logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Orhan Dikgöz ve Hasan Geşgin [1.B.], B. No: 2013/3919, 23/3/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ORHAN DİKGÖZ VE HASAN GEŞGİN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/3919)

 

Karar Tarihi: 23/3/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Okan TAŞDELEN

Başvurucular

:

1.Orhan DİKGÖZ

 

 

2. Hasan GEŞGİN

Vekili

:

Av. Murat SADAK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, gözaltı ve tutuklulukta geçirilen sürelerin uzun olması nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının; öz geçmiş belgelerinin mahkûmiyete esas alınan tek delil olması, asılları olmaksızın fotokopi belgelere dayanılması, Hizbullah terör örgütüne ilişkin yargılamalarda kolluk aşamasında verilen ifadelerinin tamamına yakınının daha sonrada inkâr edilmesi, zamanaşımının hesabında hata yapılması nedenleriyle adil yargılanma hakkının; yargılama dolayısıyla eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 4/6/2013 tarihinde İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır.Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 25/2/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 15/05/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 14/7/2014 tarihli yazısında Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucular, Hizbullah terör örgütüne yönelik soruşturma kapsamında 6/6/2001 tarihinde gözaltına alınmış ve 9/6/2001 tarihinde tutuklanmışlardır.

8. Başvurucular hakkında “Hizbullah isimli yasadışı silahlı terör örgütünün sair efradı bulundukları” iddiasıyla 2001 yılındakamu davası açılmıştır.

9. Yargılama İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2001/262 sayılı dosyası üzerinden yürütülmüştür.

10. Yargılama sürerken başvurucu Hasan Geşgin (Geşgin) 6/7/2004 tarihinde, başvurucu Orhan Dikgöz (Dikgöz) ise 30/12/2004 tarihinde tahliye edilmiştir.

11. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 27/12/2005 tarihli ve E.2001/262, K.2005/466 sayılı kararı ile başvurucuların ve diğer on bir sanığın Hizbullah terör örgütü üyesi olmak veya örgüte yardım etmek suçlarından mahkûmiyetine hükmetmiştir.

12. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19/6/2007 tarihli ve E.2006/6870, K.2007/5393 sayılı ilamı ile bir sanığa ek savunma hakkı verilmesi, kimi sanıklar yönünden zorunluluk bulunmasına rağmen müdafii görevlendirilmemesi ve bazı belgelerin dosyaya getirtilmemesi gerekçeleriyle tüm sanıklar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

13. Dosya,İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/373 esasına kaydedilmiştir.

14. Yargılama esnasındaki savunmalarında başvurucu Dikgöz; poliste işkenceye dayalı ifade verdiğini, Cumhuriyet Savcılığındaki beyanının ise yanlış anlaşıldığını, sanıklar A.Ç. ile H.T.'yi köylüsü olmaları dolayısıyla tanıdığını, sahte kimliği asker kaçağı olması nedeniyle temin ettiğini, örgüt üyesi olmadığını ve örgüte öz geçmiş vermediğini, kod adı kullanmadığını belirtmiştir. Başvurucu Geşgin ise diğer sanıkları tanımadığını, örgütle ilgisinin olmadığını, operasyon sonucunda ele geçen disket ve dokümanlarda öz geçmişinin bulunduğunun iddia edildiğini fakat bilgilerin dahi yanlış yazıldığını ileri sürmüştür.

15. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 26/5/2009 tarihli ve E.2007/373, K.2009/124 sayılı ilamı ile başvurucuların terör örgütü üyeliği suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar vermiştir.

16. Mahkeme, başvurucu Dikgöz bakımından 2000 tarihli operasyonlarda başvurucunun öz geçmiş raporunun ele geçirildiğini, öz geçmişteki ve diğer bazı dokümanlardaki yazıların başvurucunun eli ürünü olduğunun anlaşıldığını, örgütün Marmara ve Bursa alan sorumlusu kişilerden elde bilgi ve belgelere göre başvurucunun "Onur" kod adı ile Bursa ili sorumlusu olarak görevlendirildiğini dikkate alarak suçun sübuta erdiğini değerlendirmiştir. Başvurucu Geşgin yönünden ise operasyonlarda başvurucunun öz geçmişinin ele geçirilmesi, rapordaki doğum tarihi ve soyad (Gezgin) farklı olmasına rağmen, polisteki ifadelerinden öz geçmişteki bilgilerin ve fotoğrafın başvurucuya ait olduğunun anlaşılması, başvurucu Dikgöz'den elde edilen evraklarda başvurucu Geşgin'in örgütü övücü kitaplarla yakalandığının ve serbest bırakıldığının belirtilmesi, başvurucunun aşamalardaki savunmaları itibarıyla örgüt üyeliği suçu sabit görülmüştür.

17. Başvurucular bu kararı temyiz etmişlerdir. Başvuru dosyasında ve UYAP'ta temyiz dilekçesine rastlanılmamıştır.

18. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 13/2/2013 tarihli ve E.2010/4769, K.2013/2337 sayılı ilamı ile mahkûmiyet hükmünü onamıştır. İlamda “yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma suçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş,cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediği” belirtilmiştir.

19. Başvurucular, anılan kararı 10/5/2013 tarihinde öğrendiklerini ileri sürmüşlerdir. Başvurucuların karardan daha erken bir tarihte haberdar olduklarına dair bir bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır.

20. Başvurucular 4/6/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

21. Silahlı örgüt üyeliği suçu 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenmektedir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 23/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

23. Başvurucular;

i. Günlerce gözaltında kaldıklarını ve tutuklu yargılandıkları sürenin uzun olduğunu belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının,

ii. Öz geçmişlerin mahkûmiyete esas tek delil olduğunu, asılları olmayan öz geçmiş raporlarının fotokopilerinin delil olarak kullanılamayacağını, ayrıca 2000 yılındaki operasyonda ele geçen örgüt arşivinin kaybolması nedeniyle ayrı bir soruşturmanın yürütüldüğünü, bu raporların başka birileri tarafından hazırlanmış olabileceğini, iki örgüt yöneticisi ve bir itirafçının ifadelerin öz geçmiş bilgilerinin kişilerin haberi olmaksızın sosyal amaçlı toplandığını söylediklerini, öz geçmiş raporlarında hatalı bilgiler bulunduğunu, yasak usuller olmaksızın hiç kimsenin kendisini ve başkasını mahkûm ettirecek beyanlarda bulunmayacağını, Hizbullah dosyalarındaki kolluk ifadelerinin neredeyse tamamının sonraki aşamalarda inkâr edildiğini, mahkûmiyetlerine yetecek derecede bütün şüphelerden uzak, kesin ve inandırıcı bir maddi delile dayanılmadığını, suç oluşsa dahi öz geçmiş tarihleri (1994) dikkate alındığında zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek masumiyet karinesini ve hukuka aykırı delil yasağını da içerecek biçimde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucu Geçkin, ayrıca yargılama nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucuların her biri ayrı ayrı 25.000 TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.

B. Değerlendirme

24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddialarının kişi hürriyeti ve güvenliği, adil yargılanma ile eğitim ve öğrenim hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

1. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

25. Başvurucular, özgürlüklerinden mahrum bırakıldıkları sürenin uzun olduğunu ileri sürmüşlerdir.

26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’ungeçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

"Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler."

27. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).

28. 6216 sayılı Kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilir. Bu açık düzenleme karşısında anılan tarihten önce kesinleşmiş ya da sonuçlanmış hususları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir.

29. Somut olayda başvurucuların tutukluluğunun 2004 yılında (bkz. § 10) yani bireysel başvuruların incelenmeye başlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 gününden önce sona erdiği anlaşılmaktadır.

30. Açıklanan nedenle başvurunun bu kısmının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

31. Başvurucular öz geçmiş dışında mahkûmiyetlerini gerektirecek delil bulunmadığını, fotokopi delillere dayanılarak karar verilemeyeceğini, Hizbullah terör örgütü yargılamalarında kolluk aşamasında verilen ifadelerinin neredeyse tamamının daha sonra baskı altında verildiği gerekçesiyle geri çekildiğini, suç için öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

32. Başvurucular, yukarıdaki iddialarını temyiz aşamasında dile getirdiklerine dair bir belge sunmamışlarsa da aşağıdaki gerekçelerle bu yönde bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

33. Anayasa'nın "Görev ve yetkileri" kenar başlıklı 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz."

34. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelemesi" kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."

35. 6216 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.

36. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi, bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

37. Başvuruya konu olayda Ağır Ceza Mahkemesinin, başvurucuların fotokopi olduğunu belirttikleri ve inkâr ettikleri öz geçmiş raporlarına dayanması delillerin kabul edilebilirliğini ilgilendirmekte ve Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında kalmaktadır. Öte yandan başvurucu Dikgöz'ün mahkûmiyetine karar verirken öz geçmiş ve diğer bazı belgeler üzerinde yaptırdığı imza incelemelerine, örgütte yer alan iki kişiden ele geçen bilgi ve belgelerde başvurucunun Bursa sorumlusu olarak geçmesine de dayanıldığı görülmektedir. Başvurucu Geşkin bakımından ise farklı bilgiler içermesine rağmen öz geçmişin başvurucuya ait olduğu ortaya konmuş ve başvurucu Dikgöz'den ele geçen belgelerdeki ifadeler de hükme esas teşkil etmiştir (bkz. § 16). Hizbullah dosyalarında kolluk aşamasında verilen ifadelerin neredeyse tamamının baskı altında alınması nedeniyle sonradan geri çekildiği yönündeki başvurucuların iddiası, bu hususların başvurucuların kişisel durumlarıyla ilişkilendirilmemesi ve belgeyle desteklenmemesi itibarıyla genel ve soyut bir iddia mahiyetindedir. Zamanaşımı hususu da hukuk kurallarının derece mahkemelerince yorumlanması ve uygulanmasını ilgilendirmektedir.

38. Derece mahkemelerinin gerekçesi ve başvurucuların iddiaları incelendiğinde şikâyetlerin özünün, Derece Mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

39. Başvurucular yargılama sürecinde sunulan deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadıklarına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağının kendilerine tanınmadığına, dosyadaki delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadıklarına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının Derece Mahkemesi tarafından dinlenmediğine ilişkin bir bilgi veya kanıt sunamamıştır. Mahkeme ve Yargıtayın kararlarında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilememiştir.

40. Açıklanan nedenlerle başvurucuların iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşıldığından diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

3. Eğitim ve Öğrenim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

41. Başvurucu Geşkin, hakkındaki yargılamanın eğitim hakkını da ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

42. 6216 sayılı Kanun'un, "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (3) numaralı fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:

"Başvuru dilekçesinde ... ihlal gerekçelerinin, başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamaların, başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih ile varsa uğranılan zararın belirtilmesi gerekir. Başvuru dilekçesine, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğinin ... eklenmesi şarttır."

43. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelemesi" kenar başlıklı 48. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuru hakkında kabul edilebilirlik kararı verilebilmesi için 45 ila 47 nci maddelerde öngörülen şartların taşınması gerekir."

44. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (3) numaralı, 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 59. maddesinin ilgili fıkraları uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını ve dayanılan Anayasa hükmünün kendisine göre ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını kanıtlamak başvurucuya düşer (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, § 19).

45. Başvurucunun, kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğini başvuru dilekçesine eklemesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, § 20).

46. Başvuruya konu ihlal iddiasıyla ilgili deliller sunarak olaya ilişkin iddialarını ve hangi Anayasa hükmünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunmak suretiyle hukuki iddialarını kanıtlamak yükümlülüğü başvurucuya ait olmasına rağmen başvurucu tarafından hakkında açılan kamu davasının eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiği soyut şekilde ileri sürülmekte olup bu hakkın nasıl ihlal edildiği hususunda bir açıklama ve kanıtlamada bulunulmadığı görülmektedir.

47. Açıklanan nedenlerle ihlal iddiasının kanıtlanamadığı anlaşıldığından başvurucunun iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA

23/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Orhan Dikgöz ve Hasan Geşgin [1.B.], B. No: 2013/3919, 23/3/2016, § …)
   
Başvuru Adı ORHAN DİKGÖZ VE HASAN GEŞGİN
Başvuru No 2013/3919
Başvuru Tarihi 4/6/2013
Karar Tarihi 23/3/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, gözaltı ve tutuklulukta geçirilen sürelerin uzun olması nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının; öz geçmiş belgelerinin mahkûmiyete esas alınan tek delil olması, asılları olmaksızın fotokopi belgelere dayanılması, Hizbullah terör örgütüne ilişkin yargılamalarda kolluk aşamasında verilen ifadelerinin tamamına yakınının daha sonrada inkâr edilmesi, zamanaşımının hesabında hata yapılması nedenleriyle adil yargılanma hakkının; yargılama dolayısıyla eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Zaman Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Kanun yolu şikâyeti Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Eğitim hakkı Eğitim Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 314
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi