TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
YALÇIN OKTÜRK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/5051)
(Karar Tarihi: 16/12/2015)
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Hicabi DURSUN
Erdal TERCAN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Raportör
Hüseyin TURAN
Başvurucu
Yalçın OKTÜRK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ilave yüksek lisans öğrenim kıdemi verilmemesi işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 1/7/2013 tarihinde Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 28/11/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, başvuru tarihi itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) subay olarak görev yapmaktadır.
6. Başvurucu, Selçuk Üniversitesi (SÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü (SBE) İşletme Anabilim Dalına bağlı Yönetim ve Organizasyon programı ve İşletme programında tamamladığı yüksek lisans öğreniminin birbirinden farklı olduğunu belirtir belgenin verilmesi için Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığına (YÖK) müracaatta bulunmuştur.
7. Başvurucunun talebinin reddedilmesi üzerine açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 22/11/2007 tarihli ve E.2007/601, K. 2007/1573 sayılı kararı ile “işletme bilim dalı ile yönetim ve organizasyon bilim dalında yapılan iki yüksek lisansın birbirinden farklı olduğu” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
8. Davalı idarenin temyizi üzerine söz konusu karar Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/3/2009 tarihli ve E.2008/1376, K.2009/1939 sayılı kararı ile onanmış, idarenin karar düzeltme talebi ise aynı Dairenin 26/4/2010 tarihli ve E.2009/5502, K.2010/2045 sayılı kararı ile reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir.
9. Başvurucu aynı süreçte, bitirdiği ikinci yüksek lisans programının öğrenim kıdemine sayılması için Millî Savunma Bakanlığına (MSB) başvurmuş; başvurunun reddi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesine (AYİM) “ilave lisansüstü öğrenim kıdemi verilmemesi işleminin iptali” için dava açmıştır.
10. Açılan davada AYİM 1.Dairesi, Ankara 15. İdare Mahkemesi nezdinde devam eden davayı bekletici mesele yapmış ancak anılan İdare Mahkemesi kararında ikinci yüksek lisans eğitiminin farklı bir eğitim olduğu yönündeki kararı dikkate almaksızın 6/10/2010 tarihli ve E.2007/719, K.2010/1066 sayılı kararında “ Yönetim ve Organizasyon Bilimi ile İşletme Bilim dallarının farklı bilim dalları olmadığı” gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Karar düzeltme talebinin de aynı Dairenin 1/3/2011 tarihli kararı ile reddedilmesi üzerine karar kesinleşmiştir.
11. Başvurucu, Ankara 15. İdare Mahkemesi ve AYİM tarafından verilen kararlar arasında farklılık olduğu iddiasında bulunmuş; hüküm uyuşmazlığı yolu ile Uyuşmazlık Mahkemesi önüne gelen olayda Uyuşmazlık Mahkemesi, Hukuk Bölümü 8/4/2013 tarihli ve E.2013/468, K.2013/468 sayılı kararıyla Ankara 15. İdare Mahkemesi kararını kaldırmış ve AYİM 1. Dairesinin kararını kabul ederek hüküm uyuşmazlığının giderilmesine kesin olarak karar vermiştir.
12. Uyuşmazlık Mahkemesinin gerekçesi şöyledir:
“…
AYİM 1. Dairesi kararının YÖK Başkanlığının önceki istikrarlı görüşüne dayalı olması, Ankara 15. İdare Mahkemesi kararının ise ilmi ve objektif verilere ya da bilirkişi mütalaasına dayanmayan salt bir hukuki değerlendirmeyle verilmiş olması olgusu birlikte değerlendirildiğinde; Ankara 15. İdare Mahkemesi kararının usul ve kanuna uyarlı düşmediği, YÖK Genel Kurulunun 8.12.2010 tarihli ve 1.12.2006 tarihli kararının iptaline dair kararın ise Danıştay 8. Dairesinin kesinleşen ilamının infazına yönelik bir uygulama işlemi mahiyetinde bulunması itibariyle varılan bu sonucu değiştirir bir yönünün olmadığı, dolayısıyla doğan hüküm uyuşmazlığında AYİM 1. Dairesinin usul ve hukuka uygun olan kararının esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
…aynı anabilim dalının altında yer alan bilim dallarında yapılan yüksek lisans öğreniminin birbirinden farklı olmadığı yönünde tesis edilen Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı işlemini iptal eden Ankara 15. İdare Mahkemesinin 22.11.2007 gün ve E:2007/601, K:2007/1573 sayılı kararının kaldırılması, hukuk ve usule uygun bulunan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesinin 6.10.2010 gün ve Gensek no:2007/1774, E:2007/719 K:2010/1066 sayılı kararının kabulü ve bu suretle hüküm uyuşmazlığının giderilmesi gerekmiştir.”
13. Uyuşmazlık Mahkemesinin nihai kararı 3/6/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 1/7/2013 tarihinde süre içinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
15. 1/7/1996 tarihli ve 22683 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 14. maddesi.
16. 12/6/1979 tarihli ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 24. maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkraları şöyledir:
“(Değişik birinci fıkra: 21/1/1982 - 2592/7 md.) 1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.
…
İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır.”
17. 2247 sayılı Kanun’un 29. maddesi şöyledir:
“Bölümlerin ve Genel Kurulun kararları kesindir. İlke kararları ile Başkanın uygun göreceği Bölümlerin kararları Resmi Gazete'de yayımlanır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 16/12/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucunun 1/7/2013 tarihli ve 2013/5051 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu; İşletme Anabilim Dalına bağlı Yönetim ve Organizasyon programı ve İşletme programında tamamladığı yüksek lisans öğreniminin birbirinden farklı olduğunu belirtir belgenin verilmesi için YÖK Başkanlığına yaptığı müracaatın reddedilmesi işleminin ve bitirdiği yüksek lisans programının öğrenim kıdemine sayılması için MSB’ye yapılan başvurusunun reddi üzerine AYİM’de açılan davada, ara kararı ile bekletici mesele yapılan İdare Mahkemesi kararı sonucu beklenmeksizin davanın reddine ilişkin karar verilmesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından da verilen hüküm uyuşmazlığının giderilmesine ilişkin verilen kararda, kanunun yanlış uygulanması nedeniyle 6 yıl 9 ay boyunca kıdem ve özlük haklarını alamadığını, AYİM’in kararının gerekçesiz olduğunu ve kararlarında kanun yollarını göstermediğini, AYİM’nin 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nu dikkate almadığını ve bilirkişi incelemesi yaptırmadığını belirterek Anayasa’nın 11., 12., 17., 36., 40., 42., 138. ve 141. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve 22/9/2006 tarihinden başlayarak oluşan 81 aylık maaş farkı tutarında tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).. Bu bakımdan başvurucunun; yapmış olduğu yüksek lisans eğitimlerinin farklı olup olmadığına ilişkin idare ve mahkemeler tarafından farklı kararlar verilmesi ve nihayetinde bu farklılığın Uyuşmazlık Mahkemesinin nihai kararıyla yanlış ve kanuna aykırı bir şekilde sonuçlandığı iddiasının Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında incelenmesi gerekir. Somut olay bakımından temel sorun, ilave yüksek lisans öğrenim kıdemi verilmemesi olduğundan ve eğitim öğrenim hakkından faydalanmasının engellenmesine ilişkin bir şikâyetinin bulunması nedeniyle başvurucunun diğer şikâyetlerinin ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.
21. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
24. Anılan kurallar uyarınca Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir.
25. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları açık keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).
26. Adil yargılanma hakkı bireylere dava sonucunda verilen kararın değil, yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine, bu çerçevede yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfîliğe ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir (Naci Karakoç, B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).
27. Başvuru konusu olayda başvurucu, SÜ SBE İşletme Anabilim Dalına bağlı Yönetim ve Organizasyon programı ve İşletme programında tamamladığı yüksek lisans öğreniminin birbirinden farklı olduğuna ilişkin belgenin verilmesi için önce YÖK Başkanlığına müracaatta bulunmuş; talebin reddedilmesi üzerine açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 22/11/2007 tarihli ve E.2007/601, K. 2007/1573 sayılı kararı ile işletme bilim dalı ile yönetim ve organizasyon bilim dalında yapılan iki yüksek lisansın birbirinden farklı olduğu sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; idarenin temyizi üzerine söz konusu karar Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/3/2009 tarihli ve E.2008/1376, K.2009/1939 sayılı kararı ile onanmış; İdarenin karar düzeltme talebi ise aynı dairenin 26/4/2010 tarihli ve E.2009/5502, K.2010/2045 sayılı kararıyla reddedilerek başvurucu lehine karar kesinleşmiştir.
28. TSK’da subay olan başvurucu, aynı süreçte bitirdiği ikinci yüksek lisans programının öğrenim kıdemine sayılması için MSB’ye başvurmuş; başvurunun reddi üzerine AYİM’de ilave lisansüstü öğrenim kıdemi verilmemesi işleminin iptali için dava açmıştır. Açılan davada AYİM 1.Dairesi, Ankara 15. İdare Mahkemesi nezdinde devam eden davayı bekletici mesele yapmış ancak anılan İdare mahkemesi kararında ikinci yüksek lisans eğitiminin farklı bir eğitim olduğu yönündeki kararla bağlı kalmaksızın 6/10/2010 tarihli ve E.2007/719, K.2010/1066 sayılı kararıyla kendi değerlendirmeleri çerçevesinde Yönetim ve Organizasyon Bilimi ile İşletme Bilim dallarının farklı bilim dalları olmadığı sonucuna vararak davayı reddetmiş; karar düzeltme talebinin de aynı dairenin 1/3/2011 tarihli kararı ile reddedilmesi üzerine karar, başvurucu aleyhine kesinleşmiştir.
29. Başvurucu, iki yüksek mahkemenin (Danıştay ve AYİM) aynı konuda farklı kararlar vermesi nedeniyle bu farklılığın giderilmesi için hüküm uyuşmazlığı yolu ile Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunmuş; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 8/4/2013 tarihli ve E.2013/468, K.2013/468 sayılı kararla Ankara 15. İdare Mahkemesinin yukarıda zikredilen kararını kaldırarak AYİM 1. Dairesinin belirtilen kararını kabul ederek hüküm uyuşmazlığının giderilmesine kesin olarak karar vermiştir.
30. Uyuşmazlık Mahkemesi; AYİM 1. Dairesi tarafından verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, işlemin nitelendirilmesinde bir hatanın olmadığını, kararın mevcut düzenlemeler çerçevesinde belirlenmiş olduğunu, bu çerçevede Yönetim ve Organizasyon Bilimi ile İşletme Bilim dallarının farklı bilim dalları olmadığı yönündeki hükmünü kabul ederek başvurucunun yapmış olduğu itirazı reddetmiştir. AYİM’in kararının gerekçesi somut olayla da bağlantı kurularak açıklanmış; itiraz mercii olan Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından da AYİM’nin kararı, hukuka aykırı bulunmayarak kararın gerekçesi kabul edilmiştir.
31. Hukuk kurallarının uygulanması ve yorumlanması derece mahkemelerinin görevidir. Bu kapsamda başvurucunun yapmış olduğu yüksek lisans eğitimlerinin farklı olup olmadığınına ve bunun ilave yüksek lisans öğrenim kıdemi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine karar vermek derece mahkemelerinin yetkisi kapsamında kalmaktadır. Derece mahkemelerinin söz konusu koşulları değerlendirdiği kararlarında açıkça keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire bir müdahalesi söz konusu olamaz. Somut olayda başvurucunun iddialarının, esas itibarıyla ilgili mahkemelerce anılan kanun hükmünün değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet bulunmadığına ve dolayısıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir.
32. Başvurucu; yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının Derece Mahkemesi tarafından dinlenmediğine ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunmamıştır.
33. Başvurucu, başvurulması gerekli tüm kanun yollarına süresinde başvurmuş; ayrıca başvurucunun bu konuda başvuruda bulunmasını engelleyen herhangi bir durumla karşılaştığına ilişkin somut bir şikâyeti de bulunmamaktadır.
34. Açıklanan nedenlerle başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
16/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.