TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SONGÜL KAPANCI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/63179)
Karar Tarihi: 21/1/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Yüksel GÜNARSLAN
Başvurucu
Songül KAPANCI
Vekili
Av. Resul TEMUR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
A. Bireysel Başvuru Öncesi Süreç
2. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından başvurucu hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma başlatılmıştır.
3. Soruşturma kapsamında Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 7/10/2020 tarihli kararı ile başvurucu hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri uygulanmıştır. Muhtelif tarihlerde uzatılmasına karar verilen tedbire 7/4/2021 tarihinde son verilmiştir.
4. Başvurucu, Başsavcılığın talimatı üzerine 26/4/2021 tarihinde yakalanarak gözaltına alınmıştır. Aynı tarihte başvurucunun ikametgâhında arama yapılmıştır. Arama neticesinde;
i. Üzerinde “8 Mart ajandası 2020-2021 TJA (TEVGERE JİNEN AZAD)” ibaresi ve "TJA" logosu bulunan iki adet ajandaya,
ii. V.T. nin yazdığı “Renas Musa Tarihin Sıfır Noktası Kobane” isimli bir adet kitaba,
iii. Tevgere Jinen Azad/Özgür Kadın Hareketi (TJA) faaliyetleri kapsamında bilgisayar ortamında hazırlandığı değerlendirilen "Kadın Meclis Tanımı" başlıklı beş sayfalık dokümana,
iv. Bir adet cep telefonu ile bu telefona takılı bir adet SIM karta el konulmuştur.
5. Başsavcılık, başvurucuyu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması talebiyle Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hâkimliğine sevk etmiştir. Sorgusunun ardından başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir. 29/4/2021 tarihli tutuklama kararının ilgili kısmı şöyledir:
"Şüpheli SONGÜL KAPANCI üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçuna yönelik kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren dosyadaki; şüphelinin PKK'nın bir kolu olan TJA aktivisti olduğuna yönelik gizli tanık beyanı, gizli tanığın beyanı ile uyumlu olarak şüphelinin ikametinde yapılan aramada TJA(Tevgere Jinen Azad) ibareli ajandanın bulunmuş olması, şüphelinin Jinnews isimli sitede şüphelinin TJA aktivisti olarak açıklamasının bulunduğu haber içeriği, şüphelinin öldürülen teröristlerin taziyesi, yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne dönüşen çok sayıda eyleme katılımının bulunması şüphelinin dosya kapsamında bulunan tape kayıtları, şüphelinin kullanımında bulunan telefonuna gelen mesajlar, şüphelinin jinnews, ANF News, mezopotamya ajansı gibi sitelere vermiş olduğu örgütsel olduğu değerlendirilen demeçler, şüphelinin ikametinde yapılan aramada ele geçirilen örgütsel materyal ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurulduğunda suç isnadına yönelik somut delile dayalı kuvvetli şüphe oluşturması nedeniyle ve yargılama sonucunda suçlu bulunması halinde alacağı ceza miktarı göz önünde bulundurularak Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 5. [m]addesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 anayasasınn 19. [m]addesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK'nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu müsnet suçun CMK'nın 100/3-a maddesinde sayılan katolog suçlardan olması, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, verilmesi beklenen cezaya göre tutuklama tedbirinin ölçülü olması bu nedenlerle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından şüphelinin CMK'nun 100 maddesi gereğince TUTUKLANMASINA... [karar verildi.]"
6. Başsavcılık tarafından düzenlenen 3/5/2021 tarihli iddianameyle başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talep edilmiştir. Söz konusu iddianamede başvurucu hakkında;
i. Örgütün TJA yapılanması kapsamında faaliyet gösterdiğine ve örgüt tarafından yerel kadro mensubu olarak kabul edildiğine ilişkin olarak gizli tanık G11O55L44F47'nin ifadesine,
ii. İkametgâhından temin edilen örgütsel nitelikteki dokümanlar ile sadece emniyet birimlerinde olması gereken gizlilik derecesi yüksek bir dijital dokümanın cep telefonunda bulunduğuna dair rapora,
iii. Örgüt güdümünde yayın yapan ANF, Jinnews, Mezopotamya Ajansı vb. sitelerde örgütsel içerikli sekiz adet demeç ve haberin bulunduğuna dair tespitlere,
iv. İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri kapsamında temin edilen ve suç unsuru içerdiği değerlendirilen on adet tape kaydına,
v. 9/2/2019-25/11/2020 tarihleri arasında terör örgütünün ve terör örgütüyle bağlantılı yayın organlarının çağrıları üzerine yapılan ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteri, basın açıklaması ve etkinlikler ile ölen terör örgütü mensuplarının taziyeleri gibi çok sayıda örgütsel nitelikte etkinliğe katıldığına ilişkin tespitlere delil olarak yer verilmiştir.
7. İddianamenin kabulü sonrasında yargılama Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) 2021/117 Esas sayılı dosya üzerinden görülmeye başlanmıştır.
8. Mahkeme, başvurucunun müdafiinin hazır olduğu 20/9/2021 tarihli oturumda "delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, sanığın tutuklu kaldığı süre, sanığın gelinen kovuşturma aşaması itibariyle kaçma, gizlenme ya da delilleri karartması hususunda somut olguların bulunmayışı" nedenleriyle başvurucunun yurt dışına çıkamama şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle serbest bırakılmasına karar vermiştir.
9. Başvurucu ve müdafiinin katıldığı 15/12/2021 tarihli oturumda başvurucunun sorgusu yapılmıştır. Başvurucu sorgusunda isnat edilen suçu reddetmiştir. Anılan oturumda iddia makamı tarafından başvurucunun cezalandırılması yönünde mütalaa sunulmuştur. Başvurucu, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlamak üzere süre talep etmiştir. Mahkeme başvurucunun süre talebini kabul ederek duruşmayı 28/3/2022 tarihine ertelemiştir.
10. Başvurucu, Başsavcılık tarafından aynı suça ilişkin olarak yürütülen farklı bir soruşturma kapsamında 16/3/2022 tarihinde gözaltına alınmış ve 19/3/2022 tarihinde tutuklanması talebiyle Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) sevk edilmiştir.
11. Sorgusunda başvurucu, katıldığı ileri sürülen etkinliklerin hiçbirine katılmadığını beyan etmiştir. Başvurucu müdafii ise 3/5/2021 tarihli iddianameden önceki eylemlerin de soruşturma konusu yapıldığını ifade ederek başvurucunun sağlık durumu ile yaşı gözönüne alınarak serbest bırakılmasını talep etmiştir.
12. Hâkimlik, sorgusunun ardından başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir. 19/3/2022 tarihli tutuklama kararının ilgili kısmı şöyledir:
"Şüpheli Songül KAPANCI'nın Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu işlediğine dair; şüphelinin katıldığı tespit edilen PKK/KCK bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah ÖCALAN'a yönelik "tecritin" protesto edildiği,örgüt elebaşı Abdullah ÖCALAN ve PKK silahlı terör örgütü lehine sloganların atıldığı 15/02/2021 tarihli, 17/02/2021 tarihli, 25/02/2021 tarihli etkinliğin ve yine örgüt elebaşı Abdullah ÖCALAN ve PKK silahlı terör örgütü lehine sloganların atıldığı 13/03/2021 tarihli, 08/03/2021 tarihli, Yeniköy Mezarlığı'nda ölü olarak ele geçirilen örgüt mensupları için yapılan 28/03/2021 tarihli anma etkinliğinin PKK silahlı terör örgütü ve illegal uzantılarının eylem çağrılarına, örgütçe önem affedilen olaylarla ilişkili olarak örgütçe tayin edilen zamanlamalara ve stratejilere uygun olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 5. [m]addesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 anayasasınn 19. [m]addesinde belirtilen kuvvetli belirtinin veCMK'nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, verilmesi beklenen cezaya göre şüphelinin kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel bulunması, tutuklama tedbirinin ölçülü olması ve bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından şüphelinin CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince TUTUKLANMASINA... [karar verildi.]"
13. Başvurucunun tutuklama kararına yaptığı itiraz, Diyarbakır 9. Sulh Ceza Hâkimliğince (itiraz mercii) 30/3/2022 tarihinde reddedilmiştir.
14. Başvurucu, itirazın reddi kararını 5/4/2022 tarihinde öğrendikten sonra 29/4/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç
15. Başsavcılık, başvurucu hakkında 13/4/2022 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle ikinci bir iddianame düzenlemiştir. İddianamede başvurucunun örgüt içinde TJA aktivisti olarak faaliyet yürüttüğü, örgüte müzahir yayın organları üzerinden yapılan çağrılara istinaden, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilen eylem ve etkinliklere katıldığı ve örgüte müzahir bir yayın organında “HDP, seçmenleri yerinden edilen sandıklara taşıyacak” ve “TJA’lılar Direnişimizi Newroz ruhuyla alanlara taşıyacağız” başlıklarıyla 2/6/2018 ve 18/3/2021 tarihlerinde yayımlanan iki farklı haberde yer aldığı ileri sürülmüştür. İddianamenin başvurucunun katılım sağladığı belirtilen etkinliklere ilişkin kısmı şöyledir:
"25. 01.2021 tarihinde İlimiz Kayapınar İlçesinde bulunan, HDP (Halkların Demokratik Partisi) Kayapınar İlçe Başkanlığı binası içerisinde 'Kayyımla İlgili' adı altında basın açıklamasına katılım sağladığı,
...
15.02.2021 tarihinde DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) organizesinde HDP Diyarbakır Milletvekilleri [S.G.], [R.T.] ve DBP Eş Genel Başkanı Diyarbakır Milletvekili [S.A.] tarafından sosyal medya paylaşımları ve esnaf ziyaretleri yapılarak ilimiz Bağlar ilçesindeki DBP Genel Merkezi Danışma Bürosu’nun önünden 'Herkes İçin Adalet, Tecrite Son' adı altındaki kampanya kapsamında yürüyüş ve basın açıklaması çağrıları yapılmış,
17.02.2021 günü İlimiz Yenişehir İlçesi Dağkapı Meydanında TJA (Özgür Kadın Hareketi) organizesinde, 'Tecrit, Cezaevlerinde Artan Hak İhlalleri ve Çıplak Arama' adı altında basın açıklaması ve insan zinciri şeklinde etkinlik yapmak isteyen yaklaşık (30) kişilik grup Dağkapı meydanında (2) farklı polis çemberine alınmış, grup ile yapılan müzakerelerde İl hıfzıssıhha kurulunun erteleme kararları ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde yapılacak olan etkinliğe izin verilmeyeceği bildirilmiş grup tarafından etkinlik yapmak istedikleri konusunda ısrar edilmiş olan etkinliğe katılım sağladığı,
13.03.2021 tarihinde HDP (Halkların Demokratik Partisi) Nevruz Tertip Komitesi organizesinde, Kayapınar HDP İlçe Binasında, [...] yaklaşık (50) kişinin katılımı ile 'Newroz Ateşiyle Direnelim Özgürleşelim' konulu basın açıklaması gerçekleştirilmiştir. Bahse konu etkinlik ile ilgili sosyal medya ve açık kaynaklardan yapılan araştırmalarda Kayapınar İlçe binasında içerisinde grup tarafından Türkçe 'gerillalar savaşır engin topraklarında', Kürtçe 'le he gerilla le he' (vur gerilla vur), biji serok apo (yaşasın önder apo), biji nevroz (yaşasın nevruz), biji berxadana zindana (yaşasın zindanların direnişi), nevroz piroz be (nevruz kutlu olsun), be serok jiyan nabe (öndersiz yaşam olmaz), nevvroza te piroz be ey serok apo (nevruzun kutlu olsun ey başkan apo), be serok jiyan nabe (başkansız yaşam olmaz), nevvroza te piroz be ey serok apo (nevruzun kutlu olsun ey başkan apo), gerilla ü partizan (gerilla ve partili) şeklinde örgütsel sloganların atıldığı etkinliğe katılım sağladığı,
16.03.2021 tarihinde ilimiz Yenişehir İlçesinde bulunan Hazal Park içerisinde TJA (Özgür Kadın Hareketi) organizesinde, HDP Diyarbakır Milletvekilleri [S.G.] ve Dersim [D.D.nin] da aralarında bulunduğu yaklaşık (50) kişinin katılımıyla 'Halepçe Katliamı' konulu basın açıklaması yapılmış [...] Bahse konu basın açıklamasında 'Rojava’da, Şengalde, Roboskide, güneyde, kuzeyde, doğuda her gün bu katliamlar devam etmektedir. Biz bunu iyi biliyoruz ki, Bu katliamları gerçekleştiren işgalci ve zalim insanların sonu halkın eliyle olmuştur.' 'Bugün katliamlarla Kürtleri yok etmek istiyorlar. Kimliğimizi yok etmek istiyorlar. Biz buradan yine dile getiriyoruz ki, Kürtler var olacaktır. Biz vardık ve var olacağız. Varlığımızı yok edemeyeceksiniz. Kürtlerin kimliğini yok edemezsiniz.' şeklinde konuşmaların gerçekleştiği basın açıklamasına katılım sağladığı,
28.03.2021 tarihinde saat:13.00'da İlimiz Bağlar ilçesi Yeniköy Mezarlığında HDP organizesinde 28 Mart 2006 tarihinde gerçekleşen olaylarda yaşamım yitirenler için 'Anma programı' adı altında etkinlik düzenlenmiş, 25 Mart 2006 tarihinde ölü olarak ele geçirilen BTÖ mensubu şahıslardan [F.Ç.nin] mezarına karanfillerin bırakıldığı yine aynı mezarlıkta bulunan BTÖ mensubu şahısların da mezarlarını ziyaret edildiği organizasyona katılım sağladığı,
22.06.2020 günü saat 17:00’da HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde; [...] 'Meclise Gelecek Yasa İçin Kadın Temsilcilerin Katılımı İle Kadın Kürsüsü' konulu etkinlik yapılmıştır. Legal görünümde başlayan etkinlik esnasında; 'Jin Jiyan Azadi ( Kadın Yaşam Özgürlük )', 'Biji Berxwedane Jinan (Yaşasın Kadın Direnişi)', 'Jin Jiyane Jiyane Nekuje (Kadın Yaşamdır Yaşamı Öldürme) ve Kadın Cinayetleri Politiktir' şeklinde sloganlar atılmış, örgütsel faaliyetlerinden dolayı cezaevlerinde bulunan [G.K.], [F.G.] ve [S.T.] isimli şahısların benimsendiği konuşmalar yapılan etkinliğe katılım sağladığı,
25.02.2021 tarihinde Bölge Demokrasi Platformu organizesinde, ilimiz Bağlar İlçesi Koşuyolu Parkında '-sözde- Tecrit ve Yaşanan Hak İhlalleri' konulu basın açıklaması yapılacağı bilgisi alınmış, bahse konu etkinlik yapılan müzakereler sonucunda İlimiz Yenişehir İlçesi Sümerpark içerisinde bulunan Gazeteciler Cemiyetinin bahçesinde toplanılmış yapılacak olan etkinliğe İl Hıfzıssıhha kurulunun aldığı karar doğrultusunda izin verilmeyeceği bildirilmiş toplanan kalabalık oturma eylemi gerçekleştirmiş ve alanda 'Baskılar Bizi Yıldıramaz, Hak Hukuk Adalet Direnerek Gelecek, Faşizme Karşı Omuz Omuza, Biji Berxwedana Amede (Yaşasın Amed Direnişi), Kahrolsun Faşizm' şeklinde sloganların atıldığı etkinliğe katılım sağladığı,
08.03.2021 tarihinde 12.40-15.50 saatleri arasında ilimiz İstasyon Meydanında'8 Mart Dünya Kadınlar Günü' konulu açık hava toplantısı gerçekleşmiştir. Bahse konu toplantıda şüpheli tarafından; 'Merhaba Amed’li kadınlar. Hoş geldiniz baş göz üstüne geldiniz. 8 Mart günü sizlere kutlu olsun. Sevgili kadınlar ...(anlaşılamayan metin) bir kez daha buradayız, bir kez daha alanlardayız, bir kez daha engellileri aştık inancımızı gösterdik. Birlikteyiz, güçlüyüz, umutluyuz. Hoş geldiniz. Selam olsun bizi bugünlere taşıyan kadınların inancına. Selam olsun zindandaki kadınların direnişine. Selam olsun yaşamı güzelleştirmiş selam olsun yaşamı güzelleştirmek için mücadele edenlere. Selam olsun bugün uğruna yaşamını yitirenlere. Selam olsun, selam olsun analara, genç kadınlara, emekçilere, öğrencilere selam olsun sizlere. Buradayız, birlikteyiz, dayanışıyoruz, güçlüyüz, kararlıyız adımlarla yürüyoruz. Özgür yaşam yolunda Hepimiz hoş geldik. Hepimiz umutla geldik. Hepimiz isyanımızı haykırmak için geldik ve bu gün bu alanda özgürlüğe zılgıtlarımızı göklere güneşe göndereceğiz. Emeğimize, bedenimize, ana dilimize, kültürümüze, ruhumuza saldıranlara bugün burada bir kez daha haykıracağız. Kendimizi savunuyoruz. Bir kez daha hep birlikte haykıracağız. Savaşlara karşı yaşamı, köleliğe karşı özgürlüğü savunuyoruz. Tertip komitesi adına dünyanın tüm kadınlarını selamlıyoruz. Hoş geldiniz. Devrim eken yüreklerinizle hoş geldiniz. Devrim eken yüreklerinizle hoş geldiniz. Kadın, Yaşam, Özgürlük. Hoş geldiniz, baş göz üstüne geldiniz' Şeklinde konuşmalar yaptığı anlaşılan yine bahse konu etkinlikte 'Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo)'. 'Biji Berxwedana Zindana (Yaşasın Zindan Direnişi)', 'Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz)' Siyasi Tutsaklar Onurumuzdur', 'Direne Direne Kazanacağız' suç unsuru konuşmaların yapıldığı, sloganların atıldığı ve çerxa şoreşe (devrim çarkı) PKK terör örgütünün sözde marşının söylendiği etkinliğe katılım sağladığı,
Buna istinaden gerçek kişiler tarafından oluşturulan 7 kişilik düzenleme kurulu adına Düzenleme Kurulu Başkanı [İ.S.] tarafından 12.03.2021 tarihinde Valilik Makamına verilen dilekçe ile 21.03.2021 Pazar günü ilimiz Bağlar ilçesinde bulunan Nevruz Parkı’nda 'Nevruz Bayramı' konulu açık hava toplantısı düzenlemek istedikleri hususu hakkında bildirimde bulunulmuş olup, bahse konu açık hava toplantısı belirtilen tarih ve yerde gerçekleşmiştir. Bahse konu etkinlik esnasında beyaz zemin üzerine yeşil renk ile yazılı RUHE NEWROZE İRO Lİ ZİNDANAN, Lİ SERANSERİ JİYANE ZİNDİ BÜYE GIHIŞTIYE WATEYA XWE YA DİROKİ (Nevruz Ruhu Bugün Zindanlarda, Hayat Boyu Canlanmış ve Tarihi Anlamına Ulaşmıştır), HDP logosu bulunan GÜNEŞİMİZE SELAM DİRENİŞE DEVAM ibareli pankartların bulunduğu ve etkinlik esnasında grup tarafından terör örgütünü simgeleyen bez paçavralarını açtıkları ve 'BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO), BE SEROK JİYAN NABE (BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ)' şeklinde sloganların atıldığı etkinlik esnasında sunucu [D.D.] isimli şahıs tarafından 'Serhad ve Botana Selam Olsun' şeklinde konuşma yapılarak kitleyi -sözde- kürdistan şehitleri için saygı duruşuna davet etmesi sonrasında kitle tarafından -sözde-saygı duruşuna geçildiği ve PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen bez parçaları açılarak çerxa şoreşe (devrim çarkı isimli PKK terör örgütü üyelerince söylenen marş) söylenerek 'biji serok apo’ sloganlarının atıldığı, terörist başı posterleri ve PKK terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının açıldığı, diğer sunucu [M.B.] tarafından 'Özgürlük Mahkumlarına Selam Olsun, Şehit ve Barış Annelerine Selam Olsun, Kürdistanın Dört Bir Tarafında Yaşayan Kürt Halkına Selam Olsun' şeklinde konuşmaların yapıldığı etkinliğe katılım sağladığı tespit edilmekle bu hususta tanzim edilen ayrıntılı tutanaklar soruşturma evrakına eklenmiştir."
16. Birleştirme talepli olarak düzenlenen iddianamenin kabulü sonrasında yargılama Mahkemece 2022/177 Esas sayılı dosya üzerinden görülmeye başlanmıştır. Mahkeme tensip zaptıyla 2022/177 Esas sayılı davanın devam etmekte olan 2021/117 Esas sayılı davayla birleştirilmesine karar vermiştir.
17. Mahkeme duruşmanın 18/5/2022 tarihli oturumunda ikinci iddianameye konu edilen isnatlara ilişkin olarak başvurucunun savunmasını almıştır. Başvurucu bu oturumda, 2019 yılında Halkların Demokrasi Partisinden (HDP) belediye meclis üyesi olarak seçildiğini, bu kapsamda Partinin bazı faaliyet ve etkinliklerine katıldığını, suç teşkil edecek herhangi bir eyleme katılmadığını beyan etmiştir. Başvurucu müdafii de ikinci iddianameye konu edilen eylemlerin ilk iddianame düzenlenirken dikkate alınmadığını ifade etmiştir. Mahkeme söz konusu oturumda "delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, sanığın tutuklu kaldığı süre, sanığın gelinen kovuşturma aşaması itibariyle kaçma, gizlenme ya da delilleri karartması hususunda somut olguların bulunmayışı" nedenleriyle başvurucunun yurt dışına çıkamama şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle serbest bırakılmasına karar vermiştir.
18. Yargılama neticesinde Mahkeme 21/6/2023 tarihli oturumda başvurucunun 2022/177 Esas sayılı birleşen dosyasında isnat edilen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine, 2021/117 Esas sayılı ana dosyası kapsamında isnat edilen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir.
19. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla anılan davanın istinaf kanun yolu aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir.
20. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
21. Başvurucu; üyesi olduğu Partinin yasal faaliyetleri kapsamında düzenlenen etkinliklere katıldığı iddiasıyla gerekçesiz bir şekilde tutuklandığını, Hâkimlik ve itiraz mercii kararlarında kuvvetli suç şüphesini ortaya koyan delillere atıf yapılmadığını ve tutuklamaya alternatif tedbirlerin neden uygulanmadığının açıklanmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, ifade hürriyeti, örgütlenme hürriyeti ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Adalet Bakanlığının (Bakanlık) başvuruya ilişkin görüşünde; kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında tutuklamaya konu edilen eylemlere ilişkin açılan kamu davası kapsamında verilen beraat kararının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, ifade hürriyeti ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini ortaya koyduğunu ifade etmiştir.
23. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
25. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu, PKK/KCK silahlı terör örgütünün üyesi olma suçundan 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.
26. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön şartı olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.
27. Başvurucu; PKK/KCK silahlı terör örgütünün TJA yapılanması kapsamında faaliyet yürüttüğü, örgütün yayın organları üzerinden yapılan çağrılara istinaden yine örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilen eylem ve etkinliklere katıldığı ve bu yayın organlarında yayımlanan iki farklı haberde yer aldığı şeklindeki bilgilere dayalı olarak terör örgütü üyeliği isnadıyla tutuklanmıştır. Belirtilen bu hususların tutuklama tedbirinin uygulanmasında suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir.
28. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
29. Somut olayda Hâkimlikçe başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken; başvurucuya isnat edilen suç için öngörülen cezanın ağırlığına, bu suçun 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasında düzenlenen katalog suçlar arasında yer almasına, verilmesi muhtemel cezaya göre başvurucunun kaçma ihtimalinin bulunmasına ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağına dayanılmıştır. Öte yandan kararda delil karartma şüphesinin varlığına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir (bkz. § 12).
30. Dolayısıyla somut olayın yukarıda belirtilen özel koşulları ile Hâkimlik tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedeninin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Yıldırım Ataş, B. No: 2014/4459, 26/10/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66).
31. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının da tespiti gerekir. Bu tedbirin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülülüğünün belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır.
32. Ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen müdahalenin ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik ulaşılmak istenen amaç bakımından müdahalenin zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık ise bireyin hakkına yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir (AYM, E.2016/13, K.2016/127, 22/6/2016, § 18; Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 38).
33. Tutukluluğa ilişkin kararlarda hedeflenen meşru amaçla yapılan müdahale arasında gözetilmesi gereken denge açısından öncelikle adli kontrol tedbirleri değerlendirilmeli ve adli kontrolün neden yetersiz kalacağı gerekçelendirilmelidir (Engin Demir [GK], B. No: 2013/2947, 17/12/2015, § 69). Başka bir deyişle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek ortaya konulmadan tutuklama tedbirinin uygulanmasına veya uygulanmakta olan tutuklama tedbirinin devamına ya da bu husustaki bir tahliye talebinin reddine karar verilmesi mümkün değildir (AYM, E.2023/69, K.2023/165, 28/9/2023, § 17).
34. Başvurucunun tutuklanmasına esas olan silahlı terör örgütü üyeliği isnadına dair yargılama başvurucu hakkında başka eylemleri nedeniyle yine silahlı terör örgütü üyeliğinden yürütülen diğer yargılamayla birleştirilmiştir (bkz. § 16). Hakkında yürütülen ilk yargılama kapsamında 29/4/2021 tarihinde tutuklanan başvurucu; Mahkeme tarafından delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, başvurucunun tutuklu kaldığı süre, gelinen kovuşturma aşaması itibarıyla kaçma, gizlenme ya da delilleri karartma şüphesini uyandıracak somut olguların bulunmaması şeklindeki gerekçelerle 20/9/2021 tarihinde serbest bırakılmıştır (bkz. § 8). Başvurucu serbest bırakılmasının ardından gerçekleştirilen ve sorgusunun yapıldığı 15/12/2021 tarihli oturuma müdafii ile birlikte katılmıştır (bkz. § 9). Söz konusu yargılamanın devam ettiği süreçte hakkında aynı suçtan açılan ikinci soruşturma kapsamında Hâkimlik kararı ile 19/3/2022 tarihinde yeniden tutuklanan başvurucu, Mahkeme tarafından önceki tahliye kararındaki gerekçe tekrarlanmak suretiyle 18/5/2022 tarihinde serbest bırakılmıştır (bkz. § 17).
35. Bu durumda bireysel başvuruya konu edilen 19/3/2022 tarihli tutuklama tedbirinden önceki tarih olan 20/9/2021'de başvurucunun benzer eylemleri nedeniyle terör örgütü üyeliği suçundan tahliyesine ve hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildiği, başvurucunun adli kontrol tedbirine uygun olarak duruşmanın bir sonraki oturumuna katıldığı da gözetildiğinde tutuklama kararında adli kontrol tedbirinin tutuklama tedbirinden beklenen amaca ulaşmak bakımından neden yetersiz kaldığına ilişkin somut bir değerlendirme yapılmaması bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
36. Bu itibarla tutuklamanın ölçülü olduğuna dair olgular yeterince ortaya konulmadan başvurucu hakkında tutuklama tedbiri uygulanmasının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan güvencelere aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
37. Öte yandan yukarıda ulaşılan sonuca bağlı olarak başvurucunun tutuklama tedbiri nedeniyle ifade hürriyeti, örgütlenme hürriyeti ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiği iddialarının incelenmesi gerekli görülmemiştir.
38. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
39. Başvurucu; ihlalin tespitini, yeniden yargılama yapılmasını ve 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
40. Anayasa Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbiri sona ermiştir. Dolayısıyla ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Diğer taraftan yalnızca kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğinin tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya talebiyle bağlı olarak net 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A.1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. İfade hürriyeti, örgütlenme hürriyeti ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı yönünden İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,
B. Anayasa’nın 19. maddesi üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 50.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliğine (2022/235 Sor. sayılı) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.