TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
BAYRAM GÖK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2012/946)
Karar Tarihi: 26/3/2013
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör
Murat AZAKLI
Başvurucu
Bayram GÖK
Vekili
Av. Kemal Vehbi GÜL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, belediye tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili talebiyle açılan davada kamulaştırmasız el atmaya ilişkin iddialarının karşılanmadığını belirterek, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 4/12/2012 tarihinde Samsun 3. Aliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından 6/1/2011 tarihinde Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde başvurucu aleyhine açılan davada, başvurucuya ait taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile yola terkini talep edilmiştir.
6. Başvurucu yargılama sırasında, kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu ve cebri icra yoluyla tahsil edilmesi gerektiğini savunmasına rağmen Samsun Büyükşehir Belediyesi aleyhine karşılık dava açmamıştır.
7. Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 6/9/2011 tarih ve E.2011/4, K.2011/349 sayılı kararıyla, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırma bedelinin depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
8. Kararın başvurucu tarafından, Samsun Büyükşehir Belediyesince taşınmaza fiilen el konulduğu ve kamulaştırma bedelinin cebri icra yoluyla tahsil edilmesi gerektiği iddiasıyla temyizi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 10/4/2012 tarih ve E.2011/19222, K.2012/7362 sayılı ilamıyla davalının el koymanın önlenmesi davası veya taşınmazın değerinin tahsili davası açabileceği, davacı tarafından bedelin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle hüküm onanmış, karar düzeltme istemi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 9/10/2012 tarih ve E.2012/12443, K.2012/18851 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. İlgili Hukuk
9. Olay tarihinde yürürlükte olan mülga 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi.
10. 4/11/1983 tarih ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili” kenar başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.”
11. 2942 sayılı Kanun’un “Dava hakkı” kenar başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından … kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 26/3/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 4/12/2012 tarih ve 2012/946 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından taşınmazı içerisinden yol açılarak taşınmazın kullanılamaz duruma getirilmesine rağmen Belediye Başkanlığınca açılan taşınmazın değerinin tespiti ve tapu kaydının iptali ile yola terkini istemlerine ilişkin davanın, kamulaştırma bedelinin Belediyece ödenmesi yönündeki savunmaları değerlendirilmeksizin reddedildiğini belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
14. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:
“… Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
15. 30/03/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un, “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”
16. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmak için ihlale neden olduğu iddia edilen işlem veya eylem için idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerekir.
17. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun davranılmadığı takdirde, ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine başvurulmalıdır.
18. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle genel yargı mercilerinde, olağan yasa yolları ile çözüme kavuşturulması esastır. Bireysel başvuru yoluna, iddia edilen hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması içinde giderilememesi durumunda başvurulabilir.
19. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle iç hukukta düzenlenen başvuru yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun olarak iletmesi ve bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir.
20. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve genel mahkemeler önünde dayanılmayan iddialar Anayasa Mahkemesi önünde şikâyet konusu edilemeyeceği gibi genel mahkemelere sunulmayan yeni bilgi ve belgeler de Anayasa Mahkemesine sunulamaz.
21. Öte yandan mülga 1086 sayılı Kanun'un 74. maddesi uyarınca mahkemelerce davacının talebi dışında, talepten fazlaya veya başka bir şeye hükmedilemeyeceği gibi, davacı tarafından talep konusu yapılmayan veya davalı tarafından karşılık dava ile talep edilmeyen bir hususta resen karar verilemez.
22. Başvuru konusu olayda, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından başvurucu aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile yola terkini istemiyle açılan davanın reddine karar verilmiş olup davalı tarafından açılan bir dava olmadığı için davalının yargılama sırasındaki savunmasında ileri sürdüğü iddialar doğrultusunda kamulaştırma bedelinin ödenmesine hükmedilememiştir.
23. Başvurucunun nihai taleplerine ilişkin olarak, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 10/4/2012 tarihli onama kararında da belirtildiği üzere, dava konusu taşınmaza el atıldığı iddiası olduğunda 16/5/1956 tarih ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca idare aleyhine el koymanın önlenmesi davası açılabileceği gibi, bu eylemli duruma razı olunduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açılabilecekken başvurucu bu davaları açmamıştır. Dolayısıyla başvurucu, kamulaştırmasız el atma nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın tazmini amacıyla ayrı bir dava açmadığı veya karşılık dava ile de bu talebini ileri sürmediği için başvuru konusuna ilişkin olarak yargısal yollar tüketilmemiştir.
24. Açıklanan nedenlerle, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının yetkili derece mahkemeleri önünde tanınan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun, “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 26/3/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.