logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Kutbettin Onur [1. B.], B. No: 2022/41697, 16/9/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KUTBETTİN ONUR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/41697)

 

Karar Tarihi: 16/9/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Yusuf KARABULAK

Başvurucu

:

Kutbettin ONUR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda yapılan arama sırasında ele geçirilen radyo nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu olay tarihinde devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan hüküm özlü olarak Tekirdağ 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Başvurucunun kaldığı odada 24/12/2021 tarihinde yapılan genel arama sırasında komodinin çekmecesinde bütün ekmek içinde zulalanmış vaziyette bir adet FM-SW-MW bantlara sahip radyo ve sarılı bakır tel bulunmuştur. Radyonun kime ait olduğunun tespit edilememesi sebebiyle içerisinde başvurucunun da yer aldığı odada bulunan beş kişi hakkında 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendi uyarınca disiplin soruşturması başlatılmıştır.

4. Ceza İnfaz Kurumu idaresi, disiplin soruşturması kapsamında ilgililerin savunmalarını istemiştir. Başvurucu haricindeki mahkûmlar odadaki radyonun kime ait olduğunu bilmediklerini beyan etmiştir. Başvurucu; söz konusu radyonun kendisine ait olduğunu, odada bulunan kişilerle ilgisinin ve ilişkisinin bulunmadığını, diğer ceza infaz kurumlarında bu tip radyoların kullanılmasının serbest olduğunu, idarece el konulma endişesiyle radyoyu sakladığını, radyonun hukuken yasak olmadığını belirtmiştir.

5. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) yaptığı değerlendirme sonucunda başvurucu haricindekiler hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Başvurucu yönünden ise 5275 sayılı Kanun'un 44. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendi uyarınca 1 gün hücreye koyma disiplin cezası vermiştir. Disiplin Kurulu kararında; ele geçirilen radyonun başvurucu tarafından kendisine ait olduğunun ikrar edildiğini, radyonun AM bandı olması sebebiyle Ceza İnfaz Kurumunda yasaklı olduğunu, başvurucunun odasında bulunan komodin içinde bahse konu radyoyu saklandığının tespit edildiğini belirtmiştir.

6. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına karşı Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği; yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda disiplin cezasına konu eylemin sabit olduğunu, soruşturmanın süresinde açıldığını ve usulünce yapıldığını, eylemin nitelendirilmesinde ve hükmolunan disiplin cezasının takdirinde bir hatanın olmadığını gerekçe göstererek başvurucunun şikâyetinin reddine karar vermiştir.

7. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararına karşı itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde; kullanılan radyonun hiçbir şekilde yasak olmadığını, tüm ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların kullandığını, Ceza İnfaz Kurumu idaresinin ise kendilerine tanınan yasal hakkı ilgili radyoyu yasaklı araç sayarak keyfî bir şekilde ellerinden aldığını, mevzuatta bu şekilde bir yasaklama bulunmadığını ileri sürmüştür.

8. İtirazı inceleyen Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme), radyo yönü ile yapılan inceleme sonucunda radyonun üç bantlı olduğunu, bazı kanal ve frekans grubunun özel olarak çekmesi için anteni güçlendirme kapsamında tel bulundurulduğunu belirterek verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine 11/3/2022 tarihinde karar vermiştir.

9. Başvurucu, mahkeme kararını 29/3/2022 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 4/4/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Komisyonca adli yardım talebinin kabulü ile başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Başvurucu; el konulan radyoyu ceza infaz kurumu kantininden aldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir idari ve yargısal kararın bulunmadığını, radyosuna el konulması sebebiyle geniş haber alma özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun ifade hürriyetinin ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri incelenirken Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı başvuru formundaki itirazlarını genel olarak tekrar etmiştir.

13. Başvuru ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir (benzer yönde bir karar için bkz. Nevzat Turgut (2) [2. B.], B. No: 2019/41273, 10/7/2024, § 13).

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya ait radyo nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılması haber veya fikir alma özgürlüğüne, dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu kabul edilmiştir. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

16. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun'un 44. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı, müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Ferhat Üstündağ [1. B.], B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

17. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak koruma alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptir (Murat Karayel (5) [2. B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27). Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

18. Ceza infaz kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların oda ve eklentilerinde bulundurabilecekleri eşya ve maddeler 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik'te düzenlenmiş; bu çerçevede bulundurulacak eşyaların sayısı, niteliği, hacmi ve bunların temin edilme şekilleri açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre her bir hükümlünün kurum kantininden satın almak kaydıyla bir adet kulaklıklı küçük el radyosu bulundurabilme ve kullanma hakları bulunmaktadır. 5275 sayılı Kanun'un 67. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarında hükümlünün radyo dinleme ve televizyon yayınlarını izleme hakkı bulunduğu belirtildikten sonra bunların nasıl kullanılacağı ve edinme şekilleri de gösterilmiştir. Kanunda, merkezî yayın sistemi bulunmayan ceza infaz kurumlarında, yararlı olmayan yayınların izlenmesini ve dinlenmesini engelleyecek önlemler alınmak suretiyle bağımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo izlenmesine ve dinlenmesine izin verilebileceği; bu tür cihazların, bedeli kendisi tarafından ödenmek koşuluyla hükümlü adına kurumca satın alınabileceği fakat her ne biçimde olursa olsun dışarıdan gelenler tarafından getirilen radyo ve televizyonun kuruma alınmayacağı belirtilmiştir. Kaldı ki yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarının sıkı güvenlik rejimine tabi hükümlülerin barındırıldıkları yerler olduğunu ve infaz kurumlarında düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması hususunda devletin takdir hakkının daha geniş olduğu da unutulmamalıdır (Gıyasettin Aydın (2) [1. B.], B. No: 2017/17252, 1/7/2020,§ 42).

19. Bu doğrultuda, Ceza İnfaz Kurumunda yapılan arama sırasında başvurucunun yasaklı olduğu belirtilen SW ve MW bantlı radyoyu bulundurduğu ve kullandığı gerekçesiyle 5275 sayılı Kanun uyarınca disiplin soruşturması başlatılmıştır.

20. Yargı makamlarınca yapılan denetimde ise Disiplin Kurulu kararı gerekçesinde ifade edilen tespit ve değerlendirmeler ile başvurucunun şikâyet ve itirazı incelenmiş ve disiplin cezası yerinde bulunarak ret kararları verilmiştir.

21. Disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğinde olan 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E. 2013/6, K. 2013/111, 10/10/2013; Memiş Berber [1. B.], B. No: 2017/38744, 20/10/2021, § 22). Ayrıca, Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumunda yapılacak bir eylemin 5275 sayılı Kanun’un 39. ile 44. maddeleri arasında öngörülen disiplin suçunu oluşturduğu açık olsa dahi bu durumun disiplin cezası verilmesi için tek başına yeterli olmayacağını, eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir [2. B.], B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 22).

22. Somut olayda, başvurucunun bulunduğu odada yapılan arama sırasında tespit edilen ve başvurucuya ait olduğu hususunda ihtilaf bulunmayan bir adet radyonun kısa ve orta dalga özelliği taşıması sebebiyle başvurucunun disiplin cezasıyla cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen düzenlemeler ışığında her türlü radyonun ve iletişim aracının değil, sadece uzun dalga (AM) modülasyonuna sahip veya bu modülasyon içerisinde yayın yapan kısa dalga (SW) ve orta dalga (MW) bantlarını taşıyan radyoların ceza infaz kurumlarındaki güvenliği veya disiplini bozacak veya ceza infaz kurumlarındaki düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde bulundurulması ve dinlenmesi yasaklanmıştır.

23. Dolayısıyla başvuruya konu olay açısından esas olan başvurucunun sahip olduğu kısa ve orta dalgalı radyonun ceza infaz kurumlarındaki güvenliği veya disiplini bozacak nitelikte olup olmadığının incelenmesidir. Bu bağlamda, ceza infaz kurumlarında düzenin ve güvenliğin sağlanması için koğuş, oda ve eklentilerinde bulundurulacak eşyalara karşı daha hassas olunması gerektiğinde herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.

24. Başvuru konusu olayda kısa ve orta dalga özelliğine sahip radyo bulundurulması ve bu radyo ile yasak yayınlar kapsamında terör örgütü propagandası yapan yayınların dinlenmesi ile takip edilmesinin, buradan verilecek mesajlara göre hareket edilmesinin Ceza İnfaz Kurumunun düzeni ve güvenliği açısından idarenin daha hassas davranmasını gerektirdiği açıktır. Bu nedenle başvurucu hakkında verilen disiplin cezasının, ceza infaz kurumlarında düzenin ve güvenliğin sağlanması, dolayısıyla kamu düzeninin sağlanması amacıyla demokratik toplum düzeni bakımından alınması gereken tedbirler kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir (Mehmet Reşit Arslan (4) [2. B.], B. No: 2013/2909, 9/3/2016, § 54).

25. Somut olayda, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma suçundan hüküm özlü olan başvurucunun odasında bulunan komodinin içindeki ekmeğin arasında birden fazla bant dalgası olan bir radyo gizlediği tespit edilmiştir. Ayrıca, radyonun anten alıcısını güçlendirmek amacıyla bakır bir telin de yapılan arama sırasında ele geçirildiği görülmektedir (bkz. § 3). Bu hâliyle başvurucuya ait radyonun kullanım şekli ve niteliği gözönünde bulunduruluğunda Ceza İnfaz Kurumu tarafından kurumun düzeni ve güvenliği için bir tehdit olarak değerlendirilemeyeceği söylenemez.

26. Dolayısıyla başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda bulunmasının gerektirdiği sorumluluğuna uygun davranmaması nedeniyle verilen cezanın zorunlu bir ihtiyacı karşıladığı, başvurulan yöntemden beklenen fayda ile Ceza İnfaz Kurumundaki disiplinin sağlanması arasındaki dengenin sağlandığı değerlendirilmiştir. Öte yandan Ceza İnfaz Kurumu idaresinin takdir payı ile birlikte değerlendirildiğinde başvurucuya eylemi nedeniyle verilen 1 gün hücreye koyma disiplin cezasının orantılı olmadığının da söylenemeyeceği, bu nedenlerle müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı kabul edilmiştir (Ayten Tikit [2. B.], B. No: 2021/42046, 22/1/2025, § 23). Zira Ceza İnfaz Kurumu idaresince disiplin cezasına konu eyleme yönelik olarak Kanun'da öngörülen 1 günden 11 güne kadar hücreye koyma yaptırımı kapsamında alt hadden -1 gün hücreye koyma- ceza verilmesinin tercih edildiği görülmektedir (bkz. § 5).

27. Bu şekilde demokratik toplum düzeni bakımından alınması gerekli tedbirler kapsamında başvurucunun ifade özgürlüğü sınırlandırılırken Ceza İnfaz Kurumunda düzenin sağlanması şeklindeki kamu yararı ile kişilerin ifade özgürlüğü arasında makul dengenin kurulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır (Ahmet Temiz (5) [1. B.], B. No: 2013/8696, 10/3/2016, § 55).

28. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Kutbettin Onur [1. B.], B. No: 2022/41697, 16/9/2025, § …)
   
Başvuru Adı KUTBETTİN ONUR
Başvuru No 2022/41697
Başvuru Tarihi 4/4/2022
Karar Tarihi 16/9/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda yapılan arama sırasında ele geçirilen radyo nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi