TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
FAİK ÖZGÜR EROL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/6160)
Karar Tarihi: 2/12/2015
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Raportör
Hüseyin TURAN
Başvurucular
1. Faik Özgür EROL
2. Muhdi ÖZTÜZÜN
3. İbrahim BİLMEZ
4. Cengiz ÇİÇEK
5. Doğan ERBAŞ
6. Emran EMEKÇİ
7. Asya ÜLKER
8. Hadice KORKUT
9. Fuat COŞACAK
10. Muharrem ŞAHİN
11. Ömer GÜNEŞ
12. Mehdi Sani KIZILKAYA
13. Mehmet BAYRAKTAR
14. Bedri KURAN
15. Sabahattin KAYA
Vekili
Av. Bahri Bayram BELEN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, resen yapılan tutukluluk incelemesinin duruşmalı yapılmaması ve itiraz merciince de bu hususa değinilmeden karar verilmesi nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/8/2013 tarihinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 29/1/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
1. Başvuru formu, ekleri ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
2. Değişik illerde avukatlık yapan başvurucular hakkında İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda terör suçlarından hükümlü müvekkilleri Abdullah Öcalan ile değişik tarihlerde yaptıkları görüşmelerin ses kayıtlarının Bursa 1. İnfaz Hâkimliğince yaptırılan bilirkişi çözüm tutanağındaki diyaloglarına göre müvekkil avukat görüşmesi ve hukuki yardımla ilgisi olmayacak şekilde PKK terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlara ilişkin örgütün kaybı, stratejisi, operasyonun amacı ve gelişimi konusunda terör örgütü kurucusu müvekkiline ayrıntılı bilgi vererek terör örgütü başı ile PKK terör örgütü arasında kuryelik yapmak suretiyle örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri, bu şekilde suç işledikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılmıştır.
4. Başvurucular, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/11/2011 tarihli ve 2011/107 sorgu sayılı kararıyla “silahlı örgüt yöneticiliği ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından tutuklanmıştır.
5. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı mülga Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi ile görevli) tarafından düzenlenen 3/4/2012 tarihli ve 2012/225 sayılı iddianame ile “silahlı örgüt yöneticiliği ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan başvurucuların cezalandırılması talebiyle, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250. madde ile görevli) kamu davası açılmıştır.
6. Anılan Mahkemece yapılan tensip incelemesi sonunda 20/4/2014 tarihli karar ile başvurucuların tutukluluk hâllerinin devamına karar verilmiştir.
7. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/3/2013 tarihli yedinci duruşmasında “… üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, sanıklarla ilgili olarak iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, teknik araçlarla izleme kararları doğrultusunda, “Kapalı İletişim Ağı” üzerinden “Görüşme Notları”, “Gözlem Notları”, “Ek Notları”, “Örgütsel Talimatlar ve Aktarımların” ların yapılmasına ilişkin olarak “1899005875 hizmet numaralı ADSL hattının” takılı bulunduğu Beyoğlu ilçesinde faaliyet gösteren O. İNTERNET KAFE isimli iş yerinden giriş yapılan e-posta adresleri, “2122524647 numaralı telefona tahsis edilen ADSL hattına” takılı bulunan Beyoğlu ilçesinde faaliyet gösteren L. İNTERNET KAFE isimli iş yerinden giriş yapılan e-posta adreslerinin taslaklarına kaydedilerek karşılıklı iletildiğinin tespitine ilişkin tutanak içerikleri, buna bağlı olarak Fiziki Takip Tutanaklarının ve Teknik Araçlar ile yapılan izleme neticesinde elde edilen kamera görüntülerinin incelenmesi neticesinde yapılan tespitlere ilişkin tutanak içerikleri, fiziki takip tutanakları ile uyumlu olduğu bildirilen 1899005875 hizmet numaralı ADSL hattı üzerinden romanskara@yahoo.com, damlalar01@yahoo.com ve karanliktakaos@yahoo.com isimli e-posta adreslerine giriş yapıldığına ilişkin tespitler, “2122524647 numaralı telefona tahsis edilen ADSL hattı üzerinden ucurumdakos@yahoo.com, diclekent67@yahoo.com.tr, serhatgulu@yahoo.com isimli e-posta adreslerine giriş yapıldığına ilişkin tespitler, sanıkların evlerinde ve işyerlerinde yapılan arama sonucu elde edilen dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişim tespiti tutanakları, analiz raporları, bilgisayar dökümleri, mail trafiğini ve içeriğini gösterir tespit tutanakları, başka yer C.Başsavcılıklarca yürütülen soruşturma kapsamında tespit edilen şüpheli beyanları, bir kısım sanıkların beyanları, tanık beyanları, yakalama ve el koyma tutanakları ve dosyada mevcut tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde isnad edilen PKK/KCK silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak suçları ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, sanıklar hakkında isnad edilen suçların CMK' nın 100/3-a Maddesinde yer alan suçlardan olması, yine sanıklar hakkında isnad edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı…” gerekçesiyle başvurucuların tutukluluk hâllerinin devamına karar verilmiş ve söz konusu duruşmada tutukluluk durumlarının 30 günü geçmeyecek şekilde resen incelenmesine karar verilmiştir.
8. Başvurucular, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına 24/5/2013 tarihli dilekçe ile resen yapılacak tutukluluk incelemelerinin, duruşma açılarak ve müdafiinin duruşmada dinlenerek yapılması talebiyle başvuruda bulunmuştur.
9. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince, 5271 sayılı Kanun’un 108. maddesi gereğince 28/5/2013 tarihinde resen yapılan tutukluluk incelemesinin duruşmalı yapılması talepleri “5271 sayılı CMK'nun tutukluluğun incelenmesi başlıklı 108/1. maddesinde "soruşturma evresinde şüphelinin tutuk evinde bulunduğu süre içinde ve en geç 30'ar günlük süreler itibari ile ... şüpheli veya müdafi dinlenilmek suretiyle karar verilir hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere kovuşturma aşamasından söz edilmediği gibi anılan maddenin 3. fıkrasında yapılan atıf "1. fıkrada ön görülen süre içinde" sözünden de anlaşılacağı üzere süreye ilişkin olduğu,
Nitekim CMK 108. maddeyi değiştiren 6459 sayılı yasanın gerekçesinde "soruşturma evresinde şüphelinin tutukluluk hâlinin devam edip etmeyeceği husunun dosya üzerinden incelenmesi AİHM tarafından AİHS'ye aykırı olarak değerlendirilmektedir. AİHM'ye göre AİHS'nin 5. maddesinin 4. fıkrasının gereklilikleri çerçevesinde ilgili şahsın bizzat kendisi veya gerektiğinde müdafisi aracılığı ile dinlenme imkanının olması gerekmektedir. Yapılan düzenleme ile soruşturma aşamasında şüpheli veya müdafinin dinlenilmesi suretiyle inceleme yapılarak, silahların eşitliği ilkesinin gereği yerine getirilmiş olacaktır " şeklinde vurguladığı üzere duruşmalı tutukluluk incelemesi soruşturma evresine hasren getirilen bir düzenlemedir. Zira kovuşturma aşamasında tutukluluk hâlinin devam edip etmeyeceği ara değerlendirmeler hariç duruşmalı yapıldığı…” gerekçesiyle reddetmiş ve başvurucuların tutukluluk hâllerinin devamına karar vermiştir.
10. Söz konusu karara başvurucular tarafından itiraz edilmiş ancak itiraz, İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/6/2014 tarihli ve 2013/54 Değişik İş sayılı kararıyla reddedilmiş ve tutukluluk hâllerinin devamına karar vermiştir.
11. İtirazın reddi yönündeki nihai karar başvuruculara 5/7/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucular 5/8/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
13. 5271 sayılı Kanun’un 108. maddesi şöyledir:
“(1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü Madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir.
…
(3) Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de re'sen karar verir.”
14. 5271 sayılı Kanun’un 270. maddesi şöyledir:
“İtirazı inceleyecek merci, yazı ile cevap verebilmesi için itirazı, Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilir. Merci, inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılmasını da emredebilir.”
15. 5271 sayılı Kanun’un 271. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafi veya vekil dinlenir.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 2/12/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 5/8/2013 tarihli ve 2013/6160 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucular, tutukluluğun devamına dair karara yapmış oldukları itirazın duruşmasız olarak dosya üzerinden incelendiğini, bu uygulamanın silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesine aykırı olduğunu, itiraz mercii tarafından bu hususa değinilmeden karar verildiğini belirterek Anayasa’nın 11., 19. ve 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 5. maddesin (4) numaralı fıkrası., 6. ve 13. maddelerinde belirtilen kişi özgürlüğü ve güvenliği ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
18. Başvurucuların şikâyetinin özü, haklarında verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın duruşma yapılmadan dosya üzerinden incelenerek verilmesine ilişkindir. Bu nedenle başvurucuların şikâyetlerinin Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
19. Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir:
“Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.”
20. Sözleşme’nin 5. maddesinin (4) numaralı fıkrası şöyledir:
“Yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi ve eğer tutulma yasaya aykırı ise, serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.”
21. Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci ve Sözleşme’nin 5. maddesinin (4) numaralı fıkraları, her ne sebeple olursa olsun hürriyeti kısıtlanan kişiye, tutuklanmasının yasallığı hakkında süratle karar verebilecek ve tutulması kanuni değilse salıverilmesine hükmedebilecek bir mahkemeye başvurma hakkı tanımaktadır. Anılan Anayasa ve Sözleşme hükümleri, esas olarak tutukluluğun yasallığına ilişkin itiraz başvurusu üzerine bir mahkeme nezdinde yürütülmekte olan davalardaki tahliye talepleri veya tutukluluğun uzatılması kararlarının incelenmesi açısından bir güvence oluşturmaktadır (Firas Aslan ve Hebat Aslan, B. No: 2012/1158, 21/11/2013, § 30).
22. 5271 sayılı Kanun’un 108. maddesinde, soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100. madde hükümleri göz önünde bulundurularak, kovuşturma evresinde ise tutuklu sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde, oturumlar arasında ya da en geç otuz günlük süre içinde hâkim veya mahkemece resen karar verileceği hükme bağlanmıştır.
23. 5271 sayılı Kanun’un 108. maddesine göre yapılacak değerlendirmeler, resen (ex officio) yapılmakta olup Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası ile hürriyeti kısıtlanan kişiye tanınan yargı merciine itiraz edebilme hakkı kapsamında değerlendirilemez (Firas Aslan ve Hebat Aslan, § 32).
24. Bu çerçevede resen gerçekleştirilen tutuklulukla ilgili incelemeler sonucunda verilen kararlar konu bakımından yetki kapsamı dışındadır (Hanefi Avcı, B. No: 2013/2814, 18/6/2014, § 40). Bireysel başvuru kapsamında olmayan bu kararların usulüne dâhil alt unsurları da kararlarla aynı hukuki sonuca tabidir.
25. Açıklanan nedenlerle başvurucuların, 5271 sayılı Kanun’un 108. maddesine göre Mahkemece resen yapılan incelemelerin duruşmasız olduğu ve çelişmeli yargılama ilkesine uyulmadığı yönündeki şikâyetinin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Resen yapılan tutukluk incelemelerinin duruşma yapılmadan değerlendirildiğine ilişkin iddiasının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına
2/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.