TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KUDDİSİ ŞENER VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/5851)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan
ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal
Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M.
Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gizem
Ceren DEMİR KOŞAR
|
Başvurucular
|
:
|
1.
Kuddisi ŞENER
|
|
|
2.
Abdullah ŞENER
|
|
|
3.
Mümine ŞENER
|
|
|
4.
Ahmet ŞENER
|
|
|
5.
Fahri ŞENER
|
|
|
6.
Mustafa ŞENER
|
|
|
7.
Mehmet Ali ŞENER
|
|
|
8.
Hüseyin ŞENER
|
|
|
9.
Ayşe ŞENER
|
Vekilleri
|
:
|
Av.
Fevzi KAYACAN
|
|
|
10.
Ali ŞENER
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular,
murisleri tarafından 18/9/2001 tarihinde açılan el atmanın önlenmesi davasının
halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, ihlalin tespiti ile
manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 26/7/2013 tarihinde
Konya Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön
incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 22/5/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm
Başkanı tarafından 4/7/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru
konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 25/8/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
6. Başvurucu Ayşe Şener’in, bireysel başvuru tarihinden
sonra 3/1/2014 tarihinde vefat etmesi üzerine, bireysel başvuruda bulunmayan
mirasçı Ali Şener’e, murisi tarafından yapılan bireysel başvuruya devam edip
etmediği sorulmuş, Ali Şener, mirasçı olarak bireysel başvuruya devam ettiğini
bildirmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
8. Başvurucuların murisi, 18/9/2001 tarihinde Alanya 1.
Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2001/672 sayılı dosyasında Maliye Hazinesi ve A.Y.
aleyhine el atmanın önlenmesi davası açmış, murisin vefat etmesi üzerine
27/11/2007 tarihinden itibaren başvurucular davayı devam ettirmişlerdir.
9. Başvurucular, 19/3/2009 tarihinde Alanya 4. Asliye Hukuk
Mahkemesinin E.2009/137 sayılı dosyasında Maliye Hazinesi ve A.Y. aleyhine tapu
iptali ve tescil davası açmışlar ve davaların birleştirilmesi talebinde bulunmuşlar,
Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, 26/3/2009 tarih ve E.2009/137, K.2009/160
sayılı kararı ile davaların birleştirilmesine ve yargılamaya Alanya 1. Asliye
Hukuk Mahkemesinin E.2001/672 sayılı dosyasında devam edilmesine karar
vermiştir.
10. Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 20/12/2011 tarih ve
E.2001/672, K.2011/1082 sayılı kararla, dava konusu taşınmazlara ilişkin
kadastro tutanaklarının henüz kesinleşmediğini, bu durumda yargılama yapma
yetkisinin Kadastro Mahkemesinde olduğunu belirterek, 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ve 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince Mahkemenin görevsizliğine,
dosyanın talep halinde görevli Alanya Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar
vermiştir.
11. Başvurucular, 26/7/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
12. Görevsizlik kararı davalı Maliye Hazinesi tarafından
temyiz edilmiş ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10/12/2013 tarih ve E.2013/570,
K.2013/18704 sayılı ilâmıyla onanarak kesinleşmiştir.
13. Alanya Kadastro Mahkemesine gönderilen dava dosyasında
Mahkeme, 21/1/2014 tarih ve E.2014/1, K.2014/11 sayılı kararla dava dosyasının
Mahkemenin E.2004/6 sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar vermiştir.
14. Alanya Kadastro Mahkemesi, 19/8/2014 tarih ve E.2004/6,
K.2014/134 sayılı kararıyla, Mahkemenin E.2004/6 sayılı dava dosyasıyla
E.2004/7 sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fili irtibat bulunduğu
gerekçesiyle dava dosyalarının birleştirilmesine, yargılamaya E.2004/7 sayılı
dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar vermiştir.
15. Alanya Kadastro Mahkemesi asıl ve birleşen dava
dosyalarında yapılan yargılama sonunda, 18/11/2014 tarih ve E.2004/7,
K.2014/217 sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın
reddine karar vermiştir.
16. Karar, temyiz edilmiş olup henüz kesinleşmemiştir.
B. İlgili
Hukuk
17. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun
25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin birinci fıkrası, 29. maddesinin
birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin birinci fıkrasının
son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 26/7/2013 tarih ve 2013/5851 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
19. Başvurucular, murisleri tarafından 18/9/2001 tarihinde
Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve Alanya Kadastro Mahkemesinde
halen devam eden el atmanın önlenmesi davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
20. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
21. Başvurucular, murisleri tarafından 18/9/2001 tarihinde
Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve Alanya Kadastro Mahkemesinde
halen devam eden el atmanın önlenmesi davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
22. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali
iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün
olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının
somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer
verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
23. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45)
24. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, taşınmaza yönelik
olarak Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve Alanya Kadastro
Mahkemesinde halen devam eden el atmanın önlenmesi davasında, 3402 sayılı Kanun
ile 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut
yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama
olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
18/9/2001 tarihidir.
26. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından
intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların
yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
27. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
28. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvurucuların murisinin, 18/9/2001 tarihinde, Alanya 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinin E.2001/672 sayılı dosyasında, Maliye Hazinesi ile A.Y. aleyhine
taşınmaza el atmanın önlenmesi davası açtığı, murisin vefatı üzerine
başvurucuların dahili davacı olarak davaya devam ettikleri, başvurucuların,
19/3/2009 tarihinde aynı taşınmaza yönelik olarak Alanya 4. Asliye Hukuk
Mahkemesinin E.2009/137 sayılı dosyasında Maliye Hazinesi ve A.Y. aleyhine tapu
iptali ve tescil davası açtıkları, Mahkemece her iki dava dosyasının
birleştirilerek yargılamaya E.2001/672 sayılı dava dosyasında devam edildiği
anlaşılmıştır. Mahkemece, 20/12/2011 tarihinde asıl ve birleşen davalarda
Mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının talep halinde Alanya Kadastro
Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra
Alanya Kadastro Mahkemesinin E.2014/1 sayılı dava dosyasında yargılamaya
başlandığı, Mahkemece, dava dosyasının, E.2004/6 sayılı dava dosyası ile
birleştirildiği, E.2004/6 sayılı dava dosyasının da E.2004/7 sayılı dava
dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği belirlenmiştir. Mahkemece yapılan
yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar
verildiği, kararın temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
29. İlgili yargılama evrakının
incelenmesinden, başvuruya konu yargılamanın Kadastro Mahkemesi önünde sürdüğü
görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve
yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için
geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı
Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı
Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin,
uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu
anlaşılmaktadır (§ 17).
30. Kadastro mahkemesi
nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha
önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından,
özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve yargılamada sürati temin etmeye
hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir
(B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
31. Başvuruya konu davanın taraf
sayısı ve mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği
başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte olduğunu ortaya koymakla
birlikte davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul
hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı
bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık on dört
yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu
sonucuna varılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
33. Başvurucular, makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğinin tespitini, ayrı ayrı 10.000,00 TL
manevi tazminatın ödenmesini talep etmişlerdir.
34. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar
başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
35. Başvurucu Ayşe Şener'in,
bireysel başvuru tarihinden sonra 3/1/2014 tarihinde vefat etmesi üzerine
mirasçılarından Ali Şener'in başvuruya devam ettiğini bildirdiği ve Ali Şener
ile diğer başvurucuların, murisleri tarafından 18/9/2001 tarihinde Alanya 1.
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davaya müdahil davacı olarak katıldıkları
dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır.
36. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on dört yıldır devam eden yargılama
süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
başvuruculara (3/1/2014 tarihinde vefat eden başvurucu Ayşe Şener dışındaki)
ayrı ayrı net 1.700,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
37. Başvurucular tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvuruculara (3/1/2014 tarihinde vefat eden başvurucu Ayşe
Şener dışındaki) müştereken ödenmesine, 1.500,00 TL vekâlet ücretinin başvurucu
Ali Şener ve Ayşe Şener dışındaki diğer başvuruculara müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
38. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık on dört yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara (3/1/2014 tarihinde vefat eden başvurucu Ayşe
Şener dışındaki) ayrı ayrı net 1.700,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin BAŞVURUCULARA (3/1/2014 tarihinde vefat eden başvurucu Ayşe
Şener dışındaki) MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, 1.500,00 TL vekâlet ücretinin başvurucu
Ali Şener ve Ayşe Şener dışındaki diğer BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Yargıtaya
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.