logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Birgün Yayıncılık ve İletişim Ticaret A.Ş. [1. B.], B. No: 2023/6993, 24/6/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BİRGÜN YAYINCILIK VE İLETİŞİM TİCARET A.Ş.BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2023/6993)

 

Karar Tarihi: 24/6/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Yusuf KARABULAK

Başvurucu

:

Birgün Yayıncılık ve İletişim Ticaret A.Ş

Vekili

:

Av. Ali Deniz CEYLAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, yayımlanan bir haberden dolayı gazete sahiplerinin aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, ulusal ölçekte yayımlanan Halkın Gazetesi Birgün isimli gazetenin sahibidir. Başvurucu, aynı zamanda www.birgun.net isimli internet haber sitesi üzerinden de yayın yapmaktadır.

3. "patronlarinensesindeyiz.org" adlı internet sitesinde 9/1/2019 tarihinde "[D.E.nin] set emekçileri anlattı: 9 hafta çalışmaya 3 haftalık ücret" başlıklı bir haber yayımlanmıştır. Adı geçen dizinin setinde çalışan ve kimlik bilgileri açıklanmayan iki kişiyle gerçekleştirilen röportaja yer verilen haberde, Cumhurbaşkanı'nın ulusa seslenirken kullandığı cümlelerin sahnelere eklendiği, ödemelerin düzensiz yapıldığı, soğuk havalarda yapılan çekimlerde oyuncuların ısınma sorunu yaşadığı ve ağlaması için bir çocuk oyuncuya fiziksel şiddet uygulandığı iddiasına yer verilmiştir. Bahse konu haberin ilgili kısmı şu şekildedir:

"...

Set Emekçisi A- [D.E.] devlet destekli bir proje. En çok şuna şahit oldum ben, akşam Cumhurbaşkanı ulusa sesleniş yapıyor, ertesi gün senaryoya revizyon geliyor ve yapılan konuşmadan sahnelere cümleler ekleniyor. Ertuğrul karakterine söyletiliyordu bu cümleler, gündeme göre durmadan senaryolar değişiyordu. Daha önemlisi, [D.E.nin] kasetlerinin yayından bir gün evvel prodüksiyon aracıyla Ankara’ya gönderildiğini duyduk. Orada izlendikten sonra yayına giriyormuş.

Ayrıca insanlar sağlıksız koşullarda çalışıyor. İzleyenler görecektir, sahneler ormanlık alanda geçiyor çoğunlukla ve çekim esnasında ısınabilecek hiçbir kaynak yok. Bununla görevlendirilmiş bir ekip yok. Kendi imkanlarımızla odun toplayıp yakıyorduk, gece evimize gittiğimizde üzerimiz başımız is kokuyordu.

...

 ‘ROL GEREĞİ AĞLATMAK İÇİN ÇOCUK OYUNCUYA DEFALARCA VURULDU’

Set Emekçisi A- Ne zaman yatacağı hiç belli olmuyor ödemelerin. Pazartesi ya da Cuma yatıyordu. Ama sette bir anda o gün kaşelerin yatmayacağı söyleniveriyordu. İnsanlar tüm hesaplarını paranın yatacağı üzerine yaptıkları için hazırlıksız yakalanıyorlar. Kredi çekip paralar yatmaya başlayana kadar kredi ödeyen insanlar var mesela. Kredi ödemeleri aksıyor çalışanların. Benim cebimde akbilim yok, ekip servisinin kalkış yerine nasıl gidebileceğimi bilmiyordum mesela. Ödemeler düzene girdikten sonra da hiç onların söyledikleri gibi olmadı. Ayda hiç 4 kaşe yatmadı. Hep bir kaşeyi içeride bıraktılar.

Ben de mesela çocuk oyuncunun sahnede rol gereği ağlasın diye ayağına defalarca vurulduğuna tanık oldum. Bu çocuk sabah bizimle sete gelip bizimle setten gidiyordu. Ortalama 12-13 saat çalışıyordu. Normalde çocukların olduğu sette pedagogların olması gerekir ama yapım buna uymadı.

Çalışma koşullarımızla ilgili sendikaya şikayet ettiğimizde de 'zaten diğer setlere göre çalışma saatleriniz az, daha ne istiyorsunuz' gibi şeyler işittik.

...

Set Emekçisi Y- ... Sette çalışma süresi yasal olarak 14 saat. Bunun gerçeğini düşünün bir de. Hele de çektiğiniz bölüm yayınlanıyorsa o hafta büyük bir hızla, iş yetişene kadar kaç saat gerekiyorsa o kadar çalışıyorsunuz. Bu koşullarda kazalar da oluyor tabii. Kimi büyük kimi küçük, kimi duyuluyor kimi duyulmuyor. 14 saat kuralına uyuldu mu kimse gerisiyle ilgilenmiyor. Bu kural nasıl uygulanıyor kimse sormuyor. Sabah 8’de işe başlayıp akşam 5’ten önce yemek yiyemiyoruz iş yetişsin diye.

..."

4. Birgün gazetesinin 16/1/2019 tarihli nüshasında ve www.birgun.net isimli internet sitesinde "[D.E.de] ‘Bakanlar için ek sahneler çekilmiş' " başlıklı bir haber yayımlanmıştır. Söz konusu haber şöyledir:

"Sizin alamadığınız ödemeleriniz var mı?

Evet var. Birkaç hafta hep içerdeyiz. Arkadaşlarımızdan kiminin 5 haftası içeride. Kiminin 2 kiminin 3 haftalık ödemesi içeride.

Ödemeler ne zaman düzensizleşmeye başladı?

Uzun süredir böyle. İki hafta alıyorsam bir hafta alamadım. Belli bir düzen yok. Mesela bazen çift kaşe veriliyor ama bu durum herkese uygulanmıyor. Yapım yatırırsa paranızı alıyorsunuz, yatırmazsa almıyorsunuz bu kadar. Bunu seçme ya da itiraz etme şansınız elbette var fakat bir işe yaramıyor. İtiraz edince direkt gönderiliyorsunuz.

bazen 10 bazen 12 saat yemek yemeden çalışıyoruz

TRT maaşını çok iyi ödüyor gibi lanse ediliyor. Anlatılanlardan öyle olmadığını görüyoruz.

Benim çalıştığım dönem için durum böyle diyebilirim. Kaç bölüm çekildi tam bilmiyorum ama diyelim 100 bölüm çekildi, 70’ini aldı insanlar.

Çalışma saatleriniz ve yemek molalarınız nasıl?

Yemek arası saatleri düzensiz. Şöyle bir problem var: 08.30’da sete geliyoruz, yemek aramız normalde altı saat sonra. 14.30 gibi yemek arası vermemiz lâzım fakat sahne yetişecek, oyuncular huysuzluk yapacak diye 17.30-18.00 gibi yemek arası verdiğimiz oluyor. 10 saat 12 saat yemek yemeden çalışıyoruz. Yağmurda çamurda çalışıyoruz.

Hava şartlarından korunmak için neler yapılıyor? Setin imkânları neler?

Mont giyiyoruz. Şöyle söyleyeyim, mesela Şile’de bir dağdasınız, ulaşım yok, gidip çalışıyorsunuz ve kar yağıyor. Oraya enerji çekmek için kabloya ihtiyacınız var diyelim fakat imkânınız yok. Yapım daha geçen gün röportaj yayımlandıktan sonra 7-8 tane soba aldı. En büyük sorunlarımızdan bir tanesi de sağlık. Dönem işleri malum, bin sene öncesini çekiyoruz ve elektrik, modern hiçbir şey yok. Ne yapıyoruz? Gaz yağı kullanıyoruz, meşale yakmak için. Ya da lastik yakılıyor. Maske yok bu havayı soluyoruz. Herkes gripten kırılıyor, soğukta çalışıyoruz zaten.

Set amirine şikâyette bulundunuz mu? Bir araya gelip bu problemlerden bahsettiniz mi?

Herkesin bir şefi var bu piyasada. Şeflerimize bahsediyoruz ancak sürekli “düzelecek” deniyor, düzelmiyor. Yapım yanlısı bir şef karakteri var burada.

Çocuk oyuncuları ağlatmak için ayağına fiziksel şiddet uygulandığına dair bir bir iddia var.

Evet bunlar doğru. Bizzat şahit oldum buna.

Dizinin senaryosunun Ankara’ya onaya gönderildiği iddia edildi. Şahit oldunuz mu buna?

Ben ona şahit olmadım. Ancak şahit olduğum şu var. Biz izinliyken, ek sahne çekilecek denilerek sete çağrılıyoruz. Gittiğimizde bakıyoruz ki, Ankara’dan Bakanlar gelmiş. Senaryo, çekim bittiği halde yeni sahne yazılıyor ve çekiliyor. Bakan gelip bakıp gidiyor. Ve o sahne yayımlanmıyor bile. Ama işsizlik endişesi olduğu için kimse bir şey diyemiyor."

5. Söz konusu haberlerin kişisel itibarını zedelendiğinden bahisle Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), başvurucu şirket ve yetkilisi İ.A. aleyhine 20.000 TL tutarlı manevi tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesinde haberde geçen iddialarla ilgili tüm sorumluluğun yapımcı şirkete ait olduğunun altını çizerek başvurucu şirketin TRT'ye karşı karalama kampanyası başlattığını ve gerçeğe aykırı haberler yaparak TRT'nin itibarını zedelediğini, anılan gazetenin başvuru konusu haberle D.E. dizisi üzerinden TRT'yi hedef aldığını iddia etmiştir.

6. Davaya cevap dilekçesinde ihtilaflı haberin başka bir internet sitesinde yayımlanan röportajın aktarılmasından ibaret olduğunu vurgulayan başvurucu, haber içeriğindeki iddiaların muhatabının TRT değil yapımcı şirket olduğunu ifade etmiştir. Yapımcının işi başlattığını, koordine ettiğini, denetim yaptığını ve dizinin finansmanı için bütçe sağladığını, personeli işe aldığını ve dağıtımcıları ayarladığını, dizinin başından sonuna dek her aşamasında bulunduğunu, TRT'nin tek rolünün ise yapımcı şirketle anlaşıp çekilen diziyi yayınlamak olduğunu belirtmiştir.

7. Davaya bakan İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) 10/11/2020 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Mahkeme, ret kararının gerekçesinde ifade ve basın özgürlüğü ile başvurucunun kişilik hakları arasında bir değerlendirmede bulunmuştur. Haberin gerçek, güncel ve toplumsal ilgiye sahip olması sebebiyle yayımlanmasında kamu yararı bulunduğu, okuyucunun ilgisini çekmesi için haberde çarpıcı başlıklar kullanıldığı, gazete ve internet haberinin bütün olarak ağır eleştiri kapsamında kaldığı, başvurucunun sert ve hatta ağır eleştirilere katlanması gerektiği, ifade özgürlüğüne sınırlama getirmek için meşru bir amaç ve demokratik toplum yönünden bir gereklilik bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

8. Davacının istinaf kanun yoluna taşıdığı karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince (Bölge Adliye Mahkemesi) incelenmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, 7/12/2022 tarihinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüyle 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline kesin olarak karar vermiştir. Karar gerekçesinde haberde yer alan ve kesin suç isnadı taşıyan ifadeleri doğrulayan somut bir delil sunulmadığına vurgu yapan Bölge Adliye Mahkemesi, haberin başka kaynaktan alınmasının basının haberin doğruluğunu araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını kabul etmiştir. İhtilaf konusu haberle davacının kişilik haklarına saldırıldığına hükmeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının ilgili kısmı şöyledir:

"... dava konusu yayında Diriliş Ertuğrul dizisinin setinde çocuk oyuncunun rol gereği ağlaması için ayağına vurulduğu, çocuk oyuncuların ortalama 12-13 saat pedagog olmadan çalıştıkları, ödemelerin düzensiz olduğu, 12 saat yemek yemeden çalışmanın sürdürüldüğü, çekim alanlarında ısınacak hiçbir kaynağın olmadığı, bakanlar için ek sahneler çekildiği ve o sahnenin yayınlanmadığı şeklindeki ifadelere yer verildiği, haberin olgu isnadı niteliğinde bulunmasına rağmen davalının delil ve belge sunmadığı ayrıca çocuğun ayağına vurulduğuna ilişkin haberin kesin suç isnadı taşıdığı, objektif sınırlar içinde kalınmadığı, haberin başka kaynaktan alınmasının basının, haberin doğruluğunu araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, basın özgürlüğünün sınırsız olmadığı, bu itibarla yayının basın özgürlüğü kapsamını aştığı ve doğrudan kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bulunduğu anlaşılmıştır."

9. Bölge Adliye Mahkemesinin kararı 24/12/2022 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir. Başvurucu 18/1/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu, ihtilaflı haberde bir internet sitesinde yayımlanan röportajdaki bilgilerin aktarıldığını vurgulayarak haberin bir kamu kuruluşunun faaliyetine ilişkin olduğunu ve kamuoyunu yakından ilgilendirdiğini belirterek halkın kamuyu ilgilendiren tartışmalar kapsamındaki haber ve fikirlere erişim sağlamasının amaçlandığını belirtmiştir. Başvurucu, Bölge Adliye Mahkemesi kararında haber verme ve haber alma haklarına haksız bir müdahalede bulunulduğunu ileri sürmüştür. Haberin davacının kişilik hakları yönünden bir etkisinin bulunmadığını, tüzel kişilerin haklarının ve itibarının korunması amacıyla ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasının istisnai olduğunu ifade eden başvurucu, tazminat ödemeye mahkûm edilmesi nedeniyle ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvurucunun ifade özgürlüğü hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda başvurucunun ifade ve basın özgürlüğü ile karşı tarafın şeref ve itibarının korunması hakkı arasında adil dengenin korunup korunmadığının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Görüşte ayrıca somut olayın kendine özgü koşulları ile bunu dikkate alanderece mahkemeleri kararlarının yeterli gerekçeyi içerip içermediği, verilen kararlardaki tespit ve sonuçların, yasanın uygulanması niteliğinde olup olmadığı ve açık bir keyfîlik içerip içermediği hususlarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı verdiği cevapta, haberin görünür gerçekliğe uygun olduğunu, başka bir haber sitesinden aktarılarak haber haline getirildiğini belirterek bireysel başvuru formundaki iddialarını tekrar etmiştir.

12. Başvuru, Anayasa'nın basın özgürlüğüne ilişkin 28. maddesi ışığında ve Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Somut olayda başvuruya konu röportaj ulusal çapta yayın yapan Evrensel gazetesinde ve gazeteye ait internet sitesi olan "www.evrensel.net" adresinde de yayımlanmıştır. Davacı TRT tarafından anılan gazete aleyhine de manevi tazminat davası açılmış olup ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda davanın reddine karar vermişse de Bölge Adliye Mahkemesi 10.000 TL tazminata hükmetmiştir. Bu karar üzerine gazetenin yayın hakları sahibi şirket Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur (bu başvuruya ilişkin bkz. Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti. [1. B.], B. No: 2022/6786, 29/4/2025). Dolayısıyla anılan iki başvurunun koşullarının benzer nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim eldeki başvuruda Bölge Adliye Mahkemesi başvurucu aleyhine tazminata hükmettiği kararını yukarıda anılan Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti. aleyhine daha önce vermiş olduğu E.2020/139, K.2021/2749 sayılı kararına dayandırmıştır.

15. Anayasa Mahkemesi; Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti. kararında "Çocuk oyuncunun ayağına vuruldu", "Koşullar sağlıksız, ödemeler düzensiz." ve "Diziyi yayından önce Ankara izliyor." şeklindeki başlıklarla aktarılan içerikte yer alan bilgilerin iddia niteliğinde olduğunu belirtmiş ve okuyucu kitlesi tarafından da bu iddiaların bir internet sitesinde yayımlanan röportaja dayandırıldığının anlaşılabilir olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur (Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti., § 21). Kararda ayrıca; dizi setinde yaşananlar bakımından sorumluluğu olmamasına rağmen haberde adının geçmesinden dolayı davacının kişilik haklarının zedelendiğinin ileri sürebilir olduğu kabul edilebilse de haberde yer alan ifadelerin ve eleştirilerin dizi çekiminden ve set koşullarından sorumlu olan yapımcıya yöneldiği, iddiaların davacıyla ilişkisinin olmadığı belirtmiştir (Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti., §§ 22). Benzer şekilde Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında geçen sözlerin senaryoya işlenerek başrol oyuncusuna söyletildiği ve dizinin bölümlerinin televizyonda yayımlanmadan önce değerlendirilmek üzere Ankara'ya gönderildiği iddialarının da davacıyla bir bağlantısının olmadığı, bu hâliyle haberin davacı üzerinde ciddi bir etki oluşturmayacağı kararda açıklanmıştır (Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti. §§ 22). Aynı kararda Anayasa Mahkemesi, Bölge Adliye Mahkemesinin bir çocuğun ayağına defalarca vurulduğuna dair iddianın kesin suç isnadı taşıdığı ve bu iddianın doğruluğunun somut bir delille ortaya konulması gerektiği, olaydaki kişilik hakkı ihlalinin gazetenin kamu ilgisini haiz böyle bir konuda haber yapmasına daha ağır basacağı şeklindeki gerekçesini de değerlendirmiştir. Bu konuda kararda, iddia ile davacı arasında herhangi bir ilişki kurulmadığı bu isnat dolayısıyla davacının kişilik haklarının neden zedelendiğinin açıklanmadığı vurgulanmıştır. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, haberde eleştiri sınırlarının aşıldığı, bu nedenle başvurucu aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği konusunda Bölge Adliye Mahkemesi kararında ilgili ve yeterli bir gerekçenin ortaya konulmadığı sonucuna varmıştır (Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti., § 23).

16. Bu kapsamda somut başvuruda da Anayasa Mahkemesinin Bülten Basın Yayın Reklamcılık Tic. Ltd. Şti. kararında yer alan değerlendirme ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Buna göre başvurucunun ifade özgürlüğüne ilgili ve yeterli olmayan bir yargı kararıyla yapılan müdahalenin demokratik toplumda zorunlu sosyal bir ihtiyacı karşılamadığı değerlendirilmiştir.

17. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

18. Başvurucu ihlalin tespiti ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

19. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1.B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine (E.2021/910, K.2022/2863) iletilmek üzere İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2019/74, K.2020/264) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

E. 1.480,40 TL harç ve 30.000,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 31.480,40 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Birgün Yayıncılık ve İletişim Ticaret A.Ş. [1. B.], B. No: 2023/6993, 24/6/2025, § …)
   
Başvuru Adı BİRGÜN YAYINCILIK VE İLETİŞİM TİCARET A.Ş.
Başvuru No 2023/6993
Başvuru Tarihi 18/1/2023
Karar Tarihi 24/6/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yayımlanan bir haberden dolayı gazete sahiplerinin aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü İfade özgürlüğü - şeref ve itibar dengesi İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi