logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Berk Eroğlu [1. B.], B. No: 2024/10939, 5/11/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BERK EROĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2024/10939)

 

Karar Tarihi: 5/11/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Berk EROĞLU

Vekili

:

Av. Gürkan ÇETİN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması ve tutukluluğa itiraz incelemesinde alınan savcılık görüşünün bildirilmemesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) araç alım satım işlemlerinde dolandırıcılık yapıldığı ihbarı üzerine bir soruşturma başlatmıştır.

3. Başvurucu, anılan soruşturma kapsamında 10/1/2024 tarihinde gözaltına alınmıştır. Başvurucu ifadesinde herhangi bir dolandırıcılık eyleminde bulunmadığını ileri sürmüştür.

4. Başsavcılık, başvurucuyu nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçlarından tutuklanması istemiyle Küçükçekmece Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) sevk etmiştir.

5. Hâkimlik 11/1/2024 tarihinde başvurucunun atılı suçlardan tutuklanmasına karar vermiştir. Tutuklama kararının ilgili kısmı şöyledir:

"... Şüphelilerin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya içerisinde bulunan deliller itibariyle ( Şüpheli A.F.M.nin ifadesi, şüpheli H.İ.S. nin ifadesi, müştekilerin beyanı, dosyada bulunan bilirkişi raporları , tanık Ömer'in dosyada bulunan beyanları, şüphelilerin ifadeleri, şüphelilerin teşhislerine ilişkin tutanaklar, dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler, tanık beyanları) şüphelilerin atılı suçu işlediği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçun CMK 100/3 md. Sayılı suçlardan oluşu, atılı suçun işleniş şekli, şüphelilerin dosyaya yansıyan kişilik özellikleri, yakalanış şekli, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı göz önüne alındığında şüphelilerin kaçacağı ve saklanacağı hususunda Hakimliğimizde oluşan şüphe de dikkate alındığında bu aşamada adli kontrol tedbirlerinin yeterli hukuki denetimi sağlamayacağı, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı göz önüne alındığında tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu değerlendirilerek CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince Şüphelilerin AYRI AYRI TUTUKLANMALARINA ...[karar verildi.]"

6. Başvurucu tutuklama kararına itiraz etmiş, itirazı Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/1/2024 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Ret kararı başvurucuya 2/2/2024 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 5/2/2024 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başsavcılık 14/5/2024 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında tutuklama kararına konu olan suçlardan cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır. İddianamede, dolandırıcılık yapma amacıyla kurulduğu belirtilen suç örgütü hakkında bilgiler verilerek başvurucunun bu yapılanma ile bağlantılı olduğu ve bu yönde faaliyette bulunduğu ileri sürülmüştür. İddianamede suçlamalara esas alınan temel olgular ve değerlendirmeler şöyledir:

i. Başsavcılık, başvurucunun suç örgütünde araç devir teslim sorumlusu olarak üç ayrı dolandırıcılık eylemine iştirak ettiğini belirterek buna ilişkin tanık beyanlarına dayanmıştır. Bu beyanların ilgili kısımları şöyledir:

- Tanık Y.İ.nin beyanı şöyledir:

 “... Ben İstanbul ve Mersin İllerinde faaliyet gösteren bir iş insanıyım. Mersin ilinde yaşarım. Oğlum İzmir Ekonomi Üniversitesinde öğrenim görmektedir. 2022 yılı Ekim yada Kasım ayı içerisinde oğlumun sınıftan arkadaşı Berk Eroğlu oğluma İstanbulda kadın doğum uzmanı olan ağabeyi R.E.E.nin TMSF'de üst mevkilerde tanıdıkları olduğunu, bu tanıdıkları vasıtası ile icradan el konulan araçları ihale ile satın aldıklarını, sonrasında piyasa fiyatının çok altında bir fiyatla satışa çıkardıklarını istememiz durumunda ağabeyi nin bize yardımcı olabileceğini anlatmış. Oğlum bana bu durumu anlatınca birlikte İstanbul'a geldik. Etiler'de ismini ve adresini hatırlamadığım bir kafede R.E.E., A.B.Y., Berk EROĞLU ve Kamuran isimli şahısla buluştuk.Bu görüşmede araç satışına ilişkin detayları aldık.SonrasındaEtiler Bebek'te bulunan bir restoranda bu işin patronu konumunda olan Kaan isimli şahısla yanımızda E.E., Berk EROĞLU, A.B.Y., Kamuran ve H.İ.S. olduğu halde bir araya geldik. Görüşmede Kaan büyük ebatlı galericilik araç alım satım işi yaptığını anlattı. Bana bir araç listesi gösterdiler. Bana gösterilen listeden 1 adet 2018 model Renault megane model araç için 500.000 TL ve 2 adet Reanult Smybol marka araç için 600.000 TL parayı parça parça olarak BV otomotiv, R.E.E. ve Berk EROĞLU'nun hesaplarına gönderdim. Araçların 1 hafta içerisinde teslim edileceği söylendi. 1 hafta sonra bu 3 aracın TSMF 'den çkış yaptığı belirtildi ve araçlar bana gününde teslim edildi. ... Oluşan tabloya ve daha önce 3 aracı sorunsuz şekilde teslim almaya güvenerek Mercedes E serisi ve 2018 model Wolsvagen Passat marka araç için kayıt açtırdım. Mercedes E serisi için 1 Milyon 250 binTL , Passat model araç için 900Bin TL'yi aynı şekilde BV Otomotiv R.E.E. ve Berk EROĞLU'nun hesabına parça parça yatırdım.

...

Bu araçların güncel değerleri o değerlerin çok çok daha üstündedir. Yaklaşık 4 milyon civarındadır. Parayı yatırdıktan sonra beklemeye başladım ancak araçlarım teslim edilmedi. ... Biraz daha bekledim ancak sonuç alamayınca R.E. yi aramaya devam ettim. Bir aramamda doktorun yanında bulunan şahıslardan biri telefonu aldı''bir daha bunumarayı ararsan senin kafanı keseceğim neredeysen bana konumunu at'' dedi. Bu şekilde telefonlarla tehditlerle oyalandım ancak paramı alamadım. R.E. sürekli olarak parayı ödeyeceğini söyleyerek beni oyalıyordu. Beni dolandıran Kaan isimli şahıs, Kamuran isimli şahıs, R.E.E., Berk EROĞLU, A.B.Y., H.İ.S. ve M.T. den şikayetçiyim. Bu olay sebebi ile uğradığım zarar 2 Milyon 150 bin TL ise de bu araçların güncel değeri 4 milyon TL'dir. Banka dekontları, whatsapp yazışmaları ve sözleşmeleri avukatım dilekçe ile dosyanıza sunacaktır...”.

- Tanık S.K.nın beyanı şöyledir:

"... R.E.E. isimli şahsı, kardeşi olan Berk Eroğlu isimli şahsa 2019 yılında üniversite hazırlık döneminde özel ders vermem sebebi tanıdım. Kendisi ile arkadaş olduk ve samimiyetimiz ilerledi. 2023 yılı şubat ayında R.E.E. beni arayarak TMSF tarafından el konulan araçların ihalesinden şirket üzerine araç satın aldıklarını ve bu araçları piyasa değerinin altında sattıklarını söyledi. Beni düşündüğünü söyleyerek fırsattan yararlanmamı istedi... Ben F.C.Ö. adına araç satışı için vekalet verdim. Ayrıca 250.000,00 TL parayı R.E.E.nin şahsi hesabına banka aracılığı ile gönderdim. R.E.E., hem kendi hesabını hem de kardeşi olan Berk Eroğlu isimli şahsın banka hesabını para transfer işlemleri için kullanıyordu. Araç İstanbul'a gittikten sonra TEMSAT Otomotiv Ticaret Limited Şirketi adına satışı yapıldı. Satışa ilişkin evrakı dilekçem ekinde sundum. Bu süre zarfında R.E.E. ile irtibat halindeydim. Şubat ayından haziran ayına kadar beni oyaladı. Bana satmayı vaat ettiği aracı göndermedi. Bu süreç devam ederken beni Adana'da ikamet eden Ö.Ş. isimli şahıs arayarakR.E.E. isimli şahsın içerisinde olduğu örgütün TMSF tarafından el konulan araçların ihale usulü satın alınarak piyasa değeri altında satış yapılacağı vaadiyle dolandırıcılık yaptığını söyledi..."

- Tanık M.M.nin beyanı şöyledir:

"... R.E.E. nin gönderdiğiBV Otomotiv İnşaat Ticaret Ltd. Şti isimli firmanın hesabına 02.12.2022 tarihinde 30.000 TL, 05.12.2023 tarihinde 463.100 TL gönderdim. Kalan76.000 TL tutarı da Ö.K. vasıtası ile Dr. Refik'e verilmek üzere elden teslim ettim. Banka hesabınagönderilen paranın açıklama bölümüne Dr. Refik'in göndermiş olduğu dosyanumarası yazılı olan Mehmet MUTLU teslim tc. 26761756178 — 8720/4 5.20 Dizel yazarak gönderdim. Aracın bir hafta içerisinde teslim edeceğini söyledi. Verilen süre geldiğinde araç teslim edilmedi.Kendisini aradığımızda aracı teslim edeceğini söyleyerek sürekli bahane söyledi. Bunun üzerine paramın iadesini istedim. Refik parayı ödeyeceğini söyledi. Süre geçmesine rağmen parayı ödemedi, bütün ısrarlarımıza rağmen 16.01.2023 günü TR02 0006 2000 3000 0006 6419 39 Iban numaralı Berk EROĞLU isimli şahsın hesabından 90.000 TL benim hesabıma açıklama bölümüne Borç yazarak para gönderdi.Kendisini her aradığımızda kendisinin bugün yarın diyerek oyalamaya devam etti, bu zamana kadarherhangi bir ödeme yapmadı."

- Şüpheli A.F.M.nin beyanı şöyledir:

"... R.E.E. mağdur toplama görevlisidir. Çevresi geniş olduğu için çevresi kullanılır. Ahmet isimli polis memuru Onur'un korumasıdır. Onur yakalamalı olduğu dönemde gündüzleri dışarı çıkmazdı. Bir işi olduğu zaman gece yanında mutlaka Ahmet ile birlikte çıkardı.Ahmet sürekli Onur'un yanındaydı. Bu şekilde yol uygulamalarından rahat şekilde geçiyordu. Ahmet eşkal olarak zayıf 1.70 boylarında, esmer, kısa saçlı,kirli sakallı doğu şivesi ile konuşan bir şahıstır. Onur Ahmet'e ford connect markaB.V. "Aydın bey" kod adını kullanır. Yardımcısı B.A.dır. B.V. ve B.A. Onur'un lüks araç kiralama işlerini yapar. Bu şekilde olur örneğin mağdur adayı İstanbul iline geldi para havalesini yaptı. Aracı teslim almayı bekliyor. Oyalama sürecinde göz boyamak için bir adet lüks araç kiralanır ve mağdurun altına verilir. Evrakların yetişmediği tescilin henüz onaylanmadığı bildirilir. Bu şekilde mağdur biraz daha oyalanır. Sonrasında araç yarın teslim edilecek denilerek kiralık araç geri alınır. Onun haricinde saha elemanları Barışlardan kiralanan araçları kullanır. Barışlar Bahçeşehirde kiralık araç şirketi işletirler ancak bu işleri ile ilgili olarak doğrudan Onur'un emri altındadırlar Onur talimat verdiğinde aracı temin edip teslim ederler. S.S. Onur'un silahlı korumalarından birisidir ayrıca yeri geldiğinde araçdevir teslim işlerinde yardımcı olur karşılığında da Onur'dan harçlık alır. Facebook sosyal paylaşım sitesindeki hesabından kimliği bulunabilir. Berk Eroğlu örgütün araç devir teslimi ile ilgili saha elemanlarından biridir..."

- Şüpheli H.İ.S.nin beyanı şöyledir:

"... R.E.E. ile araba konusundaki ikinci temasım yanlış hatırlamıyorsam 31 Ağustos 2022 tarihiydi beni aynı şekilde whapsap uygulaması üzerinden sesli aradı, TMSF'den kendisi ve kardeşi üstüne tanımlanan kotanın bittiğini söyledi ve ''senin üzerine araç alabilir miyim'' dedi önceden tanımam ve güvenmem üzerine kimliğimi R.E.E.ye gönderdim benim hesabıma 148.000 TL para gönderdi. Hesabımdaki paranın 146.800 TL'sini BV Otomotiv isimli şirket hesabına göndermemi istedi. 2016 Peugeout Bipper açıklaması ile söylediği parayı bahse konu şirket hesabına gönderdim. Bu konuşmayı yaparken Hastane personellerinden bir kısmı yanımdaydı. R.E.E. 1 hafta sonra araç teslimi için beni İstanbul'a çağırdı aracın çıkacağını teslim almak için bizzat orada olmam gerektiğini söyledi. İstanbul'a gittim. Berk Eroğlu beni etiler ilçesinde bulunan bir noter şubesine götürdü. Aracı kendisini BV otomobil yetkilisi olarak tanıtan A.B.Y.den devraldım. Bu işlemler sırasında Berk yanımdaydı yapılan bütün işlemlerin şahidiydi. Abisinin bilgisi doğrultusunda beni yönlendiriyordu. R.E.E. nin evinde Berk Eroğlu ile kalıyordum. Devir işleminden bir gün sonra Berk Eroğlu beni yine etiler ilçesinde bulunan noter şubesine götürdü Berk'in yönlendirmesi ile aracı Beşir'e devrettim. Geldikten sonra yaklaşık 2 hafta Berk Eroğlu ve R.E.E. ile birlikte kaldım. R.E.E. bana yeni bir araç devri olabileceğini söylüyordu..."

ii. Başsavcılık, başvurucu hakkındaki mali analiz raporuna göre başvurucunun hesabına çok sayıda para transferi yapıldığının tespit edildiğini belirtmiştir.

8. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianamenin kabulüne karar vermiş ve kovuşturma aşaması başlamıştır.

9. Mahkeme 20/9/2024 tarihinde yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulamak suretiyle başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.

10. Bireysel başvuru inceleme tarihi itibarıyla yargılama ilk derece mahkemesi aşamasında derdesttir.

11. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Tutuklamanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia

12. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda mevcut olmadığını, tutuklama kararının ve bu karara itirazı üzerine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın gerekçe içermediğini ve tedbir uygulanırken öğrenci olduğunun gözetilmediğini belirterek bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yapılarak değerlendirmenin bu içtihat doğrultusunda yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki açıklamalarını yinelemiştir.

14. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.

15. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu, nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçlarından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.

16. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

17. Başvurucu hakkında verilen tutuklama kararında ve iddianamede temel olarak başvurucunun dolandırıcılık yapma amacıyla kurulduğu belirtilen suç örgütü ile bağlantılı olduğu ve bu yönde faaliyette bulunduğu iddiasına dayanıldığı görülmektedir (bkz. §§ 5, 7).

18. Başvurucuya yönelik -soyut bir şekilde kanaat ve değerlendirmelerin dile getirilmesi niteliğinde değil aksine belirli olaylarla ilgili gözlem ve bilgilerin aktarılması mahiyetinde olan ve birbirleriyle uyumluluk arz eden- tanık beyanları (bkz. § 7) ve başvurucunun para transferlerini gösteren mali analiz raporu bir bütün olarak gözetildiğinde belirtilen tüm bu hususların tutuklama tedbirinin uygulanmasında suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Selçuk Özdemir [GK], B. No: 2016/49158, 26/7/2017, § 75; Metin Evecen [2. B.], B. No: 2017/744, 4/4/2018, §§ 47-52; Recep Uygun [2. B.], B. No: 2016/76351, 12/6/2018, § 43; Zeynep Kaplan [1. B.], B. No: 2015/7311, 22/1/2019, § 52).

19. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

20. Somut olayda Hâkimlik tarafından başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken işlendiği iddia olunan nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçlarının niteliğine ve kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığına dayanıldığı görülmektedir (bkz. § 5).

21. Dolayısıyla somut olayın yukarıda belirtilen özel koşulları ile Hâkimlik tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Yıldırım Ataş [1. B.], B. No: 2014/4459, 26/10/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66).

22. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının da belirlenmesi gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülülüğünün belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır (Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, § 151).

23. Somut olayda Hâkimliğin isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de gözönünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri [2. B.], B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 214; Devran Duran, § 64).

24. Yukarıda ulaşılan sonuçlar karşısında başvurucunun tutuklama tedbiri nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasının incelenmesi gerekli görülmemiştir.

25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Soruşturma Dosyasına Erişimin Kısıtlandığına İlişkin İddia

26. Başvurucu, soruşturma dosyasında gizlilik kararının bulunması nedeniyle hakkındaki suçlamaları ve bu suçlamalara dayanak delilleri öğrenemediğini belirterek bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

27. Başvurucunun bu bölümdeki iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.

28. 5271 sayılı Kanun'un 260. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile 267. maddesi uyarınca hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı ilgililer itiraz kanun yoluna gidebilecektir. Soruşturma dosyasına şüpheli ve/veya müdafilerin erişiminin engellenmesi sonucunu doğuran ve 5271 sayılı Kanun'un 153. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları ile 157. maddesine dayalı olarak alınan kararların da bu yönüyle itiraz kanun yoluna tabi olduğu görülmektedir(Adnan Erol [1. B.], B. No: 2020/27934, 15/3/2022, § 69).

29. Diğer yandan itiraz kanun yolunun inceleme konusu şikâyet açısından müdahalenin ortadan kaldırılması imkânı sunmadığına dair bir durum da tespit edilememiştir. Zira şüpheli ve/veya müdafiler itiraz kanun yoluna başvurduğunda itiraz mercii 5271 sayılı Kanun'un 260. maddesine bağlı olarak itirazı yerinde görebilecek ve müdahale konusu kararı ortadan kaldıracak nitelikte yeni bir karar alabilecektir (Adnan Erol, § 70).

30. Somut olayda başvurucunun soruşturma dosyasına erişimin engellenmesine ilişkin karara itiraz ettiğine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmayıp duruma ilişkin bilgi/belge sunmadığı görülmüştür. Buna göre başvurucunun olağan kanun yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğu sonucuna varılmıştır.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Tutukluluğa İtiraz İncelemesinde Alınan Savcılık Görüşünün Bildirilmediğine İlişkin İddia

32. Başvurucu, tutuklama kararına karşı yaptığı itirazın incelenmesi sırasında alınan savcılık görüşünün kendisine tebliğ edilmediğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliğihakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

33. Anayasa Mahkemesi, tutukluluk incelemeleri sırasında alınan savcılık görüşünün şüpheli veya sanıklara bildirilmemesinin anayasal önem taşımadığını, içeriğinde başvurucunun cevap vermesini gerektirmeyen ve daha önce ileri sürülmemiş yeni bir olgudan bahsedilmeyen durumlarda savcılık görüşünün başvurucuya bildirilmemesinin önemli bir zarara da neden olmadığını ifade etmiştir (bkz. Devran Duran, §§ 106-122; Hüsame Emre [GK], B. No: 2022/101811, 31/7/2025).

34. Somut olayda, tutuklama kararına itiraz incelemesi sırasında alınan savcılık görüşünün bildirilmediği ileri sürülmüşse de başvuru formu ve eklerinde başvurucu, bu görüş yazısında kendisinin cevap vermesini gerekli kılan ve daha önce haberdar olmadığı yeni bir olgu bulunduğunu dile getirmemiştir. Ayrıca tutuklama kararına itirazın reddi kararının savcılık görüşüne dayanılarak verildiği yönünde bir tespit de bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucunun iddiaları bakımından anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durum mevcut değildir.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle başvurunun bu kısmının kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Tutukluluğa itiraz incelemesinde alınan savcılık görüşünün bildirilmemesi dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Berk Eroğlu [1. B.], B. No: 2024/10939, 5/11/2025, § …)
   
Başvuru Adı BERK EROĞLU
Başvuru No 2024/10939
Başvuru Tarihi 5/2/2024
Karar Tarihi 5/11/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması ve tutukluluğa itiraz incelemesinde alınan savcılık görüşünün bildirilmemesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Tutulan kişinin yargı merciine başvuru hakkı (hakim önüne çıkarılma) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi