logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Sermin Demirdağ [2. B.], B. No: 2022/65935, 12/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SERMİN DEMİRDAĞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/65935)

 

Karar Tarihi: 12/3/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

Sermin DEMİRDAĞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya slogan attığından bahisle disiplin cezası verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. 1968 doğumlu olan başvurucu, başvuru tarihinde devletin egemenliği altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışma suçundan hükümlü olarak Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Ceza İnfaz Kurumu personeli tarafından tutulan 16/3/2022 tarihli tutanağa göre aynı gün saat 12.40 sıralarında Kurumun yüksek güvenlikli kısmında yemek dağıtımı esnasında C-3 koğuşundan gelen sesler üzerine koğuşun havalandırmasını gösteren koridordaki pencere açılmış ve koğuşta bulunan tutuklu ve hükümlülerin oda balkonlarına çıkarak "terör örgütü lideri lehine" slogan attıkları ve alkış yaparak diğer koğuşlardan gelen sloganlara eşlik ettikleri görülmüştür. Meydana gelen olay üzerine başvurucunun da aralarında bulunduğu tutuklu ve hükümlüler hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır. Başvurucu soruşturma aşamasındaki savunmasında; kendisinin slogan atma eylemine katılmadığını ancak toplu bir biçimde cezalandırıldıklarını belirtmiştir.

4. Yapılan soruşturma sonucu Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) 6/4/2022 tarihinde "başvurucunun da aralarında bulunduğu hükümlü ve tutukluların yukarıda belirtildiği şekilde slogan attıkları ve söz konusu slogan atma eylemi nedeniyle kurum güvenliğini riske atıp, diğer hükümlüler üzerinde korku ve panik yarattıkları, ayrıca personelin kurum içi işleyişini zora soktukları" gerekçesiyle başvurucu hakkında 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 42. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca 1 ay süre ile haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama (telefon açmak, mektup göndermek ve faks alıp göndermekten tamamen men) disiplin cezası uygulanmasına karar vermiştir.

5. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliği 25/4/2022 tarihinde başvurucu yönünden itirazının kabulü ile hakkında verilen disiplin cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Şikayet eden ... ve Sermin Demirdağ açısından yapılan değerlendirmede ise; hükümlü/tutukluların hem disiplin soruşturması esnasında sundukları yazılı savunmalarında hem de Hakimliğimiz huzurunda alınan beyanlarında ısrarla tutanakta belirtilen eylemlere katılmadıklarını söyledikleri, aşamalarda alınan beyanlarının birbirini doğrular nitelikte olduğu, ayrıca kurum tarafından tutulan tutanakta C-3 koğuşunun havalandırmasını gösteren koridordaki pencereden yapılan tespit üzerine disiplin cezasının verildiği, ancak hükümlü/tutukluların pencereden yapılan kontrolle kimin slogan atıp kimin atmadığının tam olarak tespit edilemeyeceğini belirtmeleri dikkate alınarak, şikayet edenlerin bu savunmalarına itibar edilmiş, kurum memurlarınca hükümlü/tutukluların tek tek kontrol edilerek slogan atıp atmadıklarının tam olarak tespit edilmemesi, pencereden kontrol edilerek tutanak tutulduğunun belirtilmesi karşısında, ortak slogan atmadığını ve toplu olarak eyleme katılmadığını beyan edenlerin savunmalarına itibar etmek gerekmiş ve gereksiz olarak marş söylemek veya slogan atmak eylemini gerçekleştirmedikleri değerlendirildiğinden şikayetlerinin kabulübe ve haklarında verilen disiplin cezalarının iptaline..."

6. Söz konusu karara Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/4/2022 tarihinde itiraz edilmiştir. İtiraz dilekçesinde; kararın itirazen kaldırılması, itirazın yerinde görülmemesi durumunda incelenmek üzere dosyanın Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi/itiraz mercii) gönderilmesi talep edilmiştir. İnfaz Hâkimliği 9/5/2022 tarihinde "Benzer bir olay sebebiyle Anayasa Mahkemesinin 10/06/2020 tarihli ve 2016/64727 sayılı Ali Bacacı başvurusundaki, Cumhuriyet Savcısının itirazının hükümlü/tutukluya tebliğ edilmesi gerektiğine dair kararı dikkate alınarak, Cumhuriyet Savcısının Hakimliğimiz kararına yönelik 29/04/2022 tarihli itiraz dilekçesi hükümlü/tutuklulara tebliğ için gönderilmiş olup, hükümlü/tutuklunun Cumhuriyet Savcısının itirazına yönelik bir diyeceği olup olmadığına ilişkin dilekçesini bildirmesi durumunda bilahare Mahkemenize iletilecektir. Ancak, Hakimliğimizin 25/04/2022 tarihli ve2022/2386 esas, 2022/2713 karar sayılı dosyasına Cumhuriyet Savcısı tarafından itiraz edilmiş olmakla itiraz yerinde görülmediğinden kanuni zorunluluk nedeniyle hükümlü/tutuklunun dilekçesi dosyaya eklenmeden değerlendirilmek üzere dosya yazı ekinde gönderilmiştir." şeklindeki üst yazıyla dosyayı Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

7. Diğer yandan Cumhuriyet savcısının itirazı 9/5/2022 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu da 11/5/2022 tarihinde itiraza ilişkin cevap dilekçesini İnfaz Hâkimliğine sunmuştur. Bununla birlikte aynı gün -11/5/2022 tarihinde- Ağır Ceza Mahkemesi "Ankara Batı 1. İnfaz Hakimliği'nin 25/04/2022 tarih ve 2022/2386 İnfaz Hakimliği Dosyasına Cumhuriyet Savcısı... tarafından yapılan itirazın kabulüne" gerekçesiyle İnfaz Hâkimliğinin kararının kaldırılmasına ve başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir. Anılan karar 18/5/2022 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

8. Bu esnada İnfaz Hâkimliği 16/5/2022 tarihinde "Her ne kadar Mahkemenizce Cumhuriyet savcısının ve bir kısım hükümlü/tutukluların itirazları konusunda karar verilmiş ise de.. Cumhuriyet Savcısının Hakimliğimiz kararına yönelik 29/04/2022 tarihli itiraz dilekçesi hükümlü/tutuklular Sermiş Demirdağ ve ...'e 09/05/2022 tarihinde tebliğ edilmesini müteakip hükümlü/tutukluların Cumhuriyet Savcısının itirazına yönelik bir diyeceklerinin olup olmadığına ilişkin dilekçelerinin beklenilmesi ve bu beyanlara göre karar verilmesi gerekirken, söz konusu dilekçelerin beklenilmeden Mahkemenizce karar verildiği görülmüştür. Hakimliğimizce şikayetleri kabul edilen hükümlü/tutukluların Cumhuriyet savcısının itirazına yönelik süresinde yapmış oldukları ekte gönderilen dilekçelerin herhangi bir ihlale sebebiyet vermemek adına tekrardan incelenmek üzere dosya yazı ekinde gönderilmiştir." şeklindeki üst yazı ile dosyayı yeniden Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir. Ağır Ceza Mahkemesi 25/5/2022 tarihinde "başvurucu hakkında 11/05/2022 tarih ve 2022/2089 d.iş sayılı kararı ile kesin olarak karar verildiğinden" karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

9. Başvurucu, nihai hükmü 30/5/2022 tarihinde öğrendikten sonra 3/6/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

12. Başvurucu; disiplin cezasına konu slogan atma eylemine katılmadığını, tüm süreçlerde bu hususu ifade ettiğini ve İnfaz Hâkimliğinin hakkındaki disiplin cezasını kaldırdığını ancak Ağır Ceza Mahkemesinin Cumhuriyet savcısının itirazına yönelik dilekçesini de beklemeden dosyayı itirazen değerlendirdiğini ve hukuka aykırı bir şekilde itirazının reddine karar verdiğini iddia etmiştir. Başvurucu devamında söz konusu slogan atma eylemini gerçekleştirmiş olsaydı dahi bunun ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, gerçekleştirmediği bir eylem nedeniyle cezalandırılmasının bir kısım anayasal hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir.

13. Bakanlık görüşünde; başvurucunun şikâyetleriyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yineleyerek görüş yazısında yer alan hususları kabul etmediğini beyan etmiştir.

14. Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği birçok kararda, ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu/hükümlülerin kurumda attığı slogan nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasını ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir (ilgili kararlar için bkz. Cihat Özdemir [2.B.], B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 19; Ömer Haran [1.B.], B. No: 2017/33744, 1/7/2020, § 21; Barış İnan (2) [1.B.], B. No: 2018/38006, 17/11/2021, § 17). Söz konusu kararlar çerçevesinde başvurucunun iddialarının bir bütün hâlinde ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirmiştir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. İfade özgürlüğü kişinin haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması, bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi çok sayıda kararında ifade özgürlüğünün demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemde olduğunu belirtmiştir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Tansel Çölaşan [1.B.], B. No: 2014/6128, 7/7/2015, §§ 35-38).

17. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptirler (Murat Karayel (5) [2.B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27).

18. Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlanabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

19. Kurum içinde attığı slogan nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmuştur. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun'un 42. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amacı kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. O hâlde Anayasa Mahkemesinin yapması gereken, söz konusu müdahalenin demokratik toplum düzenin gereklerine uygunluğunu denetlemektir.

20. İnfaz hukukuna ilişkin disiplin suç ve cezaları 5275 sayılı Kanun’un Sekizinci Bölümü'nde düzenlenmiş; bu çerçevede uygulanacak disiplin suç ve cezalarının amacı, mahiyeti, kapsamı, sınırları ve uygulanma koşulları 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesinde açıklığa kavuşturulmuştur. Kanun’daki disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğindeki bu madde uyarınca bu Kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında Kanun’da belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013).

21. Somut olayda attığı bir slogan nedeniyle başvurucu hakkında disiplin cezası uygulanmıştır. Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi de dikkate alındığında ceza infaz kurumunda yalnızca slogan atılmasının aynı Kanun'un 42. maddesinde öngörülen disiplin suçunu oluşturabilmesi için yeterli olmayıp bu eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir, § 22). Bununla birlikte ceza infaz kurumlarında düzenin ve güvenliğin sağlanması için özellikle terör örgütlerine bağlılığı canlı tutmaya katkıda bulunabilecek toplu eylemlere karşı daha hassas olunması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı da ifade edilmiştir (Murat Karayel (5), § 46; Cihat Özdemir, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucunun gerçekleştirdiği ya da gerçekleştirdiği iddia edilen slogan atma eyleminin kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı ile bu hususta idare ve yargı mercilerince ilgili ve yeterli gerekçelerin ortaya konulup konulmadığı incelenmelidir.

22. Olay günü başvurucunun bulunduğu koğuştaki tutuklu ve hükümlülerin "terör örgütü lideri lehine" slogan attıkları tespit edilmiş ve yapılan disiplin soruşturması sonucu başvurucunun da slogan attığı gerekçesiyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Başvurucu ise gerek disiplin soruşturması esnasında gerekse de yargılama aşamasında söz konusu eyleme katılmadığını ve slogan atmadığını belirtmiştir. İnfaz Hâkimliği de başvurucunun savunmaları ile diğer delilleri gözönüne alarak başvurucunun slogan attığına yönelik bir delil mevcut olmadığından başvurucu hakkında uygulanan disiplin cezasının kaldırılmasına karar vermiştir.

23. Bununla birlikte İnfaz Hâkimliğinin anılan kararına Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilmiş ve itirazı değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi yalnızca "Cumhuriyet savcısının itirazının kabulüne" değerlendirmesiyle İnfaz Hâkimliğinin kararını kaldırmıştır. İtiraz mercii, itirazın kabulüne ilişkin İnfaz Hâkimliği kararında yer alan gerekçelerin neden hukuka uygun olmadığını ve başvurucunun slogan attığına yönelik kabule dair delillerin nelerden ibaret olduğunu belirtmemiştir.

24. Yine kararın içeriğinde Cumhuriyet savcısının itirazının kabulü belirtilmekle birlikte söz konusu itirazın nelerden ibaret olduğu ve hangi hususları içerdiğinden de bahsedilmemektedir. Üstelik Ağır Ceza Mahkemesince karar verilirken başvurucunun Cumhuriyet savcısının itirazına yönelik cevabı da beklenmemiştir. Dolayısıyla İnfaz Hâkimliği kararı karşısında itiraz merciinin kararında, başvurucunun disiplin cezasına konu slogan atma eylemini gerçekleştirip gerçekleştirmediği değerlendirilmemiştir.

25. Bu hâliyle Ağır Ceza Mahkemesi tarafından başvurucunun eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya konulamadığı anlaşıldığından söz konusu eylem nedeniyle başvurucu hakkında disiplin cezası uygulanmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olarak görülemeyeceği değerlendirilmiştir.

26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

27. Başvurucu; ihlalin tespitini ve yeniden yargılama yapılması ile miktar belirtmeksizin maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

28. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

29. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

30. Ayrıca ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zararına ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2022/2089 D.İş) iletilmek üzere Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2022/2386, K.2022/2713) GÖNDERİLMESİNE,

E. Net 34.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Sermin Demirdağ [2. B.], B. No: 2022/65935, 12/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı SERMİN DEMİRDAĞ
Başvuru No 2022/65935
Başvuru Tarihi 3/6/2022
Karar Tarihi 12/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya slogan attığından bahisle disiplin cezası verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi