logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hasan Özen ve Mazlum Atak [2.B.], B. No: 2013/5423, 1/12/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN ÖZEN VE MAZLUM ATAK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/5423)

 

Karar Tarihi: 1/12/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Alparslan ALTAN

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Hüseyin MECEK

Başvurucular

:

1. Hasan ÖZEN

 

 

2. Mazlum ATAK

Vekilleri

:

Av. Tugay BEK

 

 

Av. Sevil Aracı BEK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, gözaltına alınmayla başlayıp tutuklanma ve ceza infaz kurumuna getirilme sürecinde de devam eden işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 4/7/2013 tarihinde Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 31/3/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 26/6/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Adalet Bakanlığına (Bakanlık) başvuru konusu olay ve olgular bildirilmiş, başvuru belgelerinin bir örneği görüş için gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 5/8/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş başvuruculara 28/8/2014 tarihinde bildirilmiştir. Başvurucular, karşı beyanlarını 4/9/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru dilekçesi ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla temin edilen ve Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2010/479, Adana 3. Çocuk Mahkemesinin E.2013/50 sayılı dosyalarındaki bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. İşkence ve kötü muamele iddialarına konu fiillerin işlendiği 6/12/2009 tarihinde 16 yaşında olan başvurucular, Adana’da ikamet etmektedirler.

9. 6/12/2009 tarihinde saat 21.30 sularında Adana ili Barbaros Mahallesi’nde yaklaşık 30 kişilik bir grup toplanarak PKK Terör Örgütü liderinin serbest bırakılması için ateş yakıp yolu trafiğe kapatmışlardır. Başvurucular olay yerinde yakalandıktan sonra haklarında “terör örgütünün propagandasını yapma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, kasten yaralama ve mala zarar verme” suçlarından Adana Cumhuriyet Başsavcılığının (Savcılık) S.2009/971 sayılı dosyasında soruşturma başlatılmıştır. Başvurucuların da aralarında bulunduğu 13 şüpheli hakkında Başsavcılığın 11/2/2010 tarihli ve S.2009/971, E.2010/84 sayılı iddianamesiyle atılı suçlardan kamu davası açılması üzerine Adana 3. Çocuk Mahkemesinin E.2013/50 sayılı dosyasında yargılama yapılmıştır.

10. Başvurucular vekili Av. Tugay Bek; başvurucuların gözaltına alınmaları, tutuklanmaları ve ceza infaz kurumuna götürülmeleri sırasında polis memurlarının; ceza infaz kurumuna girdikten sonra da jandarma ve infaz koruma memurlarının işkence ve kötü muamelesine maruz kaldıkları iddiasıyla 14/12/2009 tarihinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Şüpheli kamu görevlileri hakkında Savcılığın S.2009/65374 sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatılmıştır.

11. Savcılığın 16/2/2010 tarihli ve S.2009/65274, E.2010/4345 sayılı iddianamesi ile sekiz polis memuru hakkında kamu görevi sırasında kasten yaralama ve hakaret suçlarından Adana (kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.

12. Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesi, yaralama eyleminin 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 94. maddesinde düzenlenen işkence suçunu oluşturduğundan bahisle 25/10/2010 tarihli ve E.2010/418, K.2010/1270 sayılı görevsizlik kararı ile dosyayı Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

13. Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 15/9/2011 tarihli ve E.2010/479, K.2011/309 sayılı kararla tüm sanıkların beraatine hükmetmiştir.

14. Beraat hükmünün, başvurucular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/10/2012 tarihli ve E.2012/25723, K.2012/3078 sayılı ilamı ile hüküm onanarak kesinleşmiştir.

15. 4/7/2013 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.

B. İlgili Hukuk

16. 5237 sayılı Kanun’un “Kasten yaralama” kenar başlıklı 86. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları şöyledir:

“(2) (Ek fıkra: 5328 sayılı Kanun’un 4.maddesi) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

işlenmesi hâlinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

17. 5237 sayılı Kanun’un “İşkence” kenar başlıklı 94. maddesi şöyledir:

“Madde 94 - (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,

İşlenmesi hâlinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.

(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi hâlinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.”

18. 5237 sayılı Kanun’un “Hakaret” kenar başlıklı 125. maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkraları şöyledir:

“(1) (8/7/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanun’la değişik) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.

(4) (8/7/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanun’la değişik) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.”

 IV. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 1/12/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucuların 4/7/2013 tarihli ve 2013/5423 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

20. Başvurucular; 6/12/2009 tarihinde Adana ili Barbaros Mahallesi’nde yasa dışı gösterilerin yapıldığını ancak bu gösterilere katılmadıklarını, sokakta yürürken polis memurlarının kendilerini gözaltına aldığını, önce Terörle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüklerine getirildiklerini, 7/12/2009 tarihinde ise tutuklanarak cezaevine götürüldüklerini; süreçteki tüm aşamalarda polis, jandarma ve infaz koruma memurları tarafından sopa, tüfek dipçiği ve benzeri cisimlerle darp edildiklerini ve ayak parmak uçları üzerinde durmaya zorlanıldıklarını, ifadeleri alınırken kendilerine hakaret edildiğini ve tehdit edildiklerini, bazı kamu görevlileri hakkında işkence ve hakaret suçlarından açılan kamu davası sonucunda beraat kararı verildiğini, verilen beraat kararı nedeniyle Anayasa’nın 17., 19. ve 36. maddelerinde güvence altına alınan işkence ve kötü muamele yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

21. Başvurucular ayrıca bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânlarının bulunmadığını belirterek adli yardım isteminde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

1. Adli Yardım Talebi Yönünden

22. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 11/4/2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik 334. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun kimselerin, iddia ve savunmalarında taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 337. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise adli yardımın daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamayacağı belirtilmiştir.

23. Somut olayda başvurucuların, dilekçelerinde adli yardım talebinde bulunduklarını belirtmiş olmalarına karşın bireysel başvuru harcını yatırdıkları tespit edilmiştir. Bireysel başvuru yolunda harç dışında başvurucular tarafından ödenmesi gereken yargılama gideri bulunmamaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvuru harcının yatırılmış olması ve adli yardımın daha önce yapılan giderleri kapsamaması nedeniyle başvurucuların adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir…”

26. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."

27. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18, 19).

28. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri başvuru süresi olup bu durum başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür. Başvurucunun nihai kararın bir örneğini alma hakkının bulunduğu hâllerde otuz günlük süre, karar örneğinin tebliği tarihinden itibaren başlar. İç hukukta kararın tebliğ edilmesi öngörülmüyorsa tarafların kararın içeriğini kesin olarak öğrenebilecekleri tarihi, otuz günlük başvuru süresinin başlangıç noktası olarak almak gerekir (Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546, 30/12/2014, § 21).

29. Hukukumuzda Yargıtay ceza dairelerinin kararlarının taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu bakımdan başvurucuların nihai kararın içeriğini kesin olarak öğrenebilecekleri tarihi, bireysel başvuru süresinin başlangıç noktası olarak almak gerekecektir. Nihai karar çeşitli şekillerde öğrenilebilir. Başvurucu veya vekili tarafından nihai karar; tebligat yoluyla, Yargıtayda duruşma yapılmış ise tefhimle, hakkındaki cezanın infazı için başvurucunun yakalanmasıyla, müddetnamenin/çağrı kağıdının/ödeme emrinin tebliği suretiyle, dosyadan fotokopi alınmasıyla öğrenilebilir (Özgür Çapkın, § 22).

30. Somut olayda Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/9/2011 tarihli beraat kararı Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/10/2012 tarihli ilamı ile onanarak aynı tarihte kesinleşmiştir. Başvurucular vekili başvuru formunda, kesinleşen kararı 1/7/2013 tarihinde Mahkeme kaleminden öğrendiğini bildirmiştir. Başvurucular hakkında yapılan 2009/971 sayılı soruşturmayla ilgili olarak (bkz. § 9) Adana 3. Çocuk Mahkemesinin E.2013/50 sayılı dosyasında yargılama yapılmıştır. Başvurucular Mazlum Atak ve Hasan Özen bu dosyada, sırasıyla Adana 3. Noterliğinin 11/9/2009 tarihli ve 27427 yevmiye No.lu, Adana 4. Noterliğinin 17/9/2004 tarihli ve 28223 yevmiye No.lu vekâletnameleriyle Av. Tugay Bek ve Av. Sevil Aracı Bek tarafından temsil edilmişlerdir. Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 16/5/2013 günlü 2. celsesinde; başvuruya konu Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2010/479, K.2011/309 sayılı dosyası incelenmek üzere getirtilmiştir. Duruşmada başvurucuların vekili huzurunda dosya incelenmiş, verilen beraat kararlarının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/10/2012 tarihli ve E.2012/25723, K.2012/3078 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği tutanağa geçirilmiştir. Başvurucular, Adana 3. Çocuk Mahkemesinin E.2013/50 sayılı dosyasında da bireysel başvuruda vekilleri olan aynı avukatlar tarafından temsil edildiğinden nihai karar olan Yargıtay 8. Ceza Dairesinin kararının başvurucularca 16/5/2013 tarihinde öğrenildiği anlaşılmıştır. Bireysel başvurunun yapıldığı tarihin 4/7/2013 olduğu dikkate alındığında başvuru için öngörülen otuz günlük sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.

31. Açıklanan nedenlerle başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucuların adli yardım talebine ilişkin olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına

1/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Hasan Özen ve Mazlum Atak [2.B.], B. No: 2013/5423, 1/12/2015, § …)
   
Başvuru Adı HASAN ÖZEN VE MAZLUM ATAK
Başvuru No 2013/5423
Başvuru Tarihi 4/7/2013
Karar Tarihi 1/12/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, gözaltına alınmayla başlayıp tutuklanma ve ceza infaz kurumuna getirilme sürecinde de devam eden işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Yakalama ve/veya gözaltı sırasında güç kullanımı Süre Aşımı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 86
94
125
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi