logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Zini Çeviren ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/4505, 10/3/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ZİNİ ÇEVİREN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/4505)

 

Karar Tarihi: 10/3/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

Raportör Yrd.

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucular

:

Zini ÇEVİREN

 

 

Cahide ÇEVİREN

 

 

Abdülkadir ÇEVİREN

 

 

Abdo TAN

Vekili

:

Av. Ali AYDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucular, 22/2/1976 tarihinde murisleri aleyhine Derik Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını ve bu sürede taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 28/6/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Komisyon tarafından, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyaların Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Başvurucu Zini Çeviren, Cahide Çeviren, Abdülkadir Çeviren tarafından yapılan 2013/4505 sayılı bireysel başvuru dosyası ile Abdo Tan tarafından yapılan 2013/4508 sayılı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2013/4505 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.

I.5. Bölüm Başkanı tarafından 24/7/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 1/12/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Mardin ili Derik ilçesi Hisaraltı köyünde 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonunda 95 ve 105 parsel numaralı taşınmazlar, başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren ve Abdülkadir Çeviren’in murisi Mehmet Çeviren adına tespit edilmiştir.

9. Bu tespit üzerine A.A. ve S.A. tarafından 22/2/1976 tarihinde Derik Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır. 95 parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava Derik Kadastro Mahkemesinin E.1976/31 sayılı dosyasına, 105 parsel numaralı taşınmaza ilişkin dava aynı Mahkemenin E.1976/473 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.

10. Derik Kadastro Mahkemesi, 10/6/1977 tarih ve E.1976/31, K.1977/123 sayılı kararıyla E.1976/31 sayılı dava dosyasının, Mahkemenin E.1976/407 sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.

11. Yine Derik Kadastro Mahkemesi, 18/12/1981 tarih ve E.1976/473, K.1981/693 sayılı kararıyla, E.1976/473 sayılı dava dosyasının Mahkemenin E.1976/407 sayılı dosyayla birleştirilmesine ve davanın E.1976/407 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.

12. Derik Kadastro Mahkemesi, 10/9/1982 tarih ve E.1976/407, K.1982/271 sayılı kararıyla davanın reddine ve dava konusu taşınmazların tespit gibi başvurucuların murisi adına tapuya tesciline karar vermiştir.

13. Temyiz üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 28/2/1983 tarih ve E.1982/15256, K.1983/2911 sayılı ilâmıyla İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.

14. Bozma üzerine dava, Derik Kadastro Mahkemesinin E.1983/84 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.

15. Derik Kadastro Mahkemesi, 22/6/1984 tarih ve E.1983/84, K.1984/55 sayılı kararıyla E.1983/84 sayılı dava dosyasının, aynı Mahkemenin E.1983/82 sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine ve yargılamanın E.1983/82 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.

16. Mardin ili Derik ilçesi Dumanlı köyünde 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonunda Dumanlı köyü 106 parsel numaralı taşınmaz başvurucu Abdo Tan ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

17. Anılan parselin bu şekilde tespiti üzerine A.A. tarafından 22/2/1976 tarihinde Derik Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır. Bu dava, Derik Kadastro Mahkemesinin E.1976/458 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.

18. Derik Kadastro Mahkemesi 10/9/1982 tarih ve E.1976/458, K.1982/276 sayılı kararıyla davanın reddine ve 106 parsel numaralı taşınmazın tespit gibi başvurucu ve müşterekleri adına tapuya tesciline karar vermiştir.

19. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 28/2/1983 tarih ve E.1982/15260 ve K.1983/2912 sayılı ilâmıyla İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.

20. Bozma üzerine dava, Derik Kadastro Mahkemesinin E.1983/78 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.

21. Derik Kadastro Mahkemesi 5/7/1985 tarih E.1983/78, K.1985/12 sayılı kararıyla 1983/78 sayılı dava dosyasının, Mahkemenin E.1983/82 sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın E.1983/82 sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.

22. Derik Kadastro Mahkemesinin E.1983/82 sayılı dava dosyasında yargılama halen devam etmektedir.

23. Başvurucular, 28/6/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

B. İlgili Hukuk

24. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 16-22).

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

25. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 28/6/2013 tarih ve 2013/4505 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

26. Başvurucular Zini Çeviren, Abdulkadir Çeviren, Cahide Çeviren 22/2/1976 tarihinde murisleri aleyhine, başvurucu Abdo Tan ise 22/2/1976 tarihinde kendisi aleyhine Derik Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını ve bu sürede taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

27. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

28. Başvurucular, 22/2/1976 tarihinde Derik Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını ve bu sürede taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

29. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).

30. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).

31. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz mülkiyeti hakkında Derik Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasında, 3402 ve 6100 sayılı Kanun’larda yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).

32. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 22/2/1976 tarihidir.

33. Başvuruya konu dava, başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren ve Abdulkadir Çeviren’in miras bırakanlarından intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).

34. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).

35. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, davacı A.A. ve S.A. tarafından başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren ve Abdülkadir Çeviren’in murisine

karşı kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, 95 parsel numaralı taşınmaza ilişkin davanın Derik Kadastro Mahkemesinin E.1976/31 sayılı dosyasına, 105 parsel numaralı taşınmaza ilişkin davanın Derik Kadastro Mahkemesinin E.1976/473 sayılı dosyasına kaydedildiği, E.1976/31 sayılı dava dosyasının Mahkemenin E.1976/407 sayılı dosyası ile birleştirildiği, daha sonra E.1976/407 sayılı dava dosyasının E.1976/473 sayılı dosya ile birleştirildiği ve yargılamaya E.1976/407 sayılı dosya üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28/2/1983 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu, bozma üzerine davanın Mahkemenin E.1983/84 sayılı dosyasına kaydedildiği belirlenmiştir. Mahkemece, 22/6/1984 tarihli kararla E.1983/84 sayılı dava dosyasının, aynı Mahkemenin E.1983/82 sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine ve yargılamanın E.1983/82 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği, başvurucu Abdo Tan aleyhine 106 parsel numaralı taşınmaza ilişkin olarak açılan davanın Derik Kadastro Mahkemesinin E.1976/458 sayılı dosyasına kaydedildiği, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, temyiz üzerine İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulduğu, bozma üzerine davanın Mahkemenin E.1983/78 sayılı dosyasına kaydedildiği, bu dava dosyasının da Mahkemenin E.1983/82 sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Yargılamanın E.1983/82 sayılı dava dosyasında halen devam ettiği belirlenmiştir.

36. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya konu yargılamanın kadastro mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (§ 23).

37. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).

38. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte olduğunu ortaya koymakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık otuz dokuz yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.

39. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

40. Başvurucular uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş olup, başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

41. Başvurucular, maruz kaldıkları zarar karşılığı olarak ayrı ayrı 300.000,00 TL manevi, 500.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.

42. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

43. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık otuz dokuz yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren, Abdulkadir Çeviren’in her birine net 7.500,00 TL, başvurucu Abdo Tan’a net 22.450,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

44. Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

45. Başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren ve Abdulkadir Çeviren tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harcın anılan başvuruculara müştereken ödenmesine, başvurucu Abdo Tan tarafından yapılan 198,35 TL harcın anılan başvuruya ödenmesine, belirtilen başvurucuların tamamına 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

46. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık otuz dokuz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucuların,

1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,

B. Başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren, Abdulkadir Çeviren’in her birine net 7.500,00 TL, başvurucu Abdo Tan’a net 22.450,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

C. Başvurucular Zini Çeviren, Cahide Çeviren ve Abdulkadir Çeviren tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harcın anılan BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, başvurucu Abdo Tan tarafından yapılan 198,35 TL harcın anılan BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE, 1.500,00 TL vekâlet ücretinin tüm BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

E. Kararın bir örneğinin Derik Kadastro Mahkemesine gönderilmesine,

10/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Zini Çeviren ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/4505, 10/3/2015, § …)
   
Başvuru Adı ZİNİ ÇEVİREN VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2013/4505
Başvuru Tarihi 28/6/2013
Karar Tarihi 10/3/2015
Birleşen Başvurular 2013/4508

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucular, 22/2/1976 tarihinde murisleri aleyhine Derik Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını ve bu sürede taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30
3402 Kadastro Kanunu 25
28
29
30
32
36
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi