TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MUSTAFA DEMİRBAŞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/1877)
|
|
Karar Tarihi: 16/9/2015
|
R.G. Tarih- Sayı: 10/11/2015-29528
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Selami ER
|
Başvurucu
|
:
|
Mustafa DEMİRBAŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Abdülaziz DİKE
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, askerî okuldan
başarısızlık nedeniyle ilişiğinin kesilmesi sonucu ödemek zorunda kalınan
öğrenim giderlerinden bir kısmının 19/6/2010 tarihli
ve 6000 sayılı Kanun’a göre geri alınması için açılan davada, Kanun’da
güncelleme yapılmadan önce ödemeye karar verilmesi nedeniyle mülkiyet ve adil
yargılanma hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 6/3/2013
tarihinde Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun, Komisyona
sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü
Komisyonunca, 8/4/2014 tarihinde kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 15/5/2014 tarihinde kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına ve başvurunun bir örneğinin görüş için
Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Bakanlığının görüş yazısı, 24/7/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş; başvurucu, Bakanlığın
cevabına karşı beyanlarını yasal süresi içinde ibraz etmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru dilekçesi ve
eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1993-1994 eğitim
öğretim yılında devam ettiği Kuleli Askerî Lisesinden 1994 yılında başarısızlık
nedeniyle çıkarılmış, bu nedenle kendisinden istenen 50.160.000 TL (TL’den 6
sıfır atılmadan önce) öğrenim giderini taksitlendirerek faiziyle birlikte
ödemiştir.
8. 19/6/2010 tarihinde kabul
edilen 6000 sayılı Kanun’la daha önce askerî okullarla ilişiği kesilen
öğrenciler için geçmişte tahsil edilen öğrenim giderlerinden amortisman
ve personel giderlerinin iadesi öngörülmüştür.
9. Başvurucu, 10/8/2010 tarihli
dilekçesiyle Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığından (İdare) ödemiş olduğu amortisman ve personel giderlerinin iadesini talep etmiş,
İdare 14/4/2011 tarihli cevap yazısıyla öğrenim giderlerinin amortisman ve
personel giderlerine ait kısmının 27,26 TL (TL’den 6 sıfır atıldıktan sonra)
olduğunu başvurucuya bildirmiştir.
10. Başvurucu, İdarece
hesaplanan geri ödeme bedelinin hakkaniyetten uzak olduğu ve 18 yıl önceki
rakamlara dayanan hesaplamanın güncellenmesi talebiyle 18/5/2011
tarihinde Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinde alacak davası açmıştır.
11. Mahkeme bilirkişi incelemesi
yaptırmış, 1993-1994 eğitim öğretim yılında 27,26 TL olan amortisman
ve personel giderinin, Devlet İstatistik Enstitüsü verileriyle güncellenmiş
rakamlar esas alınarak hazırlanan 12/12/2011 tarihli bilirkişi raporunda
4.998,85 TL olduğu belirlenmiştir.
12. Mahkeme, 15/12/2011
tarihli ve E.2011/1040, K.2011/2529 sayılı kararıyla bilirkişi raporunu göz
önünde bulundurarak denkleştirici adalet ilkesine
göre davayı kabul etmiş ve iade edilmesi gereken bedelin 4.998,85 TL olduğuna
karar vermiştir.
13. Kararın temyizi üzerine
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, 6000 sayılı Kanun hükümleri gereği başvurucunun
ödemiş olduğu amortisman ve personel giderlerinin iade
edileceği hususunda tereddüt bulunmadığını ancak Kanun’da geri ödenecek bedele
endeks uygulanarak güncelleneceği veya faiz ilave edileceğine dair hüküm
bulunmadığı gerekçesiyle 29/5/2012 tarihli ve E.2012/3728, K.2012/6470 sayılı
kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararını bozmuştur.
14. Davayı tekrar ele alan
Mahkeme, bu defa bozma kararına uyarak ve bozma kararına atıf yaparak 16/10/2012 tarihli ve E.2012/926, K.2012/1550 sayılı
kararıyla iadesi gereken miktarın 27,26 TL olduğuna hükmederek başvurucuya
ödenmesine ve başvurucunun 596,69 TL vekâlet ücretini İdareye ödemesine karar
vermiştir.
15. Kararın temyizi üzerine
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 15/1/2013 tarihli ve
E.2012/14298, K.2013/309 sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararını
onamıştır. Karar aynı tarihte kesinleşmiştir.
16. Karar, başvurucuya 21/2/2013 tarihinde tebliğ edilmiş; başvurucu 6/3/2013
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
17. 30/05/1949 tarihli ve 5401 sayılı
Askeri Öğrencilerden Başarı Gösteremeyenler Hakkında Kanun’un 19/6/2010 tarihli
ve 6000 sayılı Kanunun 11. maddesiyle değişik 3. maddesi şöyledir:
“Sağlık sebepleri
dışında okullarla yüksek öğrenim kurumlarından çıkarılan öğrencilere (Ek ibare:
19/06/2010-6000 S.K/11.mad.), personel ve amortisman giderleri hariç, Devlet tarafından
yapılan bilumum masraflar faizi ile birlikte mukavelesi gereğince ödettirilir.
Ancak, bu
öğrencilerden bilahare muvazzaf subay, askeri memur ve astsubay olarak orduya dahil olanlara Devletçe yapılan masraflar ödettirilmez.”
18. 5401 sayılı Kanun’a 6000
sayılı Kanun’un 12. maddesiyle eklenen geçici 3. madde şöyledir:
“Bu maddeyi ihdas
eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce askeri öğrencilikten
çıkarılanlardan kendilerine tahakkuk ettirilen borçlarını ödemiş yahut
taksitlendirmiş olanlar ile yargılamaları devam edenler veya kesin hükme
bağlanmış olanlar, üç ay içerisinde müracaat etmeleri halinde 3 üncü madde
hükmünden yararlandırılır.”
19. Askeri Öğrencilerden Başarı
Gösteremeyenler Hakkında Kanun, Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli Kanunu, Harp
Okulları Kanunu ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunlarında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (6000 sayılı Kanun) genel gerekçesi şöyledir:
“5401
sayılı Askeri Öğrencilerden Başarı Gösteremeyenler Hakkında Kanunun 3, 4566
sayılı Harp Okulları Kanununun 38, 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Kanununun 45'inci maddeleri ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununun 18'inci maddesinin (a) bendi gereğince, sağlık nedenleri dışındaki
bir nedenle askeri öğrencilikten çıkarılan veya kendiliğinden ayrılanlara
devletçe yapılan masraflar yasal faizi ile birlikte öğrenci ve kefillerine
ödettirilmektedir.
Ancak, yukarıda
belirtilen bu yasa hükümleri gereğince tahakkuk ettirilen masrafların içine, personel
ve amortisman giderleri de ilave edilmektedir. İlave
edilen bu iki kalem masraf ise, tahakkuk ettirilen masrafın %50'sinden
fazlasını teşkil etmektedir. Halbuki bu iki kalem
masraf Devlet açısından sabit giderler olup, askeri okuldan çıkarılan veya
ayrılan öğrencilerin ayrılması veya öğrenime devam etmesi nedeniyle azalan veya
artan masraf kalemleri değildir.
Ayrıca, Askeri
Okullara Alınan Öğrenciler ile Silahlı Kuvvetler Hesabına Fakülte ve Yüksek
Okullarda Okuyan Öğrenciler İçin Yüklenme Senedi Düzenlenmesine ve Bu
Okullardan Çeşitli Sebeplerle Ayrılacak Öğrencilere veya Kefillerine
Ödettirilecek Tazminata Dair Yönetmelik çıkarılarak 03.09.1985 gün ve 18857
sayılı Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Bu
Yönetmeliğin ekinde yer alan Örnek 1. Yüklenme ve Kefalet Senedi Formatında,
ödettirilecek masraf kalemleri tek tek sayılmak suretiyle gösterilmiştir. Bu
sayılan masraf kalemleri içinde personel ve amortisman
giderleri yoktur.
Buna rağmen, 2003 ve
2006 (bu yıllar dahil) arasında askeri okullara giren öğrencilerin okula
kayıtları sırasında alınan Yüklenme Senetlerine, Yönetmelik Eki Örnek 1.
formata aykırı bir şekilde personel ve amortisman
giderleri ilave edilmiştir. Askeri Okullara Alınan Öğrenciler ile Silahlı
Kuvvetler Hesabına Fakülte ve Yüksek Okullarda Okuyan Öğrenciler İçin Yüklenme
Senedi Düzenlenmesine ve Bu Okullardan Çeşitli Sebeplerle Ayrılacak Öğrencilere
veya Kefillerine Ödettirilecek Tazminata Dair Yönetmelik eki örnek bir formatta
14.02.2006 tarihinde değişiklik yapılarak personel ve amortisman
giderleri de ilave edilmiş ve bundan sonra askeri okula giren öğrencilerin
yüklenme senetlerine de personel ve amortisman giderleri dahil edilmiştir.
Bu durumda olan öğrencilerin
askeri okuldan ayrılması veya çıkarılması halinde de, açılan davalarda personel
ve amortisman giderlerinin alınmaması talep edilmiş
ise de, Borçlar Kanunundaki Sözleşme Serbestisi hükümleri gereğince, yüklenme
senedinde yazılı olduğu için, personel ve amortisman giderlerinin öğrenci ve
kefilleri tarafından ödenmesi gerektiğine karar verilmiş ve bu kararlar
Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinlik kazanmıştır.
Bu uygulama, 2003
yılından önce askeri okullara giren ve daha sonraki yıllarda askeri
öğrencilikten ayrılan veya çıkarılanlar ile, 2003 yılı
ve sonrasındaki yıllarda askeri okullara girip de askeri öğrencilikten
çıkarılan veya ayrılan öğrenciler arasında bir eşitsizlik yaratmıştır.
Yine, askeri okula
2002 yılında giren ve 1 yıl devre kaybeden bir öğrenci ile 2003 yılında askeri
okula giren bir öğrenci askeri lisede 4 yıl okuduktan sonra, Harp Okuluna
gitmemeleri veya askeri öğrencilikten çıkarılmaları halinde devre kaybeden
öğrenci 5 yıl askeri okulda okuduğu ve kendisine daha fazla masraf yapıldığı
halde, 2002 yılında alınan yüklenme senetlerinde personel ve amortisman
giderleri yazılı olmadığı için, bu iki kalem masraf alınmadığından, kendisinden
bir yıl sonra öğrenime başlayan ve bir önceki emsal gösterilen öğrenci ile 4 yıl
yapılan masraflar birebir aynı olduğu ve kendisine bir yıl daha az masraf
yapıldığı halde, 2002 yılında giren ve kendisinden 1 yıl fazla öğrenim gören
bir öğrenciye göre çok daha yüksek masraf ödeme zorunda kalmaktadır.
Örneğin,
Kara Askeri Liselerine 2002 yılında giren ve 1 yıl devre kaybederek 5 yıl
okuyan bir öğrenciden 19.000,00 TL civarında masraf alınırken, 2003 yılında
giren ve 2002 yılında girip de devre kaybeden bir öğrenci ile 4 yıl birlikte
okuyan ve yapılan 4 yıllık masraflar birebir aynı olan 2002 girişli bir öğrenci
40.000 - 45.000 TL civarında masraf ödemek zorunda kalmaktadır.
Keza, 2003 yılında
Kara, Deniz ve Astsubay Meslek Yüksek Okullarına giren tüm öğrencilerden alınan
Yüklenme Senetleri personel ve amortisman giderleri
yazıldığı halde, Deniz Lisesi ve Kara Askeri Liselerine Hava Harp Okulu namına
giren öğrencilerin Yüklenme Senetlerinde personel ve amortisman giderleri
yazılı değildir. Bunun bir sonucu da, aynı durumda olan öğrenciler birbirinden
çok daha farklı tazminat ödemek zorunda kalmaktadırlar.
Bu
nedenle, 2003 yılında Deniz Harp Okulu namına giren bir öğrencinin yüklenme
senedinde yazılı olması nedeniyle 4 yıl okuduktan sonra askeri öğrencilikten
çıkarılması veya ayrılması halinde, 75.000-80.000 TL civarında bir masraf
tahakkuk ettirilirken, aynı yıllarda Hava Harp Okulu namına okuyan ve askeri
öğrencilikten çıkarılan veya ayrılan bir öğrenci için 17.000-18.000 TL
civarında bir masraf tahakkuk ettirilmektedir.
Görüleceği gibi,
Deniz Harp Okulu namına okuyan öğrenci ile Hava Harp Okulu namına okuyan bir
öğrencinin 4 yıllık yapılan masrafların birebir aynı olmasına rağmen, Deniz
Harp Okulu namına okuyan öğrenciler, Hava Harp Okulu namına okuyan öğrencilere
göre 4 misli daha fazla masraf ödemek durumunda kalmaktadır.
Bu durum 2003 yılında
Kara Harp Okulu namına askeri okula giren öğrenciler ile Kara Liselerinde Hava
Harp Okulu namına okuyan öğrenciler arasında da mevcuttur. Kara Harp Okulu
namına okuyan öğrenci, Hava Harp Okulu namına göre okuyan öğrencilere göre iki
mislinden fazla masraf ödemekle karşı karşıya kalmıştır.
Yapılan masraflar
birebir aynı olduğu, okula giriş ve askeri öğrencilikten çıkarılma veya ayrılma
tarihleri aynı olanlar arasında doğan bu eşitsizliğin giderilmesi ve T.C.
Anayasasının 10. maddesinde öngörülen kanun önünde eşitliğin sağlanabilmesi
için, bu yasal düzenlemenin yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Yukarıda belirtilen
yasa hükümleri gereğince, sağlık nedenleri ile askeri öğrencilikten
çıkarılanlardan haklı olarak, Devletçe yapılan masraflar alınmadığından, bu
durumda olan öğrenciler yönünden bir sorun bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, 2003
yılı ve sonraki yıllarda askeri okullara girmiş olup da, sağlık nedenleri
dışındaki bir nedenle askeri öğrencilikten çıkarılan (akademik başarısızlık ve
disiplinsizlik gibi) veya kendiliğinden askeri öğrencilikten ayrılan öğrenci,
velisi ve kefillerinin kısmen de olsa, maddi yönden bir rahatlama sağlanması
için bu yasal düzenlemenin yapılması gereği duyulmuştur.”
20. Askeri Öğrencilerden Başarı
Gösteremeyenler Hakkında Kanun, Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli Kanunu, Harp
Okulları Kanunu ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunlarında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (6000 sayılı Kanun) geçici 3. maddesinin
gerekçesi şöyledir:
“Yapılan yasal
değişiklikten, 2003 ve daha sonraki yıllarda askeri okullara girmiş olup da,
askeri öğrencilikten çıkarılan veya kendi isteği ile ayrılanların da bu kanun
hükümlerinden yararlandırılması amaçlanmıştır.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
21. Mahkemenin 16/9/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
6/3/2013 tarihli ve 2013/1877 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
22. Başvurucu, 1994 yılında
askerî okuldan başarısızlık nedeniyle çıkarıldığında ödemek zorunda kaldığı
öğrenim giderlerinden bir kısmının 6000 sayılı Kanun’la geri ödenmesi imkânı
tanındığını ancak Yargıtayın bozma kararıyla
Mahkemenin, 18 yıl önce ödenen bedelin herhangi bir güncelleme yapmadan 27,26
TL olarak kendisine ödenmesine karar verdiğini, aynı Mahkemenin Yargıtayın bozma kararıyla önceki kararının tam zıddı bir
karar verdiğini, yargılama sonucunda 596,69 TL vekâlet ücreti ödemek zorunda
kaldığını, kendisine kanunla yeni bir hak tanındığı hâlde mahkeme kararıyla
cezalandırıldığını, benzer durumda olan kişilerin davalarında güncellemeye izin
verildiğini belirterek Anayasa’nın 10., 36. ve 40.
maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespitiyle
yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini ve kendisine maddi/manevi
tazminat ödenmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
23. Anayasa Mahkemesi,
başvurucunun ihlal iddialarına ilişkin nitelendirmesi ile bağlı olmaksızın
somut dava ve buna bağlı olayların özelliklerine göre olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun şikâyetlerinin özü, 6000 sayılı
Kanun’la geri ödenmesi imkânı tanınan öğrenim giderlerinden bir kısmının
güncellenmemesi nedeniyle mağdur olduğuna ilişkin olup bu şikâyetler mülkiyet
hakkı kapsamında değerlendirilecektir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
24. Başvurucunun mülkiyet
hakkının ihlal edildiği yönündeki şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun olmadığı
gibi bu şikâyetler için diğer kabul edilemezlik nedenlerinden herhangi biri de bulunmamaktadır. Bu nedenle
başvuruya ilişkin olarak kabul edilebilirlik kararı verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
İnceleme
25. Başvurucu, askerî okuldan
ilişiğinin kesilmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı öğrenim giderlerinin bir
kısmına ilişkin Kanun’la verilen geri ödeme hakkının, ödenecek bedelin herhangi
bir güncelleme yapılmadan iade edildiğini ve açtığı dava sonucunda vekâlet
ücreti ödemek zorunda kaldığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
26. Bakanlık görüş yazısında,
öğrenim giderlerinden bir kısmının güncellenerek geri ödenmesine ilişkin
başvurucunun meşru beklentisinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi
gerektiği yönünde beyanda bulunulmuştur.
27. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı
35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı
olamaz."
28. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması"
kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın
yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve
ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna,
demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük
ilkesine aykırı olamaz."
29. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’ne (Sözleşme) Ek (1) No.lu Protokol'ün "Mülkiyetin korunması" kenar başlıklı 1. maddesi
şöyledir:
"Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk
dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak
kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun
genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.
Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına
uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların
veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları
uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez."
30. Anayasa’nın 35. maddesi ve
(1) No.lu Protokol’ün 1. maddesi benzer düzenlemelerle mülkiyet hakkına yer
vermiştir. Her iki düzenleme de üç kural ihtiva etmektedir. Sözleşme’nin ilk
cümlesi herkese mülkünden barışçıl yararlanma hakkı verirken Anayasa daha geniş
manada mülkiyet hakkı tanımaktadır. Düzenlemelerin ikinci cümleleri ise
kişilerin hangi koşullarda mülkünden yoksun bırakılabileceğini ya da kişilere
ait mülkiyetin hangi koşullarla sınırlandırılabileceğini hüküm altına
almaktadır (Mehmet Akdoğan ve diğerleri,
B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 29).
31. Anayasa ve Sözleşme’nin
ortak koruma alanındaki mülkiyet hakkı, özel hukukta veya idari yargıda kabul
edilen mülkiyet hakkı kavramlarından farklı bir anlam ve kapsama sahip olup bu
alanlarda kabul edilen mülkiyet hakkı, yasal düzenlemeler ile yargı
içtihatlarından bağımsız olarak özerk bir yorum ile ele alınmalıdır (Hüseyin Remzi Polge,
B. No: 2013/2166, 10/6/2015, § 31).
32. Anayasa ve Sözleşmenin ortak
koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı, mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan
bir güvencedir. Bir kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün, mülkiyetini
kazanma hakkı, kişinin bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun Anayasa
ve Sözleşme'yle korunan mülkiyet kavramı içerisinde
değildir. Bu hususun istisnası olarak belli durumlarda, bir "ekonomik değer" veya icrası
mümkün bir "alacağı"
elde etmeye yönelik "meşru bir
beklenti", Anayasa'nın ve Sözleşme'nin ortak koruma alanında
yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No:
2012/636, 15/4/2014, §§ 36, 37).
33. Askerî liselerden
başarısızlık nedeniyle ayrılan öğrenciler için yapılmış giderlerin iadesi
konusunda 6000 sayılı Kanun teklifinde de ifade edildiği gibi 2003 yılına kadar
okul başlangıcında öğrenci velilerine imzalatılan yükleme senetlerinde amortisman ve personel giderleri yer almadığından
sorumlulardan bu bedeller tahsil edilse dahi mahkemelerce yükleme senetlerinde
gösterilmeyen bedellerin iadesine karar verilmiştir. Nitekim Yargıtay 18. Hukuk
Dairesi 3/12/2009 tarihli ve E.2009/12628,
K.2009/11086 sayılı kararında “Davalı asıl
yükümlü… askeri liseye girerken imzalanan ve…
3.Noterliğince 18.09.1999 tarihinde düzenlenen yüklenme senedi içeriğine göre,
askeri okuldan çıkarılma halinde sorumlu olacağı masraflar arasında atış,
personel ve amortisman giderleri sayılmamıştır. Bu
durumda; asıl yükümlü… ile askeri lise dönemi kefili’nin… sorumlu olacağı miktar belirlenirken, dosyada
bulunan askeri lise dönemi masraflarından atış, personel ve amortisman
kalemlerine denk gelen miktarlar düşülmeli, …” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararını bozmuştur.
34. Ancak 2003-2006 yılları
arasında askerî okullar yükleme senetlerine bu giderleri de dâhil ettiklerinden
bu giderlerin iadesi amacıyla açılan davalar reddedilmiştir. Örneğin Yargıtay
18. Hukuk Dairesi 16/10/2008 tarihli ve E.2008/7191, K.2008/10541 sayılı
kararında, “…düzenlenmiş bulunan yüklenme
senedi hükümleri uyarınca davacılar askeri lise ve harp okulu dönemine ait
maliyet çizelgesinde yer alan atış, personel ve amortisman
giderinden de sorumludur. Buna rağmen mahkemece davacıların askeri lise ve harp
okulu dönemine ilişkin harcamalar arasında yer alan personel giderinden sorumlu
olmadığı düşüncesiyle hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak
davacıların borçlu olmadığı miktarın tespit edilmesi,” yerinde
görülmeyerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. 2006 yılından sonra ise
Askeri Okullara Alınan Öğrenciler ile Silahlı Kuvvetler Hesabına Fakülte ve
Yüksek Okullarda Okuyan Öğrenciler İçin Yüklenme Senedi Düzenlenmesine ve Bu
Okullardan Çeşitli Sebeplerle Ayrılacak Öğrencilere veya Kefillerine Ödettirilecek
Tazminata Dair Yönetmelik eki örnek bir formatta 14/2/2006 tarihinde değişiklik
yapılarak, giderler arasına personel ve amortisman
giderleri de ilave edilmiştir. Bu tarihten sonra askerî okula başlayan
öğrencilerin yüklenme senetlerine personel ve amortisman
giderleri de dâhil edildiğinden bu giderlerin iadesi mümkün olmamıştır.
35. 6000 sayılı Kanun’un kanun
teklifi gerekçesinde askerî okullarla ilişiği kesilenlerden geri alınan öğrenim
giderleri içine, personel ve amortisman giderleri de
ilave edilmiştir. İlave edilen bu iki masraf kaleminin tahakkuk ettirilen
masrafın yaklaşık yarısını teşkil ettiği ve devlet açısından sabit giderler
olduğundan askerî okuldan çıkarılan veya ayrılan öğrencilerin ayrılması veya
öğrenime devam etmesi nedeniyle azalan veya artan masraf kalemi olmadığı
belirtilmiştir. Ayrıca 2003 yılı öncesinde mahkeme kararıyla iade edilen
bedellerin daha sonra iade edilmemesi, askerî okullarla ilişiği kesilenlerden
bu okullara 2003 yılından önce başlayanlar ile sonra başlayanlar arasında sonra
başlayanlar aleyhine farklılık oluşturmuştur. Kanun koyucu, 6000 sayılı Kanun
ile devleti için sabit gider olan personel ve amortisman
giderlerinin askerî okullarla ilişiği kesilenlerden alınması uygulamasına son
vermiş ve daha önce ilişiği kesilenlerin de bu hükümden yararlanmasına imkân
tanımıştır.
36. Anayasa'nın ve Sözleşme’nin
ortak koruma kapsamında yer alan mülkiyet hakkının, askerî okullardan
ayrılmaları veya çıkarılmaları hâlinde ödenmesi zorunlu olan öğrenim
giderlerinin iadesine ilişkin olarak bireylere bir güvence sağlamadığı açıktır.
Bununla birlikte bu yöndeki bir talep, ödenmesi konusunda kanuni düzenleme
yapılması hâlinde mülkiyet hakkı kapsamında kabul edilerek Anayasal
güvencelerden yararlandırılabilir.
37. Somut olayda Yargıtay bozma
kararı sonrasında Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/10/2012
tarihli kararıyla başvurucuya, 1994 yılında ödediği öğrenim giderlerinin bir
kısmının herhangi bir güncelleme yapılmadan ödenmesine karar verildiğinden
başvurucunun bu bedeli almaya hak kazanmasında ihtilaf söz konusu değildir.
Başvuru konusu olayda uyuşmazlık, 1994 yılında askerî okuldan ilişiği kesilen
başvurucunun ödediği giderlerden amortisman ve
personel giderinin iadesine imkân tanıyan düzenlemenin, iade bedelinin nominal
değeriyle mi, reel değeriyle mi geri ödenmesini öngördüğü konusunda
somutlaşmaktadır. Başvurucunun açtığı davanın konusu da bahsedilen ödemelerin
dava tarihinde güncellenerek kendisine geri ödenmesi talebidir. Bu aşamada
değerlendirilmesi gereken husus, başvurucunun iadesini talep ettiği bedelin
güncellenmemesinin başvurucunun mülkiyet hakkını ihlal edip etmediğidir.
38. 6000 sayılı Kanun 11.
maddesi askerî okullardan ilişiği kesilenlerden alınacak öğrenim giderlerini
personel ve amortisman giderleri hariç olmak üzere
saymış ve iadenin kanuni faizle yapılacağını açıkça düzenlemiştir. Bununla
birlikte aynı Kanun’un 12. maddesiyle daha önce ilişiği kesilenlere yapılacak
geri ödeme için güncelleme veya kanuni faizden bahsetmemiştir. Yargıtay 18.
Hukuk Dairesi, 6000 sayılı Kanun’un lafzında güncelleme veya faize ilişkin bir
hüküm bulunmaması nedeniyle, daha önce bu okullara devam edip ilişiği
kesilenlerin iade miktarlarına güncelleme yapılması taleplerini kabul eden
mahkeme kararlarını bozmuştur. Benzer durumda olan başvurucunun talebi de Yargıtayın bozma kararı sonrasında Ankara 9. Sulh Hukuk
Mahkemesinin 16/10/2012 tarihli kararıyla
reddedilmiştir.
39. Kanunları yorumlamak ilgili
konuda uzman mahkemelerin ve yüksek yargının bu konudaki uzman daire ve
kurullarının yetki ve görevindedir. Anayasa Mahkemesi, kanunları yorumlamakla
görevli bir mahkeme olmayıp bu konuda yetkili mahkemelerin kanun maddelerine
ilişkin yorumları, Anayasa ve Anayasanın tanıdığı hak ve özgürlüklerle
çelişmediği sürece bu yorumlara müdahalesi söz konusu değildir. Bununla
birlikte bireysel başvuru imkânı tanınan hak ve özgürlüklerin, derece
mahkemelerinin kanun maddelerini yorumu nedeniyle ihlal edilmesi hâlinde
Anayasa Mahkemesinin, bu konuda yapılan başvurular hakkında ihlal kararı
vererek ihlalin sonuçlarının giderilmesi için yapılacaklara hükmedeceği
açıktır.
40. Bunun yanında Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi (AİHM), yukarıdaki kararlardan daha öteye giderek ulusal
makamların iç hukuku ve olayları yorumunun açık biçimde Sözleşme değerleriyle
uyumsuz ve keyfî olmaması gerektiğini, ulusal mahkemelerin de iç hukuku
yorumlarken AİHM’in yorumladığı şekliyle Sözleşme’ye en uygun yorumu tercih etmeleri gerektiğini
vurgulamaktadır (Pla ve Puncernau/Andora,
B. No: 69498/01, 13/7/2004, §§ 46, 59, 62).
41. Anayasa’nın 35. maddesine
göre kişilerin mülkiyet hakları ancak kanunla öngörülmüş usullerle ve kamu
yararı gereği sınırlanabilir. Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan ölçülülük
ilkesi gereği, kişilerin mülkiyet haklarına getirilen sınırlamanın hakkın özüne
dokunmaması ve ulaşılmak istenen kamu yararı ile bireyin sınırlandırılan hakkı
arasında adil bir dengenin kurulması gerekir.
42. Ölçülülük ilkesi;
"elverişlilik", "gereklilik" ve "orantılılık"
olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. "Elverişlilik",
öngörülen müdahalenin, ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli
olmasını; "gereklilik", ulaşılmak istenen amaç bakımından müdahalenin
zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının
mümkün olmamasını, "orantılılık" ise bireyin hakkına yapılan müdahale
ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi
gerekliliğini ifade etmektedir (Mehmet
Akdoğan ve diğerleri, § 38).
43. Bir eşyanın devir
tarihindeki bedelinin daha sonra ödenmesi durumunda arada geçen sürede
enflasyon nedeni ile paranın değerinde oluşan hissedilir aşınma ile mülkiyetin
gerçek değeri azaldığı gibi bu bedelin tasarruf veya yatırım aracı olarak
getirisinden yararlanmak imkânı da bulunmamaktadır. Bu şekilde, kişiler
mülkiyet haklarından mahrum edilerek haksızlığa uğratılmaktadır (AYM,
E.2008/58, K.2011/37, 10/2/2011).
44. Anayasa Mahkemesi, kanun
koyucunun bir hak olarak öngördüğü veya kamu borcu hâline gelmiş ödemelerin geç
yapılması nedeniyle mağdur olunduğu iddiasıyla yapılan başvurularda, kamu
kurumlarının fazla tahsil ettikleri tarih ile ödeme tarihi arasında geçen
sürede alacakta veya hakka konu bedelde meydana gelen değer aşınmalarının
başvurucular üzerinde orantısız bir yük oluşturması hâlinde ihlal kararları
vermiştir (Mehmet
Akdoğan ve diğerleri; Akel Gıda
San. ve Tic. A.Ş.,
B. No: 2013/28, 25/2/2015)
45. Somut başvuruya konu davada
da Mahkeme, yaptırdığı bilirkişi incelemesi sonucunda 1994 yılında askerî
okuldan ilişiği kesilen başvurucunun yaptığı ödemenin, dava tarihindeki güncel
bedelinin 4.998,85 TL olduğunu tespit ederek 15/15/2011
tarihli kararıyla belirlenen bedelin başvurucuya ödenmesine karar vermiş ancak Yargıtayın bozma kararı sonrasında Mahkeme, dava konusu
iade bedelinin güncellenmeksizin 27,26 TL olarak başvurucuya ödenmesine ve
başvurucunun 596,69 TL vekâlet ücretini davalı idareye ödemesine karar
vermiştir.
46. Kanun koyucunun, alınmaması
gerekirken alındığı anlaşılan personel ve amortisman
giderlerini daha önce askerî okullardan ilişiği kesilenlere iade etmek üzere
yaptığı düzenleme, Mahkeme kararı ile tamamen anlamsız hâle gelmiş, başvurucu
açtığı dava nedeniyle vekâlet ücreti ödemek zorunda kalmış ve Kanun’la
öngörülmüş bir geri ödemeden yararlanmak isteyen başvurucunun açtığı dava,
kendisinin aleyhine bir durumun oluşmasına sebep olmuştur.
47. Sonuç olarak mülkiyet hakkı
kapsamında Kanun’la öngörülmüş bir geri ödeme hakkının güncellemeye yönelik
açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle güncellenmemesi sonucunda başvurucu
üzerinde aşırı ve orantısız bir yüke sebep olunmuş ve hakkın özüne dokunur
şekilde ölçülülük ilkesi ihlal edilmiştir.
48. Açıklanan nedenlerle
başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının
ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi Yönünden
49. Başvurucu, Kanunla öngörülen
geri ödemenin güncelleme yapılmadan ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürerek yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini veya
kendisi lehine uygun bir tazminata hükmedilmesini talep etmektedir.
50. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Kararlar" kenar başlıklı 50.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Tespit edilen
ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye
gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu
lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."
51. Başvuru konusu olayda tespit
edilen ihlal, başvurucuya geri ödenmesi öngörülen amortisman
ve personel giderlerinin güncellenmeden ödenmesinden kaynaklanmaktadır.
Başvurucunun meydana gelen mağduriyetini tespit ederek telafi edecek şekilde
yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan 6216 sayılı Kanun'un
50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları gereğince ihlalin ve sonuçlarının
ortadan kaldırılması için başvurucuya yeniden yargılama başvurusu yapma imkânı
verilmesi amacıyla dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi
gerekir.
52. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
nedenlerle;
A. Başvurunun
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Başvurucunun
Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
C. İhlalin
ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere
kararın ilgili mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun
tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,
E. Başvurucu
tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin,
kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden
itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin
sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz
uygulanmasına
16/9/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE
karar verildi.