TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET KARABEKMEZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/82692)
Karar Tarihi: 18/7/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Çağlar ÖNCEL
Başvurucu
Mehmet KARABEKMEZ
Vekili
Av. Celil ÇETİN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, hükümlü başvurucunun mektuplarının Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne (UYAP) kaydedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu hakkında İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan dava açılmış ve Mahkemece 10/12/2018 tarihinde başvurucunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
3. Başvurucunun istinaf talebi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi 26/9/2019 tarihinde istinaf isteminin esastan reddine karar vermiş, Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2/6/2022 tarihinde hükmün kesin olarak onanmasına karar vermiştir. Başvurucu hâlen Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmaktadır.
4. Başvurucu 23/8/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Özel Hayata Saygı Hakkı ve Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
6. Başvurucu İnfaz Kurumunca tüm yazışmalarının UYAP sistemine kaydedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
7. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin Kemal Karanfil (B. No: 2017/24776, 24/5/2018) kararından sonra 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkralarına cümlelerin ve (5) numaralı fıkranın eklendiği ve Genel Müdürlüğün 19/1/2021 tarihli yazısıyla yeni düzenlemenin uygulama usul ve esaslarının belirlendiği ifade edilmiştir. Bu kapsamda mahkûmiyete konu suç tipi ve hükümlü/tutuklunun tehlikelilik hâline göre ayrıma gidildiği, herhangi bir soruşturma ya da kovuşturmaya konu olmamış belgelerin bir yılın sonunda silinmesinin sağlandığı, hükümlü/tutuklunun resmî makamlara ya da savunması için avukatına gönderdiği mektupların ise UYAP sistemine kaydedilmemesi hususunun kanunla güvence altına alındığı belirtilmiştir. Görüşte somut olayda da anılan düzenleme gereğince başvurucunun mektuplarının silindiği dikkate alındığında mağdur sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
8. Anayasa Mahkemesi Ümit Karaduman (B. No: 2020/20874, 2/2/2022) başvurusunda, mahpusların ceza hukuku bağlamındaki statülerine göre farklılık öngörülmeden, sakıncalı olup olmadığına bakılmaksızın tüm yazışmalarının sistematik bir şekilde UYAP'a kaydedilmesinin özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetini ihlal ettiğine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde yazışmaların ne kadar süreyle sistemde saklı tutulacağı, bunların üçüncü kişilerin erişimine ve kullanımına hangi şartlarda açılacağı, infaz kurumu tarafından hangi mercilerle paylaşılabileceği ile kişisel verilerin ve mahremiyetin nasıl korunacağı hususunda somut bir düzenlemenin bulunmadığı ifade edilmiştir. Kararda ayrıca idarenin takdir yetkisinin sınırlarını düzenleyen, muhatapların yetki aşımı ile keyfîliğe karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak niteliğe ve açıklığa sahip kuralların mevcut olmadığına işaret edilmiştir.
9. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
10. Anayasa Mahkemesi 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 5. maddesinde belirtilen infaz hâkimliğine şikâyet yolunun bu kapsamda kalan iddialar bakımından telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğuna karar vermiştir (İsmail Solmaz, B. No: 2017/15251, 12/2/2020, §§ 104, 105; Turgut Sezer B. No: 2019/39785, 11/5/2023, §§ 11-13).
11. Somut başvuru yönünden anılan içtihattan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Başvurucunun iddialarının ceza infaz kurumunda tutulma koşullarına ilişkin olduğu ve bu kapsamda infaz hâkimliği görev alanına girdiği anlaşılmıştır. Başvurucunun infaz hâkimliğine başvuru yaptığına ilişkin bilgi ve belge başvuru dosyasında bulunmamaktadır. Bu durumda anılan şikâyetin Anayasa Mahkemesince bu aşamada incelenmesi bireysel başvurunun ikincil niteliğiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla başvurucunun hukuk sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
12. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu, ceza yargılamasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Bakanlık görüşünde, yargılama süresinin makul olup olmadığı yönünden yapılacak incelemede, başvurucu hakkındaki yargılamanın anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından yürütülmüş olması, bu suçun organize nitelik taşıması, başvurucunun tutumu, toplanması ve değerlendirilmesi gereken delillerin çeşitliliği, kapsamı ve içeriği ile başvurucu dâhil toplam 114 sanık hakkında yargılama yapılmış olmasının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
15. 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun’da değişiklik yapan 2/3/2024 tarihli ve 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine makul süre şikâyetlerinin Tazminat Komisyonu tarafından inceleneceği düzenlenmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi Ahmet Kartalkuş kararında ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna ulaşmıştır (Ahmet Kartalkuş, B. No: 2019/39635, 19/3/2024). Somut başvuruda, anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.