logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Yakup Aslan [1. B.], B. No: 2022/73389, 24/6/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YAKUP ASLAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/73389)

 

Karar Tarihi: 24/6/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Aydın DEMİREL

Başvurucu

:

Yakup ASLAN

Vekili

:

Av. Abdulhalim KAPLAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Bireysel Başvuru Süreci

2. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık), Tekirdağ'da PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içinde faaliyet gösteren kişilerin tespitine yönelik bir soruşturma başlatmıştır.

3. Başvurucu, anılan soruşturma kapsamında 3/6/2022 tarihinde gözaltına alınmıştır. Kolluk tarafından Halkların Demokratik Kongresi (HDK) kapsamında eylemlerinin bulunduğu ifade edilen başvurucuya;

i. PKK/KCK ile iltisaklı yayın organlarında haberleştirilen çağrılarda imzacı olarak isminin geçtiğine ilişkin tespitler,

ii. 20/3/2022 tarihinde terör örgütü propagandasına dönüştüğü belirtilen etkinliğe katılımına ilişkin tespitler,

iii. HDK genel meclis üyeliği yapan S.S. ile yaptığı görüşmeye ilişkin tespitler,

iv. M.M.nin HDK'nın Kırklareli'ndeki son toplantısına başvurucunun katıldığına ilişkin beyanı,

v. S15D28 isimli gizli tanığın başvurucunun PKK'nın organize ettiği toplantılara katıldığına, PKK'nın il meclisinde aktif olarak görev yürüttüğüne ilişkin teşhis ve beyanları,

vi. Evinde yapılan aramada ele geçirilen çok sayıda zarfta bulunan TL ve yabancı para ve notlara ilişkin tespitler okunmuştur.

4. Terör örgütü ile herhangi bir iltisakının ya da HDK kapsamında eylemlerinin bulunmadığını ifade eden başvurucu, evindeki aramada ele geçirilen paraların yardım için toplandığını ve PKK'ya finansman sağlamadığını belirtmiştir.

5. Başsavcılık, başvurucuyu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması istemiyle Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (Sulh Ceza Hâkimliği) sevk etmiştir.

6. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 10/6/2022 tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verilmiştir. Kararda, başvurucunun üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğu belirtilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliği, suça ilişkin olarak kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığı ve suçun 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasında düzenlenen katalog suçlar arasında sayılması hususları dikkate alınarak adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı ifade edilmiştir.

7. Başvurucunun anılan karara itirazı Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 17/6/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"... Şüpheli Yakup ASLAN'ın aşamalardaki beyanları, Tekirdağ Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 102 sayfadan ibaret tahkikat evrakı ile tüm dosya kapsamı Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 20.01.2020 T., 2019/5611 E., 2020/1360 K. S. İlamı ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 02.12.2019 T., 2018/4589 E., 2019/7385 K. S. İlamı, Şüpheli hakkında alınan gizli tanık beyanı, sosyal medya araştırma tutanağı, ev arama tutanağı ve diğer araştırma tutanakları dikkate alındığında, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğu, suçun niteliği, suç için kanunda öngörülen ceza miktarı ve suçun CMK'nın 100/3-a maddesinde sayılan suçlardan olması nedeniyle kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunduğu, tutuklama nedenine göre adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, tutuklama şartlarının halen devam ettiği anlaşılmakla... [itirazının reddine kesin olarak karar verildi.]"

8. Bu karar başvurucuya 21/6/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 20/7/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Bireysel Başvurudan Sonraki Süreç

9. Başsavcılık 19/1/2023 tarihli iddianameyle başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasını talep etmiştir.

10. Başsavcılık iddianamede ilk olarak HDK yapılanmasının PKK/KCK'yla iltisaklı olduğunu belirterek buna yönelik olgulara yer vermiştir. Anılan olgular şöyledir;

i. HDK'nın örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın talimatıyla 2011 yılında kurulduğunu, resmî dernek statüsü olmayan bu yapının KCK sözleşmesinde öngörüldüğü şekilde teşekkül ettirildiğini iddia etmiştir. Bu kapsamda farklı ceza soruşturmalarında elde edilen örgütsel dokümanlara yer vermiştir. "bask.perspektif" başlıklı dokümanda HDK'nın Abdullah Öcalan'ın talimatıyla kurulduğunun ve bu projenin başarısı için örgüt unsurlarınca desteklenmesi gerektiğinin ifade edildiğini vurgulamıştır. Ele geçirilen -26/1/2012 tarihli ve örgüt mensuplarına gönderilen- "Meclis Talimatı" başlıklı dokümanda da HDK'nın yeterli gelişmeyi gösteremediği ve bu nedenle desteğin artırılmasının şart olduğunun belirtildiğini ileri sürmüştür.

ii. HDK'nın internet sitesinde DTK'nın (Demokratik Toplum Kongresi) bileşeni olarak gösterildiğini, DTK'nın genel merkezinde bir başka soruşturma kapsamında yapılan aramada ele geçirilen dokümanlarda da bu yapılanmanın HDK bileşeni olarak kabul edildiğinin görüldüğünü belirtmiş ve DTK'nın terör örgütü olarak değerlendirildiği mahkeme kararlarına atıf yapmıştır.

iii. HDK çağrısıyla düzenlenen bazı açık hava toplantılarına da değinerek bu toplantılarda örgütün amaçları doğrultusunda propaganda yapıldığını vurgulamıştır. Buna göre örneğin 2015 yılı içinde farklı tarihlerde düzenlenen toplantılarda bazı illerde gerçekleştirilen yoğun terör eylemlerinin güvenlik güçlerince bastırılmasının katılımcılar tarafından eleştirilerek özyönetim çağrıları yapıldığını ifade etmiştir. Bunun yanı sıra HDK tarafından 8/2/2020 tarihinde "Genel Meclis Toplantısı Sonuç Bildirgesi" başlıklı bir dokümanın paylaşıldığını ve bu belgede PKK/KCK'nın Suriye yapılanmasının amaçları doğrultusunda propaganda yapıldığını belirtmiştir.

iv. HDK yapılanmasının PKK/KCK'yla iltisaklı olduğuna ilişkin olarak çok sayıda tanık beyanı ile başka soruşturmalarda alınan şüpheli ifadelerine dayanmıştır. Bu beyanlardan bazılarının ilgili kısımları şöyledir:

- Tanık E.F.nin beyanı şu şekildedir:

"Ben oğlumu aradığım süreç içerisinde [K.Y.] isimli şahıs bana bu konuda yardımcı olacağını ileri sürerek beni terör örgütü PKK’nın çatısı altında faaliyet yürüten HDK yapılanması içerisine dahil etti. Tabi ben o zamanlarda HDK’nın örgüt ile irtibatı olduğunu bilmiyordum, hatta daha önceki ifademde de belirttiğim üzere HDK çalışmalarını HDP çalışması biliyordum. Ben HDK’nın terör örgütüne yakın olduğunu PKK ile birlikte iş tuttuğunu daha sonradan anladım. K.Y. nin yönlendirmesi ile dahil olduğum HDK organizesinde yapılan toplantılara katılırdım ve bu toplantılarda, Abdullah ÖCALAN’ın kitapları okunur hayatından kesitler anlatılır ve örgüt mensubu kişilerden bahsedilirdi. Özgür bölgelerden, özyönetimden, demokratik özerklik, kadın haklarından, örgüt faaliyetlerinde ölen kadınların hayatları gibi birçok konudan bahsedilirdi. HDK yapılanması içerisinde bulunan faaliyet gösteren şahıslara Tekirdağ ilinde fabrika ve işletmelerden para verildiğini biliyorum. Toplanan paralar HDK faaliyetlerinde kullanılmaktaydı. HDK organizesinde başka il ve ilçelerde de toplantılar görüşmeler yapılırdı. Bu toplantılar Çorlu ilçesinde HDP binasında yapılır, bu toplantılarda PKK ile ilgili bilgiler verilir, PKK’nın içerisinde ölen örgüt mensuplarının fotoğrafları vb. konular üzerinden kadın hakları vb. haklar konusunda konuşma yapılırdı. Bu toplantılar bazen il dışında yapılırdı, il dışında tertip edilen toplantılara üst düzey yöneticiler konuşmacı olarak katılırdı. Bu toplantılar İstanbul ilinde Taksim’de HDK binasının bulunduğu sokakta yer alan otelin bodrum katında konferans salonunda yapılırdı, burada yapılan toplantılarda yine kadın haklarından, özgürlük hareketlerinden, öz yönetimden, özgürlük savaşçısı olarak bahsedilen PKK mensubu kadınlar hakkında konuşuluyordu, Suriye de özgür kürdistan kuruldu. Türkiye de de özgür kürdistan kurabiliriz diye bu tarz bilgiler verilirdi.

 (E.F. isimli tanığın teşhis tutanağındaki beyanlarından)

"...bu kişi Ankara ilinde yapılan toplantıya katılmıştı, Ankara ve İzmir ilinde yapılan yüksek düzeyde katılım sağlanan ve bu toplantılarda PKK silahlı terör örgütünün özgür yaşam sunduğu, bunu gerçekleştirmek için HDK çalışmalarına destek verilmesi gerektiği vurgulanıyordu.

... Toplantıda HDK faaliyetlerinden bahsedilir, Suriye'de yer alan PKK için savaşıp ölen kadın örgüt mensupları anısına konuşmalar yapılırdı.

... HDK toplantılarında sürekli PKK ile ilgili konuşmalar yapılır, ölen örgüt mensuplarının anılarından bahsedilirdi.

... Toplantılarda ölen kadın örgüt mensuplarından bahsedilir onların özgürlük savaşçısı oldukları vurgulanırdı.

... Toplantılarda PKK propagandası yapılıp kadın haklarından bahsederek bunun için PKK yapılanması altında örgüt mensubu kadınların savaştığını söylüyordu…"

- S15D28 kod ismi verilen gizli tanığın beyanı şu şekildedir:

"Halkların Demokratik Kongresi olarak bildiğim Abdullah Öcalan’ın avukatına vermiş olduğu talimatlar ile öğrenmiş olduğumuz oluşumdur. HDK içersinde Mahalle Meclisleri önemlidir. Mahalle Meclisleri aracılığı ile folklör kültür sanat şölen yapmak suretiyle örgütlenirler. Kültür sanat faaliyetleri ile HDK mahalle meclislerine gelen şahıslara HDP ilçe binalarında Abdullah Öcalana ait kitaplar dergiler okutulur bu şekilde eğitim verilen şahıslar her ilçede bulunan KCK gençlik yapılanması kadın yapılanmasına gönderilip HDP binalarında Abdullah Öcalan'a ait sinevizyonlar gösterilip Suriye de iken yapmış olduğu konuşmalar dinletilir. Bu tür toplantılara katıldığım için biliyorum. Ayrıca gençlere molotof nasıl yapılır polise nasıl saldırılır akrep isimli polis araçlarına molotof nasıl atılır öğretiliyor. Gençlik, kadın yapılanmalarında eğitim aldıktan sonra güvenli evlere gönderilip bu evlerde Kandil'den haber gelinceye kadar 1 hafta 10 gün bekletiyorlar. HDK'nın Mahalle Meclisleri aracılığı ile kazandırılan bu şahıslar Şanlıurfa Diyarbakır Mardin'deki PKK'ya gönül veren evlere gönderiliyorlar. O evlerden örgütün dağ kadrosundan olan şahıslar tarafından alınıp Suriye’ye götürülüyorlar. Suriye’ye götürülen bu şahıslar askeri eğitim verildikten sonra bir bölümü Suriye’de YPG nin elinde kalıyor bir bölümü ise Kandil'e götürülüyor. Şervan Gerilla eğitimine tabi tutuluyorlar.

...

HDK içerisinde özellikle ……… isimle bunun yanında Tekirdağ dışında olup Trakya’da Edirne ve Kırklareli’nden geldiğini hatırladığım …… isimli şahısların HDK toplantılarına katıldığını biliyorum. Trakya HDK meclisinden geldiklerini söylüyorlardı. HDK toplantılarına bakıldığında sanki sivil toplum örgütü parti faaliyetiymiş gibi davranırlar ancak içerdeki toplantılarda sinevizyon ve slayt gösterilerinde Abdullah Öcalan önderlik temalı slaytlar gösterilir. Beritan isimli örgüt mensubunun hayatı gösterilerek bununla alakalı eğitimler verilir. HDK eğitimlerinde PKK ideolojisi, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş vb kişilerin hayatları, mücadeleleri anlatılır. Kadına yönelik örgüt içindeki kadınlara yönelik eğitimler verilir demokratik özerklik özerk yönetim hapisanelerdeki tecrit Abdullah Öcalan'a özgürlük adı altında cezaevindeki açlık grevinin avukatlar yoluyla talimat verme gibi birçok konuda bilgi verilirdi. Bu eğitimleri dağdan gelen örgüt mensupları verirdi. 2 - 2,5 saat süren toplantıların ardından eğitim verildikten sonra örgüt mensupları Yurtsever ailelerin evinde kalıp görevi varsa başka illere gider yoksa genellikle Suriye’ye geri dönerler. HDK kendi içinde Konfederal kürdistanın kongresi olarak tanımlanır. Birçok bileşeni vardır. Demokratik özerklik planıyla halkların kendi kendini yönetme yani Suriye'deki oluşum gibi valinin olmadığı belediye başkanının o kenti yönettiği sistemi kabul eden demokratik özerk kürdistanı kurma projesini tüm Türkiye alanına benimsetme hareketi şeklinde söyleyebilirim."

- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında PKK/KCK terör örgütünde faaliyet göstermekte iken 18/1/2022 tarihinde teslim olan şüpheli H.İ.nin beyanı şu şekildedir:

“… Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bünyesinde yasal üyeliğim olmadan çalışmalarda bulundum.

... Terör örgütü ile irtibat ve ilişki içerisinde olan HDK ile olan temaslarım ve bunların organizesindeki gençlik yapılanmasında faaliyet göstermem, örgüt yanlısı şahıslar ile örgütle bağlantılı siyasi oluşumların yaptığı propagandalar ve Kürt kimliğimi, kürt milliyetçiliğimi ön planda tutup örgütün ideolojisini ve faaliyetlerini meşru görmem sonrasında terör örgütüne katılmaya karar verdim.

...

Ben aktif olarak çalıştığım için hem DTP, BDP hem HDK içerisinde Gaziosmanpaşa bölgesinden sorumlu ve örgütsel faaliyetlerde bulunan görsem teşhis edebileceğim HDK bünyesinde görevli adını ... olarak bildiğim şahıslardan aylık toplam 7.000 TL para alıyordum.

...

Kocaeli il merkezi, Gebze, Tekirdağ, Bursa, Giresun, Trabzon, Antalya, Kahramanmaraş, Artvin, Ordu, Samsun, Sivas, Muğla, Mersin ve Adana illerindeki il-ilçe DTP, HDP ve HDK teşkilatlarına otobüs veya ticari taksi ile gider, burada terör örgütü adına faaliyet yürüten gençlikte ya da söz konusu partilerin il ve ilçe yönetimlerindeki yetkili şahıslarla görüşüyorduk. Bu şahısların isimlerini hatırlamıyorum. Örgütün/partinin çalışma yöntemlerini izah eder, eksiklikleri varsa düzeltmeleri konusunda önerilerde bulunur, eğitici anlamında seminer/sempozyumlara katılarak, Diyarbakır parti yönetimince tarafımıza gönderilen CD'lerden anlatımlarda bulunurduk. Eğitimin konusu genellikle HDP'nin yönetim şekli projesi altında eğitim veriliyormuş gibi gösterilip özünde PKK/KCK terör örgütünün Kürdistan projesi ve ideolojisi hakkındaki bilgilendirmeleri kapsıyordu.”

2016 yılında KCK yönetimi tarafından gelen talimat sonrası HDK Bursa sorumlusu ve ilişki yaşadığı kendisi de partili olan bir kadın hakkında örgüt adına mahkeme kurmak ve yargılama yapmak maksadıyla Bursa iline gittik. Bursa HDP il yönetiminden ismini hatırlamadığım bir şahsın temin ettiği bir evde sorgulama yaptık, HDK Bursa sorumlusu benim tarafımdan, ilişki yaşadığı kadın ise ... tarafından sorgulandı. Sorgu sonucunda her iki şahsı da bulundukları görevlerden aldık. HDK Bursa sorumlusunun daha sonra İstanbul'a gönderildiğini duydum. Akıbeti hakkında bilgim yoktur. HDK Bursa sorumlusunun yerine bir süre ben görevde bulundum.

...

HDK ise örgütün sivil alan yapılanmasıdır. Aynı şekilde HDK İstanbul sorumlusunun (Diyarbakırlı, ismini hatırlamıyorum) ve HDP’nin o dönemdeki İstanbul il başkanın da (Kadın, ismini hatırlamıyorum) terör örgütünden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket ettiklerini biliyorum, tam olarak kim/kimlerden talimat aldıklarını bilmiyorum.

...

Terör örgütünün üst yönetiminden gelen talimatlar sonucunda HDK sorumlusu, örgütün Marmara sorumlusu, örgütün il sorumlusu ve HDP il sorumluları toplanır, gelen talimatlar bu şahıslar tarafından değerlendirilerek alt birimlere iletilir, alt birimler de sivil itaatsizlik türünde eylemleri gerçekleştirir. Ancak terör örgütü adına kırsal alandan veya farklı illerden eylem yapmak maksadıyla daha önceki yıllarda gelen örgüt mensuplarının kimseyle temas kurmadıkları, genelde bir kadın bir erkek örgüt mensubunun sevgili veya karı-koca görünümünde güvenli ev olarak tabir edilen hücre evlerinde kaldıkları, söz konusu güvenli evlerin temininin örgütün talimatıyla HDK sorumlularının öncülüğünde örgütün il veya bölge sorumlu düzeyindeki şahısların kontrolünde temin edildiği, örgüt mensuplarının deşifre olmalarını engellemek maksadıyla belli periyotlarla yedek güvenli evlere nakledildiklerini duydum. Güncel olarak aynı şekilde şehir merkezlerine gönderilen örgüt mensuplarının üniversite öğrencisi veya üniversite öğrenimini tamamlamak üzere olan ve adli sicil kaydı temiz olan şahıslardan seçildiğini biliyorum. Şehir merkezlerinde örgütün finansı HDP ve HDK tarafından karşılanır. Bunlar da vergi adı altında iş adamlarından veya maddi durumları iyi olan şahıslardan para toplamaktadırlar. Doğu illerinde ise genellikle aynı yöntemler izlense de çoğunluğunun kaçakçılık ve uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiğini biliyorum. Örgütün yasal alan görünümlü çalışmalarını TJA, HDP ve HDK yürütür. HDK'nın görevi; Kandilden birebir HDP'ye yaptırmak istenen proje süzgeçten geçirilerek analiz edilir, daha sonra da HDP il teşkilatlarına uygulaması için gönderilmesini sağlamaktır. TJA'da aynı şekilde örgütün yasal alan görünümlü kadın yapılanmasıdır. Örgüt adına eylemler öncesi kadınların örgütlenmesinden sorumludur.”

- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında ifadesi alınan şüpheli S.G.nin beyanı şu şekildedir:

 “…Örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda oluşturulan yapılar içerisinde yer alan DTK'nın misyonunun tamamladığı düşünüldüğünden HDK adı altında yeni bir yapılanmaya gidildi. DTK'nın etkisiz kaldığı ve özellikle güneydoğu bölgesinde sınırlı kaldığı düşüncesi örgüt içerisinde hâkim olduğundan alternatif bir yapı olarak HDK kuruldu.

...

Devletin kendi eliyle verdiği birtakım imtiyazlar veya haklar örgüt içerisinde bulunan ve siyaset yapmakla hükümlü olan DTK, HDK, KENT MECLİSLERİ veya siyasi partiler aracılığıyla örgütsel faaliyetler neticesinde elde edilmiş gibi gösterilmektedir.

...

Örgüt yöneticileri bunun farkında oldukları için daha önce bahsettiğim HDK isimli yapıyı hayata geçirerek davalarını tüm Türkiye alanına yayma gayreti içerisindedirler."

- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında Firar kod ismi verilen tanığın beyanı şu şekildedir:

"KCK Kurumlar koordinasyonu yapılanması örgüte taban oluşturulması, güç sağlanması amacıyla legal görünümlü faaliyetlerin bağlı bulunduğu koordinasyondur. Bu koordinasyon sayesinde legal olarak faaliyet yürüttüğü imajı verilen DTK, Tuhad-fed, Medya Der, Rojava Derneği gibi yapıları örgütün üst yöneticileri ve talimatları doğrultusunda yönlendiren koordinasyondur. Bu yapılanmalar ile maddi manevi bütünlük sağlanmak DTK gibi oluşumla legal kuruluş imajı verilerek örgüt fikir sistemini benimsemiş sözde meclis oluşturularak terör örgütüne sözde meclis oluşturarak TBMM’ye alternatif yapı oluşturulması amaçlanmaktadır. DTK; kendi içerisinde delegasyonu, başkanlık divanı ve komisyonları ile parlamento benzeri yapı oluşturan karar mekanizması bulunan çatı yapılanmadır. Diyarbakır ili ve çevre illerde dernek ve STK’lar aracılığı ile örgütün üst yönetimi tarafından gelen illegal talimatları meşru zemin kazandırmayı amaçlar. PKK/KCK terör örgütünün doğu ve güneydoğu illerini kapsayan meclisi konumundadır. Doğu illerinde DTK’nın yürüttüğü görevleri batı illerinde sol düşünceye sahip örgüt mensuplarının da terör örgütü menfaatleri doğrultusunda kullanılarak aynı amaçların HDK (Halkların Demokratik Kongresi) ile gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu yapılar terör örgütü elebaşısının bizzat talimatları ile hayata geçirilmiştir.”

1-  11. Başsavcılık tarafından başvurucunun silahlı terör örgüt üyeliğine esas teşkil eden faaliyetlerine ilişkin olarak birtakım tespitler yapılmıştır. Buna göre iddianamede;

2-  Başvurucunun HDK lehine düzenlenecek toplantılara çağrılması gerektiğine, HDK faaliyetleri konusunda bilgilendirildiğine ve düzenlenen toplantılara katılım sağladığına ilişkin tape kayıtları bulunduğu,

3-  Örgüt propagandasına dönüşen etkinliklere katıldığı,

4-  Örgüte müzahir haber sitelerinde yer bulan bildirilerde başvurucunun da imzasının bulunduğu,

5-  S15D28 kod adlı gizli tanığın ifadesine göre başvurucunun PKK'nın İstanbul'da organize ettiği toplantılara Trakya'yı temsilen katıldığı, PKK içindeki il meclisinde aktif görev aldığının belirtildiği,

6-  Başvurucunun ikametinde yapılan aramada bölücü terör örgütünü temsil eden sözde bayrağı önünde çektirmiş olduğu fotoğraf ele geçirildiği ifade edilmiştir.

12. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianamenin kabulüne karar vermiş ve kovuşturma aşaması başlamıştır.

13. Başvurucu 13/3/2023 tarihinde verilen kararla tahliye edilmiştir.

14. Bireysel başvuru inceleme tarihi itibarıyla yargılama ilk derece mahkemesi aşamasında derdesttir.

15. Komisyon tarafından başvurucunun adli yardım talebi kabul edilmiş ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

II. İLGİLİ HUKUK

16. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 20/1/2020 tarihli ve E.2019/5611 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"... 16-22 Mayıs 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen PKK/KONGRE-GEL terör örgütünün 5. Genel Kurulunun sonuç bildirisinde ilan edilen KCK'nın, silahlı terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’ın örgütün amacı doğrultusunda tabana yayılmasını sağlamak amacıyla ortaya koyduğu “Kent Meclisleri, Demokratik Siyaset Akademisi, Demokratik Toplum Kongresi ve Kooperatifler Hareketi” şeklindeki dört ayaklı bir paradigmadan oluştuğu, bu paradigmanın üçüncü ayağı olan Demokratik Toplum Kongresinin, sözde kurucu meclis işlevi gören bir yapılanma olduğu ve Kuzey Kürdistan Parlamentosu/Meclisi olarak nitelendirildiği, terör örgütünün hedefi olan demokratik özerklik stratejisini hayata geçirmek için örgüt elebaşısının talimatları doğrultusunda kurulduğu, KCK/TM parlamento yapısını oluşturan sözde yasama organı olduğu, genel kurul, daimi meclis, başkanlık divanı, yürütme kurulu ve komisyonlar gibi organlarının bulunduğu, çalışma usulüne ilişkin sözde iç tüzüğünün olduğu, demokratik özerkliği gerçekleştirmek amacıyla siyasi parti, dernek, sendika ve sivil toplum kuruluşlarını örgütleyerek konferans ve çalıştaylar düzenlediği, örgütlenme yapısı itibarıyla KCK ile özdeşlik gösterdiği, bileşenlerinin KCK yapılanması içinde yer alan sözde kent meclisleri, ilçe meclisleri, mahalle meclisleri ve köy komünlerinin olduğu, delege ve üyelerinin anılan bu sözde meclis üyeleri ile bazı milletvekilleri, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri olduğu, yaptığı kongre ve konferanslar sonucunda 14 Temmuz 2011 tarihinde demokratik özerklik ilan edildiği ve 27 Aralık 2015 tarihinde demokratik özerk bölgelerin oluşturulmasının istendiği ve ayrıca öz yönetim ilanlarına sahip çıkıldığı..."

17. Diğer ilgili ulusal hukuk için bkz. Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, §§ 64-89; Ayhan Bilgen [GK], B. No: 2017/5974, 21/12/2017, §§ 48-62.

III. DEĞERLENDİRME

18. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda mevcut olmadığını, tutuklama kararının ve bu karara itirazı üzerine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın gerekçe içermediğini belirterek ölçülü olmayan tedbir nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formu ile benzer beyanlarda bulunmuştur.

19. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.

20. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu, silahlı terör örgütünün üyesi olma suçundan 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.

21. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

22. Başvurucu hakkında verilen tutuklama kararında ve iddianamede temel olarak HDK'nın PKK/KCK içinde yer aldığı ve başvurucunun da HDK'nın Tekirdağ yapılanmasında faaliyette bulunduğu iddiasına dayanıldığı görülmektedir (bkz. §§ 3, 11).

23. Yargı mercilerinin KCK ve bileşenlerine yönelik tespitleriyle (bkz. § 16) birlikte iddianamede HDK'ya ve başvurucuya yönelik yer verilen -soyut bir şekilde kanaat ve değerlendirmelerin dile getirilmesi niteliğinde değil aksine belirli olaylarla ilgili gözlem ve bilgilerin aktarılması mahiyetinde olan ve birbirleriyle uyumluluk arz eden- çok sayıda beyan bir bütün olarak gözetildiğinde belirtilen tüm bu hususların tutuklama tedbirinin uygulanmasında suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Selçuk Özdemir [GK], B. No: 2016/49158, 26/7/2017, § 75; Metin Evecen [2. B.], B. No: 2017/744, 4/4/2018, §§ 47-52; Recep Uygun [2. B.], B. No: 2016/76351, 12/6/2018, § 43).

24. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

25. Somut olayda Hâkimlikçe başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken işlendiği iddia olunan silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliğine, suça ilişkin olarak kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığına ve isnat edilen suçun 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen katalog suçlar arasında yer almasına dayanıldığı görülmektedir (bkz. § 6). İtiraz mercii Asliye Ceza Mahkemesi tarafından da dosya kapsamındaki gizli tanık beyanı ve diğer araştırma tutanaklarına atıfla tutuklama kararına yapılan itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.

26. Dolayısıyla somut olayın yukarıda belirtilen özel koşulları ile Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Yıldırım Ataş [2. B.], B. No: 2014/4459, 26/10/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66).

27. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının da belirlenmesi gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülülüğünün belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır (Gülser Yıldırım (2), § 151).

28. Somut olayda başvurucunun terörle bağlantılı bir suç nedeniyle tutuklanması dikkate alındığında Hâkimliğin isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de gözönünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri [2. B.], B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 214; Devran Duran, § 64).

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Yakup Aslan [1. B.], B. No: 2022/73389, 24/6/2025, § …)
   
Başvuru Adı YAKUP ASLAN
Başvuru No 2022/73389
Başvuru Tarihi 20/7/2022
Karar Tarihi 24/6/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 91
100
101
109
116
141
142
153
5237 Türk Ceza Kanunu 214
314
3713 Terörle Mücadele Kanunu 1
2
3
5
KHK 668 Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 3
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi