logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Emin Güneş [2.B.], B. No: 2013/5707, 16/4/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET EMİN GÜNEŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/5707)

 

Karar Tarihi: 16/4/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

Raportör

:

Şükrü DURMUŞ

Başvurucu

:

Mehmet Emin GÜNEŞ

Vekili

:

Av. Aladdin İRAZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni bulunmaksızın tutukluluk durumunun devam ettirilmesi nedeniyle Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 18/7/2013 tarihinde Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir hususun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 21/1/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İkinci Bölüm tarafından 29/1/2014 tarihinde yapılan toplantıda, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular 29/1/2014 tarihinde Adalet Bakanlığına bildirilmiştir.

6. Adalet Bakanlığı görüşünü 28/2/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

7. Adalet Bakanlığı tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş başvurucuya 6/3/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Adalet Bakanlığının görüşüne cevap vermemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Batman 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/12/2011 tarihli ve 2012/212 sorgu sayılı kararı ile “cebir tehdit veya hile kullanarak çocuğa karşı cinsel amaçla, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçlarından tutuklanmış, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 3/1/2012 tarihli ve 2012/1 sayılı iddianamesiyle, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarını işlediği iddiasıyla hakkında Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası (E.2012/16) açılmıştır.

10. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 28/5/2013 tarihli ve E.2012/16 sayılı kararla başvurucu hakkında tutukluluk halinin devamına karar vermiştir.

11. Başvurucunun, tutukluluğun devamına dair karara itirazı üzerine, Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi 31/5/2013 tarihli ve 2013/446 Değişik İş sayılı kararla itirazın reddine karar vermiştir. Bu karar başvurucuya 18/6/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

12. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi 18/7/2013 tarihli ve E.2012/16, K.2013/143 sayılı kararla başvurucunun isnat olunan suçlardan toplam 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar vermiştir.

13. Başvurucu, 18/7/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/7/2013 tarihli ve E.2012/16, K.2013/143 sayılı kararının temyizi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesi 27/1/2014 tarihli ve E.2013/11054, K.2014/914 sayılı ilamla hükmün onanmasına karar vermiştir.

B. İlgili Hukuk

15. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“ Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

 a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.”

16. Aynı Kanun’un 142. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 16/4/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 18/7/2013 tarihli ve 2013/5707 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

18. Başvurucu, dosyada somut delil olmamasına rağmen tutukluluğun devamına ilişkin kararların salt soruşturma aşamasında yönlendirme suretiyle alınan mağdur beyanı ve mağdurun annesinin çelişkili beyanına dayalı olduğu, ayrıca toplanması beklenen başka delil ve kaçma şüphesi bulunmamasına rağmen tutukluluk halinin devam ettirilmesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin (Sözleşme) 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ve Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.

B. Değerlendirme

19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Bu nedenle başvurucunun iddialarının özünün kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni bulunmamasına rağmen tutukluluk durumunun devam ettirilmesi iddiasına ilişkin olması nedeniyle şikâyetleri Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

20. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"… Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 "İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

22. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, "ikincil nitelikte bir kanun yolu" olup, bu yola başvurulmadan önce kural olarak olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

23. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle idari merciler ve derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Diğerleri, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

24. Buna göre Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Bu şekilde olağan denetim mekanizmaları önünde ileri sürülüp takip edilmeyen temel hak ve özgürlüklerin ihlaline ilişkin iddialar, Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru konusu yapılamaz (Ayşe Zıraman ve Diğerleri, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).

25. Somut olayda başvurucu, hakkındaki dava temyiz aşamasında iken 18/7/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur. Ancak bireysel başvurusu sonuçlanmadan temyiz aşamasında olan dava Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 27/1/2014 tarihli onama kararı ile kesinleşmiştir.

26. Tutukluluk hâli sona ermiş olan bir başvurucunun, devam eden tutukluluk hâlinden farklı olarak, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni olmaksızın tutuklama ve tutukluluğun devam ettirildiği yönünde iddialar ileri sürmesi halinde, iddia edilen ihlalin tespitini ve tazminat ödenmesini sağlayabilecek bir hukuk yolu mevcut ise öncelikle bu yolu tüketmesi gerekir (Hamit Kaya, B. No: 2012/338, 2/7/2013, § 46).

27. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen, (d) bendinde ise makul sürede hakkında hüküm verilmeyen bir tutuklu için tazminat talebinde bulunabilme imkânı tanınmaktadır. Bu yol, bir yandan başvurucunun maruz kaldığı tutukluluk nedenleri ve süresinin uzunluğunun tespiti, diğer yandan da uğradığı zararın tazmini imkânını sağlamaktadır. Bu nedenle, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi ile öngörülen hukuk yolu, başvurucunun şikâyetleri açısından erişilebilir ve elverişli bir çözüm olanağı ve makul ölçüde bir başarı imkânı sunmaktadır (Hamit Kaya, B. No: 2012/338, 2/7/2013, § 48).

28. Başvurucu, hakkındaki mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği 27/1/2014 tarihinden itibaren 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesine dayanarak tazminat talebinde bulunma imkânına sahiptir. Etkin ve erişilebilir bir çözüm imkânı sunan hukuk yoluna başvurmaksızın yapılan bireysel başvuruların Mahkemece incelenmesi, bireysel başvuru yolunun ikincilliği ilkesi gereği mümkün değildir.

29. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesinde öngörülen tazminat yoluna başvurmadığı anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

Başvurunun, “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 16/4/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mehmet Emin Güneş [2.B.], B. No: 2013/5707, 16/4/2015, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET EMİN GÜNEŞ
Başvuru No 2013/5707
Başvuru Tarihi 18/7/2013
Karar Tarihi 16/4/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni bulunmaksızın tutukluluk durumunun devam ettirilmesi nedeniyle Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 141
142
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi