logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Önder Şanlı [1.B.], B. No: 2013/6176, 6/5/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖNDER ŞANLI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/6176)

 

Karar Tarihi: 6/5/2015

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

Raportör

:

Akif YILDIRIM

Başvurucu

:

Önder ŞANLI

Vekili

:

Av. Neşen ÇELİK KALELİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, duruşmalara katılarak etkili savunma yapamadığını, usulüne uygun olarak yapılmayan tebligat nedeniyle hakkındaki mahkûmiyet hükmünün temyiz süresini kaçırdığını, lehe olan yasal değişikliğin kendisi bakımından uygulanmayarak fazla ceza aldığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, tahliye ve tazminat talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 15/8/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvuruda, Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 22/12/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, 15/2/2010 tarihinde gözaltına alınmış ve 17/2/2010 tarihinde serbest bırakılmıştır.

6. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/5/2012 tarih ve E.2010/251, K.2012/100 sayılı kararı ile başvurucunun, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir.

7. Mahkûmiyet kararı, başvurucunun duruşmada bildirdiği adresine 24/8/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir.

8. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin anılan kararına karşı süresinde temyiz yoluna başvurulmadığından, başvurucu hakkındaki hüküm 3/9/2012 tarihinde kesinleştirilerek infaz aşamasına geçilmiştir.

9. Başvurucu, bulunduğu ceza infaz kurumu aracılığıyla 6/11/2012 tarihinde temyiz talebinde bulunmuştur.

10. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 4/12/2012 tarih ve E.2010/251, K.2012/100 sayılı ek kararıyla, gerekçeli kararın tebliğinden sonra yasal süre içinde temyiz dilekçesi verilmediğinden bahisle başvurucunun temyiz talebi temyiz yolu açık olmak üzere reddedilmiştir.

11. Ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “… Dosyamızın yapılan incelenmesinde dosyamız hükümlüsü Önder ŞANLI [Başvurucu] hakkında Mahkememizce verilen 15/05/2012 tarih, 2010/251 Esas, 2012/100 Karar sayılı kararın hükümlünün belirttiği Turgut Özal Bulvarı Mevlana Halit Mah. No:25A/Blok İç Kapı No:11 Bağlar/ Diyarbakır adresine 19/7/2012 tarihinde usulüne uygun şekilde tebligat çıkarıldığı, mahkememizin kararının içerisinde yer alan tebligatın 24/8/2012 tarihinde aynı konutta ikamet ettiği belirtilen abisi N. Ş.’ye tebliğ edildiği belirtilerek tebellüğ belgesinin mahkememize gönderildiği … anlaşılmıştır.”

12. Anılan ek karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 29/4/2013 tarih ve E.2013/2679, K.2013/6690 sayılı ilamı ile temyiz başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle onanarak kesinleşmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:

 “1- Sanık Önder Şanlı hakkında yapılan incelemede;

 Hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesinde öngörülen yasal süresinden sonra temyiz edilmesi nedeniyle verilen temyiz isteminin reddine dair karar usul ve kanuna uygun bulunduğundan ve temyiz isteminin reddine ilişkin kararın, CMUK'nın 315/1. maddesi yerine, CMK'nın 296. maddesi gereğince verilmesinin sonuca etkisi olmadığından, sanık Önder Şanlı'nın anılan karara karşı yaptığı başvurunun reddiyle yerel mahkemenin redde ilişkin kararının ONANMASINA, … karar verildi.”

13. Başvurucu, onama kararını 18/7/2013 tarihinde öğrendiğini beyan etmiştir.

14. Bireysel başvuru, 15/8/2013 tarihinde yapılmıştır.

B. İlgili Hukuk

15. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 296. maddesi şöyledir:

“(1) Temyiz istemi, kanunî sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.

(2) Temyiz eden, ret kararının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde Yargıtaydan bu hususta bir karar vermesini isteyebilir. Bu takdirde dosya Yargıtaya gönderilir. Ancak, bu nedenden dolayı hükmün infazı ertelenemez.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 6/5/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 15/8/2013 tarihli ve 2013/6176 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Başvurucu, kendi katılımı olmaksızın (davanın ilk celsesi hariç) gıyabında yargılandığını, duruşmalara katılarak savunma yapma olanağı bulamadığını, yargılama sonunda verilen kararın hakkaniyete uygun olmadığını, gıyabında verilen derece mahkemesi kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği için temyiz süresini kaçırdığını, lehe olan yasal değişikliğin kendisi bakımından uygulanmayarak fazla ceza aldığını belirterek Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, tahliye ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

1. Mahkumiyete Konu Asıl Karar Yönünden

18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”

19. Anılan Kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilir. Niteliği itibarıyla kamu düzenine ilişkin olan bu başvuru şartını taşımayan bireysel başvuruların incelenebilmesi mümkün değildir.

20. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).

21. Başvuru konusu Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/5/2012 tarih ve E.2010/251, K.2012/100 sayılı hükmü, süresinde temyiz edilmediğinden 3/9/2012 tarihinde kesinleştirilerek infaza verilmiştir. Başvurucunun, süresinden sonra yaptığı temyiz talebinin Mahkemece reddedilmesine dair ek kararın, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 29/4/2013 tarihinde onanması, anılan Mahkeme hükmünün kesinleşme durumunu değiştirmemiştir. Bu durumda başvuru, zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.

22. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Temyiz Talebinin Reddine İlişkin Ek Karar Yönünden

23. Başvurucu, kendisine tebligat yapılmaması ve temyiz süresinin kendisine usulüne uygun yapılmayan tebligatla başlatılması nedeniyle temyiz kanun yoluna başvuramadığını ileri sürmektedir. Dolayısıyla başvurucunun şikâyeti, adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerden mahkemeye erişim hakkıyla ilgili olduğundan bu kapsamda değerlendirilmiştir.

24. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

25. Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52). Mahkemeye erişim hakkı sadece ilk derece mahkemesine dava açma hakkını değil, eğer iç hukukta itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise üst mahkemelere başvurma hakkını da içerir (Ali Atlı, B. No: 2013/500, 20/3/2014, § 49).

26. Başvuruya konu 15/5/2012 tarihli mahkûmiyet kararı, başvurucunun duruşmada beyan ettiği adresine tebliğe çıkartılmış ve 24/8/2012 tarihinde aynı konutta başvurucunun yakınına tebliğ edilmiştir. Başvurucu, bulunduğu ceza infaz kurumu aracılığıyla 6/11/2012 tarihinde temyiz talebinde bulunmuş ise de, bu talep süresinde yapılmadığı gerekçesiyle mahkemece 4/12/2012 tarihli ek kararla reddedilmiştir.

27. Somut olayda başvurucu, usulüne uygun olarak yapılmayan tebligat nedeniyle temyiz süresini kaçırdığını, bu hususu belirterek hükmü temyiz ettiğini, ancak mahkemece temyiz talebinin reddine karar verilmek suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

28. Ancak başvuru konusu olayda tebligat, “başvurucunun duruşmada bildirdiği adrese” yapılmış olduğundan, tebligattan başvurucunun haberdar olmamasında İlk Derece Mahkemesine veya kamu makamlarına atfedilecek bir kusur bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, kamu gücü tarafından mahkemeye erişim hakkına yönelik olarak gerçekleştirilmiş bir ihlalin olmadığının açık olduğu görülmektedir.

29. Açıklanan nedenlerle, bir ihlalin olmadığı açık olduğundan, başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle,

A. Başvurucunun,

1. Mahkûmiyete konu asıl karar yönünden adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının “zaman bakımından yetkisizlik”,

2. Temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar yönünden mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasının “açıkça dayanaktan yoksun olması”

nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,

6/5/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Önder Şanlı [1.B.], B. No: 2013/6176, 6/5/2015, § …)
   
Başvuru Adı ÖNDER ŞANLI
Başvuru No 2013/6176
Başvuru Tarihi 15/8/2013
Karar Tarihi 6/5/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, duruşmalara katılarak etkili savunma yapamadığını, usulüne uygun olarak yapılmayan tebligat nedeniyle hakkındaki mahkûmiyet hükmünün temyiz süresini kaçırdığını, lehe olan yasal değişikliğin kendisi bakımından uygulanmayarak fazla ceza aldığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, tahliye ve tazminat talebinde bulunmuştur.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Zaman Bakımından Yetkisizlik
Mahkemeye erişim hakkı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 296
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi