logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aydın Genç [1. B.], B. No: 2023/15565, 12/6/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYDIN GENÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2023/15565)

 

Karar Tarihi: 12/6/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Aydın DEMİREL

Başvurucu

:

Aydın GENÇ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; başvurucunun terör örgütü üyeliğinden mahkûm edilmemesine rağmen örgütten ayrıldığına ilişkin samimiyet tasdiki bulunmadığı gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna ve denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. (Kapatılan) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından PKK/KONGRA/GEL terör örgütünün çağrısı üzerine yasa dışı terör örgütünün propagandasına dönüşen korsan gösterilere katılması ve güvenlik güçlerine yönelik eylemleri nedeniyle başvurucunun terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve memura etkin direnme suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiştir. Başvurucunun eylemlerinin terör suçu olduğu ifade edilerek başvurucu hakkındaki hapis cezasında 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca artırıma gidildiği anlaşılmaktadır.

3. Viranşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 5/3/2020 tarihinde başvurucu hakkındaki hapis cezaları toplanmıştır.

4. 12/3/2020 tarihinde düzenlenen müddetnamede başvurucunun terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu dışında farklı suçlardan toplam 10 yıl 21 ay hapis hapis cezası ile hükümlü olduğu, 28/11/2023 tarihinde koşullu olarak, 9/7/2028 tarihinde ise hak ederek tahliye edilebileceği belirtilmiştir.

5. Espiye L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (İdare ve Gözlem Kurulu) 13/12/2022 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda başvurucunun açık ceza infaz kurumuna ve denetimli serbestliğe ayrılmaya ilişkin talebini ele almıştır. Başvurucu söz konusu talebinde örgüt üyeliğinden değil silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan hükümlü olduğunu belirterek denetimli serbestliğe ayrılma hususunda aranan şartları taşıdığını, iyi hâlli olduğunu, bu nedenle açık ceza infaz kurumuna ve denetimli serbestliğe ayrılması gerektiğini iddia etmektedir.

6. İdare ve Gözlem Kurulu tarafından aynı gün başvurucunun açık ceza infaz kurumuna ve denetimli sertbestliğe ayrılma talebinin reddine karar verilmiştir. İdare ve Gözlem Kurulu başvurucunun mensubu olduğu terör örgütünden ayrıldığı yönünde kurum idaresine ulaşmış herhangi bir beyanının bulunmadığını, dolayısıyla başvurucunun örgütten ayrıldığı hususunda samimiyetinin tasdik edilmediğini belirterek açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlikten faydalanma şartlarını taşımadığını ifade etmiştir.

7. Başvurucunun İdare ve Gözlem Kurulu kararına yaptığı itiraz 15/12/2022 tarihinde İnfaz Hâkimliğince reddedilmiştir.

8. İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 15/12/2022tarihinde başvurucunun dönem puanının 52,75 olduğuna, iyi hâlli olduğuna ve söz konusu iyi hâl değerlendirmesinin yapılmaya devam edilmesine karar verilmiştir.

9. Ağır Ceza Mahkemesi başvurucunun itirazını 18/1/2023 tarihinde kesin olarak reddetmiştir.

10. Başvurucu, itirazın kesin olarak reddine dair hükmü 25/1/2023 tarihinde öğrendikten sonra 21/2/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Masumiyet Karinesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu, terör örgütü üyeliğinden mahkûm edilmemesine rağmen örgütten ayrıldığına ilişkin beyanda bulunmasının istenmesi ve samimiyet tasdikinin yapılmaması nedeniyle açık ceza infaz kurumu ile denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddi yönünden kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formu ile benzer beyanda bulunmuştur.

14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun terör örgütü üyeliğinden hükümlü olmamasına rağmen örgütten ayrıldığına ilişkin beyan istenmesi ve samimiyet tasdiki yapılmaması yönünden ilettiği şikâyetlerin masumiyet karinesi kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. Masumiyet karinesi, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının bir unsuru olmakla beraber suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağına dair Anayasa’nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında ayrıca düzenlenmiştir (Adem Hüseyinoğlu [2. B.], B. No: 2014/3954, 15/2/2017, § 33).

17. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sağladığı güvencenin iki boyutu bulunmaktadır. Güvencenin ilk boyutu kişi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir başka ifadeyle kişinin ceza gerektiren bir suçla itham edildiği (suç isnadı altında olduğu) sürece ilişkin olup suçlu olduğuna dair hüküm tesis edilene kadar kişinin suçluluğu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar. Güvencenin bu boyutunun kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı değildir. Güvence aynı zamanda diğer tüm idari ve adli makamların da işlem ve kararlarında, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçlu olduğu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında değil ceza yargılaması ile eş zamanlı olarak yürütülen diğer hukuki süreç ve yargılamalarda da (idari, hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir (Galip Şahin [1. B.], B. No: 2015/6075, 11/6/2018, § 39).

18. Masumiyet karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin de bir gereğini oluşturmaktadır (AYM, E.2013/133, K.2013/169, 26/12/2013). Anılan karine, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına almaktadır. Ayrıca hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez; suçlu muamelesine tabi tutulamaz (Kürşat Eyol [2. B.], B. No: 2012/665, 13/6/2013, § 26).

19. Ceza muhakemesiyle eş zamanlı olarak yürütülen, bir başka ifadeyle kişinin henüz suç isnadı altında olduğu, ceza makamları tarafından hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı süreçte devam eden soruşturma ve yargılamalarda masumiyet karinesi bakımından önemli olan husus; kamu makamlarının işlem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından henüz suçlu bulunmamış bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleridir (Galip Şahin, § 47).

20. Bununla birlikte ceza yargılamasına konu maddi olay ve olguların diğer kamu makamlarınca (idari/adli) ayrıca değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda ulaşılacak kanaate göre işlem/karar tesis edilmesi mümkündür. Bu bağlamda hukuk yargılamalarında ceza yargılamasında elde edilen bir delile dayanılması ya da kişi hakkında yapılan ceza yargılamasına bir olgu olarak atıf yapılmış olması tek başına masumiyet karinesinin sağladığı güvencelere aykırılık teşkil etmez. Ancak adli ve idari makamların kendi görev sınırlarını aşarak kişiyi suçlu ilan etmesi veya bu bağlamda birtakım çıkarımlarda bulunması masumiyet karinesinin ihlaline yol açabilir. Masumiyet karinesi kapsamındaki güvencelerin sağlanıp sağlanmadığının tespiti yapılırken ise kararın gerekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir (Galip Şahin,§ 48).

21. Masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediği değerlendirilirken özellikle hukuk ve idari yargılama bakımından üzerinde durulması gereken önemli hususlardan biri, yargılamayı yapan makamın ilgili kişiye suç isnat edip etmediği ve ceza yargılaması kararını sorgulayıp sorgulamadığıdır. Kamu otoriteleri veya görevlileri tarafından hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişiyle ilgili olarak yargılama süreci bir mahkûmiyet hükmüyle kesinlik kazanmadan suçluluğa dair herhangi bir kanaat ifade edilmiş olması ya da ceza yargılaması mahkûmiyet dışında bir kararla sona ermesine rağmen sona ermeye ilişkin kararda sanığın suçlu olabileceğinin ifade edilmiş olması durumunda masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilecektir. Bu kapsamda karar vericilerin kullandıkları dil kritik önem taşır (Mustafa Akın [1. B.], B. No: 2013/2696, 9/9/2015, §§ 38, 39).

22. Somut olayda Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi yaptığı yargılama sonunda başvurucunun terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğini ifade ederek hakkında mahkûmiyet hükmü kurmuştur. Bu tespite rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından başvurucunun hükümlü olduğu suç grubunun terör suçları kapsamında olduğu, başvurucunun mensubu olduğu terör örgütünden ayrılması yönünde kurum idaresine ulaşmış herhangi bir talebinin olmadığı, hükümlünün örgütten ayrıldığına ilişkin samimiyetinin tasdik edilmediği ifade edilmiştir. Başvurucunun şartları taşımadığı ifade edilerek açık ceza infaz kurumuna ve denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddine karar verilmiştir. Söz konusu karara yönelik itirazlar İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir (bkz. §§ 2-9).

23. Sonuç olarak başvurucu hakkında örgüt üyesi olduğuna ilişkin kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmamasına rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından başvurucunun örgüt üyesi olduğu ve örgütten ayrıldığına ilişkin beyanda bulunması gerektiği şeklindeki ifadelerin suçluluğa dair bir kanaat ifade ettiği ve bu anlamda masumiyet karinesini zedeler nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. İnfaz Hâkimliği ile Ağır Ceza Mahkemesi kararlarında da idarenin kararındaki bu ihlali giderecek şekilde hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır (benzer yöndeki karar için bkz. Yıldırım Güvenç [2. B.], B. No: 2017/32945, 11/2/2021, §§ 58-61).

24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. ve 38. maddelerinde güvence altına alınan masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

İrfan FİDAN bu görüşe katılmamıştır.

B. Diğer İhlal İddiaları

25. Başvurucunun açık ceza infaz kurumuna ayrılmama nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Ömer Faruk Gergerlioğlu ([2. B.], B. No: 2021/30782, 20/11/2024) kararı uyarınca konu bakımından yetkisizlik nedeniyle; iyi hâl tespitinin bulunmadığı olayda denetimli serbestlikten yararlandırılmama nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Halis Yurtsever ([1. B.], B. No: 2015/17595, 29/11/2018, §§ 24, 37) kararı uyarınca açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

26. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.

27. Başvurucunun 25/2/2025 tarihinde cezaevinden salıverildiği anlaşıldığından ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı değerlendirilmiştir.

28. Başvurucunun tazminat istemi de bulunmadığından ihlalin tespitiyle yetinilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

2. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

C. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci ve 38. maddesinin dördüncü fıkralarında güvence altına alınan masumiyet karinesinin İHLAL EDİLDİĞİNE İrfan FİDAN'ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞUYLA,

D. Kararın bir örneğinin Giresun İnfaz Hâkimliğine (E.2022/5504, K.2022/5529) GÖNDERİLMESİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/6/2025 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY

1. Başvuru; başvurucunun terör örgütü üyeliğinden mahkûm edilmemesine rağmen örgütten ayrıldığına ilişkin samimiyet tasdiki bulunmadığı gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna ve denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Masumiyet karinesi, Anayasa'nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 36. maddesinde ise herkesin iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. Anılan maddeye adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Sözleşme'nin 6. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, kendisine bir suç isnat edilen herkesin suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılacağı düzenlenmiştir. Bu itibarla masumiyet karinesi, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının bir unsuru olmakla beraber suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağına dair Anayasa'nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında ayrıca düzenlenmiştir (Fameka İnş. Plastik San ve Tic. Ltd. Şirketi, B. No: 2014/3905, 19/4/2017, § 27).

3. Başvurucununmasumiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurusuna konu İdare ve Gözlem Kurulu kararında; başvurucunun terör örgütü adına suç işlemek suçundan mahkum olduğunu, hükümlü olduğu suç grubunun terör suçları kapsamında olduğuna, başvurucunun adına suç işlediği terör örgütünden ayrılması yönünde kurum idaresine ulaşan herhangi bir talebinin olmadığına, hükümlünün örgütten ayrıldığına ilişkin samimiyetinin tasdik edilmediğine, bu nedenle de açık cezaevine ayrılma talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

4. Somut olayda İdare ve Gözlem Kurulu’nun gerekçesine bakıldığında masumiyet karinesinin ihlaline yönelik bir gerekçe ve dil kullanılmadığı açıktır. Başvurucunun mahkumiyetine konu “Terör Örgütü Adına Suç İşlemek” suçunun başvurucu yönünden örgütle bağlantılı olmadığı anlamına gelmeyeceği ortadadır. İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesince başvurucunun talebinin reddine konu İdare ve Gözlem Kurulu tarafından suçun hukuki vasıflandırılmasının yorumlanması kapsamındaki gerekçesinin başvurucunun masumiyet karinesinin ihlal edilmesi anlamına geldiği söylenemez. Zira başvurucu terörle irtibatlı bir suç nedeniyle (Terör Örgütü Adına Suç İşlemek) yargılanarak mahkûm olmuştur.

5. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun masumiyet hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılması gerektiği kanaatine vardığımdan, ihlal sonucuna katılmıyorum.

 

 

 

 

Üye

 İrfan FİDAN

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Aydın Genç [1. B.], B. No: 2023/15565, 12/6/2025, § …)
   
Başvuru Adı AYDIN GENÇ
Başvuru No 2023/15565
Başvuru Tarihi 21/2/2023
Karar Tarihi 12/6/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, başvurucunun terör örgütü üyeliğinden mahkûm edilmemesine rağmen örgütten ayrıldığına ilişkin samimiyet tasdiki bulunmadığı gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna ve denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Masumiyet karinesi (Ceza) İhlal İhlalin tespiti
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Mahkumiyete bağlı tutma Konu Bakımından Yetkisizlik
İnfaz, koşullu salıverme Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi