TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KEMAL TORAMAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/1761)
|
|
Karar Tarihi: 21/1/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Zühtü ARSLAN
|
Raportör
|
:
|
Muharrem İlhan KOÇ
|
Başvurucular
|
:
|
Kemal TORAMAN
|
|
|
Birkan MENGÜTAY
|
|
|
Salih ESMER
|
|
|
İlker BOĞA
|
Vekili
|
:
|
Av. Gül ALTAY
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde görevli
polis memurlarına tazminat ödenmesine neden oldukları iddiasıyla Diyarbakır 3.
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada tazminata hükmedilmesinin adil
yargılanma haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 25/2/2013 tarihinde
İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yapılmıştır. Dilekçe ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 28/11/2013
tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın
Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm 25/2/2014 tarihinde
başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
vermiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular 25/2/2014
tarihinde Adalet Bakanlığına bildirilmiştir.
6. Adalet Bakanlığı 26/3/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını bildirmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
8. İçişleri Bakanlığı, 18/3/2006
tarihindeki eylemleriyle Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde görevli polis
memurlarına tazminat ödenmesine neden oldukları iddiasıyla, 9/7/2007 tarihinde
başvurucular aleyhine Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası
açmıştır.
9. Aynı olaylarla ilgili olarak Diyarbakır 6. Ağır Ceza
Mahkemesinin 28/11/2006 tarih ve E.2006/47, K.2006/221
sayılı kararıyla örgüt propagandası yapmak suçundan başvurucuların
mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
10. Polis memurlarının başvuruculara işkence/kötü muamele
yaptıkları şikayetiyle ilgili soruşturmada Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığınca 10/11/2006 tarihinde kovuşturmaya yer
olmadığına karar verilmiştir.
11. Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 6/3/2012 tarih ve E.2007/352, K.2012/133 sayılı kararıyla
başvurucuların 14.586,48 TL tazminatı müştereken ve müteselsilen
ödemelerine karar verilmiştir.
12. Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17/12/2012 tarih ve E.2012/13188, K.2012/19491 sayılı
ilamıyla hüküm onanmıştır.
13. Tebligat belgelerine göre onama kararı 23/1/2013
tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Başvuru formunda ise onama kararının 24/1/2013
tarihinde tebliğ edildiği/öğrenildiği belirtilmektedir.
15. 25/2/2013 tarihinde bireysel başvuru
yapılmıştır.
B. İlgili Hukuk
16. 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrası
şöyledir:
“Bu kanun kapsamına
girenlerden;
a) Ölenlerin kanuni mirasçılarına, en yüksek
Devlet Memuru brüt aylığının (Ek gösterge dahil) 100
katı tutarında,
b) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan
aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteği ile sürdürebilecek şekilde malül olanlara 200 katı, diğer engelli hâle gelenlere (a)
bendinde belirtilen tutarın % 25'inden % 75'ine kadar, yaralananlara ise %
20'sini geçmemek üzere engellilik ve yaralanma derecesine göre,
Nakdi tazminat ödenir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 21/1/2015 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 25/2/2013 tarih ve 2013/1761 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular, tazminat davasına konu durumun polis
memurlarınca kendilerine uygulanan orantısız güç nedeniyle gerçekleştiğini,
ceza davasında verilen karara dayanılarak tazminata hükmedilmesi ve
yargılamanın makul süreyi aşması nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde
tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun’un “Bireysel başvuru usulü”
kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.…”
20. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt
dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (B. No: 2012/1075, 12/2/2013, § 18-19).
21. Somut olayda, başvurucuların belirtilen nedenle davacı
polis memurlarına tazminat ödemesine dair Diyarbakır 3. Asliye Hukuk
Mahkemesinin 6/3/2012 tarihli hükmü, Yargıtay 4. Hukuk
Dairesinin 17/12/2012 tarihli ilamıyla onanmıştır.
22. İlk derece mahkemesi hükmünün onanmasına dair Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi ilamının 23/1/2013 tarihinde
başvurucular vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
23. Bu kapsamda nihai kararın 23/1/2013
tarihinde tebliği üzerine en geç 22/2/2013 tarihinde bireysel başvuru yapılması
gerekirken, 25/2/2013 tarihinde yapılan başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna
varılmıştır.
24. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin
“süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermek
gerekmiştir.
2. Disiplin Para Cezası Yönünden
25. 6216 sayılı Kanun’un “Başvuru
hakkının kötüye kullanılması” kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
“Bireysel
başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine,
yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk
Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir.”
26. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
“Başvuru hakkının kötüye kullanılması”
başlıklı 83. maddesi şöyledir:
“Başvurucunun
istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel
başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru
reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin
Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına
karar verilir.”
27. Öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarına zarar vermek
amacıyla bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı açıktır.
Hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuruda özel olarak ele alındığı
görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan
ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engellemeyi
amaçlayan davranışların, başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak
değerlendirilmesi mümkündür (B. No: 2013/7087, 18/9/2014,
§ 28).
28. Bu kapsamda özellikle, Mahkemeyi yanıltmak amacıyla
kasten gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve
belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesine esas olabilecek bir unsur
hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde ortaya çıkan
ve değerlendirmeyi etkileyebilecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında
Mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat
oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak
kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya
tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda, başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 29).
29. Somut başvuru açısından, başvuru konusu tazminat davasına
ilişkin yargılamada verilen nihai karar, bireysel başvuruda da başvurucuların
vekili olan avukata 23/1/2013 tarihinde tebliğ
edildiği halde, başvuru formunda tebliğ/öğrenme tarihi 24/1/2013 olarak
belirtilmiştir. Bu şekilde yanıltıcı bir davranışla başvurunun süresi içinde
yapıldığının kabul edilmesi amaçlanmıştır.
30. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların yanıltıcı bilgi
vermesi nedeniyle 6216 sayılı Kanun’un 51. maddesi uyarınca takdiren
500,00 TL disiplin para cezasıyla tecziyesine karar verilmesi gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun “süre aşımı” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular
üzerinde bırakılmasına,
C. 6216 sayılı Kanun’un 51. maddesi
uyarınca başvuruculara müştereken 500,00 TL disiplin para cezası verilmesine,
21/1/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.