logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Kurbani Çıldır [2.B.], B. No: 2013/6239, 15/12/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KURBANİ ÇILDIR BAŞVURUSU

Başvuru Numarası: 2013/6239

 

Karar Tarihi: 15/12/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Alparslan ALTAN

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

Gökçe GÜLTEKİN

Başvurucu

:

Kurbani ÇILDIR

Vekili

:

Av. Fatih KURBAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, taşınmaz hissesinin kamulaştırılarak idare adına tescil edilmesinin ardından açılan tapu iptali ve tescil davasında terditli talepler bulunmasına karşın Mahkemenin asıl talep hakkında bir değerlendirme yapmadan ikinci talep hakkında hüküm kurması ve asıl talebe ilişkin değerlendirmenin karar düzeltme aşamasında yapılması nedenleriyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 16/8/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 14/4/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 5/6/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Adalet Bakanlığına (Bakanlık) başvuru konusu olay ve olgular bildirilmiş, başvuru belgelerinin bir örneği görüş için gönderilmiştir.

6. Bakanlığın 14/8/2015 tarihli görüş yazısı 27/8/2015 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiş, başvurucu vekili Bakanlık cevabına karşı beyanlarını ibraz etmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucunun, Ankara ili Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi 154 numaralı parselde bulunan taşınmazdaki hissesi kamulaştırılarak 11/7/1991 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tescil edilmiştir.

9. Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümeninin 10/1/2008 tarihli kararıyla onaylanan 81210 sayılı parselasyon planı ile bu işlemin dayanağı olan Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etaplarla ilgili 1/1000 ölçekli uygulama planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonunun kabulüne ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi kararları ile Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı kararının iptali istemiyle 7/4/2008 tarihinde Ankara 13. İdare Mahkemesinde dava açılmıştır.

10. Mahkemenin 13/5/2009 tarihli ve E.2008/363, K.2009/594 sayılı ilamıyla; alınan bilirkişi raporunda dava konusu idari işlemlerin planlama mevzuatına aykırılıklar içerdiği, anılan planlarda yeşil alan ve kültür alanı olarak ayrılan alanların çelişkili olduğu, bu bağlamda hangi alanların kültür alanları ve yeşil alan kullanımına ayrıldığı konusunda belirsizliklerin bulunduğu, davalı idarenin kentsel dönüşüm ve gelişime ilişkin mevzuatı doğru yorumlamadığı, bu mevzuatın imar mevzuatı yerine kullanılmaya çalışıldığı, bu nedenle yetki sınırlarının aşıldığı yönünde tespitlere yer verildiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu belirtilerek dava konusu idari işlemlerin iptaline karar verilmiştir. Karar temyiz edilmemiş ve kesinleşmiştir.

11. Başvurucu; 2/5/2011 tarihinde Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptali ve tescil davasında Ankara ili Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi 154 numaralı parselde bulunan taşınmazdaki hissesinin davalı idare tarafından kamulaştırılarak 11/7/1991 tarihinde idare adına tescil edildiğini ancak söz konusu tescile dayanak olan kamulaştırma kararının Ankara 13. İdare Mahkemesinin E.2008/363 sayılı kesinleşen kararı ile iptal edildiğini, davalı Ankara Büyükşehir Belediyesinin 15/5/2009 tarihli kararıyla kamulaştırmalardan tek taraflı olarak vazgeçtiğini belirterek tescilin yolsuz hâle geldiğinin kabul edilmesini, idarenin kamulaştırma için ödediği bedelin iadesi ile taşınmazdaki ilgili hissenin kendisi adına tesciline karar verilmesini, aksi kanaat hâlinde 4/11/1983 tarihli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde geri alma hakkının kabul edilmesini, taşınmazın adına tescil edilmesini ve idarenin müdahalesinin menine karar verilmesini talep etmiştir.

12. Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 8/3/2012 tarihli ve E.2011/131, K.2012/78 sayılı kararında " ...Ankara 13. İdare Mahkemesince verilen iptal kararını müteakip 5998 sayılı Kanun’un 73. maddesinde yapılan değişiklik ile; Büyükşehir Belediye sınırları dâhilinde Kentsel Dönüşüm Alanı ilan etme yetkisinin Büyükşehir Belediyelerine verildiği ve Bakanlar Kurulu’nun 7/7/2010 tarihli 2010/670 sayılı kararının 13/7/2010 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiği, bu karar gereğince Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin almış olduğu 16/7/2010 tarihli 2199 sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli Dikmen Vadisi son etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim proje alanı sınırı önerisinin onayına ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonunun raporunun kabul edildiği bilahare aynı meclisin 13/08/2010 tarihli 2496 sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının onayına ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonunun raporunun kabul edilmesi ile taşınmazın kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılabileceği ve davaya konu taşınmazdaki tüm hisselerin henüz kamulaştırılmamış olması nedeni ile beş yıllık geri alım süresinin başlamadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

13. Başvurucu, temyiz dilekçesinde geri alma talebinden vazgeçtiği hususunu da belirtmiştir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19/2/2013 tarihli ve E.2012/22665, K.2013/2467 sayılı ilamı ile "...Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına" hükmedilmiştir.

14. Başvurucu; temyiz dilekçesinde geri alma hakkından vazgeçtiğini belirtmesine karşın bu durumun dikkate alınmadığını, açtığı davanın tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Aynı Dairenin 17/6/2013 tarihli ve E.2013/12098, K.2013/12637 sayılı ilamı ile "...Dava konusu edilen 154 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait hissenin kamulaştırılmasına ilişkin işlem kesinleşmiştir. Bu nedenle, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesi uyarınca yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminin koşulları oluşmadığı gibi Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesine göre geri alma şartlarının da mevcut olmadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir..." gerekçesiyle karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.

15. Karar başvurucuya 2/8/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir

16. Başvurucu 16/8/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

17. 22/11/2011 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Tescil" kenar başlıklı 705. maddesi şöyledir:

 "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.

 Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır."

18. 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı” kenar başlıklı 73. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

 (Değişik: 17/6/2010-5998/1 md.)

 Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca bu yönde karar alınması şarttır.

 

 Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.”

19. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi şöyledir:

 "I. Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir;

 1- Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması,

 2- Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması,

 3- Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması.

 4- Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması,

 II. Yargıtay evvelce cevapsız bırakılan itirazları kendi görüşüne göre hükme etki yapacak nitelikte bulmazsa karar düzeltilmesi isteği üzerine vereceği kararda bu itirazları reddederken herbiri hakkında gerekçe göstermek zorundadır ."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 15/12/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 16/8/2013 tarihli ve 2013/6239 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucu; Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptali ve tescil davasında Ankara ili Çankaya ilçesi Dikmen mahallesi 154 numaralı parselde bulunan bir taşınmazdaki hissesinin davalı idare tarafından kamulaştırılarak 11/7/1991 tarihinde idare adına tescil edildiğini ancak söz konusu tescile dayanak olan kamulaştırma kararının Ankara 13. İdare Mahkemesinin E.2008/363 sayılı kesinleşen kararı ile iptal edildiğini, davalı Ankara Büyükşehir Belediyesinin 15/5/2009 tarihli kararıyla tek taraflı olarak kamulaştırmalardan vazgeçtiğini, bu nedenle tescilin yolsuz hâle geldiğini, açtığı davanın terditli bir dava olduğunu, asıl talebinin tapu iptali ve tescile ilişkin olduğunu, bunun mümkün olmaması hâlinde geri alma hakkının kabul edilmesini talep ettiğini, kaldı ki yargılama sırasında geri alma talebinden vazgeçtiğini, bu kapsamda Mahkemece ancak asıl talebinin reddi hâlinde ikinci talep hakkında karar verilmesi gerektiğini oysa Mahkemenin asıl talebini görmezden gelerek ikinci talebi hakkında karar verdiğini, bu durumun temyiz aşamasında da dikkate alınmadığını, karar düzeltme ilamında ise asıl talebi hakkında değerlendirme yapıldığını, İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmemiş ve karara bağlanmamış herhangi bir hususun Yargıtay tarafından ele alınmasının evrensel hukuk kurallarına aykırılık teşkil ettiğini belirterek iddia ve savunma hakkının kısıtlandığını, hak arama hürriyeti ile adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; ihlalin tespit edilmesi, yeniden yargılama yapılması ve tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

a. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiği İddiası

22. Başvurucu; Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptali ve tescil davasında Ankara ili Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi 154 numaralı parselde bulunan bir taşınmazdaki hissesinin davalı idare tarafından kamulaştırılarak 11/7/1991 tarihinde idare adına tescil edildiğini ancak söz konusu tescile dayanak olan kamulaştırma kararının Ankara 13. İdare Mahkemesinin E.2008/363 sayılı kesinleşen kararı ile iptal edildiğini, davalı Ankara Büyükşehir Belediyesinin 15/5/2009 tarihli kararıyla tek taraflı olarak kamulaştırmalardan vazgeçtiğini bu nedenle tescilin yolsuz hâle geldiğini ancak açtığı tapu iptali ve tescil davasının gereğince incelenmeksizin reddedildiğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

23. Bakanlığın görüş yazısında, başvurucunun şikâyetlerinin adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.

24. Başvuru formunun incelenmesi neticesinde başvurucunun 2942 sayılı Kanun'un 23. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde geri alma hakkına ilişkin şikâyette bulunmadığı ve bireysel başvuru konusu yapılan davada bu haktan vazgeçildiğini belirttiği dikkate alınarak geri alma talebine yönelik inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

25. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

26. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (Sözleşme) Ek (1) No.lu Protokol'ün "Mülkiyetin korunması" kenar başlıklı 1. maddesi şöyledir:

"Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.

Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez."

27. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası hükümlerine göre Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın, Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

28. Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı; mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan bir güvencedir. Bir kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkı, kişinin bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun Anayasa ve Sözleşme'yle korunan mülkiyet kavramı içerisinde değildir. Bu hususun istisnası olarak belli durumlarda bir "ekonomik değer" veya icrası mümkün bir "alacağı" elde etmeye yönelik "meşru bir beklenti", Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, §§ 36, 37).

29. Üzerinde maliki konusunda uyuşmazlık bulunan bir taşınmaza ait mülkiyet hakkının varlığını tespit etme yetkisi mahkemelere bırakılmıştır. Bir taşınmaz üzerinde hak iddia eden kişinin söz konusu hakkın varlığını mahkeme önünde ispat etmesi gerekir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, § 38).

30. Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 8/3/2012 tarihli ve E.2011/131, K.2012/78 sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılabileceği ve davaya konu taşınmazdaki tüm hisselerin henüz kamulaştırılmamış olması nedeni ile beş yıllık geri alım süresinin başlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Başvurucunun tescil talebi hakkında ise İlk Derece Mahkemesince karar verilmemiştir. Temyiz üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19/2/2013 tarihli ilamıyla karar onanmıştır. Karar düzeltme incelemesinde ise aynı Dairenin 17/6/2013 tarihli ve E.2013/12098, K.2013/12637 sayılı ilamı ile 4721 sayılı Kanun’un 705. maddesi uyarınca yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminin koşullarının oluşmadığı belirtilerek karar düzeltme istemi reddedilmiştir.

31. Başvurucunun davasına dayanak olan Ankara 13. İdare Mahkemesinin 13/5/2009 tarihli ve E.2008/363, K.2009/594 sayılı iptal kararının incelenmesi sonucunda bu kararın dava konusu taşınmaz hakkında alınan kamulaştırma kararının iptaline yönelik olmadığı (bkz. § 9), taşınmazın idare tarafından kamulaştırılarak 11/7/1991 tarihinde idare adına tescil edildiği, başvurucunun ileri sürdüğü Ankara Büyükşehir Belediyesinin 15/5/2009 tarihli tek taraflı olarak kamulaştırmalardan vazgeçildiğine ilişkin kararının da tek başına mülkiyet hakkının varlığını ispatlamadığı anlaşılmıştır.

32. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesi kapsamına giren korunmaya değer bir menfaatinin bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiği İddiası

33. Başvurucu; açtığı dava terditli bir dava olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince asıl talebi hakkında karar verilmeden ferî talebi hakkında karar verildiğini, bu durumun temyiz aşamasında da dikkate alınmadığını, Yargıtayın karar düzeltme incelemesinde yerel mahkeme gibi hareket ettiğini ve nihai talebi hakkında değerlendirme yapıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

34. Bakanlık görüş yazısında Yargıtayın karar düzeltme dilekçesinde bildirilmiş olan karar düzeltme sebepleri ile bağlı olmadığı, başvurucunun talep ettiği hususlar gözetilerek karar düzeltme incelemesi yapıldığı belirtilmiştir.

35. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

36. Anayasa'nın 141. maddesinin son fıkrası şöyledir:

 Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.”

37. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:

 “Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

38. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi, adil yargılanma hakkının ihlaline yönelik bir belirti bulunmadığı hâllerde bir ihlalin olmadığının açık olduğu gerekçesiyle açıkça dayanaktan yoksunluk kararı verebilir.

39. Anayasa’da mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkilerinin, işleyişinin ve yargılama usullerinin kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür. Buna göre usul kanunlarının -Anayasa’ya uygun olmak koşuluyla- düzenlenmesi kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır (Tufan Şahin, B. No: 2012/799, 26/3/2013, § 19).

40. Usul hukukumuzda karar düzeltme yolu, temyiz yolunun devamı ve onun tamamlayıcısı olarak öngörülmüş ve bu yapısı nedeniyle karar düzeltme nedenleri, 1086 sayılı Kanun’un yürürlükte olan 440. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Temyiz incelemesinde ilke olarak temyiz mercii, ilk derece mahkemesi kararının hukuka ve kanuna uygunluğunu denetler ve herhangi bir aykırılık tespit etmesi hâlinde yeniden karar verilmek üzere dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderir. Bu genel ilke, kanun koyucunun düzenlediği usul kanunları çerçevesinde tespit edildiği gibi yine usul kanunları ile bu genel ilkeye bazı hâllerde istisnalar getirilmesi mümkündür. Anayasa ve adil yargılanma hakkı kapsamında, temyiz ve karar düzeltme incelemesi sonucunda kararın hukuka aykırılığının tespit edilmesi hâlinde yeniden karar verilmesi için dosyanın mutlaka ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine yönelik bir kural bulunmamaktadır (Zeynel Abit Yavuz, B. No: 2013/342, 17/11/2014, § 45).

41. 1086 sayılı Kanun’un 440. maddesinin ikinci fıkrasında Yargıtayın karar düzeltme incelemesi sırasında evvelce cevapsız bırakılan itirazları, hükme etki yapacak nitelikte bulmaması halinde gerekçe göstererek reddetmek zorunda olduğu düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hüküm sonucunda usul ekonomisi ilkesine uygun olarak -yargılamanın son aşamasında dahi- davanın sonucuna etkisi olmayan fakat cevapsız bırakılan şikâyetlerin karşılanmasının amaçlandığı açıktır.

42. Somut olayda Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 8/3/2012 tarihli ve E.2011/131, K.2012/78 sayılı kararıyla başvurucunun 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde geri alma hakkı yönünden davanın reddine karar verilmiştir (bkz. § 11). Başvurucunun tescil talebi hakkında ise İlk Derece Mahkemesince karar verilmemiştir. Temyiz üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19/2/2013 tarihli ilamıyla karar onanmıştır. Karar düzeltme incelemesinde ise aynı Dairenin 17/6/2013 tarihli ve E.2013/12098, K.2013/12637 sayılı ilamı ile 4721 sayılı Kanun’un 705. maddesi uyarınca yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminin koşullarının oluşmadığı belirtilerek karar düzeltme istemi reddedilmiştir.

43. Karar düzeltme incelemesinde 1086 sayılı Kanun’un 440. maddesinin ikinci fıkrasına göre cevapsız bırakılan tescil istemine ilişkin şikâyetin incelendiği, gerekçeli olarak talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yargılamanın hızlı sonuçlandırılmasına katkı sağlayan ve usul ekonomisi ilkesini gözeten söz konusu kuralın uygulanmasının tek başına adil yargılanma hakkını ihlal ettiğinden söz edilemez. Yargıtay tarafından İlk Derece Mahkemesince karşılanmayan talebin gerekçeli olarak reddedilmesinde hukuka aykırı ve keyfî bir uygulama tespit edilmemiştir.

44. Açıklanan nedenlerle Yargıtay tarafından İlk Derece Mahkemesince karşılanmayan talebin gerekçeli olarak reddedilmesinde adil yargılanma hakkına yönelik açık bir müdahale olmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkını ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına

15/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Kurbani Çıldır [2.B.], B. No: 2013/6239, 15/12/2015, § …)
   
Başvuru Adı KURBANİ ÇILDIR
Başvuru No 2013/6239
Başvuru Tarihi 16/8/2013
Karar Tarihi 15/12/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, taşınmaz hissesinin kamulaştırılarak idare adına tescil edilmesinin ardından açılan tapu iptali ve tescil davasında terditli talepler bulunmasına karşın Mahkemenin asıl talep hakkında bir değerlendirme yapmadan ikinci talep hakkında hüküm kurması ve asıl talebe ilişkin değerlendirmenin karar düzeltme aşamasında yapılması nedenleriyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Konu Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4721 Türk Medeni Kanunu 705
5393 Belediye Kanunu 73
1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 440
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi