladıktan sonra atanmamaları halinde, idare mahkemeleri önünde ilgili tedbirlere itiraz etmelerini engelleyen bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle, belirli bir alanda ve kısa bir süre için mahkemeye erişime getirilen kısıtlamanın bu koşullar altında orantısız olarak değerlendirilemeyeceği kanaatiyle kabul edilemezlik kararı verildiği belirtilmiştir.
12. Başvurucunun bu iddialarının mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
13. Anayasa Mahkemesi olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Ayhan Orhanlı ([GK], B. No: 2019/7991, 23/2/2023) kararında, 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca OHAL kapsamındaki KHK'larla gerçek kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen işlemlerin OHAL Komisyonunun yetkisinde olduğunu belirtmiş; temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve nasbının yapılmaması üzerine açtığı davada keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak nitelikte bir yorumla dosyanın OHAL Komisyonuna gönderilmesi yerine davanın incelenmeksizin reddedilmesi suretiyle yapılan müdahalenin Anayasa'nın 15. maddesinde öngörülen durumun gerektirdiği ölçüde olmadığı, başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
14. Ayrıca yine Ayhan Orhanlı kararında da belirtildiği üzere OHAL Komisyonunun görev süresi 22/1/2023 tarihinde sona ermişse de 7075 sayılı Kanun'a eklenen geçici 5. maddede görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemleri yürütecek kurum ve kuruluşlar belirlenmiştir. Bu itibarla başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
15. Başvurucu, masumiyet karinesinin, gerekçeli karar hakkının, eşitlik ilkesinin ve kamu hizmetine girme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemeye erişim hakkı şikâyeti yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun anılan haklarının ihlal edildiği iddialarının ayrıca incelenmesine gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
16. Başvurucu ihlalin tespit edilmesi ile yeniden yargılama ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Mahkemeye erişim hakkı yönünden ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının incelenmesine GEREK BULUNMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için (7075 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesi çerçevesinde oluşturulan başvuru yolu dikkate alınarak) yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 15. İdare Mahkemesine (E.2018/1858, K.2020/643) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
F. 664,10 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.464,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi (E.2020/2623, K.2020/3168) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.