logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İsmail Hadidi [2.B.], B. No: 2013/2126, 16/9/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İSMAİL HADİDİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/2126)

 

Karar Tarihi: 16/9/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Bahadır YALÇINÖZ

Başvurucu

:

İsmail HADİDİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı’nda başarısız sayılma işlemine karşı açılan davanın reddedilmesi nedeniyle eşitlik ilkesi ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları hakkındadır.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 15/3/2013 tarihinde Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvuruda, Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/4/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, 2/5/2009 tarihinde yapılan Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı’na katılmış ve 72 puan almıştır.

6. Erkek ve kadın adaylar arasında ayrı ayrı oluşturulacak başarı sıralamasına göre 1.125 erkek ve 75 kadın adayın alınacağı sınav sonucunda başvurucu, puan sıralamasında ilk 1.125 kişilik kontenjan arasına giremediği için başarısız sayılmıştır.

7. Sınav sonucunun açıklanmasından sonra sınavda yöneltilen sorulardan 1’i idare tarafından, 11’i de Ankara 2. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bunun üzerine idare tarafından, iptal edilen sorular dikkate alınmaksızın ikinci bir başarı listesi hazırlanmıştır. Yeniden değerlendirme sonucu başvurucunun puanı 73,496’ya çıkmış fakat başvurucu yine 1.125 kişilik kontenjana girememiştir.

8. Ankara 2. İdare Mahkemesinin kararı, Danıştay Onikinci Dairesince, iptal edilen soruların bütün adaylarca doğru yanıtlandığının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle düzeltilerek onanmıştır. Bu karar üzerine, yeniden başarı listesi hazırlanmıştır. Başvurucunun puanı değerlendirme sonucu 77’ye çıkmış fakat başvurucu yine 1.125 kişilik kontenjana girememiştir.

9. Bunun üzerine başvurucunun, başarısız sayılması işlemine karşı açtığı davada, Ankara 17. İdare Mahkemesi, 4/5/2012 tarihli ve E.2012/226, K. 2012/765 sayılı kararında “...Bu durumda, 02.05.2009 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı sonucunda 12 sorunun iptal edilmesi neticesinde yapılan yeni değerlendirme neticesinde 81 puan almak suretiyle sınav sorularının iptal edilmeden önceki hali ile yapılan değerlendirmede başarılı sayılarak kursa gitmeye hak kazanan ve 2009-2010 eğitim öğretim yılındaki kursa giden bir çok adaydan yüksek puan alan davacının Komiser Yardımcılığı Kursuna katılma isteminin reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmamaktadır...” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

10. Başvurucu bu karar üzerine komiser yardımcılığı kursuna çağrılmış ve 26/9/2012 tarihinde kursa başlamıştır.

11. Davalı idare tarafından temyiz edilen karar, Danıştay Onikinci Dairesinin 8/11/2011 tarihli ve E.2012/9040, K.2012/8050 sayılı kararında,

“... Uyuşmazlıkta, Ankara 2. İdare Mahkemesinin E.2009/1072 sayılı esasına kayıtlı davanın temyizen incelenmesi sonucunda; Danıştay 12. Dairesinin 8/11/2012 tarih ve E.2012/9040, K.2012/8050 sayılı kararıyla; Ankara 2. İdare Mahkemesi kararında söz konusu 12 sorunun değerlendirme dışında bırakılması ve tüm adayların puanlarının 88 soru üzerinden hesaplanarak yeni bir başarı sırası yapılması gerektiği gerekçesine yer verilmiş ise de, ilgili mevzuat gereği iptal edilen 12 sorunun tüm adaylar için doğru cevaplandırılmış kabul edilerek 100 soru ve 100 puan üzerinden değerlendirme yapılması ve yeni başarı listesinin bu şekilde oluşturulması gerektiği belirtilerek İdare Mahkemesince belirtilen puan hesaplama yönteminin mevzuata uygun olmadığına hükmedildiği görülmüş olup, davacının sınavda başarılı olup olmadığı ve kursa katılıp katılmayacağı hususları 100 soru ve 100 puan üzerinden yapılacak değerlendirme sonucunda 3. başarı listesinin hazırlanması neticesinde belli olacağından dava konusu işlemde bu aşamada isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır

Bu durumda 2. başarı listesine dayanılarak verilen İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de karar sonucu itibariyle yerindedir.” gerekçesiyle onanmıştır.

12. Başvurucu, 25/5/2013 tarihli dilekçe ile idareye müracaat ederek, açmış olduğu iptal davası sonucu kursa çağrılarak eğitim almaya başladığını, kursun altı aylık süresinin sonunda idarece yapılan temyiz talebinin reddedilerek mahkeme kararı onanmasına rağmen kurstan ilişiğinin kesilmesine yönelik işlemlere başlanıldığını öğrendiğini, mahkeme kararının etkisinin kaldırılmasına yönelik girişimin suç olduğunu ve bu durumun adli ve idari sorumluluk doğuracağını, mahkeme kararı lehine sonuçlanmış olmasına rağmen ilişiğinin kesilmesi hâlinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunacağını, daha önce benzer şekilde verilen bir karar üzerine kazanılmış hak gerekçesiyle 168 kursiyerin kursa devam etmesine imkân sağlanarak mezun edildiğini belirterek ilişiğinin kesilmemesini ve kursa devam hakkı verilmesini talep etmiştir.

13. Başvurucunun bu talebi idarenin 5/3/2013 tarihli işlemiyle reddedilmiştir.

14. Bu işlem 7/3/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 15/3/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

15. 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun Terfî ve atama” başlıklı 55. maddesinin on birinci fıkrası şöyledir:

 “İhtiyaç halinde meslekte fiilen altı yılını dolduran, 37 yaşından gün almamış olan ve yönetmelikte belirtilen diğer nitelikleri taşıyan polis memurlarından, yönetmelik hükümlerine göre açılacak komiser yardımcılığı sınavını kazanıp dokuz aydan az olmamak üzere eğitim kursunu başarıyla bitirenler komiser yardımcılığı rütbesine atanır.”

16. 10/8/2001 tarihli ve 24489 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in “Yazılı ve mülakat sınavları” başlıklı 43. maddesi şöyledir:

“Başvuru niteliklerini taşıyan polis memurları, komiser yardımcılığı kursu için hazırlanacak çoktan seçmeli yazılı test sınavına alınırlar.

(Değişik ikinci fıkra:29/7/2004-2004/7675 K.)Yazılı sınav, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı veya Eğitim Dairesi Başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile oluşturulan komisyonlara yaptırılır.

Değerlendirme, yüz tam puan üzerinden yapılır. Çoktan seçmeli test cevap kağıtları, bilgisayarda optik okuyucuda değerlendirilir.

(Değişik dördüncü fıkra:29/7/2004-2004/7675 K.)Mülakat sınavı, Eğitim Dairesi Başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayı ile oluşturulan komisyonlara yaptırılır. Mülakat sınavına, yazılı sınav başarı sıralamasına göre en yüksek puan alandan başlanarak kontenjan miktarının 3 katı personel çağırılır. Mülakat sınavında adayın 100 tam puan üzerinden; bilgi düzeyi, kendisinden istenileni kavrama, kendine güven duyma, sözlü ifade ve beden dilini kullanma becerisi olmak üzere 5 ayrı kritere göre değerlendirmesi yapılır. Yazılı ve mülakat sınavı puanlarının toplamına göre en yüksek puandan başlanarak tekrar başarı sıralaması yapılır. Sıralama sonucuna göre, o yıl belirlenen kontenjan miktarı kadar personel asıl, bu miktarın yarısı kadar personel yedek olarak belirlenir

Başarı sırasının tespitinde eşit puanın önlenmesine yönelik sınav tekniği ve bu Yönetmelikte yer almayan polis memurluğundan komiser yardımcılığına yükselme ve komiser yardımcılığı kursuna ilişkin diğer hususlar, Eğitim Daire Başkanlığınca yayınlanacak yönerge ile belirlenir.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 16/9/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 15/3/2013 tarihli ve 2013/2126 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

18. Başvurucu, katıldığı Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı’nın bazı sorularının iptal edilmesi üzerine yeni bir başarı listesinin hazırlandığını, ilk listede kendi puanının 72 olduğunu fakat soruların iptal edilmesinden sonra puanının 77’ye çıktığını, hazırlanan son listeye göre kendisinden daha düşük puan almış bazı kişilerin ilk iki listede kendisinden daha fazla puan almaları sebebiyle komiser yardımcısı olduklarını, ayrıca kontenjanların belirlenmesinde kadın-erkek ayrımının yapılması sebebiyle kendinden daha düşük puan alan bayan adayların komiser yardımcısı olduklarını, polislik mesleğinde kadın-erkek ayrımı yapılmaması gerektiğini belirterek Anayasa’nın 10. maddesinde tanımlanan eşitlik ilkesinin, mahkeme kararı lehine sonuçlanmış olmasına rağmen ilişiğinin kesilmesi nedeniyle Anayasa'nın 2. maddesinde tanımlanan hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda başvurucunun iddialarının, yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine yönelik olması nedeniyle başvurunun bu iki başlıkta değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

1. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığı İddiası

20. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Maddede geçen “adil yargılanma hakkının” kapsamı Anayasa’da açık bir şekilde düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 22).

21. Anılan kurallar uyarınca, ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede, kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

22. Adil yargılanma hakkı, bireylere dava sonucunda verilen kararın değil, yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun, yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine, bu çerçevede yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşler hakkında bilgi sahibi olamadığına veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfiliğe ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir (Nadi Karakoç, B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).

23. Başvuru konusu olayda başvurucunun, katıldığı Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı’nda bazı soruların iptali üzerine yapılan nihai değerlendirme sonucunda almış olduğu puanın daha önceki değerlendirmeler sonucu kursa alınarak mezun edilen bazı kişilerden daha yüksek olduğundan bahisle başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı dava, başvurucu lehine sonuçlanmış ise de Danıştay Onikinci Dairesinin verdiği son kararda (bkz. § 11) 3. başarı listesinin hazırlanması sonucunda kursa katılacakların belirleneceği ifade edilerek ilk derece mahkemesi kararı farklı gerekçe ile onanmıştır.

24. Somut olayda, Danıştay Onikinci Dairesinin kararı üzerine hazırlanan 3. başarı listesinde başvurucunun başarılı kontenjanına giremediği, bunun sonucu olarak kurs ile ilişiğinin kesildiği, yapılan işlemlerin mahkeme kararlarına dayalı olarak tesis edildiği, son listeye göre kendisinden daha düşük puan alanlar hakkında tesis edilen işlemlerin bireysel başvuruya konu davanın konusu olmadığı ve sonuç itibarıyla başvurucunun, sınavda başarılı olamadığı tespitini değiştirmediği görülmektedir.

25. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

26. Başvurucu, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine veya kararın gerekçesiz olduğuna ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunmadığı gibi Mahkemenin kararında açıkça keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilememiştir.

27. Açıklanan nedenlerle, başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu ve derece mahkemesi kararlarının bariz takdir hatası da içermediği anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiği İddiası

28. Başvurucu, kontenjanların belirlenmesinde kadın-erkek ayrımının yapılması sebebiyle kendinden daha düşük puan alan bayan adayların komiser yardımcısı olduklarını, polislik mesleğinde kadın-erkek ayrımı yapılmaması gerektiğini belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

29. Anayasa'nın “Kanun önünde eşitlik kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve beşinci fıkraları şöyledir:

"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."

30. Sözleşme’nin “Ayırımcılık yasağı” kenar başlıklı 14. maddesi şöyledir:

“Bu Sözleşme'de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”

31. Başvurucunun, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Sözleşme'nin 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddialarının, bahsi geçen maddelerdeki ifadeler dikkate alındığında soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir. Bir başka ifadeyle ayrımcılık yasağının ihlal edilip edilmediğinin tartışılabilmesi için ihlal iddiasının, kişinin hangi temel hak ve özgürlüğü konusunda ayrımcılığa maruz kaldığı sorularına cevap verebilmesi gerekmektedir (Onurhan Solmaz, § 33).

32. Başvuru konusu olayda başvurucu, komiser yardımcılığı kursuna katılabilmek için kontenjanlar belirlenirken kadın ve erkekler için ayrı kontenjanlar oluşturulduğunu, mesleki anlamda yükselmede kadın-erkek ayrımı yapılarak eşitliğe aykırı hareket edildiğini dolayısıyla ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmekte ise de söz konusu ayrımcılığın hangi temel hak ve özgürlüğün kullanımına yönelik olarak gerçekleştiğini belirtmemiştir. Başvuru dilekçesinin içeriğinden de başvuru konusu olayın Anayasa ve Sözleşme kapsamındaki hak ve hürriyetlerden herhangi biri ile bağlantısının kurulmadığı anlaşılmaktadır.

33. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun,

1. Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı yönündeki iddiasının “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Eşitlik ilkesinin ihlal edildiği yönündeki iddiasının “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerine bırakılmasına

16/9/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İsmail Hadidi [2.B.], B. No: 2013/2126, 16/9/2015, § …)
   
Başvuru Adı İSMAİL HADİDİ
Başvuru No 2013/2126
Başvuru Tarihi 15/3/2013
Karar Tarihi 16/9/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, Komiser Yardımcılığı Kursu Yazılı Sınavı’nda başarısız sayılma işlemine karşı açılan davanın reddedilmesi nedeniyle eşitlik ilkesi ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları hakkındadır.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık Konu Bakımından Yetkisizlik

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 3201 Emniyet Teşkilatı Kanunu 55
Yönetmelik 10/8/2001 Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik 43
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi