logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Selim Arıdıcı [1. B.], B. No: 2022/93870, 14/10/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SELİM ARIDICI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/93870)

 

Karar Tarihi: 14/10/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hüseyin ERAL

Başvurucu

:

Selim ARIDICI

Vekili

:

Av. Abdullah ÖREN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddia ve savunmaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının, başvurucunun usule ilişkin imkânlar bakımından zayıf duruma düşürülmesi nedeniyle de silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Başvuruda ayrıca adil yargılanma hakkının farklı güvencelerinin ihlal edildiği iddiası da bulunmaktadır.

2. Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsü doğrultusunda Hakkâri Otluca Dağ ve Komando Tugay Komutanlığında (Tugay) yaşanan olaylar nedeniyle o tarihte binbaşı olan başvurucu hakkında Anayasa'yı ihlal suçunu işlediği şüphesiyle soruşturma başlatmıştır.

3. Başsavcılık, soruşturma kapsamında darbe teşebbüsünün yaşandığı gün Tugayda gerçekleşen olaylar doğrultusunda birçok askerî personelin ifadesine başvurmuştur. Bu kapsamda bilgisine başvurulan Ö.K., başvurucunun darbe teşebbüsü günü Otluca isimli WhatsApp grubu kurduğunu ve bu grup üzerinden yazışmalar yaptığını beyan etmiştir. Bilgi sahibi R.E.nin de başvurucunun kurduğu WhatsApp grubuyla ilgili birtakım beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.

4. Diğer taraftan Tugayda yaşanan olaylar kapsamında düzenlenen tutanakta, başvurucunun 16/7/2016 tarihinde saat 00.26 itibarıyla şehir merkezine İHA uçurulmasına yönelik talimat verdiği belirtilmiştir. Soruşturmada temin edilen WhatsApp yazışmalarında, başvurucunun 15 Temmuz 2016 tarihinde saat 16.16'da askerî personelin bulunduğu gruba attığı mesajın “Lütfen askeri bilgi, belge ve operasyonlarla ilgili resimleri, cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarınızda varsa siliniz” şeklinde olduğu ve yine gruba diğer sanık tarafından atılan "...Mini İHA kalkış yaptı istikamet hakkari şehir merkezi" şeklindeki mesaja ise başvurucunun bu defa “Tespit ettiğiniz hareketliliği buradan bildirin" şeklinde cevap verdiği anlaşılmaktadır.

5. Başvurucu, soruşturma aşamasındaki beyanlarında özet olarak Tugayda istihbarat şube müdürü olarak görev yaptığını, televizyondan gördüğü olaylar üzerine Tugay komutanı olan şüpheli A.O.yu aradığını, yapılan konuşma üzerine Tugay harekât merkezine gittiğini, harekât merkezinde diğer şüphelilerle birlikte olayları takip ettiğini, daha sonra şüpheli A.O.nun sıkıyönetim emri geldiğini söylediğini beyan etmiştir. Başvurucu ayrıca Hakkâri Merkez'de polislere ait hareketlilik gözlendiğinin tespit edilmesi üzerine kendisinin şüpheli A.O.ya hitaben "...komutanım kışlamıza yönelik bir tehdit olacaksa kışla üzerinde mini İHA uçuralım" şeklinde teklifte bulunduğunu, komutanın kabul etmesi üzerine başçavuş olan M.B.yi arayarak İHA uçurulması yönünde emir verdiğini, bir süre sonra İHA'nın görüntü alamaması üzerine İHA'nın Tugaya döndüğünü, WhatsApp grubunu Tugaydaki toplantı, maaş gibi konularda bilgi sahibi olunması amacıyla kurduğunu, grupta askerî bilgi ve belge kalmaması amacıyla da silinmesine yönelik mesaj attığını beyan etmiştir.

6. Başvurucu, Anayasa'yı ihlal suçunu işlediği şüphesiyle 20/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış; 24/7/2016 tarihinde ise tutuklanmıştır.

7. Soruşturma kapsamında;

i. Şüpheliler Mu.Ö. ve Ö.A.nın; Tugay komutanı olan A.O.nun sıkıyönetim ilan edildiğini ve kendisinin de sıkıyönetim komutan yardımcısı olduğunu beyan etmesinden sonra başvurucunun İHA uçurmayı teklif ettiğini, A.O.nun da kabul etmesi üzerine başvurucunun birilerini aradığını, ayrıca başvurucunun "...darbeden bahsediliyorsa silahlar çatışacaktır." şeklinde sözler söyledikten sonra silahına tam dolduruş yaptığını,

ii. Şüpheli U.K.; başvurucunun Tugay Komutanı'na Hakkâri Merkez'e İHA uçurmayı teklif etmesi üzerine Komutan'ın da bunu kabul ettiğini,

iii. Şüpheli A.D.; Tugaydaki harekât merkezinde yapılan toplantıya katılanlar arasında başvurucunun da bulunduğunu,

iv. Şüpheli S.Ç.; Otluca isimli WhatsApp grubunun darbe teşebbüsü günü başvurucu tarafından kurulduğunu, harekât merkezinde yapılan toplantıda Tugay Komutanı'nın sıkıyönetim ilan edildiğini beyan ettiğini, başvurucunun sevinçli olduğunu, "Şayet polis ateş ederse biz de ederiz." dediğini,

v. Şüpheli M.B.; İHA operatörü olarak görev yaptığını, şüpheli E.T.nin kendisini arayarak Hakkâri Merkez'e İHA uçuşu yapmalarını ve özellikle polis ve emniyet hareketliliğini takip etmelerini istediğini, şüpheli M.B. daha sonra Cumhuriyet Savcılığına sunduğu dilekçesinde ise Hakkâri'ye yapılan İHA uçuşundan sonra uçuş güzergâhının onaylanmasına ilişkin yazıyı inceleyen şüpheli H.B. ve başvurucunun uçuş güzergâhını tugay çevresi olarak değiştirdiklerini,

 vi. Şüpheli E.T.; Tugay harekât merkezindeki toplantıdan sonra başvurucunun kendisini arayarak Hakkâri Merkez'e yönelik İHA uçuşu için hazırlık yapılmasını emrettiğini,

vii. Şüpheli A.O.; Hakkâri Merkez'e İHA uçurulmasına ilişkin emri, merkezdeki durumu izlemek ve konvoy güzergâhına yönelik saldırı gibi durumları tespit etmek amacıyla verdiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.

8. Başvurucu ve diğer şüphelilerin, birbirleri ve darbe teşebbüsü kapsamında hakkında işlem yapılan kişilerle ilgili irtibatlarının tespiti bakımından HTS kayıtları temin edilmiştir. Başvurucunun ByLock kullanıcısı olmadığına ilişkin sorgu raporu dosyaya gönderilmiştir. Diğer taraftan idari tahkikat raporu da dosyaya eklenmiştir. İdari tahkikat raporunda, sıkıyönetim direktifi kapsamında başvurucunun olay günü mini İHA'nın uçurulması emrinin verilmesi ve icrası konularında görev yaptığı belirtilmiştir.

9. Başsavcılık, başvurucunun Anayasa'yı ihlal suçundan cezalandırılması talebiyle 4/5/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle başvurucunun 15 Temmuz darbe teşebbüsünün henüz bilinmediği aşamada kurmuş olduğu WhatsApp grubunda “Lütfen askeri bilgi, belge ve operasyonlarla ilgili resimleri, cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarınızda varsa siliniz” şeklinde mesaj attığı, bu mesajın başvurucunun darbe girişiminden önceden haberdar olduğunu gösterdiği, Tugay Komutanı A.O. tarafından ilan edildiği belirtilen sıkıyönetim direktiflerini uyguladığı, bu doğrultuda merkezdeki polis hareketliliğini gözlemlemek için il merkezine İHA uçurulmasını sağladığı ve yine Hakkâri Merkez'e inmek üzere hazırlık yaptığı belirtilerek atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.

10. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkeme, 22/5/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- başvurucu ve diğer sanıkların başka şehirlerde bulunmaları ve Hakkâri'ye gelmelerinin güvenlik bakımından sakınca doğuracak olması nedeniyle davanın naklinin gerekip gerekmediği yönünden Adalet Bakanlığına yazı yazılmasına, başvurucu hakkındaki ByLock kaydı ile Bank Asya hesap hareketlerinin araştırılmasına, gizli tanık ile tanıklar Ö.A., Mu.Ö., R.E., Mü.Ö., Y.A. ve Ö.D.nin dinlenmelerine yönelik işlem yapılmasına karar verilmiştir.

11. Yargılama on iki celsede tamamlanmıştır. Birinci celse öncesinde Adalet Bakanlığı görüşü doğrultusunda Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından verilen 18/7/2017 tarihli karar ile davanın nakli talebinin reddine karar verilmiştir. Davanın nakli talebinin reddine dair karar sonrasında Mahkemece başvurucu ve diğer tutuklu on yedi sanığın bulundukları ceza infaz kurumlarından aynı anda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yolu ile dinlenmelerinin mümkün olmaması nedeniyle 21/8/2017 tarihli celsede bizzat hazır edilmelerine karar verilmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) 17/8/2017 tarihli yazısı ile dosya kapsamında tutuklu bulunan tüm sanıkların Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildiklerini bildirmiştir. Bu doğrultuda Mahkemece başvurucunun duruşmada bizzat hazır edilmesine yönelik ara kararından vazgeçilmiş ve başvurucunun SEGBİS vasıtası ile hazır edilmesine karar verilmiştir. Başvurucu müdafii ise 28/7/2017 tarihli dilekçesi ile başvurucunun duruşmaya bizzat getirilmesini talep etmiştir.

12. Birinci celseye başvurucu, SEGBİS vasıtası ile katılmıştır. Başvurucu müdafii, kimlik tespitinden sonraki aşamada sağlıklı bir savunma yapabilmeleri için başvurucunun Mahkeme huzurunda bulunmasının sağlanması gerektiğini beyan etmiştir. Başvurucu da SEGBİS'te savunma yapmayacağını ifade etmiştir. Mahkeme, başvurucunun duruşmada hazır edilmesinin güvenlik açısından sakıncasının bulunmaması hâlinde Mahkemede bizzat hazır edilmesine, istinabe mahkemeleri tarafından dinlenmesine karar verilen tanık beyanlarının dönüşlerinin beklenmesine, gizli tanığın dinlenmesine yönelik yeniden işlem yapılmasına ve yine gizli tanığa sorulması istenen soruların bildirilmesi için sanıklara süre verilmesine karar vermiştir.

13. İkinci celse öncesinde başvurucu müdafii tarafından sunulan 1/11/2017 tarihli dilekçe ile bu defa başvurucunun duruşmaya SEGBİS yoluyla katılmasının sağlanması talep edilmiştir. Mahkeme talep doğrultusunda başvurucunun SEGBİS yoluyla hazır edilmesine yönelik işlem yapmıştır. Diğer taraftan Mahkeme 27/11/2017 tarihli müzekkere ile Tugayda görevli askerlerin rütbe ve isim listesi ile 15 Temmuz'dan sonra görev yapan beş kişinin isimlerinin bildirilmesini istemiştir.

14. İkinci celsede -ve diğer celselerde- başvurucu, SEGBİS vasıtasıyla hazır bulunmuştur. Başvurucu savunmalarında özet olarak WhatsApp yazışmalarının tamamının incelenmemesinin gerçeğin ortaya çıkmasını engellediğini, mini İHA uçurma amacının konvoy güvenliği için olduğunu, karargâhta harita ile dolaşmadığını, silah kullanmadığını, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir. Aynı celsede başvurucuyla birlikte yargılanan bir kısım sanık da savunmalarını yapmışlardır. Diğer sanıkların başvurucunun da hazır bulunduğu celsede başvurucu hakkındaki beyanları özetle şu şekildedir:

i. Sanık A.D.; Tugay harekât merkezindeki toplantıya başvurucunun da katıldığını, sanık A.O.nun burada sıkıyönetim ilan edildiğini ve kendisinin sıkıyönetim komutan yardımcısı olduğunu beyan ettiğini,

ii. Sanık A.O.; başvurucunun merkeze gidecek konvoyun tehditle karşılaşmaması için mini İHA uçurmayı teklif ettiğini, kendisinin de bunu kabul ederek emir verdiğini,

iii. Sanık E.T.; sıkıyönetim ilanı hakkında bilgisi olmadığını, başvurucunun kendisinden mini İHA'yı hazır etmesini istediğini, şehir merkezine ve emniyet müdürlüğüne uçuş yapılacağını söylediğini,

iv. Sanık S.Ç.; muhabere merkezine gelen evrakın kanunsuz emir içerdiğini komutanlara söylediğini, sanık A.O.nun harekât merkezindeki toplantıda sıkıyönetim ilan edildiğini beyan ettiğini, toplantıda başvurucunun da olduğunu, mesaj grubunun darbe teşebbüsü günü başvurucu tarafından kurulduğunu beyan etmiştir.

15. İkinci celse sonunda Mahkeme; yapılacak olan bilirkişi görevlendirmesi amacıyla hakkında soruşturma bulunmayan beş askerî personelin bildirilmesi amacıyla Tugay ve Hakkâri İl Jandarma Komutanlığına yazı yazılmasına, taraflara bilirkişiye sorulmasını talep ettikleri soruları sormaları için süre verilmesine ve yine tanık beyanlarının dönüşlerinin beklenmesine karar vermiştir. 12/12/2017 tarihinde resen açılan celsede darbe girişimi tarihinde kolordu komutanı olan tanık İ.M.T. dinlenmiştir. Tanık, darbe teşebbüsü günü sanık A.O.yu aradığını ancak ona ulaşamadığını beyan etmiştir. Diğer taraftan bilirkişi heyetinde görev yapabilecek beş kişilik askerî personel listesi de Mahkemeye gönderilmiştir.

