TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TARHANKULE HAVA YOLLARI TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/6785)
|
|
Karar Tarihi: 3/2/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Özgür DUMAN
|
Başvurucu
|
:
|
Tarhankule Hava Yolları Ticaret A.Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Erkan KARASU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ticari hava taşımacılığı işletme ruhsatının askıya
alınması ve iptali sonucunu doğuran 1/6/2007 tarihli ve 26539 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan mülga Ticari Hava Taşıma İşletmeleri
Yönetmeliği'nin (SHY-6A) 43. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (j) bendinin
Anayasa'nın 12., 13., 48., 49., 124. ve 125. maddelerine aykırı olduğu
gerekçesiyle iptali istemine ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/9/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır.Başvuru formu ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona
sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 25/2/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 25/2/2014 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 11/7/2014 tarihinde Anayasa
Mahkemesine sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş
25/7/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın
görüşüne karşı beyanlarını 1/8/2014 tarihinde ibraz etmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
1. Başvuru Tarihine Kadar
Yaşanan Gelişmeler
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu Şirket, ticari hava taşımacılığı faaliyetinde
bulunmak ve 15/6/2007 tarihine kadar geçerli olmak üzere 16/6/2006 tarihinde
geçici işletme ruhsatı almıştır.
9. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce (SHGM) 30-31/10/2007,
21-22/11/2007, 22-23/11/2007 tarihlerinde yapılan denetimler sonucu uçuş emniyeti
bakımından sakıncalar bulunması ve emniyetli uçuşların
gerçekleştirilemeyeceğinin değerlendirilmesi nedeniyle 13/12/2007 tarihinde
başvurucu Şirketin işletme ruhsatının üç ay süreyle askıya alınmasına karar
verilmiş ve mevcut eksikliklerin giderilmemesi hâlinde ruhsatın iptal edileceği
başvurucu Şirkete bildirilmiştir.
10. Başvurucu işletme, ruhsatının askıya alınması işleminin
yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Ankara 1. İdare Mahkemesinde dava
açmıştır.
11. Mahkemenin 24/4/2008 tarihli ve E.2008/440 sayılı kararı ile
6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin
(2) numaralı fıkrasındaki koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle yürütmenin
durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.
12. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itiraz, Ankara Bölge
İdare Mahkemesinin 28/5/2008 tarihli ve 2008/2318 sayılı kararı ile
reddedilmiştir.
13. Ankara 1. İdare Mahkemesi 30/12/2009 tarihli ve E.2008/440,
K.2009/2066 sayılı kararında "...davacı
şirketin 30-31.10.2007, 21-22.11.2007 ve 22-23.11.2007 tarihlerinde yapılan
denetimlerde tespit edilen bulguların uçuş emniyeti açısından sakıncalar
taşıması ve emniyetli uçuşlar gerçekleştirilemeyeceğinin değerlendirilmesi
nedeniyle işletme ruhsatının 3 ay süreyle askıya alınmasına ilişkin dava konusu
işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir." gerekçesiyle
davanın reddine karar vermiştir.
14. Başvurucu kararı temyiz etmiş, Danıştay Onuncu Dairesinin
26/3/2013 tarihli ve E.2010/6375, K.2013/2734 sayılı ilamıyla hüküm onanmıştır.
15. 25/1/2008, 28/1/2008 ve 11/3/2008 tarihlerinde yapılan
denetimlerde, giderilmemiş olan eksikliklerin uçuş emniyeti bakımından tehlike
arz ettiği kanaatine varıldığının yetkililerce belirtilmesi üzerine SHGM,
18/3/2008 tarihinde başvurucunun geçici işletme ruhsatını iptal etmiştir.
16. Başvurucu, işletme ruhsatının iptaline dair idari işlem ile
bu işlemin dayanağı mülga SHY-6A Yönetmeliği'nin 43. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (j) bendinin iptali istemiyle Danıştay Onuncu Dairesinde dava
açmıştır.
17. Dairenin 26/3/2013 tarihli ve E.2008/3469, K.2013/2735
sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili
kısımları şöyledir:
"Yönetmeliğin dayanaklarından olan 2920
sayılı Yasanın 27. maddesinde, sivil havacılık işletmelerine yönelik denetimler
sonucu tespit edilen eksiklik veya bulguların can ve mal emniyeti ile uçuş
emniyetini doğrudan ilgilendirmesi halinde, Genel Müdürlüğün, herhangi bir süre
vermeksizin ya da uyarı yapmaksızın, ilgili işletmenin faaliyetini doğrudan
durdurmaya, dolayısıyla işletme ruhsatını askıya almaya yetkili olduğu hükme
bağlanmış; aynı Yasanın 30. maddesinde de, ruhsat sahibi işletmede tespit
edilen aykırılıkların uçuş emniyeti bakımından arz ettiği önem ve tehlikeye
göre, ikili bir uygulamaya gidilmiş; aykırılığın uçuş emniyetini etkileyecek
ağırlıkta olmaması halinde, öncelikle gerekçeli tebligat yapılarak süre
verilmesi, verilen sürede aykırılık giderilmediği takdirde ise işletilen
hatların bazılarına veya tümüne ilişkin iznin geçici olarak geri alınması
yaptırım olarak düzenlenmiş iken; aykırılığın uçuş emniyetini etkilemesi
halinde, ruhsatın derhal iptal edilmesi esası getirilmiş, böylelikle konunun
can ve mal güvenliğiyle ilgisi gözetilerek, aykırılığın niteliğine ve
ağırlığına göre, yaptırımı belirleme noktasında idareye takdir yetkisi
tanınmıştır.
...
Bu itibarla, dava konusu düzenlemenin,
yukarıda aktarılan yasa hükümlerine paralel olduğu sonucuna varılmakta olup;
davalı Bakanlığın düzenleme yetkisi kapsamında getirdiği dava konusu kuralda mevzuata
ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemektedir.
...
Aktarılan bilgi ve belgeler çerçevesinde,
davacı şirkete ait işletme ruhsatının askıya alınmasından sonra 25.1.2008,
28.1.2008 ve 11.3.2008 tarihlerinde yapılan denetimlerde tespit edilen giderilmemiş
eksikliklerin uçuş emniyeti bakımından tehlike arz ettiği kanaatine
varıldığından, işletme ruhsatının iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık
görülmemektedir.
..."
18. Başvurucu 6/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
2. Başvuru Tarihinden
Sonra Yaşanan Gelişmeler
19. Başvurucu, işletme ruhsatının askıya alınmasına dair işleme
karşı açtığı davanın reddine dair hükmün onanması üzerine karar düzeltme
talebinde bulunmuş; Danıştay Onuncu Dairesinin 7/4/2015 tarihli ve E.2013/6573,
K.2015/1596 sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
20. Bu karar, başvurucu vekiline 21/8/2015 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
21. Başvurucu ayrıca işletme ruhsatının iptaline dair idari
işlem ile bu işlemin dayanağı mülga SHY-6A Yönetmeliği'nin 43. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (j) bendinin iptali istemiyle açtığı davanın reddine dair
kararı temyiz etmiştir.
22. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/5/2015 tarihli ve
E.2013/4302, K.2015/1991 sayılı ilamıyla, temyiz edilen kararın dava konusu
Yönetmelik'in 43. maddesinin 1 numaralı fıkrasının (j) bendi yönünden davanın
reddine ilişkin kısmının bozulmasına, davacı Şirkete ait işletme ruhsatının
iptaline ilişkin 18/3/2008 tarihli işlem yönünden davanın reddine ilişkin
kısmının ise onanmasına karar verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili
kısımları şöyledir:
"... Danıştay Onuncu Dairesince verilen
kararın, davacı şirkete iç ve dış hatlarda tarifesiz seferlerle yolcu ve yük
taşımacılığı yapmak üzere verilen işletme ruhsatının iptaline ilişkin
18/03/2008 olur tarihli ve 8990 sayılı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü işlemine
ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu,davacı
tarafından dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının
bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
...
Bu itibarla, ruhsat iptali yaptırımının
uygulanması için Yasanın önce gerekçeli tebligat yapılarak süre verilmesi
şartını aradığı açıktır.
...
Dava konusu Yönetmeliğin 43. maddesinin (j)
bendinde ise, bu Yönetmeliğin 40. maddesinde belirtilen denetim sonucunda uçuş
emniyeti açısından sakınca görülmesi veya işletmecinin emniyetli uçuşlar
sürdürebileceği konusunda Genel Müdürlükçe bir şüphe doğması halinde
işletmeciye herhangi bir bildirimde bulunmaksızın işletmenin uçuşlarının
durdurulacağı veya işletme ruhsatının askıya alınacağıveya
iptal edileceği düzenlenmiştir. Bu haliyle dava konusu maddeyle,uçuş emniyeti açısından sakınca görülmesi
veya işletmecinin emniyetli uçuşlar sürdürebileceği konusundabir
şüphe doğması durumunda ruhsat sahibi işletmeye süre verilmeksizin doğrudan
ruhsatın iptali konusunda davalı idareye yetki verilmiştir.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı
Yasanın 30. maddesi uyarınca ruhsat iptal edilmeden önce gerekçeli tebligat
yapılarak süre verilmesi gerekirken, süre verilmeksizin ruhsatın iptaline imkan veren davakonusu düzenlemede
hukuka ve dayanağı Yasaya uyarlık görülmemiştir."
23. Başvurucu bu karara karşı karar düzeltme talebinde bulunmuş
olup Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sisteminden ilişkilendirilen dosya
içeriğine göre yargılama devam etmektedir.
B. İlgili Hukuk
24. 14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık
Kanunu'nun 27. maddesi şöyledir:
"Türk sivil hava araçları ile faaliyette
bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün hava seyrüsefer güvenliğini sağlamak
amacıyla yapacağı veya yaptıracağı teknik denetime tabidirler.
...
Sivil havacılık alanında faaliyet gösteren tüm
işletmeler ve yeterlik belgesine sahip olması gereken personel, Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü tarafından yürürlüğe konulan düzenlemeleri takip etmek, Genel
Müdürlüğün verdiği talimatlara uymak, Genel Müdürlük yetkililerince talep
edilen her türlü bilgi ve belgeyi vermek ve istenen ekipmana her zaman
erişebilmelerini sağlamakla yükümlüdür.
(Ek fıkra: 10/11/2005 -
5431/32 md.) Genel Müdürlük tarafından
görevlendirilen teknik denetçiler, denetimlerde;
a) Hava aracının uçuşa elverişli olmaması,
b) Mürettebatın o hava aracı tipi için gerekli
nitelikleri taşımaması veya uçuşu yürütecek fiziksel ya da zihinsel kapasiteye
sahip olmaması,
c) Operasyonun can ve mal emniyeti için
tehlike oluşturması,
d) Tespit edilen eksiklik veya bulguların can
ve mal emniyeti ile uçuş emniyetini doğrudan ilgilendirmesi,
Durumlarında işletmecinin ya da yeterlik
belgesi gerektiren personelin uçuş operasyonunu ve/veya işletmecinin
faaliyetini durdurmaya yetkilidir."
25. 2920 sayılı Kanun'un 30. maddesi şöyledir:
"Ruhsat sahibinin bu bölümde yer alan
hükümlere aykırı davranması halinde; Ulaştırma Bakanlığı tarafından kendisine
aykırılığın giderilmesi için yapılacak gerekçeli tebligat ve verilecek süre üzerineruhsat sahibi aykırılıkları gidermez ise, verilmiş
sürenin sonunda işletilen hatların bazılarına veya tümüne ilişkin izin, geçici
olarak geri alınabilir veya ruhsat derhal iptal edilir."
26. Mülga SHY-6A Yönetmeliği'nin 43. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının(j) bendi şöyledir:
"Bu Yönetmeliğin 40 ıncı
maddesinde belirtilen denetim sonucunda uçuş emniyeti açısından sakınca
görülmesi veya işletmecinin emniyetli uçuşlar sürdürebileceği konusunda Genel Müdürlükce bir şüphe doğması halinde işletmeciye herhangi
bir bildirimde bulunmaksızın işletmenin uçuşları durdurulur veya işletme
ruhsatı askıya alınır veya iptal edilir."
27. Bu Yönetmelik, 16/1/2013 tarihli ve 28823 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ticari Hava Taşıma
İşletmeleri Yönetmeliği'nin (SHY-6A) 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile
yürürlükten kaldırılmıştır.
28. 6/1/1982 tarihli ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Danıştay ilk derece mahkemesi olarak:
c) (Değişik: 2/7/2012-6352/45 md.) Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak
düzenleyici işlemlere,
...
Karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ...
karara bağlar."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
29. Mahkemenin 3/2/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
30. Başvurucu, ticari hava taşımacılığı yapmak üzere verilen
geçici işletme ruhsatının askıya alınması ve akabinde iptaline neden olan mülga
SHY-6A Yönetmeliği'nin 43. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (j) bendinin
temel hak ve özgürlükleri tehlikeye düşürdüğünü belirterek Anayasanın 12., 13.,
48., 49., 124. ve 125. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle anılan Yönetmelik
maddesinin iptal edilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
31. Başvuru formu incelendiğinde başvurucunun, mülga SHY-6A
Yönetmeliği'nin 43. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (j) bendinin anayasal
haklarını ihlal ettiğini belirterek bu maddenin iptalini talep ettiği
anlaşılmaktadır.
32. Bakanlık görüş yazısında, makul sürede yargılanma iddiası
yönünden daha önce görüş verildiğinden yeni bir görüş sunulmayacağı, diğer
ihlal iddiaları yönünden ise başvurucunun açtığı davaların karar düzeltme ve
temyiz aşamalarının devam etmekte olduğu belirtilerek başvuru yollarının
tüketilip tüketilmediğinin gözetilmesi hususunda takdirin Anayasa Mahkemesine
ait olduğu bildirilmiştir.
33. Başvurucu; Bakanlık görüşlerine karşı beyanında işletme
ruhsatının iptali nedeniyle sahibi olduğu uçakların depolarda bekletildiğini ve
önemli ölçüde zarara uğradığını, yargılamanın makul sürede sonuçlanmadığını,
temyiz ve karar düzeltme aşamalarının tüketilmesi gereken etkin bir yol
olmadığını belirterek adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini
belirtmiştir.
34. Ancak başvurucu başvuru formunda "Yönetmeliğin ilgili maddesinin (j) bendi açıkça meri kanunlara,
Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılık taşımaktadır...
SHY-6A Yönetmeliğinin 43. maddesinin (j) bendinin temel hak ve özgürlükleri
tehlikeye düşürdüğü hasebiyle iptaline karar verilmesi isteminden
ibarettir..." şeklindeki ifadelerle talepte bulunmuştur. Başvurucu eksiklik bildirimi üzerine
verdiği 30/10/2013 tarihli cevap dilekçesinde de "...Bizim şikayetlerimiz Ankara İdare Mahkemesi ve Danıştay aşamalarında
bu mahkemelere yapılmıştır. Ancak bu mahkemeler Anayasa'ya aykırılık iddiamızı
maalesef Başkanlığınız önüne getirmemiştir. Bu yüzden bize göre Anayasa'ya ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne açıkça aykırı olan SHY-6A Yönetmeliğinin
43/J maddesinin iptali için müracaat etmiş bulunuyoruz. İdari yargıda
dosyalarımız hitam bulmamıştır, ancak bizim talebimiz SHY-6A Yönetmeliğinin
43/J maddesinin iptali istemidir. Klasik bir kişisel başvuru değildir. ... bu
meyanda SHY-6A Yönetmeliğinin 43/J maddesinin iptaline karar verilmesini arz ve
talep ederim." şeklinde beyanda bulunmuştur.
35. Görüldüğü üzere başvurucu, gerek
başvuru formunda gerekse eksiklik bildirimi üzerine verdiği cevap dilekçesinde
Bakanlık bildiriminde belirtilen somut davalara ilişkin şikâyetler ileri
sürmemiş; başvurunun sadece anılan Yönetmelik maddesinin iptaline yönelik
olduğunu belirtmiştir. Nitekim eksiklik bildirimi üzerine cevap dilekçesinde
başvurucu, idari yargı mercilerinde açtığı davaların sonuçlanmadığını
belirterek talep ve şikâyetinin anılan Yönetmelik maddesinin iptali isteminden
ibaret olduğunu beyan etmiştir.
36. Başvurucunun, "yönetmeliğin
iptali hususunun mahkemelerce Anayasa Mahkemesi önüne getirilmediği için
başvuruda bulunduğu" ve "davaları
henüz sonra ermediği için sadece yönetmelik maddesinin iptalini talep
ettiği" şeklindeki beyan ve ifadelerinden iptalini talep ettiği
Yönetmelik maddesinin başvurucunun tarafı olduğu davalarda somut olarak
uygulanması söz konusu olmakla birlikte başvurucunun bu davaların bitmediğini,
bu nedenle başvuru tarihi itibarıyla bu davalara yönelik olarak başvuruda
bulunamayacağını gözeterek sadece soyut olarak yönetmelik maddesinin iptalini
talep etmekle yetindiği anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle başvurucu, anılan
Yönetmelik maddesinin uygulandığı somut davalara yönelik olarak bu başvuru
bakımından ihlal iddiasında bulunmamış; salt soyut olarak bu Yönetmelik
maddesinin iptalini talep etmekle doğrudan düzenleyici idari işlem aleyhine
bireysel başvuruda bulunmuştur. Nitekim başvuru formu ve ekleri incelendiğinde
başvurucunun somut davalar ile ilgili sav ve argümanları ileri sürmediği,
iptalini talep ettiği Yönetmelik maddesinin hukuka aykırılığına dair
açıklamalarda bulunduğu görülmektedir.
37. Somut başvuru, başvuru formundaki ve söz konusu dilekçedeki
başvurucunun ifadelerinin açıklığı karşısında, iptali talep edilen kanun veya
yönetmelik maddesinin somut bir olaya da uygulandığı diğer başvurulardan,
başvurunun bilinçli olarak ve salt soyut bir biçimde Yönetmelik maddesinin
iptali ile sınırlı tutulması nedeniyle ayrılmaktadır. Dolayısıyla başvurucunun
başvuru formu ile eksiklik bildirimine cevap dilekçesindeki beyan ve
ifadelerine göre bu başvuru bakımından somut uygulamaya bağlı bir talebinin söz
konusu olmadığı, başvurunun soyut olarak yönetmeliğin iptali talebine yönelik
olduğu açıktır.
38. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi bu aşamada yalnızca
başvurucunun anılan Yönetmelik maddesinin iptali istemi ve şikâyetiyle sınırlı
olarak inceleme yapacaktır.
39. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45.
maddesinin (3) numaralı fıkrası şöyledir:
"Yasama işlemleri ile düzenleyici idari
işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa
Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de
bireysel başvurunun konusu olamaz."
40. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun'un
45. maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa'da güvence altına
alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna
ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü
tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuru yapma hakkı tanınmıştır.
41. 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında
ise yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel
başvuru yapılamayacağı kurala bağlanmıştır.
42. Anayasa'nın 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve
kamu tüzelkişilerinin yönetmelik çıkarabilecekleri belirtilmiştir. İdarenin
uygulama alanı en geniş düzenleyici işlemlerinden olan yönetmeliklerin konusu,
kanunların ve tüzüklerin uygulanmasının sağlanması olup, bunlara aykırı
hükümler içeremezler ve idari yargı denetimine tabidirler (AYM, E.2004/60,
K.2005/33, 1/6/2005).
43. 2575 sayılı Kanun'un 23. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(c) bendine göre düzenleyici idari işlemlere karşı Danıştay nezdinde dava
açılabileceği kurala bağlanmıştır. Nitekim somut olayda da başvurucunun anılan
Yönetmelik maddesinin iptaline ilişkin olarak Danıştay Onuncu Dairesinde açılan
davanın henüz sonuçlanmadığı görülmektedir.
44. Bireysel başvuru, temel hak ihlali iddialarının incelenmesi
ve ihlalin tespiti hâlinde bunun ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere de karar verilmesine olanak sağlayan bir başvuru yoludur (Süleyman Erte, B. No: 2013/469, 16/4/2013,
§ 17). Bu kapsamda bireylere doğrudan düzenleyici idari işlemin iptalini isteme
yetkisi tanınmamıştır.
45. Somut olayda ise başvurucu, idari yargı mercilerinde açtığı
davaların henüz sonuçlanmadığını belirterek yalnızca ilgili Yönetmelik maddesi
ile sınırlı olarak ve bu maddenin iptali istemiyle bireysel başvuruda
bulunmuştur.
46. Bu durumda başvuru konusu olayda başvurucunun düzenleyici
idari işlem aleyhine doğrudan bireysel başvuru yolunu tercih ettiği
anlaşılmaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere (bkz. § 39) bir
düzenleyici idari işlemin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda
doğrudan düzenleyici idari işlem aleyhine değil; düzenleyici idari işlemin
uygulanması mahiyetindeki işlem, eylem ve ihmallere karşı bireysel başvuru
yapılabilir.
47. Açıklanan nedenlerle düzenleyici idari işlem aleyhine
doğrudan bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin
konu yönünden yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından
yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
3/2/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.