TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET AVCI BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/805)
|
|
Karar Tarihi: 21/1/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Zühtü ARSLAN
|
Raportör
|
:
|
Recep ÜNAL
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet AVCI
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, şartla
salıverildikten sonra işlediği hafif bir suç gerekçe gösterilerek şartla
tahliye kararının geri alınmasının adil olmadığını ileri sürmüş ve infazın
durdurulmasını talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 15/1/2013 tarihinde
Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü
Komisyonunca 30/12/2013 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
25/4/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık)
gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular 25/4/2014 tarihinde Bakanlığa bildirilmiştir. Bakanlığın yazılı görüşü
20/6/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunulmuştur.
6. Bakanlık görüşünün tebliği
aşamasında, başvurucunun 6/6/2014 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu hakkında,
Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2000 tarih ve E.1997/45, K.2000/80
sayılı kararıyla “kasten kendi çocuğunu
öldürmek” suçunu işlediği gerekçesiyle 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu’nun 450. maddesinin birinci fıkrası ve 59. maddesi uyarınca müebbet ağır
hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
9. Boğazlıyan Ağır Ceza
Mahkemesinin 30/1/2003 tarih ve 2003/23 Müteferrik İş sayılı kararı ile
yukarıda sözü edilen müebbet hapis cezasının 2148 sayılı Kanun’a göre şartla
tahliye tarihinin 31/1/2013 olduğu, 4616 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ikinci
fıkrası gereğince 10 yıl indirim yapıldıktan sonra şartla tahliye tarihinin
31/1/2003 olduğu anlaşıldığından, anılan tarihten itibaren başvurucunun şartla
tahliyesine karar verilmiştir.
10. Boğazlıyan Ağır Ceza
Mahkemesinin 21/7/2005 tarih ve E.1997/45, K.2000/80 sayılı ek kararı ile 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 1/6/2005 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle 5252
sayılı Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca kesinleşmiş hükmün
uyarlanmasına ilişkin yargılama yapıldığı, bu kapsamda başvurucu hakkındaki,
şartla tahliyesine esas teşkil eden hüküm uyarlanarak öz kızını öldürmek eylemi
nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 82. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi
ve 62. maddesi gereğince müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar
verilmiştir.
11. Çayıralan Cumhuriyet
Başsavcılığının 28/3/2005 tarih ve E.2005/63 sayılı iddianamesi ile “resmi nikah kıydırmadan dini nikah akdi kıydırmak”
suçunu işlediği iddiasıyla başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır. Çayıralan
Asliye Ceza Mahkemesinin 21/4/2008 tarih ve E.2005/56, K.2008/13 sayılı kararı
ile başvurucunun iki ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve karar
kesinleştikten sonra koşullu salıvermenin geri alınması hususunda mahkemesine
bildirimde bulunulmasına karar verilmiştir.
12. Boğazlıyan Ağır Ceza
Mahkemesinin 23/12/2012 tarih ve 2012/1098 D.İş sayılı kararı ile başvurucu hakkında “yeni suç tarihi olan 1/12/2004’ten itibaren, bihakkın
tahliye tarihi olan 29/1/2033’e kadar sürenin aynen infazına ve şartlı
tahliyesinin geri alınmasına” karar verilmiştir.
13. Başvurucu bu karara karşı
itiraz yoluna başvurmuş olup, Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/1/2013 tarih
ve 2013/177 D.İş sayılı
kararı ile başvurucunun itirazının kısmen kabulü ile şartlı tahliye kararının
yeniden suç işlemiş olması nedeniyle kaldırılarak hükümlü hakkında hükmedilen
hapis cezasından ikinci suç tarihi olan 31/12/2004 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi
olan 29/1/2033 tarihi arasında kalan sürenin aynen infazına karar verilmiştir.
14. Başvurucu, 15/1/2013
tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Başvurucu, 6/6/2014
tarihinde hayatını kaybetmiştir.
B. İlgili
Hukuk
16. 21/12/2000 tarihli ve 4616
sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla
Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un 1. maddesi
şöyledir:
“23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle;
1. Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda
olanlar hakkında tâbi oldukları kanunlardaki infaz hükümleri aynen uygulanır.
2. (Yeniden düzenleme: 21/5/2002-4758/1 md.)
Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların veya şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya
mahkûm edilenlerin ya da aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti
bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin tâbi oldukları infaz hükümlerine göre
çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıl indirilir. İndirim, verilen her
bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır.
Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde
verilmiş olsa bile, bu cezaların toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı
geçemez.
Birinci paragraf hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam
cezalarından on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi dolmuş olanlar,
iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve istemleri olmaksızın derhal;
toplam cezaları on yıldan fazla olanlar kalan cezalarını çektikten sonra şartla
salıverilirler.
…”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 21/1/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 15/1/2013 tarih ve 2013/805
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, tekrar ağır bir
suç işlememiş olmasına rağmen iki aylık hapis cezası nedeniyle 28 yıl hapis
cezası çekmek zorunda bırakıldığını ve bu durumun, tahliyeye yönelik hiçbir
kanuni düzenlemeden yararlanamaması anlamına geldiğini ileri sürerek, infazın
durdurulması ve şartla salıverilme hakkının geri verilmesi taleplerinde
bulunmuştur.
B. Değerlendirme
19. Kabul edilebilirliğe ilişkin
olarak Bakanlık görüş yazısında, kanun yolu şikâyeti niteliğindeki
başvuruların, bariz takdir hatası veya açık keyfilik bulunmadıkça Anayasa
Mahkemesince incelenemeyeceği bildirilmiştir.
20. Başvurunun incelemesi devam
ederken, başvurucunun 6/6/2014 tarihinde öldüğü, UYAP aracılığıyla incelenen
nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır.
21. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Düşme
kararı” kenar başlıklı 80. maddesi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her
aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan
herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini
haklı kılan bir neden görülmemesi.
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada
belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması
veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan
haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir.”
22. Şartla tahliyenin geri
alınmasına dair kararın kaldırılmasını sağlamayı hedefleyen bireysel başvurunun
karara bağlanmasının, başvurucunun ölmüş olması nedeniyle bu aşamada pratik bir
fayda sağlamayacağı açıktır. Diğer yandan, somut başvuruya benzer bir başvuru,
Anayasa’nın 19. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında değerlendirilerek Anayasa
Mahkemesince karara bağlanmış olup, belirtilen kararda, ilgili Anayasa
hükümleri uygulanıp yorumlanmış ve temel hak ve özgürlüğün kapsam ve sınırları
belirlenmiştir (B. No: 2013/8114, 17/9/2014, § 12 vd).
Dolayısıyla somut başvuru bakımından, İçtüzüğün 80. maddesinin (2) numaralı
fıkrası gereğince, incelemeye devam edilmesini gerekli kılan bir durum söz
konusu değildir. Bu çerçevede, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı
kılan sebeplerin başvurucunun ölümü ile ortadan kalmış olması nedeniyle,
başvuru hakkında “düşme” kararı
verilmesi gerekir.
23. Açıklanan nedenlerle, “incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmemesi” nedeniyle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle, başvurunun, “incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi” nedeniyle DÜŞMESİNE, yargılama giderlerinin başvurucu
üzerinde bırakılmasına, 21/1/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE
karar verildi.