16. Mahkeme üçüncü celsede savunması alınamamış olan sanıklarla ilgili işlemler yapmış ve yine keşif icrası ile bilirkişi incelemesi yapılıp yapılmayacağı hususlarının resen değerlendirilmesine karar vermiştir. Başvurucu, dördüncü celseye SEGBİS yolu ile katılmıştır. Aynı celsede dinlenen sanık Y.K.nın savunmasının başvurucuyla ilgili kısmı şu şekildedir:

"Olay akşamında [E.T.], [M.B.yi] aradı. 'Sistemi hazırlayın uçuş yapacaksınız' diye emir vermiş, bizde önce mini İHA'yı hazırladık ve daha sonra beklemeye başladık. [E.T.] ikinci kez aradığında, 'not al uçuş güzergahı olarak şehir merkezi, emniyet müdürlüğü vepolis zırhlı araçlarında haraketlilik var mı ona bıkalacak' dedi. ... Ben genel uygulama gereği mini iha uçurulması emrini istihbarat şube müdürü verdiğinden Selim ARIDICI'nın [başvurucu] verdiğini düşündüm. O akşam bana veya [M.B.ye] Selim ARIDICI'nın doğrudan bir emri olmadı."

17. Başvurucu ise mini İHA uçurulmasının Tugayın güvenliği için alınan bir tedbir olduğunu, görüntü kaydı yapılamadığını ifade etmiştir. Mahkeme, dinlenmeyen tanık beyanlarının tamamlanmasına yönelik işlem yapılması, 15 Temmuz öncesinde Hakkâri il merkezinde İHA uçurulup uçurulmadığına yönelik kayıtların ve muhabere yoluyla gönderilen sıkıyönetim emirlerinin istenmesi amacıyla celseyi ertelemiştir. Aynı celsede dinlenen sanık E.T.nin beyanları ise şu şekildedir:

"Selim Arıdıcı [başvurucu] ilk aradığında bana 'mini ihacılar hazır olsunlar' diye söz söyledi. İkinci aramasında 'şehir merkezinde mini iha uçuraca[ğı]z.' Şehir merkezine, emniyet müdürlüğü ve polis noktalarına uçuş yapılacağını söyledi. [M.B.ye] Şehir merkezi, emniyet müdürlüğü ve polis noktalarına uçuş yapılacağını ben ilettim."

18. Beşinci celse öncesinde başvurucuya ait Bank Asya hesabının bulunmadığına dair yazı cevabı dosyaya gönderilmiştir. Başvurucunun SEGBİS aracılığıyla hazır bulunduğu beşinci celsede dinlenen sanık M.B.; sanık E.T.nin kendisini arayarak mini İHA uçurulacağına dair emir verdikten sonra "...uçuş güzergahlarını veriyorum. dedi, kendisi bize Hakkâri Şehir merkezi, Polis kontrol noktaları ve polis zırhı araçlarında bir haraketlilik var mı ona bakacaksınız." dediğini, ayrıca WhatsApp grubuna İHA'dan görüntü alınamadığını yazdığında başvurucunun kendilerine "Yüksekten uçurun." şeklinde cevap yazdığını ancak yine de görüntü alamadıklarını, İHA'nın komutlarını algılamadığını ve İHA'nın kendiliğinden acil iniş prosedürünü uygulamaya başladığını beyan etmiştir. Başvurucu ise sanık M.B.nin beyanlarının çelişkili olduğunu, İHA'nın belirtilen mesafeden zaten görüntü alamayacağını, mini İHA'nın güvenlik için uçurulduğunu beyan etmiştir. Celsede ayrıca tanık Ö.A. SEGBİS yolu ile dinlenmiştir. Tanık Ö.A.; sanık A.O.nun sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğinde başvurucunun da bulunduğunu, nizamiyedeki askerlere mühimmat dağıtıldığını gördüğünü beyan etmiştir. Mahkeme, istinabe mahkemelerinin cevaplarının beklenmesi amacıyla celseyi ertelemiştir.

19. Altıncı celse öncesinde tanıklar A.Ş. ve Mu.Ö.nün istinabe mahkemesi tarafından alınan beyanları dosyaya gönderilmiştir. A.Ş., harekât merkezindeki toplantıya katılmadığını ancak toplantıya katılan E.Ö.nün kendisine anlattığına göre toplantıda sıkıyönetim bildirisinin okunduğunu beyan etmiştir. Tanık Mu.Ö.nün beyanlarının alındığı istinabe mahkemesindeki duruşmada başvurucu müdafii hazır bulunmuştur. Tanık Mu.Ö.; Tugay Komutanı sanık A.O.nun harekât merkezinde sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini, başvurucunun da bunu yinelediğini, başvurucunun harita almadığını, mini İHA'nın gece görüşünde ayrıntı tespiti yapmasının zor olduğunu, soruşturma aşamasındaki beyanlarının doğru olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca 15 Temmuz öncesinde üç defa mini İHA uçurulduğuna dair yazı cevabı dosyaya gönderilmiştir.

20. Altıncı celsede tanık beyanları başvurucuya okunmuştur. Başvurucu, tanık A.Ş.nin mahkeme huzurunda dinlenmesini talep etmiştir. Mahkeme İHA operatörlüğü konusunda uzman olan, bilgisine başvurulabilecek ve bilirkişilik yapabilecek kişi bulunup bulunmadığının Yüksekova Tümen Komutanlığından sorulması ve dinlenmeyen tanık beyanlarının dönüşlerinin beklenmesi amacıyla celseyi ertelemiştir.

21. Celse arasında kendisi hakkında yürütülen soruşturma kapsamında başvurucu aleyhine beyanda bulunan İ.K.nın başvurucu ile birlikte aynı sohbet grubunda olduklarına dair beyan ve teşhisi ile istinabe mahkemesi tarafından dinlenen tanık R.E.nin beyanları dosyaya gönderilmiştir. Tanık R.E.; Tugayda askerî bir hareketlilik gördüğünü, başvurucunun Tugaya ait WhatsApp grubundan darbe ile ilgili mesaj paylaştığını ve darbenin meşru olduğunu gruba yazdığını beyan etmiştir. Mahkeme yedinci celsede tanık beyanlarını başvurucuya okumuştur. Başvurucu, tanık anlatımlarını ve teşhisi kabul etmediğini beyan etmiştir. Duruşmada dinlenen tanık F.G. ise Tugay Komutanı sanık A.O.nun yaptığı toplantıya başvurucunun da katıldığını, sıkıyönetim ilan edildiğinin konuşulduğunu beyan etmiştir. Başvurucu soruşturma aşamasında dinlenen Mü.Ö.nün tanık olarak dinlenmesini talep etmiştir. Mahkeme; diğer sanıklar ve başvurucuyla ilgili bilgi sahibi kişilerin istinabe mahkemeleri tarafından dinlenmesine, tanık İ.K.nın SEGBİS yoluyla dinlenmesi amacıyla işlem yapılmasına, mini İHA'nın kullanımına ve teknik donanımına ilişkin 15/11/2018 tarihinde keşif icra edilmesine ve yine bu hususta bilirkişi raporu düzenlenmesine karar vermiştir.

22. Mahkeme celsede tefhim edilen tarihte keşif icra etmiştir. Başvurucu müdafii yapılan keşfe katılmamıştır. Keşif sonrasında düzenlenen 11/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ile mini İHA'nın teknik özellikleri, görüntü alma yöntemleri açıklanmış ve gece görüşünde 200 metre yükseklikten keşif gözetleme kabiliyetine sahip olduğu, araç hareketliliğini tespit edebileceği, teşhis yapamayacağı ancak 200 metrenin üzerinde ısı kaynağının ne olduğunu tespit edemeyeceği açıklanmıştır.

23. Sekizinci celsede başvurucu ve tanık İ.K. SEGBİS aracılığıyla hazır bulunmuşlardır. Mahkeme celse arasında yapılan keşfe ilişkin tutanak ile bilirkişi raporunu okumuştur. Başvurucu, bilirkişi raporunun 200 metrenin üzerindeki uçuşlarda ısı kaynağının tespit edilemeyeceğini ortaya koyduğunu beyan etmiştir. Tanık İ.K.; 2000 yılına kadar başvurucu ile birlikte mahrem imam Y.D. aracılığıyla örgüte ait eve gidip sohbete katıldıklarını ve sonrasında sadece bir iki defa bayramlaşma amacıyla iletişimlerinin olduğunu beyan etmiştir. Başvurucu, tanığın eski tarihe ilişkin ayrıntılı beyan vermesinin mümkün olmadığını ifade etmiştir. Mahkeme tanık Y.A.nın dinlenmesi amacıyla istinabe mahkemesine yazı yazılmasına ve başvurucuya tanığa sorulmasını istediği soruları sunması için süre verilmesine karar vermiştir.

24. 25/2/2019 tarihli celse öncesinde tanık Y.A.nın istinabe mahkemesi tarafından alınan beyanları gönderilmiştir. Tanık Y.A., başvurucunun kışla içinde kendisine Genelkurmay Başkanlığından gelen emre göre sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini ancak başvurucunun kendisine emir vermediğini ifade etmiştir. Onuncu celsede tanık Y.A.nın beyanları başvurucuya okunmuştur. Başvurucu ve müdafii dinlenen tanık beyanlarına yönelik itirazlarını ileri sürmüşlerdir. Mahkeme dinlenmeyen tanık beyanlarının tamamlanması amacıyla celseyi ertelemiştir.

25. Cumhuriyet savcısı celse arasında binbaşı rütbesi ile görev yapan başvurucunun darbe teşebbüsü öncesinde kurmuş olduğu WhatsApp grubuna gönderdiği kayıtların silinmesine yönelik mesajı nedeniyle darbe teşebbüsünden önceden haberdar olduğu, sanık A.O. tarafından kendisine bildirilen direktifleri yerine getirdiği ve alt rütbedeki askerlere ilettiği, uçuş yasağı olmasına rağmen mini İHA uçurduğu dikkate alınarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan cezalandırılmasına yönelik esas hakkında mütalaasını sunmuştur. Başvurucu müdafii mütalaaya karşı yazılı savunmalarını celse öncesinde Mahkemeye sunmuştur. Diğer taraftan tanık Mü.Ö. istinabe mahkemesi tarafından başvurucunun SEGBİS yolu ile katıldığı duruşmada dinlenmiştir. Mü.Ö. istinabe mahkemesindeki beyanlarında; Hakkâri il jandarma komutanı olan sanık D.D.nin kendisine "Darbe oldu." dediğini ve olay gecesi başvurucunun elinde harita ile komutanın odasına girip çıktığını beyan etmiştir. Başvurucu, harita olayını sadece Mü.Ö.nün anlattığını ve beyanları kabul etmediğini ileri sürmüştür.

26. On birinci celse başvurucu müdafii önceki savunmalarını tekrar etmiştir. Ayrıca tanıkların Mahkeme huzurunda dinlenmesine ve toplanmasını talep ettiği delillere ilişkin açıklamalarda bulunmuştur. Mahkeme kovuşturmanın genişletilmesine yönelik taleplerin "Dosyanın esasına doğrudan katkı sunmayacağı" gerekçesi ile reddine karar vermiştir. Cumhuriyet savcısı celse arasında sunduğu yazılı mütalaayı tekrar etmiştir. Mahkeme talep doğrultusunda başvurucu ve sanıklara esas hakkında savunma yapmaları için süre vererek celseyi ertelemiştir. Başvurucu on ikinci celsede yapmış olduğu savunmasında; WhatsApp grubundaki mesajların darbe teşebbüsünden haberdar olduğunu göstermeyeceğini, İHA uçuş talimatının darbe ve sıkıyönetimle ilgili olmadığını, güvenlik amacıyla uçuş yapıldığını ve uçuş yasağının sonraki saatte bildirildiğini beyan etmiştir.

27. Mahkemece başvurucunun sabit kabul edilen Anayasa'yı ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararın başvurucuyla ilgili kısmı şu şekildedir:

"... Olay tarihinde binbaşı rütbesiyle görev yapan sanığın [başvurucu] rütbesi göz önüne alındığında askerliği profesyonel olarak icra eden ve ordu içerisindeki hiyerarşide 'subay' ünvanıyla yer alan bir asker olduğu görülmektedir. Hiyerarşiye dahil olan, rütbe ve konumuyla sorumluluk altında olan bir askerden bu konumuna uygun davranması, rütbe ve konumunun gerektirdiği davranışlarda bulunması beklenir. Bu bağlamda sanığın TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümleri nazara alınarak suç kastı ile hareket etmediği yönünden değerlendirme yapılamayacağı, Anayasanın 137/2, TCK 24/3, 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanununun 41/2-3 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanığın konusunu suç teşkil eden emri yerine getirdiği ve ortak hakimiyet alanı içerisinde hareket ederek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eylemine iştirak ettiğinin kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

...

Mahkememizce oluşan kanaat, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü askeri mensupları ve birlikçilerince ülke genelinde yapılan, cebir ve şiddet kullanarak Anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eylemlerinin bir parçası olarak sanığın OTLUCA isimli whatsapp grubunda bulunanlara 'Lütfen askeri bilgi, belge ve operasyonlarla ilgili resimleri, cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarınızda varsa siliniz' şeklinde mesaj atmasının, darbe teşebbüsünden kısa bir süre önce olması göz önüne alındığında, savcılığımız da sanığın darbe ihtimalinden haberdar olduğu izlenimini yarattığı iddiası irdelendiğinde; her ne kadar sanığın darbe girişiminden kısa bir süre önce OTLUCA isimli whatsapp grubunda bulunanlara 'Lütfen askeri bilgi, belge ve operasyonlarla ilgili resimleri, cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarınızda varsa siliniz' şeklinde mesaj atması, Cumhuriyet savcılığında sanığın darbeden önceden haberdar olduğuna ilişkin bir kuşku uyandırmış ise de; mesaj içeriği ve dosyadaki tüm deliller incelenip birlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamında ve kovuşturma süresince savcılığın bu kuşkusunu haklı çıkaracak her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı başkaca delil bulunamadığından ve başkaca delile ulaşılamadığından bu konudaki iddia mahkememizce sübut görülmemiş ve sanık aleyhine delil olarak kullanılmamıştır.

Her ne kadar sanık hazırlıkta vermiş olduğu ifadesinde; söz konusu mini İHA uçurma teklifini kışlaya yönelik olası bir tehlikeye önlem almak amacıyla yaptığını, mahkeme aşamasında ise mini İHA uçurma teklifini o anda hareket halinde bulunan Tugay'a doğru gelmekte olan konvoyun güvenliğini sağlamak amacıyla yapmış olduğu yönünde savunma geliştirmiş ise de sanığın birbiriyle çelişen bu savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir.

Sanık [A.O.nun] Tugayda yapmış olduğu toplantıda sıkıyönetim direktifini astlarına ilettikten sonra Emniyet güçlerinin silahlanarak Tugay'a giden yolları kapattığı, önemli noktaların emniyet görevlilerince tutulduğu bilgisinin alınması üzerine mevcut durumu gözlemlemek, ona göre önlem almak amacıyla Mini İHA uçurulması emrini verdiği ve bunun teklifinin de sanık Selim ARIDICI'dan [başvurucu] geldiği hususu mahkememizce sabit kabul edilmiştir. Dosya kapsamında beyanlarına başvurulan [M.B.], [Y.K.], [A.D.], [Ö.A.], [E.T.], [U.K.], [Ö.D.], [M.A.] ve [Mu.Ö.nün] aşamalardaki birbiriyle tutarlı ve iddianamedeki anlatışa uygun ifadeleri de bu hususu onaylamıştır. Verilen emirde açıkça meskun mahal olan şehir merkezi ve özellikle emniyet güçlerine ait noktaların izlenmesinin istenilmesine, o tarihte Genelkurmay Başkanlığı tarafından uçuş yasağı ilan edilmesine, suç saati esas alındığında uçuş yasağının olay günü saat 18.19 civarında Tugay'a bildirilmesine rağmen sanığın bu yönde bir eylemde bulunulması yönünde önce teklifte bulunduğu teklifin kabul edilmesi üzerine de kanunsuz emri telefonla ulaştığı [E.T.] isimli sanığa verdiği mahkememizce sabit kabul edilmiştir.

Mahkememizce oluşan kanaat, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü askeri mensupları ve birlikçilerince ülke genelinde yapılan, cebir ve şiddet kullanarak Anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs eylemlerinin bir parçası olarak sanığın, [A.O.], [E.Ş.], [D.D.], [Y.Ö.], [H.B.] ve [Ş.A.] gibi rütbeli ve kurmay olan askerlerle Hakkâri şehir merkezine inmek üzere hazırlık yapmaya başladıkları, ayrıca sıkıyönetim direktifi adı altındaki darbe teşebbüsüne yönelik kanuna aykırı emirleri altında bulunan askerlere ilettiği iddiası irdelendiğinde; gerek sanığın ikrarı ve gerekse dosya kapsamındaki diğer bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın olay gecesi üst rütbeli subaylarla birlikte toplantıya katıldığı mahkememizce sabit kabul edilmiştir. Tanıklardan [R.E.nin] hazırlıkta vermiş olduğu ifadesinde sanığın whatsApp grubundan mesaj atarak, mesajında ülkede darbe olduğunu ve bu darbenin de meşru olduğunu söylediğine dair beyanları, yine tanıklardan [A.Ş.nin] toplantıda bulunan Selim ARIDICI'nın darbeye karşı koyma çağrısında bulunan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına yönelik olarak "anasını avradını si... adamı, o... çocuğu" şeklinde küfürler ettiğini duyduğuna dair beyanları, yine tanıklardan [Mu.Ö.nün] sanık Selim ARIDICI'nın mini İHA uçurma teklifinin Tugay Komutanı sanık [A.O.] tarafından kabul edilmesinden sonra sanığın silahını doldur-boşalt yaparak kullanıma hazır hale getirdiğini gördüğüne dair beyanları, sanık [S.Ç.nin] Selim ARIDICI'nın sevinçli olduğu, şayet polisin bize ateş etmesi halinde biz de ateş ederiz şeklinde ifadelerde bulunduğuna dair beyanları, [Mü.Ö.nün] sanık Selim ARIDICI'nın elindeki haritalarla Tugay Komutanının odasına girip çıktığını gördüğüne dair beyanları dikkate alındığında sanığın darbe girişimini sahiplenerek aktif bir biçimde eyleme dönüştürdüğü kanaatine ulaşılmıştır.

Dosyada dinlenen [Ü.B.nin] sanık Selim ARIDICI'nın emir silsile içerisinde darbe girişimi olduğu ve sabah 03.00'e kadar tüm hazırlıkların yapılmasını emrettiği şeklindeki beyanları, [S.Ç.nin] sanık Selim ARIDICI'nın darbenin emir komuta içerisinde gerçekleştiğini söylediğine dair beyanları, [Y.A.nın] sanık Selim ARIDICI'nın gelerek darbenin emir komuta içerisinde gerçekleştiğini, ailelerimize ulaşarak sokağa çıkmalarına engel olmamızı istediği yönündeki beyanları dikkate alındığında sanığın eylem ve emirlerinin yapılan eylemleri sahiplenme, kabullenme, girişilen darbe girişiminden kendine pay çıkararak sorumluluk alma, girişimin başarıya uluşması için gerektiğinde eylemlerde bulunmak için hazırlık yapmaya başlama veya bu yönde emir verme şeklinde tezahur ettiği kanaatine ulaşılmıştır.

Dosya kapsamında ifadelerine başvurulan tanık [Y.D.nin] sanık Selim ARIDICI ile FETÖ/PDY'nin örgütsel toplantılarında bir kaç kez buluştukları ve toplantı yaptıkları beyanları ile tanık [İ.K.nın] sanık Selim ARIDICI ile aynı dönem subay oldukları ve sanığı örgüt üyesi olarak gördüğü beyanları dosyadaki diğer tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığı FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

Dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın iştirak ettiği toplantılarda sözde darbe girişiminin başarıya ulaşması için icrai niteliğe haiz bir kısım kararların alınması, alınan kararların ilgili komutan düzeyindeki diğer asker kişilere bildirilmiş olması, bu emirler doğrultusunda fiili eylemlerin gerçekleştirilmiş olması ( mini İHA uçurulması, helikoptere yakıt ikmalinin yapılması, havan topl[a]rına koordinatların girilmesi, silahlı ve teçhizatlı bir şekilde içtima yapılması vs...) sanığın kanuna aykırı olarak verilen, cebir ve şiddet içeren emirleri yerine getirme noktasında tereddüt göstermeden icraata başladığı, girişilen teşebbüsü sahiplenme, kabullenme, girişilen darbe girişiminden kendine pay çıkararak sorumluluk alma, girişimin başarıya uluşması için gerektiğinde eylemlerde bulunmak için hazırlık yapmaya başlama ve bu yönde emir verme suretiyle gerçekleştirdiği, emrinde komando statüsünde, silahlı, teçhizatlı ve diğer araçları bulunan asker kişilere emirler vererek yönledirme güç ve kuvvetine sahip bir subay olarak an itibariyle bilgi, birikim, tecrübe ve yetkilerini bu yöne hasrederek üzerine atılı suçu işlediği, tanık beyanlarına göre de örgütle iltisaklı olduğu, sanığın eylemlerinin atılı suçu gerçekleştirecek mahiyeti olduğu kanaatine ulaşılmıştır."

28. Başvurucu; istinaf dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- duruşmada hazır bulundurulmasında ve tanıkların dinlenmesinde doğrudan doğruyalık ilkesine aykırı hareket edildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, deliller toplanmadan karar verildiğini, sadece İdari Tahkikat Tutanağı ile ceza verildiğini belirtmiştir. Başvurucunun istinaf talebi Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince (İstinaf Dairesi) 25/10/2019 tarihinde esastan reddedilmiştir.

29. Başvurucu, İstinaf Dairesi kararına karşı sunmuş olduğu temyiz dilekçesinde istinafta ileri sürdüğü hususlar ile aynı doğrultuda temyiz sebeplerini beyan etmiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi (Ceza Dairesi) Anayasa'yı ihlal suçu yönünden istinaf talebinin esastan reddine ilişkin İstinaf Dairesi kararını "...Gerekçeli kararda tanık [R.E.] ve dosya sanıklarından [Ü.B.nin] anlatımlarının sanık [Ş.K.] yerine Selim Arıdıcı [başvurucu] hakkında olduğu şeklindeki hatalı kabulün dosya kapsamı değerlendirildiğinde sonuca etkili görülmediği" belirtmek suretiyle 30/6/2022 tarihinde onamıştır.

30. Başvurucu, nihai hükmü 29/9/2022 tarihinde öğrendikten sonra 26/10/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

31. Komisyon; başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne, adil yargılanma hakkı dışındaki şikâyetlerinin kabul edilemez olduğuna ve adil yargılanma hakkına ilişkin şikâyetlerinin kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

32. Başvurucu; lehine olan tanık anlatımlarına kararda yer verilmemesi, dinlenmeyen tanıkların dinlenmiş gibi gösterilmesi ve aşamalarda ileri sürdüğü davanın sonucuna etkili itiraz ve savunmalarına ayrı ve açık yanıt verilmemesi nedenleriyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

33. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, yapılacak incelemede ilk olarak kabul edilebilirlik şartlarının incelenmesinin gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

34. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.

35. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, kişilerin hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve bu amaca uygunluk yönünden yargılamanın denetlenmesini amaçlamaktadır. Mahkeme kararlarının, davanın temel maddi ve hukuki sorunları ile taraflarca ileri sürülen ve davanın sonucunu etkileyen iddia ve itirazlar hakkında delillerle bağ kurulmak suretiyle yeterli gerekçe içermesi zorunludur. Uyuşmazlığın hukuki ve maddi sorunlarıyla ilgisiz değerlendirmelere kararda yer verilmesi de gerekçeli karar hakkıyla bağdaşmamaktadır. Karar gerekçesinin belirtilen unsurları taşıması, yargılamanın adil yargılanma hakkı güvencelerine uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğinin taraflarca öğrenilmesini sağladığı gibi ayrıca demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir (bazı eklemeler ve farklılıklarla birlikte bkz. Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

36. Diğer taraftan kanun yolu incelemesi yapan merciin, yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya aynı atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterli görülebilir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince karşılanmayan veya ancak ilk defa kanun yolu merciine ileri sürülebilecek nitelikteki esaslı iddia ve itirazların kanun yolu merciince de değerlendirilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açabilir (bazı eklemeler ve farklılıklarla birlikte bkz. Mehmet Yavuz [1. B.], B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51).

37. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkı bağlamındaki görevi uyuşmazlığın esası yönünden önem taşıyan meselelere ilişkin olarak yargı mercilerinin ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koyup koymadıklarının incelenmesinden ibarettir. Anayasa Mahkemesinin yargı merciinin gerekçelerinin hukuka uygun olup olmadığını denetleme gibi bir görevi bulunmadığı gibi söz konusu kararlardaki hukuka aykırılıkları gidermek de görevi değildir (Halit Kabadağ [1. B.], B. No: 2019/3589, 23/11/2021, § 30).

38. Somut olayda Mahkemece gerekçeli kararda; dosya kapsamındaki sanığın savunması, İdari Tahkikat Tutanağı, karargâhta yaşanan olaylara ilişkin düzenlenen 21/7/2016 tarihli tutanak, başvurucunun birlikte yargılandığı diğer sanıkların anlatımları ve tanık beyanları ayrı ayrı belirtilerek ilgisi açısından tercih edilen görüş ve değerlendirmeler açıklama yapılmak suretiyle ortaya konulmuştur. Mahkeme, suçun ispatı açısından yeterli görmediği delillere -WhatsApp yazışmalarına- ve yine başvurucunun savunmalarına itibar edilmeme gerekçesini de ayrıca açıklamıştır.

39. Diğer taraftan başvurucu, kendisi hakkında beyanda bulunmayan ve Mahkemece dinlenmeyen bir kısım tanık beyanının dinlenmiş gibi kararda yer almasından da şikâyet etmektedir. Kanun yolu incelemesi yapan mercinin, yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması hâlinde kararını ayrıntılı olarak gerekçelendirmemesi -kural olarak- gerekçeli karar hakkına ve dolayısıyla adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil etmez. Bununla birlikte kanun yolu incelemesinde ayrı ve açık bir yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların itiraz veya temyiz mercilerince cevapsız bırakılmış olması bir hak ihlaline neden olabilir. Bu durumda gerekçeli karar hakkına yönelik şikâyetin kanun yolu aşamasında da giderilebileceğini söylemek mümkündür. Somut olayda başvurucunun dinlenmemiş tanık beyanlarına ilişkin ileri sürdüğü temyiz sebebi Ceza Dairesi tarafından "sonuca etkili görülmediği" belirtilmek suretiyle karşılanmıştır (bkz. § 29). Mahkemece somut olay kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde sonuca etkili olabilecek tüm iddia ve savunmaların tartışıldığı ve yine kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararda da değerlendirme konusu hüküm ve gerekçenin uygun bulunduğu dikkate alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.

40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

41. Başvurucu; askerî yönden değerlendirme yapılabilmesi amacıyla bilirkişi raporu alınması gerektiğini, İHA uçuşu ve havan toplarının koordinat hesabıyla ilgili düzenlenen bilirkişi raporlarının yeterli olmadığını, bilirkişi raporlarının kendisine tebliğ edilmediğini ve delil toplanmasına yönelik taleplerinin reddedildiğini belirterek silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

42. Bakanlık görüşünde, yapılacak incelemede ilk olarak kabul edilebilirlik şartlarının incelenmesinin gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

43. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmiştir.

44. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen iddialara ilişkin birçok başvuruda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetlerin Anayasa Mahkemesi tarafından incelendiği, başvuruculara delillerini sunma ve inceletme noktasında mahkemelerce uygun imkânların tanınması gerektiği, tarafların dinlenilmemesi ve taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesinin yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hâle gelmesine neden olabileceği vurgulanarak ilgili Anayasa kurallarının yorumlandığı anlaşılmaktadır (çok sayıda karar arasından bkz. Yaşasın Aslan [2. B.], B. No: 2013/1134, 16/5/2013, §§ 32-37; Yüksel Hançer [1. B.], B. No: 2013/2116, 23/1/2014, §§ 18, 19; Cezair Akgül [1. B.], B. No: 2014/10634, 26/10/2016, §§ 27-31; Ruhşen Mahmutoğlu [1. B.], B. No: 2015/22, 15/1/2020, § 56).

45. Mahkeme ikinci celsede, yapılacak olan bilirkişi incelemesine esas olmak üzere haklarında soruşturma bulunmayan beş kişilik askerî personel bilgilerinin Hakkâri Otluca Tugay Komutanlığı ile İl Jandarma Komutanlığı tarafından bildirilmesine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca başvurucu ve diğer sanıklara bilirkişilere sorulmasını istedikleri soruları yazılı olarak sunmaları için süre vermiştir (bkz. § 15). Personel isimlerinin Mahkemeye bildirilmesi üzerine ise üçüncü celsede keşif icrası ve bilirkişi incelemesi yapılıp yapılmayacağı hususlarının celse arasında resen değerlendirilmesine karar verilmiştir (bkz. § 16). Devam eden altıncı celsede Mahkemece bu defa İHA operatörlüğü konusunda uzman olup bilirkişi olarak görevlendirilebilecek askerî personelin bildirilmesine karar verilmiştir. Bu doğrultuda başvurucu ve müdafiinin de hazır bulunduğu yedinci celsede, havan toplarının koordinat hesaplamasının yapılması ve mini İHA'nın kullanımı ve teknik özellikleri konularında keşif yapılmasına karar verilmiştir. Başvurucu müdafiinin katılmadığı keşif sonrasında düzenlenen Keşif Tutanağı ile İHA'nın teknik özellikleri doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporları sekizinci celsede okunmuştur. Başvurucu, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını aynı celsede ileri sürmüştür (bkz. § 23). Son olarak Mahkeme, başvurucunun kovuşturmanın genişletilmesine yönelik taleplerinin ise kovuşturmanın esasına katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddine karar vermiştir (bkz. § 26).

46. Somut olayda başvurucu, kovuşturma evresinde iddianameye ve soruşturma dosyasında bulunan tüm belgelere erişebilmiş; kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporuyla birlikte diğer sayılan belgelere karşı savunma ve itirazlarını sunma imkânına sahip olmuştur. Aynı zamanda başvurucu yargılama neticesinde hükmolunan mahkûmiyet kararına karşı istinaf ve temyiz kanun yoluna da başvurmuştur. Diğer bir ifade ile başvurucuya bilirkişi raporlarına yönelik itiraz etme fırsatı hem duruşma evresinde hem de istinaf ve temyiz aşamasında tanınmış; başvurucu, raporlarla ilgili karşı argümanları mahkemelere sunma imkânı elde etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun usule ilişkin haklarda zayıf bir duruma düşürülmeksizin dosyadaki delillerden ve bilirkişi raporundan haberdar olduğu, delillere ve rapora ilişkin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

47. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Tanık Sorgulama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

48. Başvurucu, beyanları mahkȗmiyet hükmüne belirleyici ölçüde esas alınan tanıkların kendisinin de hazır bulunduğu duruşmada dinlenmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

49. Bakanlık görüşünde; başvurucunun adil yargılanma hakkı şikâyeti kapsamında belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisinin esasen ilk derece mahkemesine ait olduğu, mevcut bir yargılamada sunulan delilin geçerli olup olmadığını ve delil sunma ve inceleme yöntemlerinin kanuna uygun olup olmadığını denetlemenin Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmadığı belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

50. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

51. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi, tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesinin geçerli bir nedeninin varlığına bakılmalıdır. Ancak buna ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmamış olması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığı değerlendirilmelidir. Sorgulama veya sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu zorlukların telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (Atila Oğuz Boyalı [2. B.], B. No: 2013/99, 20/3/2014, §§ 34-56; Selçuk Demir [2. B.], B. No: 2014/9783, 22/1/2015, §§ 27-46; AZ. M. [2. B.], B. No: 2013/560, 16/4/2015, §§ 45-67; Baran Karadağ [2. B.], B. No: 2014/12906, 7/5/2015, §§ 49-76; Orhan Güleryüz [1. B.], B. No: 2019/30221, 28/12/2021, §§ 33-42; Abdurrahim Balur [2. B.], B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay [1. B.], B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim [2. B.], B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51; Metin Akdemir (2) [1. B.], B. No: 2020/3964, 21/9/2022, § 36; Uğur Özcan [1. B.], B. No: 2021/12137, 26/7/2022, § 40).

52. Mahkeme başvurucunun Anayasa'yı ihlal suçunu işlediğine ilişkin kabulünü üç olguya dayandırmıştır:

i. Başvurucunun ikrarı, tanıklar R.E., A.Ş., Mü.Ö. ve Mu.Ö. ile sanıklar Y.A., Ü.B. ve S.Ç.nin beyanları doğrultusunda başvurucunun olay gecesi üst rütbeli subaylarla birlikte harekât merkezinde gerçekleştirilen toplantıya katıldıktan sonra darbe girişimini sahiplenerek aktif bir biçimde eyleme dönüştürmesi

ii. Sanıklar M.B., Y.K., A.D., E.T., U.K. ile tanıklar Ö.A., Ö.D. ve Mu.Ö.nün beyanlarına göre emniyet güçlerinin silahlanarak Tugaya giden yolları kapattığına ve önemli noktaların emniyet görevlilerince tutulduğuna ilişkin bilginin alınması üzerine mevcut durumu gözlemlemek ve gerekli önlemleri almak amacıyla mini İHA uçurulmasını sağlaması

iii. Tanıklar Y.D. ve İ.K.nın başvurucunun darbe teşebbüsünden önceki dönemde örgütsel toplantılara katılması

53. Başvurucu; birlikte yargılandığı ve aleyhine beyanda bulunan diğer sanıkların kendisi hakkında tanık sıfatıyla vermiş oldukları beyanlar ile tanıklar Ö.A. ve İ.K.nın mahkeme huzurunda alınan beyanlarını sorgulayabilmiştir. Tanık Mü.Ö.nün istinabe mahkemesi tarafından beyanlarının alındığı duruşmaya ise SEGBİS yoluyla katılmış ve tanığı bizzat sorgulayabilmiştir (bkz. § 25). Diğer taraftan tanık Mu.Ö.nün istinabe mahkemesi tarafından beyanlarının alındığı duruşmaya ise başvurucu müdafii katılmıştır (bkz. § 19).

54. Somut olayda Mahkemece tanıklar R.E., A.Ş., Ö.D. ve Y.D.nin istinabe mahkemesi tarafından alınan başvurucu aleyhindeki beyanları celselerde başvurucu ve müdafiine okunmuş ancak tanıkların duruşmada dinlenilmesine ilişkin herhangi bir çaba gösterilmemiştir. İlgili Duruşma Tutanağı ve gerekçeli kararda da tanıkların Mahkemede hazır edilememesinin veya aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenilmemesinin hangi geçerli nedene dayandığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ancak buna ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmaması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak hükmün tek başına veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı bir tanık tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.

55. Duruşmada sorgulanmayan tanıkların ifadelerinin tek veya belirleyici delil olup olmadığı hususu öncelikle mahkûmiyet gerekçesine bakılarak tespit edilir. Bu açıdan mahkemenin sorgulanmamış tanıkların ifadelerinin ağırlık derecesini gerekçeli kararda tartışmış olması beklenir. Ancak gerekçeli kararda bu tartışmanın yapılmadığı veya mahkemenin yaptığı değerlendirmenin bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içerdiği hâllerde Anayasa Mahkemesinin kendisi bu değerlendirmeyi yapacaktır.

56. Gerekçeli karar içeriği, başvurucu ile birlikte yargılanan ve başvurucunun sorgulama imkânı bulduğu sanıklar Y.A., Ü.B., S.Ç., M.B., Y.K., A.D., E.T. ve U.K. ile tanıklar Ö.A., İ.K. ve Mü.Ö.nün; olay gecesi başvurucunun Tugay komutanı sanık A.O.nun çağrısı üzerine üst rütbeli subaylarla birlikte harekât merkezinde gerçekleştirilen toplantıya katıldığına, toplantıda sıkıyönetim ilan edildiğine ilişkin direktifin konuşulduğuna, sanık A.O.nun sıkıyönetim komutan yardımcısı olarak görevlendirildiğine ve başvurucunun şehir merkezindeki polis hareketliliğini takip edebilmek amacıyla İHA uçurulması emri verdiğine ilişkin beyanları dikkate alındığında başvurucunun sorgulayamadığı tanıklar R.E., A.Ş., Ö.D. ve Y.D.nin harekât merkezindeki toplantıda sıkıyönetim ilan edildiğine, başvurucunun darbe teşebbüsüyle ilgili mesaj paylaştığına ve başvurucunun 2000 yılında örgütün toplantılarına katıldığı yönündeki beyanlarının belirleyici delil olduğu söylenemeyecektir.

57. Başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânı bulmadığı tanıkların beyanının tek veya belirleyici delil olarak mahkûmiyette kullanılmadığının tespit edilmesi nedeniyle tanık sorgulama hakkıyla ilgili uygulanan testin üçüncü aşaması yönünden bir inceleme yapılmamıştır.

58. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine dair iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

D. Diğer İhlal İddiaları

59. Başvurucunun;

i. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının başvurucunun duruşmaya SEGBİS yolu ile katılmak istediğine dair dilekçesi (bkz. § 13) ve SEGBİS ile katıldığı celselerde savunma hakkının kısıtlandığına yönelik itirazının bulunmadığı dikkate alınarak Ansar Onat ([2. B.], B. No: 2019/14515, 15/6/2022, §§ 22, 23) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle,

ii. Müdafii ile gizliliğin sağlandığı bir ortamda görüşme yapamaması nedeniyle müdafi yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiği iddiasının müdafi ile gizliliğin sağlandığı bir ortamda görüşülememesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelemediği dikkate alınarak Orhan Patarya ([GK], B. No: 2019/42695, 20/5/2021, § 61) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle,

iii. Bazı tanıkların dinlenmesine yönelik talebinin kabul edilmemesi nedeniyle tanık dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının bu tanıkların dinlenmesinin hangi nedenlerle önemli ve gerçeğin ortaya çıkması için neden gerekli olduğunun açıklanmadığı dikkate alınarak Muhammet Fatih Berber ([2. B.], B. No: 2018/13628, 11/5/2022, § 54) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle,

iv. Sadece İdari Tahkikat Tutanağı doğrultusunda ceza verilmesi, hükme esas alınan delillerin yanlış nitelendirilmesi, haksız yere ceza verilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Ahmet Sağlam ([2. B.], B. No: 2013/3351, 18/9/2013, §§ 43-46) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle,

v. Dosyadaki tüm evraka ulaşamamasına bağlı olarak yeterince savunma yapamaması nedeniyle savunma için gerekli zaman ve kolaylığa sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının başvurucunun suçlamanın nedenleri ve niteliği hakkında bilgilendirildiği, bir müdafiinin yardımından faydalanmak suretiyle savunma hakkını kullandığı dikkate alınarak Erol Aydeğer ([1. B.], B. No: 2013/4784, 7/3/2014, § 40)kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle,

vi. Soruşturmanın başından itibaren suçlu olduğu varsayımıyla yargılanması nedeniyle masumiyet karinesin ihlal edildiğine ilişkin iddiasının soruşturma ve kovuşturma makamlarının masumiyet karinesine aykırı bir davranışının tespit edilememesi nedeniyle bir ihlalin olmadığı açık olduğundan Hikmet Balabanoğlu ([2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

4. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 14/10/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Selim Arıdıcı [1. B.], B. No: 2022/93870, 14/10/2025, § …)
   
Başvuru Adı SELİM ARIDICI
Başvuru No 2022/93870
Başvuru Tarihi 26/10/2022
Karar Tarihi 14/10/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddia ve savunmaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının, başvurucunun usule ilişkin imkânlar bakımından zayıf duruma düşürülmesi nedeniyle de silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Gerekçeli karar hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Müdafi yardımından yararlanma hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Masumiyet karinesi (Ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi