TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SERKAN YILDIRIM BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/5318)
|
|
Karar Tarihi: 17/11/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucu
|
:
|
Serkan YILDIRIM
|
Vekili
|
:
|
Av. Nazım ATA
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu,
30/7/2004 tarihinde Ankara 13. İş Mahkemesinde açtığı tazminat davasının makul
sürede sonuçlanmadığını belirterek, etkili başvuru hakkı ile adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 16/7/2013 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci
Bölüm İkinci Komisyonunca, 31/10/2013 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi
Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiştir.
4. Bölüm
tarafından 22/11/2013 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru
konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 10/12/2013 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu işçi olarak çalıştığı sırada, 20/10/2001
tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu malul kalmıştır.
8. Başvurucu, işverenin gerekli aydınlatma ve güvenlik
önlemlerini almaması nedeniyle iş kazası geçirdiği ve malul kaldığı iddiasıyla
Tepe İnşaat A.Ş. ve U.A. aleyhine Ankara 13. İş Mahkemesinde 30/7/2004
tarihinde işçilik alacaklarının ödenmesi ve tazminat davası açmış, dava dosyası
Mahkemenin E.2004/1183 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
9. Mahkemece, 2/12/2011 tarihinde, tazminat davası ile
işçilik alacaklarına ilişkin talepler ayrı değerlendirilerek dava dosyasının
ayrılmasına karar verilmiş, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası Ankara
13. İş Mahkemesinin E.2011/1168 sayılı dosyasına kaydedilerek, yargılama bu
dava dosyası üzerinden yürütülmüştür.
10. Başvurucu yine Ankara 11. İş Mahkemesinde 7/10/2011
tarihinde Tepe İnşaat A.Ş. ve U.A. aleyhine E.2011/1160 sayılı dava dosyasında
tazminat ve alacak davası açmıştır.
11. Ankara 13. İş Mahkemesi, E.2004/1183 sayılı dava dosyası
ile Ankara 11. İş Mahkemesinin E.2011/1160 sayılı dava dosyası arasında irtibat
bulunduğunu kabul ederek, her iki dava dosyasının birleştirilmesine,
yargılamaya Ankara 13. İş Mahkemesinin E.2004/1183 sayılı dava dosyası
üzerinden devam edilmesine karar vermiştir.
12. Başvurucu Ankara 13. İş Mahkemesinde yapılan yargılamanın
son duruşmasında, fazla çalışma ücreti ile ilgili talebini geri almış, bu husus
davalılarca kabul edilmiştir.
13. Ankara 13. İş Mahkemesince, E.2011/1168 sayılı dava
dosyasında, 19/6/2013 tarih ve E.2011/1168, K.2013/333 sayılı kararla yıllık
ücretli izin alacağı ve tatil ücretleri toplamı 273.10 TL’nin davalılardan
tahsiline karar verilmiş, anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk
Dairesince 30/6/2014 tarih ve E.2013/29978, K.2014/20193 sayılı ilamla,
gerekçeli kararın taraflara tebliğinden sonra dosyanın temyiz incelemesi için gönderilmesi
gerektiği belirtilerek, dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.
14. Ankara 13. İş Mahkemesince, E.2004/1183 sayılı dava
dosyasında asıl ve birleşen davalarda, 19/6/2013 tarih ve E.2004/1183,
K.2013/332 sayılı kararla, meydana gelen iş kazasında davalıların %80 kusurlu
oldukları ve başvurucunun %1,2 oranında malul kaldığı gerekçesiyle davanın
kısmen kabulüne, alacak talepleri yününden başvurucunun davasını geri alması
nedeniyle davanın reddine, 3.922,55 TL maddi tazminatın, 5.000,00 TL manevi
tazminatın 20/10/2001 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline
karar verilmiştir.
15. Anılan karar davalılar tarafından temyiz edilmiş olup,
temyiz incelemesi halen devam etmektedir.
16. Başvurucu, 16/7/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
17. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 30. maddesi ile 447. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 30/1/1950
tarih ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrası ile
7. maddesinin birinci fıkrası ve 15. maddesi, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı
İş Kanunu’nun mülga 77. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 16/7/2013 tarih ve 2013/5318 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, 20/10/2001 tarihinde işyerinde meydana gelen
iş kazası sonucu malul kaldığını, 30/7/2004 tarihinde Ankara 13. İş
Mahkemesinde açtığı tazminat davasında 19/6/2013 tarihinde tazminatın tahsiline
karar verildiğini, hükmün davalılarca temyiz edildiğini, yargılamanın uzun
sürmesi nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın düşük kaldığını, tazminatın geç
tahsil edilecek olması nedeniyle de zararının doğduğunu, hükmedilen faizin bu
zararı gidermeyeceğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, etkili
başvuru hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Başvurucunun, etkili başvuru hakkı ile adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü anlaşılmışsa da başvurucu, Ankara 13.
İş Mahkemesinde açtığı davanın halen devam etmesi ve makul sürede
sonuçlanmaması nedeniyle tazminatı alamadığını ve etkili başvuru hakkının bu
şekilde ihlal edildiğini ileri sürmüş olup anılan ihlal iddiası da makul sürede
yargılama yapılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlali iddiası
kapsamında değerlendirilmiştir.
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
21. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
22. Başvurucu, Ankara 13. İş Mahkemesinde açtığı tazminat
davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma
hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde
yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili
hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle,
Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi
kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede
yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan
süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
24. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45)
25. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, iş kazasına dayalı
alacak ve tazminat davasında, 5521 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanun’da yer
alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak
ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No:
2012/13, 2/7/2013, § 49).
26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
30/7/2004 tarihidir.
27. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
28. İş mahkemelerinin görevi 5521 sayılı Kanun’un 1. maddesinde
düzenlenmiştir. Anılan maddede, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş
akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk
uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği hüküm altına alınmıştır.
29. Bu şekilde kanun koyucu, iş hukukunun çalışanı koruyucu
niteliğini ve iş davalarının özelliklerini dikkate alarak genel mahkemelerin
dışında özel bir iş yargılaması sistemi oluşturmuş ve iş davalarının, konunun
uzmanı mahkemelerce mümkün olduğunca hızlı, basit ve ucuz bir biçimde
sonuçlandırılmasını amaçlamıştır (B. No: 2013/4701, 23/1/2013, § 47).
30. Bunun yanı sıra 6100 sayılı Kanun’un 447. maddesiyle daha
önce yürürlüğe girmiş olan kanunlarda yer alan sözlü ve seri yargılama usulleri
kaldırılmış ve bunun yerine iş hukuku uyuşmazlıklarına da uygulanmak üzere
basit yargılama usulü getirilmiştir. Basit yargılama usulü yazılı yargılama
usulünden daha basit ve çabuk işleyen, daha kısa bir incelemeye ihtiyaç duyan
ve daha kolay bir inceleme ile sonuçlandırılabilecek dava ve işler için kabul
edilmiş bir yargılama usulüdür (B. No: 2013/772, 7/11/2013, § 64-65).
31. Başvuruya konu yargılama sürecinin İş Mahkemesi önünde
sürdüğü görülmekle, yukarıda bahsedildiği üzere, 5521 sayılı Kanun’da yer alan
özel usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. ve 447. maddelerinin
uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu
anlaşılmaktadır (§ 17).
32. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvurucu, 20/10/2001 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanması
üzerine, işverenin gerekli aydınlatma ve güvenlik önlemlerini sağlamaması
nedeniyle iş kazası geçirdiği ve malul kaldığı iddiasıyla Ankara 13. İş
Mahkemesinin E.2004/1183 sayılı dava dosyasında, 30/7/2004 tarihinde, işçilik
alacaklarının ödenmesi ve tazminat davası açmıştır. Başvurucu yine Ankara 11.
İş Mahkemesinin E.2011/1160 sayılı dava dosyasında, 7/10/2011 tarihinde alacak
davası açmıştır. Ankara 13. İş Mahkemesince, E.2004/1183 sayılı dava dosyasında
tazminat ve işçilik alacaklarına ilişkin taleplerin ayrılmasına karar verilmiş,
işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası Mahkemenin E.2011/1168 sayılı
dosyasına kaydedilmiştir. Yine Ankara 13. İş Mahkemesi, E.2004/1183 sayılı dava
dosyası ile Ankara 11. İş Mahkemesinde görülen E.2011/1160 sayılı dava
dosyasının birleştirilmesine karar vermiştir.
33. Ankara 13. İş Mahkemesi, E.2004/1183 sayılı dava
dosyasında, tarafların delillerini toplamış, kusur durumunun ve tazminatın
tespiti amacıyla bilirkişilerden rapor ve ek rapor alarak 19/6/2013 tarihinde
tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermiştir. Hüküm davalılar tarafında
temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi halen Yargıtayda
devam etmektedir.
34. 5521 ve 4857 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama
usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet
eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No:
2013/772, 7/11/2013, §§ 59-82; B. No: 2013/4701, 23/1/2014, §§ 35-51).
35. Başvuruya konu iş kazasına
dayalı tazminat davasının incelenmesinde; hukuki meselenin çözümündeki güçlük,
maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller,
taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında, somut başvuru açısından farklı
bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu on yılı
aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin
olduğu sonucuna varılmıştır.
36. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
37. Başvurucu, adil yargılanma
hakkının ihlali nedeniyle 100.000,00 TL tazminat ödenmesini talep etmiştir.
38. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
39. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin on yılı aşkın süredir devam eden yargılama süreci nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net
10.800,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
40. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
41. Başvuruya konu yargılamanın on yıldır devam ettiği ve bu
hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir
hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve
mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla,
yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen,
kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 10.800,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet
ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin ilgili derece
Mahkemelerine gönderilmesine,
17/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.