TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DURMAZ OTO. PETROL ÜRÜNLERİ
İNŞ. SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU (4)
|
(Başvuru Numarası: 2013/251)
|
|
Karar Tarihi: 10/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Akif YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve
Tic. Ltd. Şti.
|
Temsilcisi
|
:
|
Remzi DURMAZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Devrim BİÇEN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, idari para
cezasının iptali için yapılan başvuruda, İlk Derece Mahkemesince idarenin cevap
yazısının tebliğ edilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiası hakkındadır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 27/12/2012
tarihinde Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına
engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci
Komisyonunca, 27/4/2015 tarihinde kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu şirket adına
kayıtlı 21 KA 543 plakalı araçla 1/8/2012 tarihinde
taşıma için belirlenen istiap haddinin üstünde yük taşındığının tespit
edildiğinden bahisle 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu'nun 65. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (e) bentlerinin ihlal
edildiği gerekçesiyle 7.124,00 TL idari para cezası kesilmiştir.
6. Başvurucu, söz konusu cezaya
karşı Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesine Emniyet Müdürlüğünün ceza kesme
yetkisinin bulunmadığı ve düzenlenen ceza tutanağının usul ve yasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle başvuruda bulunmuştur.
7. Mahkeme, 1/11/2012
tarihli ve 2012/866 D. İş sayılı kararı ile idari yaptırım işleminin usul ve
yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir.
8. Başvurucu, anılan karara
karşı Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesine itiraz etmiştir.
9. Diyarbakır 3. Asliye Ceza
Mahkemesinin 16/11/2012 tarih ve 2012/375 D. İş sayılı
kararıyla başvurucunun itiraz talebi, düzenlenen tutanağın usul ve yasaya uygun
olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
10. Ret kararı, başvuruya 27/11/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Bireysel başvuru, 27/12/2012 tarihinde yapılmıştır.
B. İlgili Hukuk
12. 2918 sayılı Kanun'un 65.
maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Araçların
yüklenmesinde, yönetmeliklerle belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak;
…
b) Azami yüklü
ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması,
…
e) Tehlikeli ve
zararlı maddelerin gerekli izin ve tedbirler alınmadan taşınması,
…
yasaktır.
Birinci fıkranın (b)
bendine uymayarak;
…
e) % 25'in üzerinde
fazla yüklemelerde 3.000 Türk Lirası,
…
İşleten ve gönderenlere ayrı ayrı idarî para cezası
verilir.”
13. 13/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanunu’nun “Başvurunun
incelenmesi” kenar başlıklı 28. maddesinin (4) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir
örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen
tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme için
belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir haftalık zaman
olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır
bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine
engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir.
14. 18/7/1997 tarihli ve 23053 Resmi
Gazete sayılı Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 161. maddesinin
ilgili kısmı şöyledir:
“Karayolları Trafik Kanununda yazılı trafik suçlarını
işleyenler hakkında;
a) Emniyet Genel Müdürlüğünün;
1) Trafik zabıtası personeli, …,
tarafından suç veya ceza tutanağı düzenlenir…”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 10/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 27/12/2012
tarihli ve 2013/251 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
16. Başvurucu vekili, İlk Derece
Mahkemesince, kararına itiraz edilen idarenin cevap yazısının bir örneğinin
kendilerine tebliğ edilmediğini, bu nedenle Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünün
dosyaya sunduğu cevap yazısına karşı herhangi bir beyanda bulunulamadığını,
böylelikle davalı idarenin cevaplarına karşı savunma yapılamadığını belirterek,
Anayasa'nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
17. Başvurucunun, adil yargılanma
hakkı kapsamında ileri sürdüğü iddialarının, “silahların
eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri” çerçevesinde
değerlendirilmesi gerekir.
18. Anayasa Mahkemesi,
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü,
Sözleşme’nin 6. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) lafzi
içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına
dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi gibi ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38).
19. “Hakkaniyete
uygun yargılanma”nın temel unsuru, yargılamanın “çelişmeli” olması ve taraflar arasında “silahların eşitliği”nin sağlanmasıdır (Benzer
yöndeki AİHM kararı için bkz. Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60). Adil yargılanma hakkının unsurlarından
olan çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava malzemesi hakkında bilgi sahibi
olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını ve bu nedenle tarafların yargılamanın
bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda, mahkemece
tarafların dinlenilmemesi, taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi,
yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hale gelmesine neden olabilecektir
(Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Ruiz-Mateos/İspanya, § 63; Feldbrugge/Hollanda, B. No. 8562/79, 29/05/1986, § 44).
20. Silahların eşitliği
ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk
ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler
hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı
vermektedir (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. J.J./Hollanda, B. No: 9/1997/793/994,
27/3/1998, § 43; Vermeulen/Belçika,
B.No: 19075/91, 20/2/1996, § 33).
21. Adil yargılanma hakkının
unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi
davanın taraflarının usuli haklar bakımından aynı
koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir
duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde
dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelmektedir (Yaşasın
Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013,
§ 32).
22. Genel anlamda hakkaniyete
uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkeleri ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma
ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda,
delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddiaları da yargılamanın
bütünü ışığında değerlendirilecektir (Yüksel Hançer, B. No. 2013/2116, 23/1/2014, § 19). Bu bakımdan, daha önce ulaşılamayan bilgi
ve belgelere üst yargılama aşamasında ulaşılmış ve bunlara karşı iddia ve
itirazlar dile getirilmiş ise silahların eşitliği ilkesi ihlal edilmiş
sayılmayabilir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi,
somut olayın usul kurallarına uygunluğunu denetlemek değil, adil yargılanma
hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini
denetlemektir.
23. Başvurucu, idarenin cevap
dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini, bu sebeple savunma imkânından
mahrum kaldığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
24. Başvuru formu ve ekli belgeler
ile dosya kapsamından; 1/8/2012 tarihinde Diyarbakır
İli 75 Metrelik Yol Lunapark Kavşağında yapılan uygulamada durdurulan 21 KA 543 plakalı
aracın aşırı yüklü olduğunun görülmesi üzerine, aracın yapılan tartımı
sonucunda mevzuatta belirtilen azami yüklü ağırlığın aşıldığı gerekçesiyle 2918
sayılı Kanun’un 65. maddesine istinaden, 826276 seri numaralı ‘idari para cezası karar tutanağı’
düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tutanakta; aracın cinsi, rengi ve plakası,
kabahatin işlendiği yer, hangi kabahatin işlendiği, tutanağı düzenleyen
görevlinin ad ve soyadı ile sicil numarası ve ceza tutarı ile ilgili bilgiler
yer almaktadır. Tebliğ evrakından, bu tutanağın başvurucuya tebliğ edildiği ve
başvurucunun bu tutanağın tebliği ile hakkındaki idari para cezasından haberdar
olduğu görülmektedir.
25. Diyarbakır İl Emniyet
Müdürlüğü tarafından Mahkemeye gönderilen cevap yazısında, trafik uygulamasında
durdurulan 21 KA 543 plakalı aracın azami yüklü ağırlığını aştığı gerekçesiyle
2918 sayılı Kanun’un 65. maddesine istinaden, 826276 seri numaralı ‘idari para cezası karar tutanağı’
düzenlendiği belirtilmiş, tartıma dayanak belge (kantar fişi) ile idari para
cezasını kesmeye yetkili olduklarına dair emsal mahkeme kararları yazı ekinde
gönderilmiştir.
26. Diyarbakır İl Emniyet
Müdürlüğünün yazı cevabının ‘idari para
cezası karar tutanağı’ içeriğinde belirtilenlerden başka
başvurucunun bilgisi dâhilinde olmayan ek açıklamalar içermediği, ‘idari para cezası karar tutanağı’nın iptaline yönelik
başvuru dilekçesinde de bu açıklamalara gerekli itirazların yapıldığı,
başvurucu tarafından, belirtilen tarihte o güzergâhta yük taşınmadığına dair
bir iddianın ileri sürülmediği görülmektedir. Diğer yandan, idarenin cevap
yazısının ekindeki kantar fişi ile emsal mahkeme kararlarının da üst yargılama
aşamasında öğrenildiği, dilekçede bunlara yönelik gerekli itirazların ileri
sürüldüğü anlaşılmaktadır.
27. Açıklanan nedenlerle,
çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin
başvuruda bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşıldığından, başvurunun “açıkça dayanaktan yoksun olması”
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle, başvurunun “açıkça dayanaktan
yoksun olması” nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
bırakılmasına, 10/6/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.