|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
SEDAT GÜLEÇ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2022/51627)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 16/9/2025
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
Üyeler
|
:
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
|
Muhterem İNCE
|
|
Raportör
|
:
|
Gülsüm Gizem GÜRSOY
|
|
Başvurucular
|
:
|
Sedat GÜLEÇ ve diğerleri (bkz. ekli tablo)
|
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Beyhan AKBAŞ
|
|
|
|
Av. Muhammed TOKPUNAR
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; alt işveren-asıl işveren arasında muvazaa ilişkisi tespit edilmesine karşın toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmama nedeniyle sendika hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucular, başlangıçtan beri asıl işverenin işçileri olmalarına karşın muvazaalı bir biçimde alt işverenin işçileri olarak gösterildiklerini belirterek; muvazaanın tespiti ile birlikte toplu iş sözleşmesi (TİS) alacaklarının tahsili talepli dava açmıştır.
3. Açılan davalarda mahkemeler muvazaa ilişkisini tespit etmekle birlikte; asıl işverene sendika üyeliğinin bildirim koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle TİS'ten kaynaklı alacak talepleri yönünden davanın reddine karar vermiştir.
4. Başvurular süresi içinde yapılmıştır.
5. Komisyon, ekli listede yer alan başvuruların 2022/51627 numaralı başvuru ile birleştirilmesine karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Ekli listenin (C) sütununda adli yardım talebinde bulunduğu belirtilen ve ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
7. Başvurucular, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
8. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Sendika Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucular, alt işveren-asıl işveren arasında muvazaa ilişkisi tespit edilmesine karşın TİS'ten yararlandırılmadıklarını belirterek sendika hakkının ihlal edildiğinden yakınmıştır.
1. 2022/56210 ve 2022/59357 numaralı Bireysel Başvuru Dosyaları Yönünden
10. Anayasa Mahkemesi Mehmet Özcan (B. No: 2019/6266, 15/1/2020, § 27) kararında tebligatın elektronik tebliğ yöntemi ile yapıldığı hâllerde elektronik tebligatın açıldığı tarihte başvurucuların bireysel başvuruya ilişkin gerekçeli nihai karardan haberdar olduğunu kabul etmiş ve bireysel başvuru süresinin bu tarihten başlayacağını belirtmiştir.
11. 2022/56210 numaralı bireysel başvuru dosyasında başvurucu Hüseyin Artun'un TİS'ten kaynaklı sendikal alacak talebiyle açtığı dava reddedilerek 28/3/2022 tarihinde Yargıtay onama kararıyla kesinleşmiştir. Karar, başvurucu vekiline elektronik tebligat (e-tebligat) usulüyle tebliğ edilmiştir. E-tebligat başvurucu vekili tarafından 18/4/2022 tarihinde açılarak öğrenilmiştir. Buna rağmen başvuru, otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 23/5/2022 tarihinde yapılmıştır.
12. 2022/59357 numaralı bireysel başvuru dosyasında başvurucu Ramazan Dallı'nın TİS'ten kaynaklı sendikal alacak talebiyle açtığı dava reddedilerek 28/3/2022 tarihinde Yargıtay onama kararıyla kesinleşmiştir. Karar, başvurucu vekiline elektronik tebligat (e-tebligat) usulüyle tebliğ edilmiştir. E-tebligat başvurucu vekili tarafından 26/4/2022 tarihinde açılarak öğrenilmiştir. Buna rağmen başvuru, otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 27/5/2022 tarihinde yapılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle bu başvuruların diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Diğer Başvurular Yönünden
a. İlgili Hukuk
14. 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
" ...Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez."
15. 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Toplu iş sözleşmesinden yararlanma" kenar başlıklı 39. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
...
(4) Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır.
b. Somut Olayın Değerlendirilmesi
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmiştir.
17. Anayasa Mahkemesi Murat Tokar ([GK], B. No: 2022/44255, 15/5/2025) kararında muvazaalı bir biçimde alt işverenin işçisi gösterilmesine karşın ve bu durumda başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılacağı kuralı karşısında muvazaalı işlemin tarafı olan işverene neden sendika üyeliği bildirilmesi koşulu arandığının mahkeme kararlarında açıklanmadığını ve başvurucunun bu yöndeki yargılama sırasında dile getirdiği uyuşmazlığın sonucuna etkili iddia ve itirazlarının da karşılanmadığını belirtmiştir (§ 38). Anılan kararda; başvurucu bakımından, muvazaalı olduğu yargı kararıyla kesinleşmiş iş sözleşmesi nedeniyle TİS'ten yararlanamamanın önemli bir külfete yol açtığı, başvurucunun üstlendiği bu külfetin karşısında; muvazaaya kusurlu işlemi nedeniyle neden olan işverene sendika üyeliğinin bildirilmesi gerektiği şeklindeki değerlendirmelerin - söz konusu kanun hükümleri dikkate alındığında - öngörülebilir ve makul olmadığı, bu nedenlerle Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır ( anılan kararda bkz. §§ 39-43).
18. Eldeki başvuruda da başvurucuların başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi oldukları yani muvazaalı bir biçimde alt işverenin işçisi gösterildikleri tespit edilmesine rağmen başvurucular asıl işverenin taraf olduğu TİS'in sağladığı sendikal haklardan, muvazaalı işlemin tarafı olan işverene sendika üyeliğinin bildirilmesi koşulu sağlanamadığı gerekçesiyle, faydalanamamıştır. Dolayısıyla eldeki başvuru bakımından Murat Tokar kararında belirlenen ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir yön görülmemiştir. Belirtilen hususlar dikkate alındığında başvurucuların sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
19. Başvurucular, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama ve tazminat talebinde bulunmuştur.
20. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
21. Öte yandan ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için manevi zararları karşılığında tüm başvuruculara ayrı ayrı 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
A. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
B. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 1. 2022/56210 ve 2022/59357 numaralı bireysel başvuru dosyaları yönünden başvuruların süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer başvurular yönünden sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
3. Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
4. Kararın bir örneğinin sendika hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli listenin (Ç) sütununda belirtilen mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
5. Başvuruculara net 34.000 TL manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
6. Başvurucu Sedat GÜLEÇ'e 1.480,40 TL harç tutarının ÖDENMESİNE, 30.000 TL vekâlet ücretinin ise tüm başvuruculara müştereken ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.