TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DURMAZ OTO. PETROL ÜRÜNLERİ
İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/1746)
|
|
Karar Tarihi: 7/5/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Akif YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve
Tic. Ltd. Şti.
|
Temsilcisi
|
:
|
Remzi DURMAZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Devrim BİÇEN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, idarenin cevap
yazısı ve duruşma günü kendisine tebliğ edilmeden hakkındaki idari para
cezasının iptali yönündeki talebinin reddine karar verildiğini belirterek, Anayasa'nın
36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüş ve yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 8/2/2013
tarihinde yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci
Komisyonunca, 29/12/2014 tarihinde kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 25/2/2015 tarihinde kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Adalet Bakanlığının 16/3/2015 tarihli görüş yazısı 23/3/2015 tarihinde başvurucu
vekiline tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne cevaplarını içeren
dilekçesini 7/4/2015 tarihinde sunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu şirket adına
kayıtlı 21 KA 534 plakalı araca, taşıma için belirlenen istiap haddinin üstünde
yük taşındığının tespit edildiğinden bahisle 13/10/1983
tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 65. maddesinin birinci
fıkrasının (b) ve (e) bentlerinin ihlal edildiği gerekçesiyle 30/9/2012 tarihli
ve 830213 seri numaralı tutanak ile 7.124,00 TL idari para cezası kesilmiştir.
8. Başvurucu, söz konusu cezaya
karşı Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesine Emniyet Müdürlüğünün ceza kesme
yetkisinin bulunmadığı ve düzenlenen ceza tutanağının usul ve yasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle başvuruda bulunmuştur. Başvuru üzerine Mahkeme, 22/10/2012 tarihinde tensip tutanağını düzenleyerek,
4/12/2012 tarihini duruşma günü olarak belirlemiştir. Ancak duruşma günü
taraflara tebliğ edilmemiştir.
9. Mahkeme, idarenin cevabi
yazısı üzerine, 4/12/2012 tarih ve 2012/1134 D. İş
sayılı kararı ile başvurucunun talebini dosya üzerinden reddetmiştir.
11.
Ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Kararına itiraz edilen kurum 09/11/2012
tarihli cevap dilekçesinde Diyarbakır ili Elazığ Yolu İplik Kavşağında yapılan
uygulamada durdurulan 21 KA 527 plakalı aracın aşırı yüklü olduğunun görülmesi
üzerine, periyodik muayene ayar ve denetimleri Diyarbakır Ticaret Odası
tarafından sürekli olarak yapılıp kontrol edilen Doğru Petrol 80 tonluk
elektronik tır kantarında yapılan tartım sonucunda aracın yüklü ağırlığının
48840 kg olarak tespit edilerek idari para cezası uygulandığını, aracın tartım
sonuçları ile araca ait polnet çıktısının ve
uygulanmış olan trafik idari para cezası karar tutanağının gönderildiği
karayolları trafik kanununun 65 maddesinde araçların yüklenmesinde
yönetmeliklerle belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak azami yüklü
ağırlığının veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması halinde 3562 TL
işletene ve gönderene ayrı ayrı idari para cezası verileceği işleten ve
gönderenin aynı olması halinde 1.fıkraya uymayan işleten ve gönderen için
uygulanacak idari para cezasının toplamının uygulanacağının belirtildiğini
idari para cezası karar tutanağı düzenleme yetkisinin Karayolları Trafik
Kanunu’nun düzenlenmesi başlığının 2. bölümünde düzenlendiğini yapılan işlemin
yasalara uygun olduğunu belirtmiş cevap dilekçesi ekinde buna ilişkin aracın
tartım sonucu polnet çıktısı trafik idari para cezası
karar tutanağı, tebliğat kabul listesi, Diyarbakır 5.
Asliye Ceza Mahkemesinin örnek kararı ve yönetmelik fotokopisini gönderdiği
görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yükü gönderen ile
işletenin aynı olması nedeniyle toplam 7124 TL idari para cezasının kesildiği,
Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre emniyet müdürlüğünün ceza kesme
yetkisinin bulunduğu,düzenlenen
tutanağın usul ve yasaya uygun bulunduğu görülmekle itirazın reddine karar
vermek gerekmiştir.”
10. Başvurucu, anılan karara
karşı Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesine itiraz etmiştir.
11. Diyarbakır 3. Asliye Ceza
Mahkemesinin 11/1/2013 tarihli ve 2013/27 D. İş sayılı
kararıyla başvurucunun itirazı, düzenlenen tutanağın usul ve yasaya uygun
olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
12. Anılan kararın gerekçesinin
ilgili kısmı şöyledir:
“…Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yükü gönderen ile
işletenin aynı olması nedeniyle toplam 7124 TL idari para cezasının kesildiği,
Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre Emniyet Müdürlüğünün ceza kesme
yetkisinin bulunduğu, düzenlenen tutanağın usul ve yasaya uygun bulunduğu
görülmekle itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.”
13. İtirazın reddi kararı,
başvurucuya 24/1/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Bireysel başvuru 8/2/2013 tarihinde yapılmıştır.
B. İlgili Hukuk
15. 2918 sayılı Kanun'un 65.
maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Araçların
yüklenmesinde, yönetmeliklerle belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak;
…
b) Azami yüklü
ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması,
…
e) Tehlikeli ve
zararlı maddelerin gerekli izin ve tedbirler alınmadan taşınması,
…
yasaktır.
Birinci fıkranın (b)
bendine uymayarak;
…
e) % 25'in üzerinde
fazla yüklemelerde 3.000 Türk Lirası,
…
İşleten ve gönderenlere ayrı ayrı idarî para cezası
verilir.”
16. 13/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanunu’nun “Başvurunun
incelenmesi” kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili fıkraları
şöyledir:
“…
(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin
bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen
tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir.
Dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir
haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya
avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında
karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça
belirtilir.
…
(6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve
avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir,
bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur.
(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri
ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan
tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen
tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme
son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar…”
17. 18/7/1997 tarihli ve 23053 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik
Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 161. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Karayolları Trafik Kanununda yazılı trafik suçlarını
işleyenler hakkında;
a) Emniyet Genel Müdürlüğünün;
1) Trafik zabıtası personeli, …,
tarafından suç veya ceza tutanağı düzenlenir…”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 7/5/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
8/2/2013 tarihli ve 2013/1746 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
19. Başvurucu, İlk Derece
Mahkemesince, kararına itiraz edilen idarenin cevap dilekçesinin bir örneğinin
kendisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünün
dosyaya sunduğu cevap dilekçesine karşı herhangi bir beyanda bulunamadığını,
ayrıca Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesince 4/12/2012
tarihi olarak belirlenen duruşma gününün de kendisine bildirilmediğini,
böylelikle davalı idarenin cevaplarına karşı savunma yapamadığını ve
Anayasa'nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Başvurucu, idarenin cevap
yazısı ve duruşma günü kendisine tebliğ edilmeden karar verildiğini ileri
sürmüştür. Başvurucunun iddialarının esas itibariyle Anayasa’nın 36. maddesinde
düzenlenen adil yargılanma hakkının unsurları olan silahların eşitliği ve
çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlaline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Başvurucu, bu yöndeki iddiasını davalı idarenin cevaplarına karşı savunma
yapmasına imkân verilmemesi bağlamında dile getirmiştir. Bu nedenlerle,
başvurucunun iddia ettiği koşullar ve iddialarını dile getirme biçimi dikkate
alınarak somut başvuru, adil yargılanma hakkının belirtilen unsurları
çerçevesinde incelenmiştir.
21. Başvurucu, idarenin cevap
dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini, duruşma açılması kararı verilmesine
rağmen bu karardan daha sonra vazgeçildiğini, bu nedenlerle savunma imkânından
mahrum kaldığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Adalet Bakanlığı görüşünde,
adil yargılama hakkında yer alan güvencelerden birinin de silahların eşitliği
ilkesi olduğu, bu ilke gereği davanın taraflarından birinin diğeri karşısında
zayıf duruma düşürülmemesi gerektiği, somut başvuruda tebliğ edilmesi gereken
belgeler tebliğ edilmiş olsaydı başvurucunun hangi ilave tezleri ileri
süreceğine ilişkin açıklamada bulunmadığı, bu durumun silahların eşitliği
ilkesinin ihlal edilip edilmediği incelenirken göz önünde bulundurulması
gerektiği yönünde beyanlarda bulunmuştur.
23. Başvurucu, başvuru
formundaki iddiaları tekrarlamış duruşma açılmamasını değil, duruşma açılması
kararı verilmesine rağmen bu karardan sonradan vazgeçilmesinin ihlal teşkil
ettiğini ileri sürmüştür.
24. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın
36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü, Sözleşme’nin
6. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) lafzi
içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına
dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi gibi ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38).
25. “Hakkaniyete
uygun yargılanma”nın temel unsuru, yargılamanın “çelişmeli” olması ve taraflar arasında “silahların eşitliği”nin sağlanmasıdır (Benzer
yöndeki AİHM kararı için bkz. Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60). Adil yargılanma hakkının unsurlarından
olan çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava malzemesi hakkında bilgi sahibi
olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını ve bu nedenle tarafların yargılamanın
bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda, mahkemece
tarafların dinlenilmemesi, taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi,
yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hale gelmesine neden olabilecektir
(Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Ruiz-Mateos/İspanya, § 63; Feldbrugge/Hollanda, B. No. 8562/79, 29/05/1986, § 44).
26. Silahların eşitliği
ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk
ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler
hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı
vermektedir (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. J.J./Hollanda, B. No: 9/1997/793/994,
27/3/1998, § 43; Vermeulen/Belçika,
B.No: 19075/91, 20/2/1996, § 33).
27. Adil yargılanma hakkının unsurlarından
biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi davanın
taraflarının usuli haklar bakımından aynı koşullara
tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma
düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile
getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın
Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013,
§ 32).
28. Genel anlamda hakkaniyete
uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkeleri ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma
ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda,
delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddiaları da yargılamanın
bütünü ışığında değerlendirilecektir (Yüksel Hançer,
B. No. 2013/2116, 23/1/2014, § 19). Bu bakımdan, daha
önce ulaşılamayan bilgi ve belgelere üst yargılama aşamasında ulaşılmış ve
bunlara karşı iddia ve itirazlar dile getirilmiş ise silahların eşitliği ilkesi
ihlal edilmiş sayılmayabilir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru
kapsamındaki görevi, somut olayın usul kurallarına uygunluğunu denetlemek
değil, adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal
edilip edilmediğini denetlemektir.
29. Başvurucu, İlk Derece
Mahkemesinin, 5326 sayılı Kanun’un 28. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer
alan “Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere
cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder” şeklindeki açık hükme
uygun davranmadığını ve duruşma gününü kendisine tebliğ etmeden hakkındaki
idari para cezasının iptali yönündeki başvurunun reddine karar verdiğini
belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
30. 2918 sayılı Kanun'un 65.
maddesine göre, azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın
aşılması nedeniyle işleten ve gönderenlere ayrı ayrı idarî para cezası
uygulanır. Başvuru formu ve ekli belgeler ile dosya kapsamından; 30/9/2012 tarihinde Diyarbakır ili Elazığ Yolu İplik
Kavşağında yapılan uygulamada durdurulan 21 KA 534 plakalı aracın aşırı yüklü
olduğunun görülmesi üzerine aracın yapılan tartımı sonucunda mevzuatta
belirtilen azami yüklü ağırlığın aşıldığı gerekçesiyle 2918 sayılı Kanun’un 65.
maddesine istinaden, 830213 seri numaralı
‘idari para cezası karar tutanağı’ düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Tutanakta; aracın cinsi, rengi ve plakası, kabahatin işlendiği yer, hangi
kabahatin işlendiği, kabahatin nasıl tespit edildiği, tutanağı düzenleyen
görevlinin ad ve soyadı ile sicil numarası ve ceza tutarı ile ilgili bilgiler
yer almaktadır. Tebliğ evrakından, bu tutanağın başvurucuya tebliğ edildiği ve
başvurucunun bu tutanağın tebliği ile hakkındaki idari para cezasından haberdar
olduğu görülmektedir.
31. Diyarbakır İl Emniyet
Müdürlüğü tarafından Mahkemeye gönderilen cevap yazısında, trafik uygulamasında
durdurulan 21 KA 534 plakalı aracın azami yüklü ağırlığını aştığı gerekçesiyle
2918 sayılı Kanun’un 65. maddesine istinaden, 830213 seri numaralı ‘idari para cezası karar tutanağı’
düzenlendiği belirtilmiş, tartıma dayanak belge (kantar fişi) ile idari para
cezasını kesmeye yetkili olduklarına dair emsal mahkeme kararları/yönetmelik
fotokopisi yazı ekinde gönderilmiştir.
32. Mahkemenin, önce tarafları
dinlemeye karar vermesi ve
sonradan bu kararından vazgeçmesi bir özensizliği göstermekte ise de, dinleme
gününün taraflara tebliğ edilmediği ve kararın dosya üzerinden verildiği
anlaşılmaktadır.
33. Diyarbakır İl Emniyet
Müdürlüğünün cevabi yazısının ‘idari para
cezası karar tutanağı’ içeriğinde belirtilenlerden başka
başvurucunun bilgisi dâhilinde olmayan ek açıklamalar içermediği, ‘idari para cezası karar tutanağı’nın iptaline yönelik
başvuru dilekçesinde de bu açıklamalara gerekli itirazların yapıldığı,
başvurucu tarafından, aracın belirtilen tarihte o güzergâhta yük taşımadığına
dair bir iddianın ileri sürülmediği görülmektedir. Diğer yandan, idarenin cevap
yazısının ekindeki kantar fişi ile emsal mahkeme kararlarının da üst yargılama
aşamasında öğrenildiği, dilekçede bunlara yönelik gerekli itirazların ileri
sürüldüğü ve “itirazın reddi”
kararında bu şikâyetlerin tartışıldığı anlaşılmaktadır.
34. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal
edildiğine ilişkin başvurusunun, açık ve görünür bir ihlalin olmaması nedeniyle
“açıkça dayanaktan yoksun”
olduğundan kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle, başvurunun “açıkça dayanaktan
yoksun olması” nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
bırakılmasına, 7/5/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.