TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TARGAN TOLGA YUNGUL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/1386)
|
|
Karar Tarihi: 16/4/2015
|
R.G.Tarih-
Sayı: 13/7/2015-29415
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Akif YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Targan Tolga YUNGUL
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, idarenin cevap
yazısı ve ekleri kendisine tebliğ edilmeden hakkındaki idari para cezasının
iptali yönündeki talebinin reddine karar verildiğini belirterek, Anayasa'nın
36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş,
yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 13/2/2013
tarihinde İstanbul Anadolu 19. Sulh Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır.
İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci
Komisyonunca, 30/1/2014 tarihinde kabul edilebilirlik
incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 19/6/2014 tarihli ara kararı gereğince başvurunun, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş
için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Adalet Bakanlığının 22/7/2014 tarihli görüşü başvurucuya tebliğ edilmiş olup,
başvurucu 11/8/2014 havale tarihli beyan dilekçesini on beş günlük yasal süresi
içinde sunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucuya ait çay
paketleme faaliyeti yapan işletmede 24/4/2012
tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapılan
denetimlerde alınan numunelerin analiz sonuçlarına göre ürüne ait rutubet
miktarının Türk Gıda Kodeksine aykırı olduğu tespit edilmiş ve 5996 sayılı
Kanun'un 40. maddesinin (d) bendine aykırılık nedeniyle 11.875 TL idari para
cezası uygulanmıştır.
8. Başvurucu tarafından bahse
konu para cezasının kaldırılması için Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesine başvuruda
bulunulmuş ve Mahkemece 16/11/2012 tarihli ve 2012/621 D. İş sayılı karar ile “yapılan incelemede itirazcının yapılan kontrol ve
inceleme sonucunda … üründen
alınan muayene ve analiz sonuçlarında rutubet çıkmasından dolayı ceza tutanağı
düzenlendiği, başvuranın itirazlarının haklı nedenlere dayanmadığı, eyleminin
sabit olduğu, tüm dosya kapsamından anlaşıldığı” gerekçesiyle
başvurunun reddine karar verilmiştir.
9. İdarenin Mahkemeye
gönderdiği cevap yazısının ilgili kısmı şöyledir:
“18. 04.2012 tarihinde Asayiş Büro Amirliği’nin
B.05.1.EGM.4.34-41137 yazısına istinaden … adresinde faaliyet gösteren işletmede Bakanlığımıza kayıt
işlemleri yaptırılmadan "çay paketleme" faaliyeti yaptığı tespit
edilmiş ve yed-i emin tutanağı ile ürünlere el konulmuştur (Ek-1); Savcılık
makamı isteği üzerine (Ek-2) 24.04.2012 tarihinde Çekmeköy
İlçe, Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü denetim ve kontrol elemanları tarafından
gerçekleştirilen kontrol ve denetim sonucunda numune alınmış olup İl Kontrol Laboratuar’ına gönderilmiştir (Ek-3). İstanbul Gıda Kontrol
Laboratuar Müdürlüğü 21.05.2012 tarih ve 201207393 Rapor No'lu
"Muayene ve Analiz Rapor"u ile belirtilen
numunelerin analiz sonucunda "Rutubet ve Ham Selüloz" bakımından Türk
Gıda Kodeksi'ne uygun olmadığı tespit edilmiştir
(Ek-4).
….
Ankara Gıda Kontrol Laboratuar
Müdürlüğü'ne gönderilen (Ek-9) "şahit numune"sinin
19.07.2012 tarih ve 8352 sayılı raporunda numunelerin analiz sonuçlarının
değerlendirilmesi sonucunda; Çekmeköy İlçe Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün 23.07.2012 tarih ve 1121 sayılı yazısı ile
ürüne ait rutubet miktarının Türk Gıda Kodeksi'ne
aykırı olduğu tespit edildiği bildirilmesi üzerine (Ek-10) İlçe Müdürlüğümüzün
09.08.2012 tarih ve 2012/08-01 sayılı kararı ile söz konusu firmaya 5996 Sayılı
Kanunun 40. maddesinin (d) bendine aykırı olarak; Türk Gıda Kodeksi Siyah Çay
Tebliği'nde belirtilen değerin üstünde olduğunun tespit edilmesinden dolayı 1.1875 TL idari yaptırım uygulanmış (Ek-11) ve 09.08.2012
tarihli 1594 sayılı İlçe Müdürlüğümüz yazısı ile bildirilmiş (Ek-12) ,
27.08.2012 tarihinde de firmaya tebliğ edilmiştir (Ek-13).
İlçe Müdürlüğümüz 10.08.2012 tarih ve 1612 sayılı yazısı ile
de Çekmeköy İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü'ne yapılan idari yaptırım ile ilgili bilgi verilmiştir (Ek-14)...”
10. Başvurucu, bu karar aleyhine
Üsküdar 5. Asliye Ceza Mahkemesine itirazda bulunmuş, Mahkemenin 28/12/2012 tarihli ve 2012/273 D. İş sayılı kararı ile
itirazın reddine karar verilmiştir.
11. Başvurucu, idarenin cevap
yazısının tarafına tebliğ edilmediği ve bu şekilde kendisini savunma imkânından
mahrum kaldığı yönündeki şikâyetlerini itiraz mercii olan Asliye Ceza
Mahkemesinde de ileri sürmüş, Mahkemece bu hususta bir değerlendirme
yapılmamıştır.
12. İtirazın reddi kararı,
başvurucuya 15/1/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu, 13/2/2013 tarihinde süresi içinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
14. 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı
Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun “Gıda ve yem güvenilirliği şartları” başlıklı
21. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Gıda kodeksine aykırı gıda ve gıda ile temas eden madde ve
malzeme üretilemez, işleme tâbi tutulamaz ve piyasaya arz edilemez.”
15. Aynı Kanun’un“Gıda ve yem ile ilgili yaptırımlar” başlıklı 40. maddesinin (d)
bendi şöyledir:
“21 inci maddenin
beşinci fıkrasına aykırı hareket edenlere onbin Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Ürünlerin, insan sağlığı için risk
oluşturması durumunda ürünler masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan
toplatılır ve mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Aykırılık sadece
etiket bilgilerinden kaynaklanıyor ise idarî para cezası beşbin
Türk Lirası olarak uygulanır.”
16. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanunu’nun “Başvurunun
incelenmesi” kenar başlıklı 28. maddesinin (4) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Mahkeme, başvuruda
bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine
veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve
saatte dinleyebilir. Dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün
arasında en az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında
taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama,
yokluklarında karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında
açıkça belirtilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 16/4/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
13/2/2013 tarihli ve 2013/1386 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, başvuruya konu
idari para cezasının kaldırılması amacıyla başvuruda bulunduğu Sulh Ceza Mahkemesince
söz konusu cezayı veren Üsküdar İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
tarafından dosyaya sunulan cevap yazısının ve eklerinin kendisine tebliğ
edilmediğini, bu nedenle idarenin cevaplarına karşı beyanda bulunabilme ve
kendisini savunabilme imkânından yoksun bırakıldığını belirterek, Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
19. Başvurucunun, davalı tarafın
cevap yazısının ve eklerinin kendisine tebliğ edilmediğine yönelik şikâyetinin
açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemez olduğuna karar verilmesini
gerektirecek bir neden de bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas
Yönünden
20. Başvurucu, yargılama
aşamasında dosyaya sunulan cevap yazısının ve eklerinin kendisine tebliğ
edilmediğini, bu nedenle idarenin cevaplarına karşı beyanda bulunabilme ve
kendisini savunabilme imkânından yoksun bırakıldığını belirterek, Anayasa’nın
36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
21. Bakanlık görüş yazısında,
başvurucunun iddiasının adil yargılanma hakkının alt unsurlarından biri olan
silahların eşitliği ilkesi ile ilgili olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
(AİHM) içtihatlarına göre silahların eşitliği ilkesinin kural olarak bir
davanın taraflarının sunulan kanıt ve bütün görüşler hakkında bilgi sahibi
olması ve bunlarla ilgili görüş bildirme hakkını içinde barındırdığı, somut
olay açısından 5326 sayılı Kanun’un 28. maddesinin (4) numaralı fıkrasında
cevap yazısının bir örneğinin itiraz başvurusunda bulunana Mahkeme tarafından
tebliğ edileceği kuralının düzenlendiği, belirtilen hususların
değerlendirilmesinin Anayasa Mahkemesinin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
22. Başvurucu, başvuru formunda
yer alan iddialarını tekrarlamıştır.
23. Anayasa Mahkemesi,
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili
hükmü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların
eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi gibi ilke ve haklara, Anayasa’nın 36.
maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher
Ergun ve Diğerleri, B. No.2012/13, 2/7/2013,
§ 38).
24. “Hakkaniyete uygun yargılanma”nın temel unsuru, yargılamanın “çelişmeli” olması ve taraflar arasında “silahların eşitliği”nin sağlanmasıdır (Benzer
yöndeki AİHM kararı için bkz. Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60). Adil yargılanma hakkının unsurlarından
olan çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava malzemesi hakkında bilgi sahibi
olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını ve bu nedenle tarafların yargılamanın
bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda, mahkemece
tarafların dinlenilmemesi, taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi,
yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hale gelmesine neden olabilecektir
(Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Ruiz-Mateos/İspanya, § 63; Feldbrugge/Hollanda, B. No. 8562/79, 29/05/1986, § 44).
25. Silahların eşitliği
ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk
ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler
hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı
vermektedir (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. J.J./Hollanda, B. No: 9/1997/793/994,
27/3/1998, § 43; Vermeulen/Belçika,
B.No: 19075/91, 20/2/1996, § 33).
26. Adil yargılanma hakkının
unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi
davanın taraflarının usuli haklar bakımından aynı
koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir
duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde
dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013,
§ 32).
27. Genel anlamda hakkaniyete
uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli
yargılama ilkeleri ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere
delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması
gerekir. Bu anlamda, delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik
iddiaları da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilecektir (Yüksel Hançer, B.
No. 2013/2116, 23/1/2014, § 19). Ancak, Anayasa
Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi, somut olayın usul
kurallarına uygunluğu denetlemek değil, adil yargılanma hakkı kapsamındaki
güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini denetlemektir.
28. Başvuru formu ve ekli
belgelerin incelenmesinden, başvurucunun idari para cezasının kaldırılması
istemiyle Sulh Ceza Mahkemesine yaptığı başvuru üzerine Mahkemece itiraz
dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edildiği, idarenin cevap dilekçesinin ise
başvurucuya tebliğ edilmediği ve Sulh Ceza Mahkemesi tarafından bu yazı ve
ekindeki belgeler dayanak alınmak suretiyle başvurucunun itirazının reddine
karar verildiği görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, idarenin cevap yazısı ve eklerinin, idari
para cezası tutanağında belirtilenlerden başka başvurucunun bilgisi dâhilinde
olmayan ek bilgiler içerdiği (§ 9), bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin
başvurucunun haberdar olmadığı bilgi ve belgelere göre karar verdiği
anlaşılmaktadır.
29. Başvurucu, cevap yazısı ve
ekindeki belgelere üst yargılama aşamasında da ulaşamamış ve bunlara karşı
iddia ve itirazlarını dile getirememiştir. İdarenin cevap yazısının tebliğ
edilmediğine ilişkin benzer şikâyetleri, itiraz mercii olan Asliye Ceza
Mahkemesinde de ileri sürmüş olmasına rağmen mahkemece şikâyet edilen hususlar gözardı edilmiştir.
30. Somut olayda, başvurucunun
yetkilisi olduğu firma adına kesilen idari para cezasının hukuka aykırı
olduğundan bahisle kaldırılması yolundaki talebine cevaben idare tarafından
Mahkemeye sunulan ve karara dayanak alındığı anlaşılan bilgi ve belgelerin
başvurucunun başarı şansını zedeleyici nitelikte olması nedeniyle başvurucunun
söz konusu bilgi ve belgelere ilişkin cevaplarını sunma imkânından yoksun
bırakıldığı ve dolayısıyla silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
31. Açıklanan nedenlerle,
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve
çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50.
Maddesi Yönünden
32. Başvurucu, ihlalin tespiti
ile yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
33. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
34. Mevcut başvuruda Anayasa'nın
36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlalin ve sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili
Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
35. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
İdarenin cevap yazısının bildirilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ve
çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetinin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve
çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine,
C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına
16/4/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.